Sayın Tij, işte ben de öteden beri bunu söylüyorum. Bilim insanı inanır veya inanmaz, bu o kadar önemli değil. Önemli olan; ortaya atılan tezin veya keşfin, bilim insanı kimliği ile mi yoksa din adamı kimliği ile ortaya atıldığı veya keşfedildiğidir. Bilim insanları deneyler yapar, tespitlerde, keşiflerde, icatlarda bulunur, bütün bunları yaparken defalarca yanılabilir ve en sonunda doğruyu yakalamaya çalışır. Pekiyi, dine inanan bir bilim insanı, din adamı kimliği ile inandığı dinin kalıpları içinde bilimsel çalışmalar yapabilir mi? Asla yapamaz. Zira din olgusu, klişelerinden çıkmayı yasaklar. Siz de belirtmişsiniz, "Bruno bir din adamı olmasına rağmen neden diri diri yakılmıştır" sorunuzun cevabı da buradadır. Ruhbanlar dindeki klişelerin dışına çıktığı için Bruno'yu "sapkın" ilan etmişler ve caza olarak ta yakmışlardır.
Diğer taraftan, tarih boyunca, hiç bir bilim insanının bir din adamını yaktığına veya katlettiğine tanık olunmaz iken, onlarca bilim insanının din adamı ruhbanlar tarafından hunharca katledildikleri, diri diri yakıldıkları, yerlerde sürüklenip taşlanıp parçalanarak veya giyotinle kafaları kesilerek öldürüldükleri (Ki, bunları burada yazmayı uygun görmüyorum) bilinen gerçektir.
Bütün bunlardan sonra hala daha din ile bilimin çelişmediği söylenebiliyorsa, benim söyleyecek başka bir sözüm olamaz.
Saygılar-sevgiler.