Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Yılan Ve İnsanoğlu  (Okunma sayısı 4586 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 01, 2008, 01:36:42 öö

İnsanoğlunun yaratılışından bu yana yolunun en dramatik şekilde kesiştiği hayvan kesinlikle “yılan”dır. Gerek tek tanrılı dinlerde, gerekse ilkel inanışlarda, söylencelerde, mitlerde yılan her zaman etkili bir yer edinmiştir. Kimi zaman evreni yaratan bir tanrı, kimi zaman yol gösterici, kimi zaman kötülüğü sembolü, kimi zaman kutsal, kimi zaman korkulan bir sürüngen, kimi zaman da insanları iyileştiren şifa sembolü...
Yılana karşı insanoğlunun içinde ta ilkel çağlardan bir tepkisi vardır. Gerçi bazı doğu toplumlarında yılan kutsaldır ama genel inanışta yılan çekinilen, yolunuza çıktığında ya kaçılması ya da öldürülmesi gereken bir yaratıktır.
İlahi dinlerde yılana daha cennetten kovuluşumuzda rastlarız. Şeytan’dır o. Havva annemizi kandıran, o büyük günahın işlenmesini sağlayandır o. Daha yaratıldığında nefret ettiği insanoğlu’nu cennetten kovdurarak ilk intikamını alır. Sürüngenliği bile bir lanetin sonucudur.
Bazıları yılanın (veya Şeytan’ın) bu efsanedeki rolünü olumlu yorumlayabilir. Lucifer’in bir anlamı “Işık tutan, yol gösterici” değil midir? Şeytan belki burada kötülük yapmak istemiş insanı cennetten kovdurmuş ama ona bir başka özgürlük yolunu açmamış mıdır? Tabii İslam inanışına göre Şeytan bunu yaparken yine kendisi için Allah tarafından biçilen görevi yerine getirmektedir.
***
Yılan ile insanoğlunun efsanelerde kesişen yolları burada bitmez. Örneğin halk inanışında Kırlangıç’ın ayrık kuyruğu hakkındaki inanış şöyledir;
“İnsanoğlu cennetten ilk kovulduğunda sayıca az ve güçsüzdür. Şeytan, yılan ve cinler bir plan yaparak insanlara saldırmayı onları yok etmeye karar verir. Bu toplantıya tanık olanlardan birisi sinektir.
Sinek oradan uzaklaşırken bir Kırlangıç’a denk gelir. Kırlangıç onu öldürecekken der ki (O zamanlar hayvanlar konuşabilmektedir), ‘Ey kırlangıç, beni öldürme sana dostun insanoğluyla ilgili önemli bir bilgi vereyim.’
Kırlangıç bunun üzerine meraklanır, ‘Tamam’ der ve sinek tanık olduğu toplantıyı anlatır. Ve ekler, ‘Şimdi yılan bu toplantıyı diğerlerine haber vermeye gidiyor.’
Kırlangıç bu bilgiyi aldığına sevinir ama sineği sağ bırakırsa, hemen bunu diğerlerine bildireceğinden korkar, bunun yerine bir gaga darbesiyle sineğin dilini koparır. Böylece söz verdiği gibi sineği sağ bırakır ama düşmanlarını uyarmasını da engeller. Sinek o olaydan sonra sadece vızıldar.
Kırlangıç hızla gider ve Yılan’a yetişir, “Ey Yılan, böyle hızla nereye gidiyorsun?” der. Yılan, Cin ordularına saldırı zamanını haber vermeye gittiği için telaşlıdır, ‘Çekil git başımdan Kırlangıç, önemli bir işim var.’
Kırlangıç, Yılan’ı öldürmeye gücünün yetmeyeceğini bilmektedir, bunun üzerine bir oyun düşünür, “Ben biliyorum,” der “Sen insanlara yapılacak büyük saldırıyı haber vermeye gidiyorsun.’
