Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: 2012 ‘de Uzaylılar Dünyamıza gelecekler mi?  (Okunma sayısı 36923 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 17, 2009, 06:41:54 ös

Gündeme ağır bir şekilde oturan ve dünya çapında çoğumuzu uykumuzdan uyandıracak bu
çok önemli mesaj, kimisi tarafından alındı, kimisi tarafından alınamadı, kimisi tarafından saçma olarak görüldü, kimisi tarafından olabilir ihtimaliyle değerlendirildi, kimisi tarafından alaycı, kimisi tarafından da sıcak ya da soğuk karşılandı. Diyorum ya:) farklı bilinçlerin farklı evrim noktalarında bulunmalarından kaynaklanan bu çok önemli sorun umarım Onlar gelmeden çözümlenir.

Uzaylılar, yüzyıllardan beri kendilerini bizlerden gizleyerek bizleri kendileri gibi yetiştirmeye çalışmış, çaba göstermiş kimilerimizle direkt olarak irtibata geçmiş; kimilerimizle de endirekt yoluyla bir şekilde irtibat sağlayarak yaşam programlarımızda Evrim olayını çeşitli yollarla tamamlamamızı ya da eğitilmemizi- noksanlıklarımızın giderilmesi amacıyla yapılan birçok şok etkisi yarattığı olayların yaşanılarak deneyim ve tecrübe kazanılması ve bunun gıyabında yaşayarak öğrenme metodu genel çapta uygulanmıştır. Uzaylı dediğimiz Varlıklar, kimler bunlar? Amaçları ne? İnsanlık üzerindeki etkileri nelerdir? Şimdi bunları sorup kendimize cevaplarını bularak Onları tanımaya çalışmaya ne dersiniz?

Belki aramızda yaşayan ve bizimle yakınen iletişimde bulunan ailevi da dost çevresinden olabilirler, belki de her an karşımıza çıkan iyilik timsali kimseler de.. Ama önemli olan şimdi bizlerin yani kısmımızın Uzaylı diye bir Varlık yoktur diyerek olayın inkar tarafına yönelmemiz bizim için büyük bir kayıp teşkil edeceğinden olayı geniş çapta ele alarak geçmişten günümüze kadar gelişen olayları sırayla takip edip dünya çizgisinin ne yöne kaydırıldığı ve İnsanlığın gittiği yönü belirlemek ve bu yolla da Onları biraz olsun anlamaya çalışmak bizim kaybımızı yeterince hafifletebilir.

Evrensel olarak düşünmeye sevkeden ve şimdiye kadar İnsanlığın gelişimi için uğraş vermiş ve inanılmaz gayretler göstermiş olan bu Yüce Varlıklardan neden korkulsun ya da zarar verilsin diye bir endişeye maruz kalalım? Onlar da bu Dünyada yaşamış, beden kazanmış ve İnsanlık için hayatlarını çalışma ve azimle görev uğruna harcamış ve tüm her şeyini İnsanlığın hizmetinde kullanan bu Uzaylı dediğimiz ve korkup çekindiğimiz Varlıklar değil midir?

Yeryüzünde istedikleri gibi dolaşabilen hatta gözümüzün bile fark edemeyeceği gizlilikte kendilerini bizlerden saklı tutan kimimize frekans düzeyine göre inebilen kimimize gözükmeden bizlere rehberlik eden ve yol gösteren bilincimizi Kendi bilinçleriyle eşit duruma getirmeye çalışan bu Üstün Varlıklardan neden çekinelim? Onlar bizi daha ilkel halimizle kabul etmişken biz neden bizlerden kat kat ilerde olan ve yüksek uygarlıklarda yaşayanları neden kabullenmeyelim? Şunu da unutmamak gerekiyor ki Dünyaya cenin transferinden gelmiş bu yüce varlıklara kimimiz Anne-Baba-Kardeş olmuşuz, kimimiz de Kardeşten öte Dost-Arkadaş olmuşuzdur. Bizleri her türlü bencil, hırs,kin ve nefret duygularımızla beraber hatalarımızı hoş gören bu Varlıklar, kendileri gibi olmamızı istedikleri için Evrim planını uygulamış ve Gezegenimizin geçirdiği önemli süreçlerde yaşadığımız ve çoğumuzun farkında olmadığı büyük badireleri Onların sayesinde atlatmadık mı? Gene önümüzde büyük bir aşama yerlamakta. Gene Onlara ihtiyaç hissetmiyor muyuz? Çoğumuzun bile üstlenmediği sorumluluğu Gezegen ve İnsanlık için Onlar yerine getirerek Bizlere fazlasıyla yardımcı olmuyorlar mı?

