Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: başbakanın ermenilerden özür dilemesi.  (Okunma sayısı 2688 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 26, 2014, 10:18:34 ös

sayın başbakanın ermenilere başsağlığı dileyip acılarını paylaşmasını canı gönülden destekliyorum.bir türk ve müslüman olarak ermenilerin acılarını yürekten hissediyorum.acılar paylaştıkca azalır ve toplumları birbirine yaklaştırır.intikam hırsı ve kin güderek barış sağlanmaz.birbirimize muhabbet ve sevgi ile yaklaşalım çünkü allahın dini barış ve kardeşlik adınadır.
selam


Nisan 26, 2014, 11:32:17 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1803
  • Cinsiyet: Bay

         Sayın naci bozkurt'un insani yaklaşımlarına katılıyorum ama; tek elle tapşin olmuyor. Kaç kez dostluk hamlasi yaptı Türkiye, kaç kez acılarımızı da arşivlerimizi de paylaşalım dedi. Kaç kez "hepimiz Ermeniyiz " dedi Türk halkı kaç kez. Daha ne yapsın bu ülke insanı. Ama,  olmayınca olmuyor işte.
         Bir bilseler dostluğun, barışın  her iki ülke için  ne kadar yararı olduğunu bir anlasalar. Ne diyeyim bilemiyorum.
         Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Nisan 27, 2014, 07:33:55 ös
Yanıtla #2
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Başbakanın verdiği mesaj bir taziyedir ,özür dileme değildir.Solayısı ile konu başlığını yeni katılımcı arkadaşoımız yanlış kullanmış/seçmiş.

karahan
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Mayıs 01, 2014, 04:38:41 ös
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

 "Tüm insanların eşit yaratıldığını, Yaradanları tarafından kendilerine devredilemez hakların verildiğini ve bu hakların Yaşam, Özgürlük ve Mutluluğa Erişme haklarının bulunduğu gerçeklerinin apaçık ortada olduğunu kabul ediyoruz...." (4 Temmuz 1776 Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi n den)

Bu konuyla ilgili yorumuma başlarken yukarıda birkaç satırını alıntı yaptığım bildirgeye tüm benliğimle inandığımı ve eğer mümkün olsa altına imzamı atabileceğimi belirtmek isterim.

Değerli arkadaşlar; 1915 yılında olan olaylar bir sonuçtur. Bilinmelidir ki hiçbir sonuç yoktur ki bir nedene dayanmasın. Nedeni-Niçini sorulmadan,araştırılmadan sonuç odaklı yapılan yorumlar gerçeklikten uzak ve maalesef taraflı yorumlardır.

Ben bir tarihçi veya tarih üzerine eğitim almış bir insan değilim. Lakin belirli kabul görmüş ve gerçekliği değiştirilemez doğrular üzerinden kendi yorumumu paylaşabilirim. Öncelikle soykırım nedir ? Tanımı nedir ?

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra hazırlanarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 9 Aralık 1948 günlü kararıyla onaylanıp 11 Ocak 1951'de yürürlüğe giren "Soy Kırımının Önlenmesine ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme" adlı uluslar arası bir sözleşmeyle yapılmıştır. Türkiye de bu sözleşmeyi imzalayıp onaylamıştır.

"Sözleşmenin 2. maddesi, soykırımı şöyle tanımlamaktadır:

Ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir öbeğin tümünü ya da bir bölümünü yok etme niyetiyle
(a) Öbek üyelerinin öldürülmesi;
(b) Öbek üyelerine fiziki ya da ruhsal açıdan zarar verilmesi;
(c) Öbeğin, fiziki varlığını tümüyle ya da kısmen sona erdirecek yaşam koşullarıyla yüz yüze bırakılması;
(d) Öbek içi çoğalmanın engellenmesi;
(e) Öbek bünyesindeki çocukların başka bir öbeğe aktarılması
eylemlerinden herhangi birinin işlenmesi

Sözleşmenin 3. maddesi ise cezalandırılacak eylemleri sıralamaktadır.

(a) Soykırım;
(b) Soykırım yapmak için gizli anlaşmalar yapmak;
(c) Soykırımda bulunulmasını doğrudan ya da dolaylı olarak kışkırtmak;
(d) Soykırıma teşebbüs;
(e) Soykırım eylemine ortak olmak"

Açıkça görüleceği üzere o dönem ki yaşanan olayları soykırım olarak adlandırmak yanlıştır. Çünkü Osmanlı "sadece Ermeni oldukları için Ermenileri yok etmeye çalışmamıştır"
Osmanlı; Düşmanla işbirliği yapan Ermenilere karşı bir önlem almıştır.

