İki gün önce gördüğüm bir rüyayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu bölüm altında paylaşmamın nedeni ise rüyanın tek bir imgeden ibaret olması. Yani sıradan bir rüyadan farklı olması.
1 şubat günü saat 23 küsürde uyumak için yatağıma yattım. Biraz yorgun olduğum için kolayca uyudum. Fakat bir saatten biraz fazla süre geçtikten sonra yani 2 şubat 00-01 saatleri arasında uyandım. Ciddi şekilde kendimi kasıyordum ve titriyordum. Tabi ki ateşimin çıktığından şüphelendim ve ateşimi ölçtüm. 36,4 çıktı yani ateşimde hiçbir anormallik yoktu. İşin ilginç yanı titrememi durduramıyordum. Epilepsi gibi bir durumum olmadığı için titrememe anlam verememekle birlikte tekrar yatağıma yattım ve uyumaya çalıştım. Yaklaşık yarım saat sonra bir rüya görmeye başladım.
Rüyada bir imge görüyordum fakat bu imge kesitler halinde gözüküyordu. Bu sebeple resmin bütününü bir türlü göremediğim için ne gördüğüme anlam veremiyordum. Tıpkı devasa bir mozaiği parça parça görmek gibi baktığım şeyin ne olduğunu anlayamıyordum. Titreme durumum devam ediyordu ve bunun farkındaydım, öte yandan da bu imgeyi görmeye devam ediyordum. Elbette ilk başta gördüğüm şeylerin bir bütünün parçaları olduğunu anlayamamıştım.
Gece boyunca defalarca kez uyandım. Belki de 20 defa. Her uyanışımda titreme durumumun devam ettiğini görebiliyordum. Fakat defalarca kez uyanıp uyumama rağmen imge hiç değişmedi. Sadece gördüğüm açılar değişti. Bir rüyada imgeyi üstten görüyorken ötekinde alt sağ çaprazdan, diğerinde arka taraftan görüyordum.
Bu imgeyi görmeye saat 5:30 küsür olana kadar devam ettim. (5:34 veya 5:37'de sona ermiş olabilir.) Ondan sonra normal bir uykuyla uyudum. Ve sabah olduğunda imgeyi çok net bir şekilde hatırlayabiliyordum. Belki de hatırladığım en net rüyaydı. Çünkü aynı görüyü birçok açıdan, onlarca kez görmüştüm. Adeta ezberlemiştim.
İmgeye gelecek olursam, gördüğüm şeyi anlatmam pek kolay değil. Elimden geldiğince yansıtmaya çalışacağım. Belki şaşıracaksınız ama gördüğüm şey sadece geometrik şekillerden ibaretti. Enteresan olan yanı ise bu iki geometrik şekil sanki canlı varlıkları izliyormuşum gibi hissetmeme sebep oluyordu.
Rüyanın belli bir bölümüne kadar gördüklerimden seçebildiğim tek şey piramitlerdi. Fakat piramitlere bakış açım çok garipti. Sanki onları 3 boyutlu nesneler olarak değil de bir tür mekanizma gibi görüyordum. Uzunca bir süre kaç piramit olduğunu veya hangi pozisyonda durduklarını kavrayamadım.
Uyanıp uyudukça bakış açım değişiyordu, bu sayede gördüğüm şekli daha net kavrayabilir hale geldim. %100 emin olmasam da 5 piramit gördüğümü hatırlıyorum. Bunlar bir düzlem üzerinde değil de uzay boşluğu benzeri bir boşlukta sıralanmışlardı. Tam olarak yazıya dökemesem de gördüğüm imgeyi herhalde el-kol hareketleri kullanarak anlatabilirim. Tabi burada öyle bir seçenek olmadığı için elimden geldiğince betimlemeye devam edeyim.
Bir süre sonra gördüğüm piramitlerin sanki bir yıldız sembolü şeklinde sıralandıklarını fark ettim. Yine kafanız karışacak ama bu yıldız sembolünü (pentagram) düzlem üzerine çizilmiş olarak düşünmeyin, üç boyutlu hatta 4 boyutlu olarak düşünün. Her ne kadar gördüğüm imgede bir pentagram olmasa da piramitlerin boşluktaki diziliş şekilleri tam olarak bir pentagramın köşelerine oturtulmuşlar gibi görünüyordu.
Gördüğüm rüyanın rengi ise daima turuncu-kırmızı arasında bir renkti. Esasında tek renkten oluşuyordu ve açık-koyu olması sayesinde şekilleri ayırt edebiliyordum. Bir süre sonra bunun bir renk olmadığını fark ettim. Aslında bu göremediğim bir noktada yanan bir ateşti. Ateşi asla göremedim ama ateşin (kızılımsı) ışığı sayesinde bahsetmiş olduğum imgeyi görebildim.
Daha önce (1-2 hafta kadar) benzer bir rüyayı (daha ayrıntısız ve kısa şekilde) büyük taş sütunlar ile ilgili görmüştüm. Aralarındaki tek benzerlik ise o rüyamda da aynı renk sıkalası yani aydınlatan ateş vardı. Aydınlatan ateş yine çok güçlü bir ateşti ve o ateş sayesinde garip taş blokları ve üzerlerindeki belli belirsiz sembolleri görüyordum.
Bu iki rüya da daha önce gördüklerimin hiçbirine benzemiyordu çünkü rüya içerisinde bir bedenim dahi yoktu. Bilincimin ve sembolün dışında herhangi bir şey de yoktu. Sadece bir gözlemci olarak ateşin aydınlattığı garip imgeye bakıyordum. Tüm rüya; ateş (aydınlatan), gözlemci (benim görüşüm) ve geometrik şekil üzerineydi. Ortada sıradan (gören kişinin normal yaşamına yakın) veya fantastik (gören kişinin garip olaylar yaşadığı) bir rüya yerine kavramsal bir rüya vardı.
İşin ilginç yanı bu durum sanki normalmiş gibi hiç tepki de göstermedim. Normal bir rüyada herhangi bir canlılık özelliğinizi (örneğin konuşma veya hareket etme) kaybederseniz yahut olmadığını fark ederseniz bu rüya tez zamanda bir kabusa dönüşür. Benim gördüğüm önceki rüyalarda da normal olarak durum böyleydi. Fakat son gördüğüm bu rüyada ve bundan 1-2 hafta önce görmüş olduğum rüyada bırakın canlılık özelliklerini bir bedenim bile yoktu. Sanki beynin dizayn ettiği, gelişen bir kurguyu değil de projeksiyonun perdeye yansıttığı bir görüntüyü izliyordum.
Özetle tek bir imgeye dayanan aşırı soyut bir rüya gördüm. Rüya aşağı yukarı 5 saat civarında sürdü. (Tekrar etmekte fayda var, 5 saat boyunca aynı görüntüyü farklı açılardan gördüm ve uyanıp uyumam görüntüde hiçbir değişikliğe yol açmadı.) Bilimsel açıdan rüyanın ne olduğunu, beyinde hangi sebeplerle görüldüğünü çok iyi şekilde biliyorum. Bu sebeple lütfen "rüyamda amcamın oğlunu gördüm, bu neye işaret eder?" diye anlam avcılığına soyunmuş birisiymişim gibi eleştiride bulunmayın. Rüyanın aşırı şekilde garip olması sebebiyle bu forumdaki üyelerin fikrini almak istedim. Bu durumun beynin hangi bölgesiyle ilgisi olabilir, titreme ile bağlantısı var mıdır, veya sizin başka bir yorumunuz var mı? Katkıda bulunursanız sevinirim.