Bütün bunları bilip, Onları Sevgiyle ve Saygıyla Kucaklaşabilecek potansiyele gelmemiz için daha fazla ömür daha fazla zaman kaybetmemek adına Evrensel Kardeşliği öngören bu Çağrı’ya artık kulak asma zamanı gelmiştir, diye düşünüyorum. Farklı düşünenler düşüncelerinde hür ve serbesttirler. Ama bizden beklenilen, bizim iyiliğimiz için olan budur. Bir de olayı bu taraftan bakarak değerlendirelim. Bu da bir gerçektir ki daha nice Uzaylılara, Uzaylı Kardeşlerimize kendimiz İnsan Neslinin devamlılığı ve iyileştirilme yönünde gelişiminin hızlandırılması için kimimiz Anne- kimimiz Baba- kimimiz Kardeş olacağız. O zaman kendi kardeşimizi kendi evladımızı red mi etmek zorundayız. Zamanında bizlerle bir arada yaşamış olan bu Varlıkların olağanca güce sahip oldukları halde bu güçlerini bizlere iyilik ve gelişimimiz için kullandıklarını pekala gözlemleyebiliyoruz ve şu da bir gerçektir ki bu denli Gezegenimiz ve İnsanlık üzerinde durulmasının çok önemli bir sebebi olduğu kanısındayım. Çünkü en ufak celsede eğer kötü niyetli olmuş olsalardı bu kadar yüksek teknolojiye sahip imkanları varken bizleri bir saniyede yok edebilirlerdi (!). Demekki amaçları Biz İnsanlığı korumak, İnsan neslini devam ettirmek ve İnsan ırkının yok olmaması için büyük gayretler göstererek gerek yeraltında gerekse de yer üstünde farklı kimlikler taşıyarak sürekli bir çalışma içersindedirler. O zaman bizlerin düşüneceği tek şey olmalı, o da Onlara ‘merhaba ‘ diyebilecek olgunluğa ve seviyeye gelmek olacaktır. Dünyamız ve kendimiz için en iyi tutum bu olacaktır.

Saygılarımla,

Isabell..
 
« Son Düzenleme: Haziran 17, 2009, 06:46:56 ös Gönderen: Isabell »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Haziran 17, 2009, 10:17:14 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

 Sayın Isabel ,


Ne desek bilmem ki , uzaylılara inanmıyorum çünkü hiç uzaylı tanımadım, görmedim ve varlıklarını

ispatlayamam ama tamamen de yoklar diyemem çünkü var olmadıklarını da ispatlayamam...

Düşününce bu kocaman  evrende yalnız olmamız  da imkansızmış gibi görünüyor...



Saygılarımla


Haziran 18, 2009, 02:03:22 ös
Yanıtla #2

Anlıyorum:) tabi bu kişinin bir nebze de olsa isteğine bağlıdır Sevgili Ozak1977; bu durum görecelidir, ispatlanamaz, kişiye özgüdür. Nasıl ki İmanımız hususunda Bizlerle Tanrı arasında olan bir olaysa aynı şekilde..

