kabzımallık tarih oluyor...Üretici kooperatifleri kuruluyor..Sebze ucuzlayacak.

[amurdad]

Tarladaki domatesin fiyatının pazara gelene kadar yüzde 100 oranında artmasına 'dur' diyecek kanun taslağı tamamlandı.
6 Ocak 2010'da Meclis Alt Komisyonu'nda görüşülecek tasarıyla vatandaş daha ucuz sebze meyve tüketebilecek. Aracıları kaldıran düzenlemeyle üreticiler semt pazarlarında kendileri ürün satabilecek. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, "Üreticilerin, kendi ürettikleri malları doğrudan tüketicilere satabilmesi amacıyla, semt pazarlarında toplam satış yeri sayısının en az yüzde 10'unun üreticilere tahsis edilecek." dedi.
Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Ergün, Türkiye'de sebze ve meyve ticaretini yeniden düzenlemek amacıyla hazırlanan 'Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın tamamlandığını belirtti. 6 Ocak 2010 tarihinde TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabi Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda görüşülmeye başlanacak tasarıyla gelen yenilikleri anlatan Ergün, "Türkiye'de 2008 yılı sebze üretim miktarı yaklaşık 27.2 milyon ton, meyve üretim miktarı ise yaklaşık 15.6 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Toptancı hal fiyatları baz alındığında bu miktarlara ilişkin yıllık toplam işlem değeri yaklaşık 40 milyar TL'dir." diye konuştu.
SEBZE MEYVE HALLERİ REKABETİ ÖNLÜYOR
Sebze meyve sektöründe kayıt dışılık oranı yaklaşık yüzde 70'ler oranında olduğunu vurgulayan Bakan, malların haller üzerinden pazarlanma zorunluluğunun da sektörde serbest rekabeti olumsuz yönde etkilediğini belirtti.
Hallerde laboratuar ve soğuk hava depoları bulunmadığı için malların yaklaşık yüzde 25'inin zayi olduğunu belirten Ergün, sebze ve meyvelerin gıda güvenliği ve izlenebilirliğinin sağlanmasına imkan veren mekanizmaların bulunmadığını ifade etti. Ergün, bütün bu sorunları çözerek, "72 milyon vatandaşın ve bütün tarafların haklarını adil bir şekilde yeniden düzenlemek suretiyle, 'tarladan sofraya kadar güven duygusu' oluşturmayı amaçlıyoruz." şeklinde konuştu.
Sebze ve meyvelere 'ürün künyesi' verileceğini dile getiren Ergün, pazar yerleri ve semt pazarlarıyla ilgili düzenlemeler yapacaklarını ifade etti. Hal Kayıt Sistemi'nin uygulama alınmasıyla sektördeki kayıt dışılığın azalacağını vurgulayan Ergün, düzenlemeleri sıraladı. Toptancı hale bildirilmek kaydıyla toptancı hal dışında da alım satım yapılabileceğini aktaran Ergün, ticarete serbestliğin getirileceğine işaret etti. Sanayi Bakanlığı bünyesinde elektronik ortamda merkezi hal kayıt sisteminin kurulacağını söyleyen Ergün, sebze ve meyvelerin miktar ve fiyatlarına ulaşılacağını aktardı. Semt pazarlarının modern bir yapıya kavuşturulacağını tüketicilere daha düzenli ve hijyenik bir ortamda alış veriş yapılacağına dikkat çeken Ergün, bu çerçevede belediyelerin yetkili kılınacağını ifade etti.
TÜKETİCİ TARLADAN DOMATES BİBER ALABİLECEK
Üreticilerin, tarladaki malını doğrudan tüketicilere satabilmesi amacıyla düzenleme yapıldığını ifade eden Bakan, "Semt pazarlarında toplam satış yeri sayısının en az yüzde 10'unun üreticilere tahsis edilecek. Üretici örgütlerinin rüsum ödemeksizin toptancı hal içinde ve dışında toptan olarak vergi mükelleflerine satış yapabilmelerine imkan sağlanması ve bu doğrultuda üreticilerin örgütlenmelerinin teşvik edilecek. Üreticiler ile meslek mensupları arasında veya meslek mensuplarının kendi aralarında çıkan uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla il merkezleri ile gerekli görülen ilçe merkezlerinde hal hakem heyetlerinin oluşturulacak. Malların izlenebilirliğinin sağlanması amacıyla ürün künyesi uygulaması getirilmesi." değerlendirmesini yaptı.
Öncü Haber...

[cardiffmonster]

Gündemde yer tutmasa da oldukça olumlu bir haber,

Zira, zamanında hal esnaflarının tekeli ve pervasız hareketleri ile belediye başkanı, vali gibi makamlara sikast girişimlerine varan eylemleri olmuştu. Sonuçta -eğer ki- uygulamayı becerebilirlerse, asıl faydası, ucuzluğun yanında, iç piyasaya sokulmadan ihrac edilen çok daha kaliteli ürünlerin de kendi halkımıza sunulması olacaktır zannındayım.

Keza, üreticilerin hakettikleri refahı sağlamalarına da bir adım olması çabası.....