Yılan şaşırır, Kırlangıç devam eder, ‘Bizi insanların dostu sanmakla yanılıyorsun Yılan, onların yok edilmesine biz de yardım edeceğiz.’
Yılan bu söz üzerine şüphelenmek vazgeçer, ‘O zaman zaferde görüşürüz, şimdi bana yol ver de hemen haber götüreyim.’ der. Kırlangıç oyunun sonuna gelmiştir, “Ey Yılan bu büyük görevi yerine getirecek seni öpmeden bırakmam , hatta bu kutlu haberi verecek dilinden öpeceğim.’
Yılan çaresiz uzanır ve Kırlangıç bir gaga darbesiyle Yılan’ın dilinden bir parça koparır, Yılan onu öldürmek için atılır ve uçarken kuyruk darbesi Kırlangıç’ın kuyruğunu ayırır. İşte o olaydan sonra Yılan’ın dili çatallı, Kırlangıç’ın kuyruğu ayrıktır.
Kırlangıç ayrık kuyruğuyla yavaş da olsa hemen insanlara uçar ve saldırıyı haber verir. Yılan ise dilinden parça koparıldığı için sadece tıslayabilmektedir, bir türlü derdini Cin ordularına anlatamaz. Böylece insanlar düşmanlarına saldırmak için güç toplama fırsatı bulurlar. O savaş sonrası yeryüzünde cinlerin, yılanların ve Şeytan’ın gücü çok azalır.”
Bu söylencede Yılan’ın rolü, bizim bakış açımızdan sembollerdeki karakterine uygundur.
***
Yılan’ın başka efsanelerdeki rolü, arkasında kötücül bir zekayı barındırmasa da trajiktir. Örneğin “Kız Kulesi”nde, falcının yılan ısırığı ile öleceği kehanet edilen prenses, denizin ortasındaki korugahında bile kurtulamaz. Bir sepet içinde, incir yaprakları arasında saklı yılan onu sokarak öldürür. Burada yılan sadece doğasının gereğini yapar, ona şeytanlık veya kötü bir büyücünün zekası, karakteri eklenmez.
***
Her toplumda Yılan’a kötücül bir rol biçilmez, örneğin eski Maya kültüründe, onlara bilgiyi veren Batı’dan gelen bir Tanrı vardır; Tüylü Yılan...
Budist söylencelerde de Kobra kutsaldır. İnanışlara göre Buda transta iken dev bir kobra, kafasını yassılaştırarak güneşten ve yağmurdan korumak için arkasında durmuştur. Buda onun bu yaptığını kafasına iki parmağıyla dokunarak ödüllenmiştir. Günümüzde Kobra kafasının arkasındaki iki göze benzeyen bu izlerin Buda’nın parmak izi olduğu söylenir.
Reankarnasyona, ruhun tekrar tekrar doğarak tekamülüne inanan Hindu inançta deri değiştiren yılan kutsal bir hayvan olarak algılana gelmiştir.
...Ve unutmamak gerekir ki şifacı inançlarda Yılan önemli bir semboldür, bugün bile bir kaseye sarılmış iki yılan faktörü bir tıp sembolüdür.
Bir başka bilinen ve gizemci açılımları bulunan sembolde dönüşümü, sonsuzluğu simgeleyen kendi kuyruğunu ısıran yılandır.
Yılan fantastik halk inanışlarında da yer eden önemli bir karakterdir. Örneğin Conan’ın yaratıcısı Robert E. Howard öykülerinde bir efsane olan dev yılan’a yer vermiştir. Bir başka başlıca karakteri olan Atlantis’ten gelen Kral Kull’u insanoğlundan önce yeryüzünün hakimi olan yılan ırkı ve kötülükleriyle mücadele ettirir. Bu ırk ile Conan da mücadele eder. (Filmindeki Thulsa Doom’u hatırlayın.)
Kişisel olarak Yılan’dan hoşlandığımı söyleyemem. Benim için tiksinti verici, öldürülmesi gereken bir yaratık gibi...
Aşağıda sizler için bulduğum Yılanlar’la igili bilgilendirici bir yazı var..





