Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: 2012 ‘de Uzaylılar Dünyamıza gelecekler mi?  (Okunma sayısı 36921 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 03, 2010, 06:49:48 ös
Yanıtla #40
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 566
  • Cinsiyet: Bay
    • Yok site mite...

Guzel tespit Ortega :D
Bir karikatur daha vardi. Uzayli mekikten inmis, kafada takke sakalli elde seccade. Soruyor "Selam dunyali kible ne tarafta" diye. Bizim imam papaza donmus itele yapiyor :D

Ahanda buldum:

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlari sevmiyorum.


Şubat 03, 2010, 10:28:04 ös
Yanıtla #41
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 83
  • Cinsiyet: Bay

'' Whatch The Fourth Kind '' adlı filmi önerebilirim size.. Bu konu ile ilgili bir film. Gerçekte yaşanıldığı öne sürülüyor.


Şubat 04, 2010, 06:28:42 ös
Yanıtla #42

2012'de gerceklesecek olay 12. gezegen Nibiru(Planet x) dunyaya kozmik bir guc verecek yani bendensel olarak degil ruhani bir guc sezebilecegiz ve dunya son cagini bitirmis dongusunu tamamlamis olacak ve dunya icin bembeyaz yeni bir sayfa acilacak ve ben inaniyorum yeryuzunde bu yeni cagda baris icinde yasanilacak.

Güzel tespit, vermiş olduğunuz bilgi içinse teşekkürler.  

Bu arada Sevgili Asi; karikatürünüz çok hoş olmuş :D
« Son Düzenleme: Şubat 04, 2010, 06:33:01 ös Gönderen: Isabella »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Şubat 04, 2010, 08:03:37 ös
Yanıtla #43
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 566
  • Cinsiyet: Bay
    • Yok site mite...

Sagolun. Adriana Lima yerine sizi ornek vereydim daha bi guzel olurdu da goremedik ki sifatinizi :)
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlari sevmiyorum.


Şubat 06, 2010, 02:35:22 ös
Yanıtla #44
  • Ziyaretçi

'' Whatch The Fourth Kind '' adlı filmi önerebilirim size.. Bu konu ile ilgili bir film. Gerçekte yaşanıldığı öne sürülüyor.

filmi izledim

gene dedigim gibi net bir goruntu yok... sadece ses kayitlari...

hatta celiskili ilk nokta

SPOILER ICERIR
-----------------------------
madem bu arkadaslar boyle isikla tavandan huuup die cekiolar insanlari
e kadina niye 10 kisi hirsiz gibi celip kapiyi aciyip giriyor :D

gene bir resim veya bir goruntu kaydi yok maglesef... tabi sonunda degisi gibi
burdan sonrasi size kalmis..

ama tesekkurler tekrar
ilginc bir filmmis


Mart 03, 2010, 01:36:35 öö
Yanıtla #45
  • -M-
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 357
  • Cinsiyet: Bay

'' Whatch The Fourth Kind '' adlı filmi önerebilirim size.. Bu konu ile ilgili bir film. Gerçekte yaşanıldığı öne sürülüyor.


filmi izledim

gene dedigim gibi net bir goruntu yok... sadece ses kayitlari...

hatta celiskili ilk nokta

SPOILER ICERIR
-----------------------------
madem bu arkadaslar boyle isikla tavandan huuup die cekiolar insanlari
e kadina niye 10 kisi hirsiz gibi celip kapiyi aciyip giriyor :D

gene bir resim veya bir goruntu kaydi yok maglesef... tabi sonunda degisi gibi
burdan sonrasi size kalmis..

ama tesekkurler tekrar
ilginc bir filmmis



Sælam,

Film Gercekten izlenilmesi gerekenlerden birtanesi benim izledigim linki gonderiyorum

Part 1 http://www.videolinks4u.net/video/videos/2439/
Part 2 http://www.videolinks4u.net/video/videos/2440/

