Ben burada sorumluluğun ailede olduğunu düşünüyorum. Yani çocuğu belirli bir yaşa kadar üzerine düşercesine yetiştirmeli ancak ergin hale gelmeye başlayınca, sorgulamaya ve hayatı öğrenmeye başlayınca, kendi ayaklarının üzerinde durmasını sağlayıp gözetmelidir.
Birçok aile bu yetiştirmeyi yanlış yapmaktadır. Çocuklarını nasıl yetiştirirlerse öyle olacaklarını zannedip her şeylerine karışır ve baskı yaparlar. Ancak bilmelidirler ki çocukları da bir ''insan''dır. Günü gelince kendi kararlarını verecek, belki kendisini değiştirecek ve hayatını inşa edecektir.
Bu yüzden çocuğa her zaman kol kanat germeli ve hata yapmalarına İZİN VERMEK gerekir. İnsan düşe düşe öğrenir bisiklet sürmesini. Önemli olan düştükten sonra yaralarını nasıl saracağını öğretmektir, düşmemesini sağlamak değil. Bu yüzden ailelerin çocuklarına olan yaklaşımlarında, ''onu yapmasın, bunu yapmasın, şunu yanlış yapar, bunu yanlış yapar'' gibi daimi baskı kurmamaları gerekiyor.
Çocuk belirli bir yaşa kadar ailesinin güvencesinde hata yapmayı ve telafi etmeyi öğrenmeli. Ardından bir kuş misali yuvadan uçtuğu zaman, tek başına bir hayat kurduğu zaman hatalar karşısında nasıl davranacağını ve yaralarını nasıl saracağını öğrenmiş olması gerekir.
Evden kaçmanın çözüm olduğunu düşünmüyorum. En azından yetişkin sayılabilecek yaşa kadar çocuk, ailesine muhtaçtır. Hem fikri hem maddi muhtaçtır. Bu yaşa kadar zıt fikirleri, baskı altında hissettiği durumlar olabilir. Bu durumlarda sabırla, ailesini kırmadan, incitmeden yola devam etmesi ve yaşı geldiği, kendisini hazır hissettiği zaman hayatını kurmalıdır.
Sayın Teo güzel bir konuya değindi. Diğer forum üyelerimizin bu konu hakkındaki yapıcı yaklaşımlarını merakla bekliyorum.
Saygılar.