YILAN SEMBOLÜ

-Yeryüzündeki hemen hemen tüm tradisyonlarda yer etmiş bir semboldür. Yılan sembolizminin işlendiği tüm inanışları ve mitleri tek tek saymak olanaklı değilse de, bu sembolün kullanıldığı tradisyonlara birkaç örnek verilebilir:
-Musevilik, Hıristiyanlık ve İslam tradisyonları. (Şeytanın ve kimi zaman aklın sembolü olarak kullanılır.)
-Sümer tradisyonları. (Yer ve gök ilahlarını yaratanlar biri erkek biri dişi olan iki yılandır.)
-Eleusis misterleri, İsis misterleri ve Mitraizm inisiyasyonları. (Eleusis inisiyasyonunda kozmozun oluşumu Kibele ile Orion adlı yılanın sevişme vibrasyonlarıyla açıklanır. Orfik inisiyasyon merkezi Delf Tapınağı’nda birbirine helisler çizerek dolanmış üç yılandan oluşan bir bronz sütun bulunuyordu ki, bu sonradan İstanbul’daki Sultanahmet Meydanı’na getirilmiştir.)
-Eski Yunan tradisyonları. (Hermes’in ünlü, “kadüse” denilen çift yılanlı asası ve Asklepios'un Bergama'da da görülen, başları aynı dairesel kapta, süt içen iki yılan sembolü.)
-Mu tradisyonları. [J. Churchward’a göre Mu kolonilerinde, yedi başlı yılan, yılanlı ağaç, yumurtalarının çevresinde spiral biçimde çöreklenmiş yılan, iki ”S" biçiminde çift yılan, iki noktalı (yıldızlı) yılan, veya içinde noktalar (yıldız konumları) olan “S” biçimli yılan sembollerine rastlanmıştır.]
-Doğu ezoterizmi. (Reenkarnasyon ve kozmik gelişimin devri-hareketini ifade eden, kuyruğunu ısıran yılan sembolü.)
-Mezopotamya ve Hint ezoterizmi. (Kadüse benzeri çift yılanlı asa.)
-Budist ezoterizm ve tantrizm. (Dünya’nın ve insan bedeninin enerjetik ekseninin çevresinde dolanan iki akımı temsil eden iki yılan sembolü>
-Hinduizm. (Gelişimi ve devri-hareketi temsil eden “Ananta” yılanı ve süt denizinde çift rotasyon hareketleri yapan “Vasuki” yılanı)
-Eski Mısır tradisyonları. (Uç başlı yılan, kanatlı iki yılan, başında iki boynuz ve bir disk taşıyan yılan, yaratıcı yılan “Kneph” ve “Apofis” yılanı)
-Quiche (Kişe) ve Maya tradisyonları. (Dünya insanını meydana getiren mavi-yeşil tüylerle kaplı uçan yılan)
-Minos tradisyonları. (Yılan tanrıça)
-Hitit tradisyonları. (Göktanrı ile mücadele halinde tasvir edilen yılan)
-Selçuklu tradisyonları. (Kabartmalarda çift yılan)
-Çin, Japon ve Batı tradisyonları. (Ejder biçimine sokulmuş tüylü ve tüysüz yılan)
-Kimi Afrika kabileleri tradisyonları. (Yaratıcının imajını, yaşamın devri-hareketini ve reenkarnasyonu temsil eden çöreklenmiş piton yılanı)
Ezoterik bilgilere göre, yılan sembolü, her sembol gibi, farklı anlamlarda kullanılmakta olup, sembolün anlamı kullanıldığı yere göre değişmektedir. Bununla birlikte, ezoterik bilgiler biraraya getirildiğinde bu sembolün başlıca yedi anlamda kullanıldığı görülmektedir:
1- Yeryüzündeki tradisyonların çoğunda, bilindiği gibi, şeytanı yani menfi tesiri ya da nefsaniyeti temsil eder.
2- Rüyalarda, kötülüğü, nefsaniyeti, ahlak bakımından geri fakat kurnaz varlıkları temsil eder.
3- Kimi tradisyonlarda spiral galaksiyi ve spiral bir galaksi olan Samanyolu Galaksisi’ne ait bir uygarlığı ve ırkı (genetik bakımdan) temsil eder.