Sæygilar...
İmza -M-


Eylül 18, 2010, 12:49:51 öö
Yanıtla #46
  • Ziyaretçi

Merhaba,
Ben bir kurgu yaratmak istiyorum müsaadenizle.
Dünyada onbinlerce yıl önce bizden çok daha ileri medeniyet seviyesinde ömürleri ise bizden çok daha uzun olan mesela 1000 yıl gibi gelişmiş bir insan ırkı yaşıyordu. bu insan ırkı bizden farklı olarak psişik yetenekleri oldukça ileriydi ve belki de farklı enerji kaynakları kullanıyordu. günün birinde bu ileri medeniyet kolonileşti ve yayılmaya başladı. (Mu ve ardından Atlantis kıtasındaki gibi) ancak bir süre sonra anlaşmazlıklar çıktı ve farklı koloniler birbirleriyle savaşmaya başladı. günümüzdeki insan ırkının bile yaptığı savaşlar dünyaya bu kadar zarar verebiliyorsa 1000 yıl çömrü olan ve yetenekleri bizden çok daha gelişmiş olan insan ırkı bizden çok daha ileri bir teknoloji ile yaptığı savaşın adı sanırım tufan olacaktır. tufanda atalarımızın büyük çoğunluğu hayatını kaybediyor. kalanlar ise dünyayı terk etme kararı alıyorlar. bu arada medeniyetin böylesine düşüşüyle beraber günümüz insan ırkı ortaya çıkıyor. önceleri avcı-toplayıcı ve sonra tarım insanı oluyor yıllar geçiyor madenleri kullanıyor endüstri devrimi falan derken bugüne geliyoruz. ancak insanın en vahşi hayvan olduğu düşünülürse insanın dizginlenmesi gerekiyor. dünyayı terkeden atalarımız bizi tamamen terketmiyor ve zaman zaman dünyamızı ziyaret ediyor. belki belli noktaları ziyaret ediyorlar. belki aramızda bazıları yaşıyorlar. belki kutsal kitaplar onların fikridir. eskinin bilgisi ve yeteneğine sahip bu ırk, insan ırkını dizginlemek için bu kitapları yazdırmış olabilir mi? düşünsenize telepatik gücü çok ileri olan ve sizin düşüncelerinize çok rahat girebilen bir atamız size kutsal bir kitap yazdırabilir ve siz onu görmediğiniz için bir melek hatta tanrı zannedersiniz.
hani kitapta diyor ya ben insanı yeryüzünün halifesi yaptım diye de melekler itiraz ediyor sen birbirini katleden bozgun yapan insanı mı yeryüzünün halifesi yapıyorsun diye. ee Adem ilk insansa bu bozguncu insanlar kim? onlar da bizden önce bu dünyada olan atalarımız olabilir mi? kutsal kitaplarda nuh peygamber ve birçok peygamberin yüzlerce yıl hatta 1000 yıl yaşadığından bahsedilmiyor mu? bu da burada anlam kazanıyor. bir de insan tanrıların suretinde yaratılmıştı. yani atalarımızla aynı surette. o zamanlar dünyadan ayrıldılar belki ve hala bizi kontrol ediyorlar. ömürlerinin 1000 yıl civarında olduğu düşünülürse onların takvimine göre çok da uzun zaman geçmemiş diyebilir miyiz? bu da bize ufo olaylarını kanıtlar mı? aydınlanma çağında bilincin yükseleceği insanların inançlarının daha fazla olacağı ama semavi dinlerin öğretilerinin son bulacağı toplumsal bilincin yükselmesi ile bireysel bilincin de otomatik olarak yükseleceği bilgisi günümüzde sürekli konuşulmuyor mu? böylece makrokozmostan mikrokozmosa kadar bu düzeni yaratan veya oluşmasına sebep olan o yüce tanrı, nur, ışık veya enerji adına ne dersiniz bilemem ama öylesine yüce ki bizim algılarımız henüz onu kavrayamıyor. ama bildiğim birşey var bu yüce varlık ne  tevratda yazdığı gibi tapınağın perdelerinin ilmek sayısıyla uğraşır ne de muhammet peygamberin zeyneple olan evliliğini anlatan ayetlerde yazdığı gibi peygamberin evlilik hatta cinsel hayatıyla. dinler zaptedilmesi çok zor olan insan ırkının bir düzende tutulması için gerekli bir uygulamaydı. yani korku ve ödül üzerine kurulu ahlak kuralları. ama benim tanrı kavramım bu kitaplara sığmıyor. bunları yazıyorum ve inanın hem kutsal kitabı hem de kuranı defalarca irdeleyerek okudum. hani denir ya kutsal kitaplar insan sözü değildir diye belki de bizden önce yaşamış atalarımızın sözleridir. tarih boyunca zaman zaman hem dini hem de tarihi olaylarda bize rehberlik etmişlerir. belki de koçu kurban etsin diye getiren bir ufo ve içinde de atalarımızdı, ibrahim bana bunu ufo mu getirdi diyecekti tabii ki onu getiren bir melekti onun için.ezekielin ateş saçan tekerlekleri belki onun ufo tanımlamasıydı. tevrat exodus bab19da tanrı sina dağının tepesine gri bir bulut olarak ateşler saçarak ve yüksek boru sesiyle konuyor. musaya önceden çizdirdiği sınırı geçecek olanların uzaktan öldürüleceği söyleniyor. musa harun ve 70 kişi tanrının huzuruna çıkıyorlar. bunlara kabul edilmişler kabalacılar deniyor. bu gri bulut muhammedin üzerinde de görülüyor. çanakkale savaşında 1 alay ingiliz askeri gri bir buluta giriyor ama çıkmıyorlar savaş kayıtlarına 1 alay asker bir anda bulutun içinde kayboldu diye geçiyor. bu gri bulutun bir mekik olmadığını kim ispatlayabilir. aklıma geldiği gibi yazıyorum cümlelerim düşük olduysa özür dilerim ama beyin fırtınası yaparak bir kurgu yarattım. size sunduğum bu kurgunun gerçek olma ihtimalinin gerçek olmama ihtimalinden daha az olduğunu kim iddia edebilir. bu konuda siz değerli forum üyesi arkadaşlarımın ve kardeşlerimin düşüncelerini öğrenmek bu konuda tartışmak isterim.
saygılarımla,