[nazır]

Bu konuda pazar ve hal mafyasının varlığı gözardı ediliyor...Umarım öncelikle genel ve yerel yönetimler gerekli önlemleri alır...Tüketicinin daha ucuza satın almasını önlemek için bilinçli olarak sebze ve meyveyi çöpe döken yani imha eden  sözüm ona tüccarlarla da uğraşmak lazım...Bazı yerel yönetimlerin(belediyelerin) aldığı kararlarla bu ayrıcalık daha önceki yıllarda da gerçek üreticilere sağlanmıştı...Ancak pazar mafyası denilebilecek kişiler yada gruplar tarafından engellenmiş ve üretici ve ürünü pazarlara girememişti...
Kaliteli ürün ve kaliteli beslenme standartları için halkımızın ve üreticilerimizin de bilinçlendirilmesi gerekiyor...
Bu konu sadece hal kanunu ve pazar esnafının düzenlenmesi ile çözülecek bir konu değil diye düşünüyorum...
Tarım politikası bütünüyle ele alınıp, üretimden tüketiciye ulaşıncaya kadar yeniden teknik ve sosyal standartlara kavuşturulması gerekmektedir...
 

[amurdad]

   Ben ise olayı şu şekilde yorumluyorum,bilmiyorum belki ekonomi okumamın getirdiği bir yorum yeni büyük firmalar göreceğiz gibi geliyor bu büyük firmalar ürünü tarladan kapatıp hatta üretimine karışıp, paketleyip kendi markalarını vurup belli standartlarda ve ölçülerde tabiki kendi istedikleri fiyatlarda halkın karşısına çıkaracaklar.Üretici kooperatiflerin rantıbıl olması ve ticarete girdikten sonra ticaret için ayrıca bir fiyatlama yapmaması düşünülemez.Yani bu sosyalist zihniyetle ticaret yürümez,o zaman devletin fiyatlarada karışması gerekir.

  Umarım kaş yaparken göz çıkmaz yeni büyük güçlerin oyuncağı haline gelmez umarım, pazar yerleri,ürünleri mesela portakalı sarıp sarmalanmış güzelce paketlenmiş ve bugün yediğimizden daha pahalı yedirebilirler bize..Ekonomiye müdahale her zaman dirençle karşılaşır ondan sonra bu küçük tüccarları çok ararız.

  Saygılarımla..

[cardiffmonster]

Her iki yoruma da büyük ölçüde katılıyorum,

Ancak özelikle kooperatif mantığına baktığımızda, şöyle bir gerçeklik var, 'ticaretin ideolojisi olmaz'.  İdeolojik yaklaşıldığında, kapitalist yahut sosyalist, zaten zincirin tüm halkalarından illaki kopanlar ve ezilenler olacaktır.  Zira, sn amurdad ekonomi kökenli iseniz bilirsiniz, kooperatif kavramı Sovyetlerde çıktığında -yanlış hatırlamıyorsam KOLHOZ lar -, oldukça geniş alanlara yayılmış, ancak verimlilik -tarım üretiminde bile- yerlerde sürünmüştür.

 Bir şekilde salt birliklere odaklanılmasından ziyade, üreticilerin direkt pazarlara inmesine önayak sağlanması, sadece kısmi yerel yönetimlerde değil her şehirde, üreticilere kısa zamanda büyük getiri sağlayacaktır. Dahası, her ne kadar çok göze batmasa da, eskiden sebze meyve hallerinde olan şimdi de büyük şehirlerde varoş pazarlarına kadar gözlenen ve filizlenen pazar mafyaları gibi küçük çetelerin de bertaraf edilmesinin önü açılacaktır diye düşünüyorum....

Sn nazır, dediğiniz gibi topyekün tarım politikasının düzenlenmesi elzemdir. Ancak, söylediğiniz idealist vurguların gerçekleşebilmesi için ülkenin külli bir değişime girmesi şarttır.

Kısaca bir örnek vereyim, eskiden haberlere bile çıkan ithal elmalar vardı, her biri aynı boyda, yerli elmanın kilosu 500 bin iken 4 milyon liraya satılan (eski tl ) elmalar nadiren market tezgahlarında görüyorduk, hatırlarsınız. Britanyada mesela elmaların nasıl her biri aynı boydadır orada yaşayanlar bilir. Halbuki Türkiye de nadiren büyük market tezgahlarında görülen o elmalar, tamami ile yerli üretimdi, ve ihrac fazlası olarak ancak sayılı marketlere satılıyordu. İthal demek de işin pazarlaması... Ancak o kaliteli elmaları pazar tezgahında görmek mümkün değil çünki o yatırımı yapan üretici, 'hal' çarkına girmek istemiyordu... istese de girimesi mümkün değildi.....

Velhasıl kelam, bekleyip görmek lazım uygulamayı, iyi bir örnek mi olacak yoksa, eski tas eski hamam mı olucak, uygulamanın ilk bir kaç yılında belli eder...

saygılar

[popperist]

Fiskobirlik de bir üretici kooperatifiydi. Daha sonra yanlış yönetim, yolsuzluk, lobicilik, yetersiz denetim vb. şeylerle anıldı. Başarısız oldu. Şimdi artık fındıkçılar, fındığını tüccara vermeyi daha güvenli buluyor. Eğer kooperatif ise, şeffaflık ve hesap verilebilirlik tam olmalı. Yöneticiler ceplerini doldurmamalı. Fakat insan doğası; bal tutan daima parmağını yalar. Sonra gelen de benim neyim eksik der.

Dolayısıyla uzun vadede aracı kurumları görünmez el tekrar kendisi kuruyor. Yeter ki devlet bu işlere karışmasın, üretici ve tüketici düşünüp rasyonel tercih yapabilsin, mafya engellensin.

[tcorbaci]

benim bildiğim (hatalı olabilirim ,çok emin değilim) 1980 darbesinde ilk olarak köylü kooperatifleri kapatılmıştı...