Evet, haklısınız var olmadıkları da ispatlanamaz. Çünkü buna imkan yok eğer Dünya yüzeyinde yeralmış bir Kişi olarak olaya tamamen objektif olarak bakabiliyorsak bunu hemen inkar tarafına gitmemiz mantıksızdır.

Bir gün birçok şeyden habersizken çok Saygı duyduğum Biri bana bir örneklem sunmuştu. Bu yazıyı okuyunca hatırlayacaktır:) Biz İnsanların Hayvanlarla iletişimi çok zordur hatta imkansızdır, bu nedenle de bizden yüksek varlıklarla Bilinç Eşitlemesi yapılamadığı sürece Onların da bizlerle iletşim kurması çok zordur, demişti. O zaman pek iyi anlayamamıştım ama zaman geçtikçe üzerinden epey bir zaman da olsa yaşadıklarımdan ötürü idrak edebiliyorum daha iyi bazı şeyleri..

 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Haziran 18, 2009, 02:55:33 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Sevil,

Marjinal bir çalışma olmuş;sizi kutlarım.Neden olmasın...Tabi ki 400 milyar yıldızın olduğu,algılayamadığımız bir sahayı kaplayan,adına uzay denilen bu boşlukta bizden başkalarınında olması olası.Belki atalarımızın ruhlarının yeniden bedenlediği başka bir boyutta olabilir.Belkide doğmamış çocuklarımız...


Saygılarımla...
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Haziran 18, 2009, 03:13:57 ös
Yanıtla #4


Sayın Sevil,

Marjinal bir çalışma olmuş;sizi kutlarım.Neden olmasın...Tabi ki 400 milyar yıldızın olduğu,algılayamadığımız bir sahayı kaplayan,adına uzay denilen bu boşlukta bizden başkalarınında olması olası.Belki atalarımızın ruhlarının yeniden bedenlediği başka bir boyutta olabilir.Belkide doğmamış çocuklarımız...


Saygılarımla...

Evet:) son derece haklısınız Sevgili Ceycet; bizim de ( kendi adıma ) şuanda yapmaya çalıştığımız bir diğer boyutlara geçebilmek, geçiş yapabilmek.. Şuandaki boyutumuz yani Dünyevi boyut; bir geçiş boyutu aynı zamanda imtihan.. Buraya nice galaksilerden gelmiş de daha üst boyutlara yani bu dünyasal boyutun daha ilerisindekilere geçebilmek için sırf bu amaçla beden almış Varlıklar bulunabilmektedir. Yani öyle bir durum ki Dünyamız, bu anlamda çok önemli bir konumu bulunmakta.. Çünkü düyamızın özeliği gereği daha üst boyutlara geçebilmek için buradan geçmek lazım..Ve bu şansı değerlendirebilenler bizlerden kaç yüzyıl önce gelmiş, şimdi de zaman zaman bizlere görünmeseler de yol göstermektedirler.. Ondan dolayı bu dünyada yaşam hakkını kazanmak o kadar çok zor ki hele hele şu son süreçte Varlık olabilme çabasına girmiş olan tüm Enerjiler cenin olmak için fazlasıyla gayret göstermektedirler. Çünkü sonsuza dek yok olmaktansa evrimsiz enerjileri kastediyorum evrimli olanlar daha şanslı bu konuda, gene de bir fırsat alabilme çabasındalar.. Dünyamız bir giriş çıkış kapısı olduğu için giriş kapısı çoğumuzca biliniyor ama maalesef çıkış çoğu kimsece pek de kolay bir şekilde bulunamıyor. Önemli olan buradan çıkış biletimizi alabilmek ve diğer boyutlara geçme müsaadesini alabilmektir. Ancak o zaman sonsuza dek varolma hakkını kazanabiliyoruz.  
 