Ermeniler Osmanlı-Rus (1877-78) savaşından sonra,savaşın galibi olarak Yeşilköy e kadar gelen Rus ordularının karargahına gidip; Doğu da Rusların himayesinde bir Ermeni devleti kurulmasını isteyen Ermeni Patriği Nerses Varjabendanyar; O güne kadar ılımlı şekilde ilerleyen ve genel resimden bakıldığında Osmanlı'ya karşı sadık olan Ermeni halkının,Osmanlı ile olan ilişkilerinde telafi edilemez bir yara açmış ve ilişkilerde bir dönüm noktası olmuştur.

(1877-78) Osmanlı Rus savaşından sonra Ermeniler tarafından başta Van olmak üzere çeşitli Osmanlı vilayetlerinde çıkarılan ayaklanmaları tek tek yazmak istemiyorum.Zaten Ermenilerin sürgün edilmesi tamamiyle çıkardıkları isyanlar ve düşmanla işbirliği yaptıkları içindir. Ve gösterilen reaksiyon "Soykırım"ın uluslararası tanımını da uymamaktadır.

Dediğim gibi Tarihçi değilim, Tarih uzmanı hiç değilim. Veya sözlerimle kimseyi rencide etmek istemem bu sebeple kısa ve öz şekilde "Soykırım nedir" ve "Neden Ermeniler e karşı Osmanlı bir reaksiyon gösterdi" başlıklarını ana hatlarıyla özetledim.

Şimdi siz değerli dostlarımla birkaç benim için oldukça önem taşıyan notları paylaşmak isterim. Üzgünüm okuyacağınız kısımla ilgili fotoğraf yok. Ve bu sebeple şehit edildiklerinde ki kıyafetlerini ve ayakkabılarını göremeyeceksiniz.

"ASALA (İngilizce: Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia tamlamasının kısaltmasıdır; Ermenice: Հայաստանի ազատագրության հայ գաղտնի բանակ Hayastani Azatagrut'yan Hay Gaghtni Banak) veya tam adı ile Ermenistan'ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu, 1973 ve 1985 yılları arasında,[4] Türkiye dahil 16[5] farklı ülkede Türk ve diğer mülki ve diplomatik[6] hedeflere karşı terör[4][5][7][8] eylemlerinde bulunmuş solcu[2][5] ve aşırı milliyetçi[6] Ermeni terör örgütüdür.[9]

Bazı kaynaklarda (kimi tarafsız kaynaklar da dahil olmak üzere) terör örgütü[1][2][5][10][11] olarak nitelendirilmektedir. 1980-1990 yıllarında ABD'nin terör örgütü listesinde de yer almaktaydı.[12][13]"
http://tr.wikipedia.org/wiki/ASALA

"22 Ekim 1975 tarihinde, otomatik silahlı 3 kişi, Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği'ne girerek kapıdakileri etkisiz hale getirdikten sonra Büyükelçi'nin makam odasına girdiler. Burada Daniş Tunalıgil'e Türkçe, "Siz Sefir misiniz?" diye soran ve "Evet" yanıtını alan saldırganlar, Tunalıgil'i otomatik silahlarla taradılar. Tunalıgil, olay yerinde can verdi. 3 terörist, hızla binayı terkederek, bir otomobille uzaklaştılar.

17 Aralık 1980 - Sidney (Avustralya) Şarık Arıyak - Engin Sever
* Türkiye'nin Avustralya Başkonsolosu Şarık ARIYAK ile koruma görevlisi Engin SEVER, Ermeni terörizminin kurbanı oldular.
1980 yılında ayrıca;
- 6 Şubat'ta Türkiye'nin İsviçre Büyükelçisi Doğan Türkmen, Bern'de uğradığı saldırıdan yara almadan kurtuldu.
- 17 Nisan'da Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Vecdi Türel'in makam aracına ateş açıldı. Türel ve koruma görevlisi Tahsin Güvenç saldırıdan yaralı olarak kurtuldular.
- 26 Eylül'de Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Basın Danışmanı Selçuk BAKKALBAŞI, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı.

4 Mart 1981 - Paris (Fransa) Reşat Moralı - Tecelli Arı
* Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Reşat MORALI ile din görevlisi Tecelli ARI, Çalışma Ataşeliği'nden çıkıp arabaya binecekleri sırada 2 teröristin saldırısına uğradılar. Moralı saldırı sırasında hayatını kaybederken, din görevlisi Arı, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede öldü. Saldırıyı ASALA üstlendi. Bu olay ile Ermeni terörizminin, Paris'teki üçüncü katliamı oldu. Türkiye, Türk diplomatlarını etkin bir şekilde korumadığı için Fransa'ya protesto notası verdi.