Eylül 18, 2010, 02:53:16 öö
Yanıtla #47
  • Ziyaretçi

Sayın ebayam,kurgu olarak yazdığınız bu yazıdaki tespitlerle fikirlerimizin epeyce örtüştüğünü görüyorum.Ben Tanrı'nın yani mutlak iradenin altında birçok irade yaratıldığını ve bağlantımızın direk Tanrı ile değil,bu yarattığı altındaki iradelerle olduğu görüşündeyim.Yani kutsal kitaplar,esinlenmeler,peygamberler vs. bunların yaratılmış olan iradelerle bağlantılı olduğunu düşünüyorum.Bunlar gerek farklı gezegenlerde yaşamlarını sürdüren varlıklar,gerek boyut olarak farklı yaşayan varlıklar veya Atlantis ve Mu'dan geriye kalan Agartalılar vs.Ve görüyoruz ki bugün bu tespitleri ruhsal celselerdeki irtibatlarla doğrulamak mümkün.Hatta ruhsal celselerde irtibatta olunan varlıklar için bizim Vahdet-i Vücut felsefemiz bile fazla...Tanrıyla bir olma fikrini bırakın,Tanrı'ya yaklaşma fikri dahi onlar için olanaksız(kendi ifadeleri),bu yüzden daha çok alt iradeler hakkında bilgi sahibi olmamız gerektiğini düşünüyorum.