Sevgilerimle..
« Son Düzenleme: Haziran 18, 2009, 03:23:45 ös Gönderen: Isabell »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Haziran 18, 2009, 04:16:03 ös
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Sevil,

Marjinal bir çalışma olmuş;sizi kutlarım.Neden olmasın...Tabi ki 400 milyar yıldızın olduğu,algılayamadığımız bir sahayı kaplayan,adına uzay denilen bu boşlukta bizden başkalarınında olması olası.Belki atalarımızın ruhlarının yeniden bedenlediği başka bir boyutta olabilir.Belkide doğmamış çocuklarımız...


Saygılarımla...

Evet:) son derece haklısınız Sevgili Ceycet; bizim de ( kendi adıma ) şuanda yapmaya çalıştığımız bir diğer boyutlara geçebilmek, geçiş yapabilmek.. Şuandaki boyutumuz yani Dünyevi boyut; bir geçiş boyutu aynı zamanda imtihan.. Buraya nice galaksilerden gelmiş de daha üst boyutlara yani bu dünyasal boyutun daha ilerisindekilere geçebilmek için sırf bu amaçla beden almış Varlıklar bulunabilmektedir. Yani öyle bir durum ki Dünyamız, bu anlamda çok önemli bir konumu bulunmakta.. Çünkü düyamızın özeliği gereği daha üst boyutlara geçebilmek için buradan geçmek lazım..Ve bu şansı değerlendirebilenler bizlerden kaç yüzyıl önce gelmiş, şimdi de zaman zaman bizlere görünmeseler de yol göstermektedirler.. Ondan dolayı bu dünyada yaşam hakkını kazanmak o kadar çok zor ki hele hele şu son süreçte Varlık olabilme çabasına girmiş olan tüm Enerjiler cenin olmak için fazlasıyla gayret göstermektedirler. Çünkü sonsuza dek yok olmaktansa evrimsiz enerjileri kastediyorum evrimli olanlar daha şanslı bu konuda, gene de bir fırsat alabilme çabasındalar.. Dünyamız bir giriş çıkış kapısı olduğu için giriş kapısı çoğumuzca biliniyor ama maalesef çıkış çoğu kimsece pek de kolay bir şekilde bulunamıyor. Önemli olan buradan çıkış biletimizi alabilmek ve diğer boyutlara geçme müsaadesini alabilmektir. Ancak o zaman sonsuza dek varolma hakkını kazanabiliyoruz. 
 
Sevgilerimle..


Sayın Sevil,

Söylemleriniz ilginç ve aşina olmadığım husuları içeriyor.Anladığım kadarı ile bu sav ları dile getiren,bu konularda çalışan bir oluşum var.Açıkçası tanımak ve incelemek isterim.Konuyu genişleterek,derinleştirmenizi umuyorum.


Saygılarımla...
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Haziran 18, 2009, 04:25:16 ös
Yanıtla #6

Sayın Sevil,

Söylemleriniz ilginç ve aşina olmadığım husuları içeriyor.Anladığım kadarı ile bu sav ları dile getiren,bu konularda çalışan bir oluşum var.Açıkçası tanımak ve incelemek isterim.Konuyu genişleterek,derinleştirmenizi umuyorum.

Tabi, konuyu derinleştirmek adına devamını Sizinle paylaşabilirim:) Buyrun;