9 Haziran 1981 - Cenevre (İsviçre) M. Savaş Yergüz
* Türkiye'nin Cenevre Başkonsolosluğu Sözleşmeli Sekreteri Mehmet Savaş YERGÜZ, evine gitmek üzere konsolosluktan ayrıldıktan hemen sonra uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Saldırıyı ASALA üstlendi. Olaydan sonra yakalanan Lübnan uyruklu Ermeni terörist Mardiros Camgozyan, 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.

24 Eylül 1981 - Paris (Fransa) Cemal Özen
* Türkiye'nin Paris Başkonsolosluğu ile Kültür Ataşeliği'nin bulunduğu binayı işgal eden 4 ermeni terörist, 56 Türk görevli ve vatandaşı rehin aldı. Teröristler, kendilerine müdahale etmek isteyen güvenlik görevlisi Cemal ÖZEN'i öldürdüler, Başkonsolos Kaya İNAL'ı yaraladılar. Ermeni teröristler, Türkiye'de siyasi tutuklu 12 kişinin salınarak Paris'e getirilmesini istediler. İsteklerinin kabul edilmeyeceğini anlayan teröristler 15 saat sonra polise teslim oldular. Türkiye, Fransa'yı bir kez daha uyarırken, Fransa da saldırıyı kınadı. Olayı ASALA üstlendi. Saldırıyı gerçekleştiren 4 ermeni terörist, Vasken Sakosesliyan, Kevork Abraham Gözliyan, Aram Avedis Basmaciyan ve Agop Abraham Turfanyan, 31 Ocak 1984'de Fransa'da 7'şer yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Mahkemenin sonucu Türkiye'de büyük tepkiyle karşılandı.

1981 yılında ayrıca;
- 2 Nisan'da Türkiye'nin Kopenhag Çalışma Ataşesi Cavit Demir, oturduğu apartmanın asansöründe uğradığı silahlı saldırıdan yaralı olarak kurtuldu.
- 25 Ekim'de Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği İkinci Katibi Gökberk Ergenekon, yolda yürürken saldırıya uğradı. Ergenekon, olaydan hafif yaralarla kurtuldu.

28 Ocak 1982 - Los Angeles (ABD) Kemal Arıkan
* Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Kemal ARIKAN öldürüldü. Arıkan'ın katili Taşnak militanı Hampig Sasunyan, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

5 Mayıs 1982 - Boston (ABD) Orhan Gündüz
* Türkiye'nin Boston Fahri Başkonsolosu Orhan GÜNDÜZ, uğradığı silahlı saldırıda öldü.

7 Haziran - Lizbon (Portekiz) Erkut Akbay - Nadide Akbay
* Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği İdari Ataşesi Erkut AKBAY otomobilinde uğradığı silahlı saldırıda öldü. Otomobilde bulunan eşi Nadide AKBAY, yaralı olarak kaldırıldığı hastanede bir süre sonra yaşamını yitirdi.

27 Ağustos 1982 - Ottawa (Kanada) Atilla Altıkat
* Türkiye'nin Ottowa Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Atilla ALTIKAT, silahlı saldırı sonucu öldü.

9 Eylül 1982 - Burgaz (Bulgaristan) Bora Süelkan
* Türkiye'nin Burgaz Başkonsolosluğu İdari Ataşesi Bora SÜELKAN katledildi.
1982 yılında ayrıca;
- 8 Nisan'daTürkiye'nin Ottawa Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Kani GÜNGÖR, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı.
- 21 Temmuz'da Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosu Kemal Demirer'e konutu önünde silahlı saldırı düzenlendi. Demirer, olaydan yara almadan kurtulurken, saldırgan yaralı olarak yakalandı.
- 7 Ağustos'da ASALA'ya bağlı 2 terörist Ankara Esenboğa Havalimanında düzenlediği silahlı baskında 8 kişi öldü, 72 kişi yaralandı. Bu, Ermeni terörizminin Türkiye'deki ilk eylemi oldu. ESENBOĞA OLAYI

9 Mart 1983 - Belgrad (Yugoslavya) Galip Balkar
* Türkiye'nin Belgrad Büyükelçisi Galip BALKAR'a 2 terörist tarafından 9 Mart'ta silahlı saldırı düzenlendi. Olayda ağır yaralanan BALKAR, 11 Mart'ta hayatını kaybetti. Olayda, bir Yugoslav öğrenci de öldü. Saldırıyı yapan Kirkor Levonyan ile Raffi Aleksandr, olaydan tam bir yıl sonra 9 Mart 1984'de 20'şer yıl ağır hapis cezasına çarptırıldılar.

