Merhabalar efendim. İyi okumalar dilerim.
Atatürk'ün Türklüğe ve Türk tarihine olan ilgisini hemen hemen herkes bilir.
30’lu yıllarda Türk merkezli yeni bir tez geliştiren Atatürk ;Türk tarihinin gizli yönlerinden bahsederken Türklerin kökeninin Hz. Nuh peygamberin oğlu Yafes’e kadar dayandığını ileri sürmüştür.
Atatürk’ün bu tezi ileri sürmesinde etkili olan alt metin ”Dünyada Türk’e yurtluk etmemiş bir anakara yoktur.” düşüncesinden ileri gelmektedir.
Atatürk Türklerin Dünya tarihinde oynadıkları önemli rolü ABD Büyükelçisi Charles N. Sherrill’e şu sözlerle açıklamıştır:
”Bizim Türk milletimiz asil ve şerefli bir millettir.Zaten Orta Asya’nın Altay yaylasında yetiştiği için,kartalın meziyetlerini daha başlangıcından kazanmıştır.Çok uzakları görür,hızlı uçar ve ruhunu barındıracak kadar güçlü bir bedeni vardır.İster maddi ister düşünce bakımından olsun,sıkıcı sınırlar içinde kalamaz.Nitekim Altay yaylasındaki anayurdun dört bir yana uzaklığına da isyan etmiştir.İşte bu isyan sonucu Türkler Doğu’ya ve Batı’ya yayılmaya başlamışlardır.”
Atatürk Türklerin Orta Asya'dan Anadolu'ya geldiğini biliyordu. Lakin Atatürk, Türklerin Orta Asya'ya nereden geldiğini bilmek istiyordu. Bunun üzerine yoğun çalışmalar yapan Atatürk, Tahsin Bey'i Meksika'ya gönderdi. Maya ve Türk dilinin birbirine çok benzediğini Atatürk'e ileten Tahsin Bey, incelediği Maya takvimlerinde Pasifik Okyanusunda bir kıtadan söz edildiğini anladığında Atatürk'ün konuya olan ilgisi giderek artmıştı.
Tahsin Bey, kıtanın adının "Mu" olduğunu, yüksek bir uygarlığa ulaştığını, Avustralya Kıtasından daha büyük olduğunu ve tufan sonucu sular altında kaldığını not etmiştir. Bu arada James Churcward Tahsin Bey'e tabletleri bilgi olarak sundu. Churcward'ın bu konu ile ilgili yazdığı 6 kitap Atatürk'e gönderilmiş, 60 kişilik Tercüme heyeti ile tercüme ettirilmiş, basılmamış, sadece Atatürk'e sunulmuştur.
Atatürk kitabı büyük bir heyecan ve ilgi ile okurken "insanın yaradılışı ve ada nufusunun 64 Milyona ulaşması" bölümlerinin üzerinde ayrı bir ilgisi gözlemlenmiş, kendisi bu satırların altını çizmiştir. Kitabın "Mu'nun batışı" adlı bölümde "Ya Mu bizi Kurtar" diye bağırdıklarını okumuş ve Mu'nun aslında bir ilah adı olduğunu anlamıştır. Atatürk, okuduğu özel isimleri Öz Türkçe ile kıyaslıyor, not alıyordu. Atatürk, Mu'nun Demokrasi ile yönetildiğini ve aydınlatma için güneş enerjisi kullandıklarının altını çizmiş ve not almıştır.
Bu konu için yaptığım araştırmalardan edindiğim bilgileri özet bir şekilde siz değerli site üyelerimizle paylaşmak istedim. Esen kalın.
Kaynakçam:
www.bilimdili.comAtatürk ve Kayıp Kıta MU - Sinan Meydan