Sebat günü için, bir enstitünün yapmış olduğu teknolojik aletlerine çok gülmüştüm
Amsterdam'da ki, cami imamının konuşma esnasında telefonun çalmasına ve çalan müziğin de yanlış hatırlamıyorsam bir rock grubunun şarkısı olmasına çok gülmüştüm.(Aslında gayet normal de birden çalınca çok komik gelmişti.)
Belgesel için bir arkadaşım çok komik demişti ama, açıkcası ben çokta beğenmemiştim. Ne ciddiye alınacak bir belgesel ne de çok gülünecek bir belgesel.
Reyting uğruna ve insanların gülmesi amacıyla, Habertürk Tv'nin Teke Tek programına cüppeli Ahmet Hoca'nın çıkarılması ve iki program yapılmasına Cem Yılmaz çok güzel sözler söylemişti;
"Ahmet Hoca’ya gülmedim, ben öyle şeylere gülmüyorum.
Çünkü onları komik göstermek iyi bir fikir değil. Bana göre bu komik değil, acıklı. Onunla kıyaslanmaktan da tabi ki rahatsız oldum. Komedyenlerle kıyaslanmaktan daha yeni kurtulmuştum bir de Ahmet Hoca mı çıktı şimdi. Ben öyle karakterle anılmaktan hoşlanmıyorum. Bu haberin de o şekilde yapılmasından rahatsız oldum. Bu konu benim ilgi alanıma girmiyor. Geçenlerde entarili fotoğrafım çıktı, tarikat filan yazıldı. Bir de üstüne bu... Bunlarla meşgul olmak istemiyorum. Şu sıralar bir film işiyle uğraşıyorum. Kapalı bir hayatım var...”
Aynı şekilde Larry Charles'ın sadece dinlerin, özellikle belli kesimleriyle konuşması ve bunları komedi haline dönüştürmesi ve bu belli kesimlerin üzerine yorum yapması gerçekten kendisinin ne denli objektif olduğunu(objektif olmadığını), kendini tatmin etme duygusuna erişmek için bu belgesi hazırladığını gösterir.
İzlemek isteyenler için;