14 Temmuz 1983 - Brüksel (Belçika) Dursun Aksoy
* Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği İdari Ataşesi Dursun AKSOY, ermeni teröristlerce katledildi.

27 Temmuz 1983 - Lizbon (Portekiz) Cahide Mıhçıoğlu
* Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği, 5 Ermeni terörist tarafından basıldı ve bina içindekiler rehin alındı. Baskın sırasında büyükelçilik Müsteşarı Yurtsev MIHÇIOĞLU'nun eşi Cahide MIHÇIOĞLU hayatını kaybetti. Portekiz polisi, düzenlediği operasyonla rehineleri kurtardı, 5 teröristi de öldürdü. Saldırıyı, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi. Örgüt, teröristlerin öldürülmesi nedeniyle Portekiz Başbakanı Mario Soarez'i ölümle tehdit etti.
1983 yılında ayrıca;
- 16 Haziran'da İstanbul Kapalıçarşı'da bir terörist tarafından halkın üzerine ateş açıldı. Olayda 2 kişi öldü, 21 kişi de yaralandı. Saldırgan, olay yerinde öldürüldü. Olayı bir ermeni teröristin yaptığı anlaşıldı.
- 15 Temmuz'da THY'nin Paris Orly havalimanındaki bürosu önünde bomba patladı. Olayda, 2'si Türk, 4'ü Fransız, 1'i Amerikalı, 1'i de İsveçli olmak üzere 8 kişi öldü, 28'i Türk, 63 kişi de yaralandı. Bu olay tarihe "Orly Katliamı" olarak geçti.

28 Nisan 1984 - Tahran (İran) Işık Yönder
* Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Sekreteri Şadiye YÖNDER'in eşi, İran ile Türkiye arasında ticaret yapan işadamı Işık YÖNDER, bir ASALA militanı tarafından öldürüldü.

20 Haziran 1984 - Viyana (Avusturya) Erdoğan Özen
* Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Erdoğan ÖZEN, otomobiline yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü. Olayı, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi.

19 Kasım 1984 - Viyana (Avusturya) Evner Ergun
* Türkiye'nin BM Temsilciliğinde görevli Evner ERGUN, aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü. Bu olayı da, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi.
1984 yılında ayrıca;
- 27 Mart'ta Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavir Yardımcısı Işıl ÜNEL'in otomobiline bomba yerleştirmeye çalışan bir terörist, bombanın elinde patlaması sonucu öldü.
- 28 Mart'ta yine Tahran'da Büyükelçilik Başkatibi Hasan Servet ÖKTEM ve Büyükelçilik Ataşe Yardımcısı İsmail PAMUKÇU, evlerinin önünde uğradıkları silahlı saldırıda yaralandılar.

Şahsi fikrim olarak belirtmek isterim ki; masaya oturulmasına, tarihçilerin yaşanan olayları dahi konuşmasına karşıyım, ta ki, Başbakanımızın yaptığı gibi Ermeniler de şehit edilen diplomat ve diplomat aileleri için özür dileyene kadar.

Ermeni Soykırım ı yalandır. Soykırım değildir. Düşmanla işbiliriği yapan bir gruba karşı yapılan eylemlerdir. Yani bir reaksiyondur!

Saygılarımla


Haziran 01, 2014, 04:11:09 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Tavsiye ederim okuyun......

"Bir insanı, ancak gerçekten uyuyorsa uyandırmak mümkündür. Ama, eğer uyumuyor da uyku taklidi yapıyorsa, dünyanın bütün gayretlerini sarfetseniz, nafiledir." Gandhi  ( Özel birine! Bir gün gerçekten uyanabilmesi dileğiyle...)

http://www.diplomaticobserver.com/EN/belge/2-2662/orly-saldirisi-davasi.html

Saygılarımla


Haziran 16, 2014, 10:48:52 ös
Yanıtla #5
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 48
  • Cinsiyet: Bay

Talat paşaları unutmayalım


Şubat 03, 2016, 01:54:24 öö
Yanıtla #6

 özür kelimesini kullandığım için kusura bakmayın taziye diyecektim.
« Son Düzenleme: Şubat 03, 2016, 02:09:05 öö Gönderen: naci bozkurt »
selam


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
1978 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 31, 2010, 04:38:17 ös
Gönderen: amurdad