Belki Bizler de farklı galaksilerden gelmiş ve farkında olmadan kendi programımızı seçerek yaşama uyarlamış ve birçok şeyi farketmeden-ettirmeden dolaylı ya da direkt; gizli ya da açık; yerine getirmiş olabiliriz. Kapalı şuur boyutunda yeraldığımız için uyanmamız, kendimize gelmemiz ve neden burda olduğumu anlamamız-idrak etmemiz belki uzun sürebilir. Ama unutmamalıyız ki Bizlerin de diğer Galaksilerden gelmiş olma ihtimalimiz yüksek olabilir o zaman bizler de Uzaylı sayılmıyor muyuz? Uzayda binlerce galaksiden birinde yaşadığımız farzsayılırsa bunun gerçekliği de her halukarda tartışılır, bizim de diğer galaksilerde yaşayanlara göre pekala Uzaylı sayılıyoruz Çeşitli ve farklı bilinçleri bünyesinde barındıran Dünyamızın bir Geçiş yolu olduğu düşünülürse akla hemen bu gelmektedir. Varlık, varolma çabasıyla gelmişse ve bu şansı değerlendirmişse daha üst boyutlara geçme müsaadesini alacağına göre Dünyamız, aynı zamanda bir Giriş-Çıkış kapısı olarak da düşünülebilinir. Aklımızı yorduğumuz zaman daha birçok bilinmeyene yelken açmış oluyoruz. İşte bu sebeple düşünce hızımızın yetiştiği galaksilerden, diğer boyutlardan bilgi alabilme şansımız henüz varken bunu en güzel şekilde değerlendirip icraatte uygulamaya geçmek için henüz zaman varken neden değerlendirmeyelim ki? İnsan beyni çok yüklü bir jenaratördür bunu kullanabilmek, daha birçok evrene açılabilmek anlamına geleceği için bizim dışımızda varolan Dünya Dışı Varlıkları da kabullenmemiz pek zor olmayacaktır. İletişim ve bilgi almak herşeyden önce zarar değil yarar getirmektedir.    

Ulu Önderimiz Atatürk, @Ali,  Hz.Muhammet, Hz.Musa  ve Yüce İsa ve ismini sayamadığım diğer Peygamberlerimiz de Uzaydan gelmediler mi, gönderilmediler mi? Dünya planında görevlerini yaparken kimimiz Onlara taptı ve Onları İlahlaştırdı. Bir Peygambere Saygı duymak gereklidir ama tapmak ya da İlahlaştırmak gereksizdir. Onlar, Yüceden bir parça Bütünün bir habercisi ve bizlere kendi algımızın dışında varolan Gerçeklerden haberdar etmek için gönderildiler. İnsanlığı bu son noktaya getirmek için her biri kendi bünyesinde yeralan programı uygulayarak görev ve sorumluluklarını İnsanlık için yerine getirdiler ve defaten Planetimizde farklı kimlikler adı altında umulmadık kişiliklere bürünerek aynı şekilde ve yöntemle görevlerini Dünya ve İnsanlık için yapmış ve yapmaya devam ediyorlar. Demekki dışımızda varolan büyük bir Yaradan ve o Yaradana hizmetle görevli bir Yüceler ordusu  ve kendilerini İnsanlık için adayan Planetimizde görevli olarak bulunan gelmiş geçmiş tüm Yüceler var!..

Diğer Galaksilerde yeralan Varlıkların bedensel şekillerinin de az çok bizlere benzeyen ve İnsan gibi beden taşıyan ama bizlerden çok daha mükemmel ve kusursuz yaradılışlara sahip olanlar da mevcuttur Uzayda. Onlarla iletişimimiz henüz çok erken olduğu için şuanda kapalı bir şuur boyutunda yeraldığımız içindir ki zamanı geldiğinde bütün Galaksi Sakinleriyle bir arada bulunabileceğiz hatta belirli bir evrim potansiyeline gelmiş ve zamanında Dünyamızda bulunmuş birçok İnsanın da şuanda daha üst boyutlarda bulundukları ve istedikleri an görevli olarak ( Dünya ve İnsanlık için ) tekrar tekrar Dünyaya gelebiliyorlar, gelebilmekteler. Artık kabullenmeliyiz bizim dışımızda varolan her şeyi olduğu gibi, çeşitliliklere ve farklılıklara tahammül etmeyi öğrenmeliyiz. İçimizden bunları yapamayanlara kapı daima kapalı kalacaktır. Ancak bize bir şans sunulmuşsa ve daha ileri boyutlara kadar gidebilme imkanımız varsa neden bu haktan kendimizi mahrum bırakalım ki?