Bu noktada kutsal kitapların,aşağı iradelerin(bu benim kendi ifadem) esinlendirmesiyle meydana geldiği ve peygamberlerin de aşağı iradelerden gönderildiği tespitine katılıyorum.Tek katılmadığım nokta ise kutsal kitaplar devrinin kapandığı fikrini savunduğunuzu düşündüren ve ''dinler zaptedilmesi çok zor olan insan ırkının bir düzende tutulması için gerekli bir uygulamaydı'' sözüyle ki katılıyorum ama dinin sadece bir toplumsal düzeni sağlayan anayasa kitapçığı olduğunu düşündüren sözlerinizdi.Evet diğer kitaplarda da Kur'an'da da kesinlikle bir zamansallıktan bahsetmek mümkün burada haklı çıkıyorsunuz;ama bu zahiri kısmıyla haklı olduğunuz bir taraf,ancak Kur'an'ın batıni anlamıyla hükümlerinin hala geçerli olduğunu,hatta sembolik anlatımı çözüldüğünde şimdiki new age akımlarının yarattığı bilgi kirliliğine yüzyıllar öncesinden bir açıklık getirdiğini söylemek mümkün.Kur'an'da bahsedilen Adem ve Havva'dan ne kastettiği,meleklerden,cinlerden kasıtın ne olduğunu,şeytanın neyi sembolize ettiği vs. bunların cevabı belki de bizim şu an bahsettiğimiz evreni ve varlıkları açıklayıcıdır.Bu yüzden evet şu anda yaşanılan dinler döneminin kapandığı konusunda hemfikirim,kutsal kitaplar döneminin şu anda anlaşıldığı haliyle kapandığı konusunda hemfikirim,ancak henüz keşfetmediğimiz bir okyanus olduğu konusunda ayrılıyorum.Bunun yerini yeni kanal bilgileriyle doldurabileceğimiz konusunda da bir kanı taşıyorum ayrıca.

2012'de uzaylılar dünyamıza gelecek mi sorusuna ise aslında dolaylı yoldan evet cevabı verilebilir.Çünkü 2012 de yaşanacak olan şeyin bir uyanış,bir bilinç artışı veya gözlerden perdenin kalkması olarak düşünmek doğru olur.Böyle bir tablonun ortaya çıkacağı takdirde de uzaylı dediğimiz atalarımızın gelmesi ve artık kendilerini bize açıklamaları için uygun ortam oluşmuş demektir.Bu yüzden dolaylı bir evet cevabı verilebilir belki de...

Saygılar


Eylül 18, 2010, 10:43:28 öö
Yanıtla #48
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 269
  • Cinsiyet: Bay

