Büyük Üstat Asım AKİN
1940 yılında İstanbul’da doğdu. Sen Jozef lisesinden 1959 yılında mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde tıp eğitimine başladı ve 1965 yılında tıp Doktoru oldu. 1975 yılında Doçent ve 1982 yılında Profesörlüğe yükseldi. 1973 yılında Nükleer Tıp’ta uzmanlık eğitimini de yürüterek Nükleer Tıp Uzmanlığı unvanını aldı. 1976 – 1977 yıllarında Fransa Paris Üniversitesi Tıp Fakültesinde görgü ve bilgisini arttırdı. 1978 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı’nın kurucusu oldu ve bundan böyle öğretim üyeliği görevini bu dalda yürütmeye başladı. Halen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı Başkanıdır.
Konusunda yazdığı “Temel Nükleer Tıp” adlı bir ders kitabı ve çeşitli iç ve dış bilimsel dergilerde yayınlanmış 200’ü aşkın bilimsel makalesi vardır. Milli Türk Tıp Akademisi, Türkiye Nükleer Tıp Derneği ve “European Association of Nuclear Medicine” dernekleri üyesi olan Büyük Üstat Asım Ak’in Fransızca ve İngilizce bilmektedir.
Masonik Yaşamı
Masonik yaşamı 1973 yılında Çağ Locasında başladı. 1995 yılında And Locası kurucu kardeşleri arasında yer aldı. Her iki Locada da çeşitli görevlerde bulundu. 1999 – 2001 döneminde And Locası Üstadı Muhteremi oldu. 2001 – 2003 döneminde Büyük Görevliler Kurulu üyesi seçildi. 2003 – 2005 döneminde Büyük Üstat Kaymakamlığı ve Ankara Vadisi Başkanlığı görevini yürüttü. Komite ve komisyon çalışmaları olarak; Ankara Vadisi Kültür Komisyonu başkanlığı, Burs Komitesi başkanlığı, Yayın Komitesi başkan yardımcılığı, Mimar Sinan Dergisi yayın kurulu üyeliği, Basınla İlişkiler Komitesi üyeliği yapmıştır.
Düşünsel ve kültürel masonik çalışmaları arasında “Masonluğun Kökenleri”, Tarih Boyunca Masonluk”, “Evrende İnsan”, “Masonluk ve/veya Pozitif Düşünmenin Soyağacı, “Masonluğun Kültür ve Mesajı” adlı kitapları yayınlanmıştır. Asım Akin son 4 yıldan bu yana Localarımızda ve Felsefi Localarda yaptığı 89 konuşma, Ankara ve İzmir’de panelist olarak katıldığı dışa açık düzenlenmiş 2 panel, Mimar Sinan dergisinde ve çeşitli Loca yıllıklarında yayınlanmış yazıları ile masonik fikri çalışmalarını Kardeşleriyle paylaşmakta, evrensellik ve insanlık yolunda bilgi, bilinç ve sevginin çoğalmasına katkıda bulunmaktadır.
1964 yılında evlenmiş olan Asım Akin’in mimar bir kızı, cerrah bir oğlu ve 2 torunu vardır.
"Dışa sadece tanıtım amaçlı açılacağız."
Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'na Aralık 2005'de yapılan Konvan' la Büyük Üstat seçilen Asım Akin Kardeş, Tesviye Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Ahmet Örs' ün sorularını yanıtladı.
A.Ö: Büyük Üstadım Masonluğu hiç kimse, Büyük Üstat bile olsa değiştiremiyor, icat yapmak kimsenin yetkisinde değil. Ama yine de bilinen bir şey var; her Büyük Üstat görev yaptığı süre içinde bu camiaya bir iz bırakıyor. Siz görev süreniz tamamlandığında Türk Masonluğu’na neler bırakmayı arzu ediyorsunuz?
B.Ü: Gördüğüm bir takım noksanlıkları giderebilmek amacıyla Büyük Üstatlığa adaylığımı koymuştum. Bence bunların içinde en önemlisi Kardeşler arasındaki bağlılığın daha güçlenmesinin gerekliliğiydi. Bu bağ ne kadar güçlü olursa, yapmak istediklerimizi o denli etkin bir şekilde gerçekleştirebiliriz. Evet, Kardeşlik sevgisinin doğurduğu dostluk, insanlık mabedi inşasındaki amaç birliği, dayanışma, vefa, karşılıklı fedakârlıklar bağlılığı giderek artıran unsurlar. Bunlar Localarımızda da değindiğimiz konuşma konuları. Ama bu yeterli değil. Somut girişimlerde bulunmak gerekir; haydi birbirimize bağlanalım demek yeterli olmaz. Mevcut yapılanmamızı biraz daha aktif duruma getirecek olursak bunların kendiliğinden gerçekleşeceğine inanıyorum.