Her şey İnsanlık içinse, her şey Dünyamız içinse bizler de bir Bütünün parçası olduğumuza göre birbirimizi sevgiyle ve saygıyla bağrımıza basarak Kardeşliğimizi diğer Galaksilerde bulunanlara da yansıtmalıyız. Buna hazır olmalıyız. Bunun için bilincimiz Kutsal Kitaplar aracılığıyla yükseltildi. Evrimsiz varlıkların Dünyaya açılan bir Kapının açılmasıyla yok olacağı da kaydedilmektedir, verilen bilgiler arasındadır. Kendimizi yetiştirmemizi ve geliştirmemizi şuan ki boyut bilincinin ötesine geçmemizi ve böylelikle de istenilen kıvama gelinip olgunlaştığımız zaman daha birçok mutluluğa da gark etmiş olacağız. İnsanı insandan eden ve ayıran bu çok çirkin davranışların yerine -saldırganlığın olmadığı- barışçıl, kardeşlik duygularıyla beslenip mutlak huzuru hepimizin tatması dileklerimle…      
« Son Düzenleme: Haziran 18, 2009, 04:27:27 ös Gönderen: Isabell »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Haziran 18, 2009, 04:44:28 ös
Yanıtla #7

Sayın Ceycet; yazınızdan -yanlış anlıyor olabilirim- bir oluşumdan söz ettiğinizi farkettim. Bunun için özellikle vurgulamak isterim ki, ben bağımsız çalışıyorum. Herhangi bir derneğe, tarikata üye değilim. Herhangi bir şeyi -kurumu-kişileri vb. temsil etmiyorum. Bir dönem Bilgi Kitabı üzerinde yapmış olduğum çalışma nedeniyle sanki Mevlana Derneğine üyeymiş gibi bir yanlış anlama söz konusu olmuştur ama burada müsaadenizle düzeltmek isterim ki Mevlana Derneği dahil olmak üzere New Age vb. hiçbir oluşumun içersinde yeralmıyorum. Edindiğim Bilgiler, araştırma sonucunda ve birtakım üzerinde çalışma yaptığım Konulardan ibarettir. Evreni anlama isteğim, beni buralara getirdi. Olay sadece bu:)  Kişisel fikirlerimi sunuyorum ve paylaşıyorum. Şuanda çalışma konum Dünya dışı varlıklar ve boyut farklılıkları olduğu için, bireysel düşüncelerimden ibarettir, Sayenizde böyle bir açıklama zorunluluğumu da yerine getirmiş oldum. Teşekkürler..

Saygı ve Sevgilerimle,    
« Son Düzenleme: Haziran 18, 2009, 04:50:49 ös Gönderen: Isabell »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Haziran 18, 2009, 04:58:09 ös
Yanıtla #8
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Sevil,

Evren kavramı,canlıların bünyelerinde negatif varoluş özellikleri barındırdıklarını kabul etmemizi öngeren öğretiler içerir.Bu potansiyelin kullanılması,zamana,mekana ve yerine getirilmesi gereken şartlara bağlıdır.Dolayısı ile henüz idrak edemediğimiz,negatif varoluş özelliklerini barındırıyor olmamız muhtemeldir.Bu pencereden bakınca iddialarınızın yabana atılır olmadığını görüyorum.


Zaten içinde yaşadığımız çağın,yeni kavrayış ve idraklere gebe olduğu,bazı idraklere uyanmış olanlarında kendilerini ifade etmekden imtina ettikleri aşikar.Yakın zamanda bu işlere kafa yoran insanların beklentileri ile yüzleşeceğine inanmak istiyorum.


Saygılarımla...
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Haziran 18, 2009, 05:11:27 ös
Yanıtla #9

Sayın Sevil,

Evren kavramı,canlıların bünyelerinde negatif varoluş özellikleri barındırdıklarını kabul etmemizi öngeren öğretiler içerir.Bu potansiyelin kullanılması,zamana,mekana ve yerine getirilmesi gereken şartlara bağlıdır.Dolayısı ile henüz idrak edemediğimiz,negatif varoluş özelliklerini barındırıyor olmamız muhtemeldir.Bu pencereden bakınca iddialarınızın yabana atılır olmadığını görüyorum.


