Yakın bir gelecekte günümüzde yaşadığımız sağ-sol, laik-dinci vs. ayrımları bir kenara bırakarak, kendimizi yepyeni bir sosyal ve siyasal sorun karşısında mücadele ediyor bulmamız olası. Bu sorun ise Eugenic (Öjenik) insan ve ırk kavramının sessizce yeniden hayata geçirilmesi.
Önce öjenik insan kavramından bahsetmek istiyorum. Latince “eugenes” kavramından gelen 'iyi doğmuş, doğuştan iyi ve güzel olan' anlamına gelen bu terim ve ideolojinin modern çağdaki ilk savunucusu Amerikalı bilimadamı Charles Davenport idi. 1904 yılında kurduğu “Biyolojik deneyler istasyonu” ile bunu bir fikir olmaktan çıkarıp, birçok ülkede uygulamaya konulan bir hareket ve ideoloji haline getirdi. Üstün ırk yaratmaya yönelik bu hareket Nazi Almanya'sında başlıca devlet politikası haline geldi ve Amerika'nın yanında Avustralya'da da devlet tarafından uygulandı. Fiziksel ve zihinsel özürlü insanlara ötenazi uygulanması ya da kısırlaştırılmaları, toplumdan izole edilmeleri , üstün fiziksel ve zihinsel özelliklere sahip gençlerin devlet kontrolünde çiftleştirilerek, daha iyi bir ırk yaratma çabaları birçok ülkede destek gördü.
İkinci Dünya Savaşından sonra bir insanlık suçu olarak kabul edilerek, nispeten terkedilmiş gibi görülse de, özellikle genetik teknolojisinin ilerlemesi ve liberalist kapital sistemin kısaca “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” şeklinde özetlenen ve sadece daha çok para kazanmaya odaklı yapısı yüzünden, günümüzde tekrar popüler olmaya başladı.
Gazetelerde hep görürüz: Bilmemhangi manken yumurtalarını üçyüzbin dolara satıyor, bilmem kimin spermiyle hamile kalmak için kadınlar yüzbin dolar ödüyor vs gibi haberler. Birçok firma zaten genleriyle oynanmış bitki, meyve, sebze ve hayvansal ürünleri piyasaya yıllardır veriyor. İnsan embriyosundaki atalardan gelen fiziksel ve zihinsel olarak kötü genlerin ayıklanabilmesi ise zaten 20 yıldır sahip olduğumuz bir teknoloji. Fakat etik sebeplerle şimdiye kadar sadece diyabet, hemofili gibi kalıtsal hastalıklara ait genlerin ayıklanmasına izin veriliyor ve üstün insan yaratmaya yönelik çalışmalar yasaklanıyordu. Bir FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) yetkilisi öjenik bireyler üretmeye yönelik genetik firmalardan gelen baskılara 20 yıldır göğüs gerdiklerini, ama daha çok para kazanmaktan başka bir şey düşünmeyen firmaların ve onların finansal destek sağladığı politikacıların artık etiği bir kenara bırakmalarının an meselesi olduğunu bildirdi.
Zaten devlet denetiminin imkansız olduğu bu sektörde, bazı müşterilerin, el altından ödedikleri muazzam paralarla, çocuklarının genlerini daha embriyo aşamasındayken ayıklatıp, üstün zekalı, mükemmel fiziksel özelliklere sahip çocuk siparişi verdikleri tahmin ediliyor. İnsanlar işi daha da ileri götürüp, piyasadan topladıkları sperm ve yumurta hücreleriyle, birkaç milyon dolar masraf ederek Einstein kadar zeki, sportif yetenkleri Michael Jordan kadar yüksek, Brad Pitt kadar yakışıklı karma bir çocuk sahibi olabilirler.
Gelelim, işin bizi ilgilendiren siyasi ve sosyal boyutuna ;
Tahmin edersiniz ki Öjenik, yani genetik ayıklamaya tabi tutulmuş bir çocuk sahibi olmanın bedeli 250-300 bin eurodan başlayan bir para harcamayı gerektiriyor. Bu kadar parayı verebilecek bir ailenin çocuğu doğal olarak çok iyi bir eğitim alıp, iş dünyasına en tepeden başlama şansına sahip olacak. Türkiye'de Sabancı, Koç gibi aielerin tüm çocuklarının üstün zekalı ve çok düzgün fiziğe sahip bireyler olduğunu hayal edin. İş hayatında ve siyasette, sizin benim gibi sıradan insanların bu çakma “elit” sınıf karşısında hiçbir şansı olamaz ve kısa bir süre sonra tüm kuralları belirleyen bir üstün zümre hakimiyeti ele geçirebilir.
Birçoğunuza bu bilim-kurgu film senaryosu gibi gelebilir ama şu örnekleri vermek istiyorum:
İçki üretiminin yasak olduğu yıllarda kaçak içki üreterek bir servet sahibi olan Kennedy ailesi, sahip olduğu paranın bir kısmıyla politik güç ve dokunulmazlık elde edebilmek için ailedeki en zeki ve prezentabl genç olan John F. Kennedy'yi siyasete soktu ve bu adam arkasındaki paranın gücü ve yakışıklılığı sayesinde ABD başkanı oldu.
Aynı senaryoyu Uzan ailesi de Türkiye'de sahneye koydu ve ailenin “parlak çocuğu” Cem Uzan, harcadığı paralarla %7 oy aldı. Sırf yakışıklı diye Cem Uzan'a oy veren yüzlerce kız biliyorum. Ki bu iki örnek “öjenik” değildi. Arkasında bunlara benzer bir aile gücüne sahip, genleriyle oynanmış çok daha zeki bir bireyin veya grubun neler yapabileceğini siz düşünün artık.
Vahşi kapitalizmin elinde tehlikeli bir silaha dönen genetik mühendisliği, şimdiye kadar karşıtlıkların dengesi üzerine kurulu sosyal ve siyasal hayattaki tüm dengeleri alt-üst edip, insanlığı haksız ve adaletsiz bir mücadelenin içine doğru sürüklemekte. Ve işin korkunç tarafı, bu önümüzdeki 20 yıl içinde yüzleşeceğimiz bir sorun. Daha dün gibi hatırladığım 12 Eylül'den bu yana 29 yıl geçtiğini düşünürsek, bu zaman dilimi ulusların tarihinde bir göz kırpması kadar kısa gelebilir.
Özetle Mendel'in bezelyeleri, ülkeyi ve dünyayı yönetmeye aday bireyler olarak sahneye çıkmaya hazırlanıyor.