Merhaba,
Ben bir kurgu yaratmak istiyorum müsaadenizle.
Dünyada onbinlerce yıl önce bizden çok daha ileri medeniyet seviyesinde ömürleri ise bizden çok daha uzun olan mesela 1000 yıl gibi gelişmiş bir insan ırkı yaşıyordu. bu insan ırkı bizden farklı olarak psişik yetenekleri oldukça ileriydi ve belki de farklı enerji kaynakları kullanıyordu. günün birinde bu ileri medeniyet kolonileşti ve yayılmaya başladı. (Mu ve ardından Atlantis kıtasındaki gibi) ancak bir süre sonra anlaşmazlıklar çıktı ve farklı koloniler birbirleriyle savaşmaya başladı. günümüzdeki insan ırkının bile yaptığı savaşlar dünyaya bu kadar zarar verebiliyorsa 1000 yıl çömrü olan ve yetenekleri bizden çok daha gelişmiş olan insan ırkı bizden çok daha ileri bir teknoloji ile yaptığı savaşın adı sanırım tufan olacaktır. tufanda atalarımızın büyük çoğunluğu hayatını kaybediyor. kalanlar ise dünyayı terk etme kararı alıyorlar. bu arada medeniyetin böylesine düşüşüyle beraber günümüz insan ırkı ortaya çıkıyor. önceleri avcı-toplayıcı ve sonra tarım insanı oluyor yıllar geçiyor madenleri kullanıyor endüstri devrimi falan derken bugüne geliyoruz. ancak insanın en vahşi hayvan olduğu düşünülürse insanın dizginlenmesi gerekiyor. dünyayı terkeden atalarımız bizi tamamen terketmiyor ve zaman zaman dünyamızı ziyaret ediyor. belki belli noktaları ziyaret ediyorlar. belki aramızda bazıları yaşıyorlar. belki kutsal kitaplar onların fikridir. eskinin bilgisi ve yeteneğine sahip bu ırk, insan ırkını dizginlemek için bu kitapları yazdırmış olabilir mi? düşünsenize telepatik gücü çok ileri olan ve sizin düşüncelerinize çok rahat girebilen bir atamız size kutsal bir kitap yazdırabilir ve siz onu görmediğiniz için bir melek hatta tanrı zannedersiniz.
hani kitapta diyor ya ben insanı yeryüzünün halifesi yaptım diye de melekler itiraz ediyor sen birbirini katleden bozgun yapan insanı mı yeryüzünün halifesi yapıyorsun diye. ee Adem ilk insansa bu bozguncu insanlar kim? onlar da bizden önce bu dünyada olan atalarımız olabilir mi? kutsal kitaplarda nuh peygamber ve birçok peygamberin yüzlerce yıl hatta 1000 yıl yaşadığından bahsedilmiyor mu? bu da burada anlam kazanıyor. bir de insan tanrıların suretinde yaratılmıştı. yani atalarımızla aynı surette. o zamanlar dünyadan ayrıldılar belki ve hala bizi kontrol ediyorlar. ömürlerinin 1000 yıl civarında olduğu düşünülürse onların takvimine göre çok da uzun zaman geçmemiş diyebilir miyiz? bu da bize ufo olaylarını kanıtlar mı? aydınlanma çağında bilincin yükseleceği insanların inançlarının daha fazla olacağı ama semavi dinlerin öğretilerinin son bulacağı toplumsal bilincin yükselmesi ile bireysel bilincin de otomatik olarak yükseleceği bilgisi günümüzde sürekli konuşulmuyor mu? böylece makrokozmostan mikrokozmosa kadar bu düzeni yaratan veya oluşmasına sebep olan o yüce tanrı, nur, ışık veya enerji adına ne dersiniz bilemem ama öylesine yüce ki bizim algılarımız henüz onu kavrayamıyor. ama bildiğim birşey var bu yüce varlık ne  tevratda yazdığı gibi tapınağın perdelerinin ilmek sayısıyla uğraşır ne de muhammet peygamberin zeyneple olan evliliğini anlatan ayetlerde yazdığı gibi peygamberin evlilik hatta cinsel hayatıyla. dinler zaptedilmesi çok zor olan insan ırkının bir düzende tutulması için gerekli bir uygulamaydı. yani korku ve ödül üzerine kurulu ahlak kuralları. ama benim tanrı kavramım bu kitaplara sığmıyor. bunları yazıyorum ve inanın hem kutsal kitabı hem de kuranı defalarca irdeleyerek okudum. hani denir ya kutsal kitaplar insan sözü değildir diye belki de bizden önce yaşamış atalarımızın sözleridir. tarih boyunca zaman zaman hem dini hem de tarihi olaylarda bize rehberlik etmişlerir. belki de koçu kurban etsin diye getiren bir ufo ve içinde de atalarımızdı, ibrahim bana bunu ufo mu getirdi diyecekti tabii ki onu getiren bir melekti onun için.ezekielin ateş saçan tekerlekleri belki onun ufo tanımlamasıydı. tevrat exodus bab19da tanrı sina dağının tepesine gri bir bulut olarak ateşler saçarak ve yüksek boru sesiyle konuyor. musaya önceden çizdirdiği sınırı geçecek olanların uzaktan öldürüleceği söyleniyor. musa harun ve 70 kişi tanrının huzuruna çıkıyorlar. bunlara kabul edilmişler kabalacılar deniyor. bu gri bulut muhammedin üzerinde de görülüyor. çanakkale savaşında 1 alay ingiliz askeri gri bir buluta giriyor ama çıkmıyorlar savaş kayıtlarına 1 alay asker bir anda bulutun içinde kayboldu diye geçiyor. bu gri bulutun bir mekik olmadığını kim ispatlayabilir. aklıma geldiği gibi yazıyorum cümlelerim düşük olduysa özür dilerim ama beyin fırtınası yaparak bir kurgu yarattım. size sunduğum bu kurgunun gerçek olma ihtimalinin gerçek olmama ihtimalinden daha az olduğunu kim iddia edebilir. bu konuda siz değerli forum üyesi arkadaşlarımın ve kardeşlerimin düşüncelerini öğrenmek bu konuda tartışmak isterim.
saygılarımla,