Zaten içinde yaşadığımız çağın,yeni kavrayış ve idraklere gebe olduğu,bazı idraklere uyanmış olanlarında kendilerini ifade etmekden imtina ettikleri aşikar.Yakın zamanda bu işlere kafa yoran insanların beklentileri ile yüzleşeceğine inanmak istiyorum.

Haklısınız, ben de inanmak istiyorum ama önümüzde o kadar gelişitirilmiş bir plan var ki bu hayata geçiriliyor ve geçirildiğinde ise çok daha güzel ve ışıklı, aydınlanmış bilinçlerin yeryüzünde çoğalarak etrafını aydınlatmaları sayesinde dünyamız yeniden yaşama dönebilecektir. Buna yürekten umud ediyor ve inanıyorum. Ama bununla birlikte bir sıkıntım da bulunmakta Sevgili Ceycet; o da şu ki yeni doğan nesil Bizleri daha da ileriye taşıyacağı için bağımsız olarak hareket etmeleri ve özellikle de Ebeveynler tarafından koz kabuğuna konulmaması hatta Onları kendi hallerine bırakarak herhangi bir kısıtlama ya da kontrol altında tutmamaları, kendilerince doğru sayılan şeyleri çocuklarına dikte ettirmemeleri ve onları yanlış yönlendirmemeleri gerekmektedir. Çünkü yapılan bu yanlış şeyler maalesef Aile facilarına sebebiyet verecektir. Bilinç karmaşası yaşıyoruz. Genelde ebevenyler tarafından hep bir kontrol altında tutma alışkanlığı halen yeryüzünde hakimdir. Batı bunu çok güzel halletmiş ama Doğu Ülkelerinde yaşayan Ailelerde yeni doğan/doğacak neslin Evrimleri de böylelikle, bu şekilde engellenmiş olmaktadır. Buna gerçekten çok üzülüyorum. Tamam belki Ebeveyn olmak zor elbette ama lütfen bunları hassas birşekilde Kişilerin evrimine engel olmaycak bir durumda halletmeliyiz.

Artı, doğacak olan çocuklarımız genelde Evrimini ya tamamlamış ya da tamamlamak üzere bilhassa Dünya Planına gönderilecek olanlardır. Bunu şimdiden belirtmekte fayda vardır, diye düşünüyorum. Hızlı bir bilinçlendirilme şekli ve yöntemi bu şekilde faaliyete geçmiştir, geçirilmiştir. İnsan nesli daha üst boyutun bilincine bu şekilde alıştırılacak ve hazır hale getirilecektir.

Saygılarımı Sunuyorum..  
« Son Düzenleme: Haziran 18, 2009, 05:13:51 ös Gönderen: Isabell »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
8 Yanıt
12675 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 21, 2007, 05:38:08 ös
Gönderen: GölGe
18 Yanıt
14762 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 08, 2012, 04:33:11 ös
Gönderen: yazbenide
6 Yanıt
9677 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 21, 2012, 12:44:59 öö
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
5931 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 28, 2010, 12:50:37 ös
Gönderen: Mozart
9 Yanıt
8524 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 08, 2012, 05:04:30 ös
Gönderen: hypatia
0 Yanıt
4157 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 03, 2012, 08:55:26 ös
Gönderen: neumann
12 Yanıt
11399 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 05, 2012, 01:38:55 ös
Gönderen: yazbenide
3 Yanıt
3686 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 10, 2012, 12:02:56 ös
Gönderen: NOSAM33
10 Yanıt
9442 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 27, 2013, 09:50:40 öö
Gönderen: karahan
0 Yanıt
3512 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2014, 12:19:41 ös
Gönderen: MysticMind