A.Ö: 3 bin, 4 bin üyemizin olduğu dönemler daha dün gibiydi. Şimdi sayımız 14 binlere geldi. Artık her yıl binlerle yeni Kardeş aramıza katılıyor. Eskiden herkes herkesi tanır, sözünü ettiğiniz Kardeşlik bağları kolayca oluşurdu. Bir iki yılda 20 binlere ve inşallah ileriki dönemlerde daha da büyük sayılara ulaşacak olan bu Kardeşler topluluğunu daha da kaynaştırmak, kenetlenmelerini sağlamak herhalde bir stratejik planlama içinde gerçekleşebilecek.
B.Ü: Evet ben de böyle düşünüyorum. Örneğin binalarımızda yapılacak birtakım değişikliklerle Kardeşlerimizin bir araya gelebilecekleri ortamlar yaratmalıyız. Ayrıca Kardeşlerimizin ve Hemşirelerimizin birbirlerine yardımcı olabilmelerini kolaylaştıracak biçimde, Büyük Sekreterlikte mevcut bazı bilgilere Kardeşler kolayca ulaşabilmeli. Gayri Muntazamlığın nedenleri de araştırılmalı ve bu sayıyı en aza indirmek için çözümler aranmalı. Kültürel etkinliklerimizi artırmak suretiyle Kardeşlerimizin buradaki mesailerini daha cazip bir şekle sokacak çalışmalar yapılmalı. Tabii bu anlattıklarım yönetimde bir değişiklik anlamına gelmiyor. Bunları, aslında yapmamız gereken şeylerde eksik olduğumuz noktaları belirtebilmek için söylüyorum. Yani sizin başta söylemiş olduğunuz icatlarla kesinlikle ilgisi yok.
A.Ö: Yani hedefiniz, meşaleyi başka bir Kardeşimize devrettiğinizde, Türk Masonluğunun birbirine kenetlenmiş, karşılıklı daha çok sevgi, güven ve saygı duyan Kardeşlerden oluşmasını görmek...
B.Ü: Evet, evet. Sadece Kardeşler değil, örneğin dul hemşirelere yardımın da yeniden gözden geçirilmesi uygun olur. Nitekim tıpkı vefat eden Kardeşlerimize olduğu gibi, vefat eden dul Hemşireler için de ölüm yardımı yapılması konusu masonik mevzuat yönünden araştırılıyor. Tek gelir kaynağımız olan aidatların dışında başka gelir
olanakları bulma konusunda da girişimlerde bulunmak şart. İktisadi İşletmemizi istenen düzeye ulaştırmak için komisyonlara görev vermek, danışma kurullarından Localarımıza kadar ulaşarak Kardeşlerin görüşlerini almak ve bunları değerlendirmek gerek. Yine Kardeşler arasında bağlılığı daha da geliştirmek için Büyük Hazine’de daha fazla saydamlaşmanın gerektiği kanısındayım. İlk Büyük Görevliler Kurulu toplantımızda aldığımız karar sonucunda artık satın alma ve ihale işlemleri Danışma Kurullarının eğilimleri ile belirlenen komisyonların ön incelemesinden geçecek. Büyük Görevliler Kurulunun aldığı kararların önemli olanları Kardeşlere açıklanacak. Danışma Kurullarından gelecek soruları muhakkak dikkate almak lazım. Bunların önemli olanları Büyük Görevliler Kurulu gündeminde dile getirilecek. Alınacak kararların tekrar Danışma kurullarında açıklanması da yararlı olacak. Vadilerde genişletilmiş Danışma Kurulları toplandı. Buralarda çeşitli komisyonlarda çalışmak isteyen Kardeşlerimiz başvurdular. Vadi Yönetim Kurullarından, bu adaylar arasından, komisyonlara, beş veya yediyi geçmeyecek sayıda Kardeşi üye seçmelerini istedim. Komisyonların bu şekilde oluşturulmasının tabandan tavana yönetim sistemine daha işlerlik kazandıracağını düşünmekteyim.
A.Ö: İstanbul, Ankara, İzmir Vadilerinden üyelerle oluşan komiteler İstanbul’da toplanıyor. İstanbul dışındaki Kardeşlerimiz iş yerlerinden izin alabildikleri takdirde İstanbul’a geldiklerinden, komiteler kısa aralıklarla toplanamıyor ve bir süre sonra da sadece İstanbullu kardeşlerin katılımıyla gerçekleşiyordu. Hemen yürürlüğe koyduğunuz video konferans sistemi artık Vadiler arasındaki coğrafi mesafeleri tamamen ortadan kaldırdı.
B.Ü: Bu yolla artık üç Vadiden Kardeşlerin kolayca katılabilecekleri komite toplantılarını, Büyük Görevliler Kurulu ara toplantılarını yapabileceğimiz gibi, gerek olursa seçimsiz yıllardaki Konvanlar için de bu teknolojiden yararlanabileceğimizi düşünüyorum. Ayrıca üç Vadiden ikişer Loca seçtim. Bu Localar müşterek bir çalışma hazırlayacaklar ve yapılacak konuşmaya üç Vadiden Kardeşlerimiz katkılarda bulunacaklar.
A.Ö: Bu, masonik eğitim için de yararlı olabilecek bir yöntem.