İnsanoğlu diğer maddi formlar ve görünmeyenler gibi Yaratan'ın tezahürüdür. Uzaylılar olarak bildiğimiz gözle göremediğimizz kimi zaman maddi forma bürünen enerji varlıklardır, bir de bunların insan olanı agarta kolu var. Onlar ise geçmişteki atalarımızdır. Dinler ezoterik hristiyanlık veya batıni islam veya (musevi ilmi) kabala dışında genelde ırk dinleridir ve asıl sonsuz ışık, isimsiz olan Tanrı'dan değildir, onun alt seviyesindeki Tanrılardandır(göksel hiyerarşi). Bu sebeple özünde aynı olmakla birlikte farklılıklar gösterirler ancak bunlar ileriki yıllarda ortadan kalkacak tek ve bir insanoğlu dünya düzeni ortaya çıkacaktır.Düşüncelerim bunlar. Saygılar.
Çöl Bilgesi


Eylül 18, 2010, 05:34:08 ös
Yanıtla #49
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Sayın ebayam'ın yarattığı kurguya başkaları da eklenebilir.Ancak konu başlığı farklı olmalı;zira yazılan kurgu ,ziyadesiyle yaradılış ve dinlerle ilgili.

Öncelikle bizlerin algılayışında, "yaradılıp bitti" gibi idrak edilen yaradılışın,bitmeyen ve bitmeyecek sonsuz bir sürecin parçası olduğunu söylemek isterim.Yaradılış devamlı ve değişim içerisinde devam etmektedir,edecektir de...

Dinler konusu hernekadar karışık gibi görünsede,dinlerin;açıklaması basit,kaynağı tek ve belli,batıni araştırmacıların çok kolay farkedebileceği,sembol ve alegorilerle örtülü birtakım öğretilerin,taraftarlarınca sınırlandığında kutsallığının artacağı yanılsamasına düşülmüş,taraftar miktarı kaygılarıyla dogma ve dayatmalarla desteklenmiş,dönemine göre kabuk değiştiren birtakım telkinler zinciri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Atalarımızdan ve kutsallık atfedebileceğimiz birtakım varlıklardan,zaman zaman mesajar alındığı savını desteklerim.Ancak,onların uzayda,başka birmekanda,Tanrı katında olduklarına dair hissettiğim şüpheyi korumayı da tercih ederim.

Zaten bizler,atalarımızın bilgileriyle donanmış olarak dünyaya geliyoruz."Bilgi bilinmez,anımsanır"demekle kasdedilen de budur.Ancak bu bilgiler,bilinçaltı hafızasında kayıtlı ve üstbeyin tarafından örtülü olduğu için anımsamakta zorlanırız.Sipürütüel aydınlama denen olgunun düzeyi,bizim bu bilgilerden anımsadıklarımızla orantılıdır.

Bilinçaltındaki hazineyi yeterince keşfeden kimse;Tanrı'yla,ruhuyla,evrenle,"Öz"üyle,"O"nunla,adına ne derseniz deyin işte onunla vuslat olmuş,tekamülünü gerçekleştirmiş,bilinen ve bilinmeyen peygamberlerin seviyesine yükselmiş demektir.

Dediğim gibi,bukonu başka bir başlık altında açılır ve yapılan yorumlarla birleştirilirse, tartışma zemininin biraz daha zenginleşeceğine inanıyorum.


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
8 Yanıt
12675 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 21, 2007, 05:38:08 ös
Gönderen: GölGe
18 Yanıt
14762 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 08, 2012, 04:33:11 ös
Gönderen: yazbenide
6 Yanıt
9677 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 21, 2012, 12:44:59 öö
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
5931 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 28, 2010, 12:50:37 ös
Gönderen: Mozart
9 Yanıt
8524 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 08, 2012, 05:04:30 ös
Gönderen: hypatia
0 Yanıt
4157 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 03, 2012, 08:55:26 ös
Gönderen: neumann
12 Yanıt
11399 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 05, 2012, 01:38:55 ös
Gönderen: yazbenide
3 Yanıt
3686 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 10, 2012, 12:02:56 ös
Gönderen: NOSAM33
10 Yanıt
9442 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 27, 2013, 09:50:40 öö
Gönderen: karahan
0 Yanıt
3512 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2014, 12:19:41 ös
Gönderen: MysticMind