Kimi araştırmacılara göre, Aztek, Maya ve İnka tradisyonlarındaki, insanlara uygarlığı öğrettikten sonra göklere geri dönen yeşiltüylü yılan ilah Quetzalkoatl inanışında, Attikalılar’ın ilk kralları yılan-ilah inanışında, Slav tradisyonlarındaki kahraman yılan-oğlu Vseslaviç inanışında, İskandinav tradisyonlarındaki yılan kılıklı ilah Votan inanışında ve benzeri birçok inanışta, Tevrat’ta Elohim adıyla belirtilen kozmik biyokimyacılar tarafından imal edilmiş bu galaktik insan tipi yada galaktik ırk sözkonusu edilmektedir.
4- Yılan sembolü kimi biçimsel kullanımlarında çiftyıldız Sirius’un yörüngesini temsil eder. Örneğin, Mayalar, yeşil tüylü yılan ilah Kukulkan’ı, bir çiftyıldız olduğundan “S”ler çizecek şekilde dolanan Sirius’un yörüngesini gösterecek şekilde “S”ler çizen bir yılanla temsil eder ve yıldızın yörüngedeki konumlarını, yılan içine yerleştirilen yuvarlak yeşim taşları ile gösterirlerdi. Eski Mısır’da bu yörünge, her gün güneşi taşıyan Ra’nın -ki Ra, ezoterik bilgilerde fiziksel güneşle değil, spiritüel bir güneş olan Sirius ile ilişkilendirilir- peşinde dolaşan Apofis yılanıyla sembolize edilirdi. Aslında iki yıldız sözkonusu olduğundan iki yörünge, kimi sembolizmlerde birbirine dolanan iki yılanla temsil edilmektedir.
5- Yılan sembolü, kimi kullanımlarında, özellikle “uroboros” (ouroboros) adı verilen, kuyruğunu ısıran yılan biçiminde çizildiğinde, kozmik gelişimin devri-hareketini ve doğum-ölüm çemberi de denilen reenkarnasyonu ifade etmektedir. (Reenkarnasyon, yılanın deri değiştirmesi sembolizmiyle de ifade edilir.)
6- Yılan sembolü tantrizm ve yogada kundalini enerjisini temsil etmek üzere kullanılır.
7- Yılan, kimi zaman da, kozmik güçler, dualite, "akışkanlar" , kozmik oluşumların, spiral galaksilerin meydana getirilmesi, Sirius'un yörüngesi, ruhsal tekamüller ve kozmik devri-hareketler, kozmik nesnelerin periyodik dolanımlarını belirtmek üzere zaman ile ilgili çeşitli anlamlara gelen spiral sembolünün somut olarak temsil edilmesinde kullanılmaktadır.
Bir güzel söz söyleme sanati varsa;birde güzel dinleme ve anlama sanati vardir..


Mart 01, 2008, 01:49:54 öö
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Cok hos bu paylasim icin tesekkurler Sevgili Z.Hustra.

Kirlangic anektodunu sevdim :)


Muhabbetle


Mart 01, 2008, 02:36:36 öö
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Sn Z.Hustra,

Bu yazinin ortasindaki hayvandan tiksindiginizi ve oldurulmesi gerektigi fikri sizin mi acaba?

Sayet oyleyse fikrinize tabiki saygili olmakla beraber, ben sahsen yilanin da bu eko sistemin bri parcasi oldgunu dusundugum, onlar olmasa ciftliklerde ve uzun hektarli tarlalarda fareden gecilmeyecegine inandigim ve Allah'in cok sanaatsal olarak yarattigini savundugum bir canlidir. Ama onunla hic gercek hayatta karsilasmadim, karsilasirsam o an ne dusunurum simdiden kestirmek zor :)


Muhabbetle


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
5092 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2016, 08:47:54 ös
Gönderen: smyrnali
1 Yanıt
2779 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 20, 2013, 04:04:36 öö
Gönderen: GOASISG