B.Ü: Ritüellerimizin her Vadide aynı biçimde uygulanması için daha etkin mekanizmalar geliştirilmeli. Eğitim Komitesinin oluşturacağı program çerçevesinde üç Vadide de aynı eğitim verilerek bu eş güdüm sağlanabilir. Sanırım burada video konferans sistemi de çok yararlı olacak. Bunun yanında Loca çalışmalarında ritüelik konularda, Kardeşlerin Loca ve Büyük Loca yöneticileri ile ilişkileri konusunda daha etkin eğitim yapılması gerekiyor. Bazı Kardeşler Masonluktan sadece kendilerinin gelişimi için kendi taşlarını yontmanın yeterli olduğunu düşünüyorlar; onların kendi gelişmelerinin Masonlukta bir araç olduğunu, esas amacın İnsanlık Mabedi inşası olduğunu Kardeşlere sık sık hatırlatmakta yarar var. Masonlukta gençleşme de çok önemli. Bunun için Mason çocuklarının aramıza katılmasını daha da kolaylaştırmalıyız. Yılda bir kez yapılan Masonluğu gençlere tanıtma toplantılarının birkaç defa tekrarlanmasında yarar olduğu görüşündeyim.
A.Ö: Her ülkenin Masonluğu kendi ülkesinin adını kullanır. Biz de genel kurul toplantısında yaptığımız dernek tüzüğündeki değişiklikle, derneğimizin adının başına “Türkiye” ibaresinin konması için başvuruda bulunmayı kararlaştırdık.
B.Ü: Dünyada tek istisna bizdik. Türkiye Büyük Locası adını almak üzere resmi makamlara gerekli başvuruda bulunmak için genel kurul toplantısında karar çıkardık.
A.Ö: Yabancı obediyanslarla ilişkilerimiz hakkında ne düşünüyorsunuz?
B.Ü: Türk Masonluğunun düzenli Obediyanslar nezdinde iyi temsil edilmesi gerekiyor. Bunun yanında gençlik kuruluşları olan De Molay, Rainbow gibi muntazam para masonik organizasyonlar için girişimlerde bulunmanın ve oluşturacağımız kuruluşların o örgütlerle iletişim kurmalarını sağlamanın yararlı olacağını düşünüyorum. Bir başka önemli husus da Dostluk Kefillerinin muhakkak kefil oldukları ülkenin dilini iyi bilen ve aynı zamanda da Masonluğa hâkim Kardeşler arasından seçilmeleri. Dostluk kefilleri yaptıkları etkinliklerin, girişimlerin sonuçlarını içeren bir raporu yıl sonunda verirlerse, bu Büyük Görevliler Kurulu’na çok yardımcı olur. Kütüphanelerimize baktığımız zaman, son 15–20 yılda Kardeşlerimizin çok sayıda eser kazandırdıklarını görüyoruz. Bunlardan gerekli olanlar tercüme edilerek Dış Obediyanslara gönderilirse, bu Obediyanslarla olan ilişkilerimiz daha da olumlu etkilenir.
A.Ö: Bu noktada Türk Masonluğu’nun Mason olmayanlara tanıtımı ile ilgili görüşlerinizi de öğrenebilir miyiz?
B.Ü: Dış âleme Masonluğu tanıtma denince, burada tanıtım ve açılım sözcükleri birbirine karıştırılıyor. Açılım, tanıtımda kullandığımız araçlardan sadece bir tanesi. Tarihimize bakarsak, bilinçli ya da bilinçsiz açılımlar sonucu yapılan hataların çoğu kez toplumda iyi değil, kötü tanınmamıza neden olduğu da bir gerçek. Bu yüzden açılım sadece tanıtıma gerekli olacak kadar yapılmalı.
A.Ö: Masonluğun, laikliği savunan, Türkiye’de Atatürk ilkelerine inanmış ve bu ilkeler var olduğu takdirde varlığı ayakta kalabilecek bir kuruluş olduğunu her fırsatta vurguluyoruz.
B.Ü: Bunun özellikle milli bayramlarda sık sık kamuoyuna hatırlatılmasında yarar görüyorum. Bunun yanında Kardeşlerin üye oldukları sivil toplum kuruluşlarında Masonluğu tanıtabilmeleri, dış âlemde çalıştıkları ortamlarda masonik vizyonu iletebilmeleri için gereken davranış ve tutum esaslarının geliştirilmesi de gerekiyor. Bunları da Kardeşlere açıklamak, anlatmak durumundayız. Tanıtım açısından tabii ki Hasenatı da gözden ırak tutmamalıyız. Burs organizasyonumuz daha da yaygınlaştırılmalı. Parasal gücümüz elverdiği oranda yaptıracağımız poliklinik, okul gibi hizmetlerin en uygun şekilde gerçekleşmesi için yardım mekanizmasının geliştirilmesi ve yeniden yapılandırılması şart.
A.Ö: Büyük Üstadım, size ve Büyük Görevliler Kurulu’na yeni çalışma döneminde bütün Kardeşlerimiz başarılar diler.
B.Ü: Teşekkür ederim.
