Sayın Peacewings bu konuyu Forumun niçin bu bölümünde açmış ki? Buradan giderek varabileceğimiz telepatik, telestezik ya da magnetik bir sonuç mu var acaba? Göreceğiz.
Bugün kişilere dayak atma günüm.
Sayın SkullG’nin dediğine bakılırsa bu sitenin adını muntazam-masonlar.org diye değiştirmek gerekir. Demek ki burada sadece o muntazam denilen türdeki masonluk konuşulup görüşülecek, öyle mi?
Eh isterlerse kendi aralarında konuşup görüşebilirler. (Bunu yapmıyor da değiller zaten ama aralarında ona bile ilgi gösterenin pek az kaldığı anlaşılıyor.)
Sayın Peacewings der ki: “…. muntazam bir Mason olabilmenin şartlarından biri de ruhun ölümsüzlüğüne inanmaktır.”
Hayır! Yanlış! Şöyle olsa doğru olurdu: “Muntazam bir mason olabilmenin şartı, bu kuruma üye olarak girerken, o kişiye ruhun ölümsüzlüğüne inanıp inanmadığı sorulduğunda, buna evet diye yanıt vermektir.”
Nitekim başlangıçta ruhun ölümsüzlüğüne gerçekten de inanan ama Masonluğa girdikten sonra edindiği pozitif bilimsel bilgilerin ışığında bu inancını yitiren bir kimse Masonluktan çıkarılacak değildir.
Demek ki bu inanç koşulu sadece başlangıçta geçerlidir. Maszonlara değil, haricilere uygulanır. Sonra ne olursan ol; isten münkir, ister mecusî…
Birden kafama dank etti… Elbette… Sayın Peacewings bu konu başlığını Forumun bu bölümünde açmakta haklı. Doğu bir iş yapmış. Çünkü onun “ruh” sözcüğünün anlamını değerlendirişi farklı.
Dilimizde bu bağlamda bir sıkıntı var. İki ayrı anlamdaki iki ayrı kavramı tek bir sözcük ile yansıtıyoruz. (Bundan ötürü Türk dilini küçümsemeyelim. Böyle bir olguya birçok Batı dilinde çok daha fazla rastlanır.)
Konuya Batı dilleri açısından bakarsak, dilimizdeki “ruh” sözcüğü için birbirinden ayrı ikişer anlam görebiliriz.
Örneğin İngilizcede “soul” ile “spirit”, Fransızcada “âme” ile “esprit”,Almancada “seele” ile “geist” gibi.
Bunların ikincisi için dilimizde bir ara Fransızcadan dönüştürme “espri” sözcüğü de geçmiş ama sonradan o sözcüğün anlamı yozlaştığından, artık o anlamda kullanılmaz olmuş.
Eğer ruh sözcüğünü işte bu öteki anlamında alıyorsak tamam, parapsikolojinin tam göbeğindeyiz demektir. Fakat şu yukarıda yazdıklarımdan ilk anlama çekiyorsak, o zaman düşünülerimiz parapsiklojik değil, teolojik ya da teozofiktir.
Nitekim Bakı ülkelerindeki Masonluklarda ruhun ölümsüzlüğünden söz edildiğinde genellikle anlaşılan bunlardan telojik nitelikli anlamdır. Daha da ötesi bu anlamın Hıristiyan dinine uygun değerlendirmesidir.
İsa çarmıha gerilmiştir. Bedeni orada ölmüştür. Böylece İsa kendini feda etmiştir başka insanları kurtarmak (!) için. (O kurtardığı insanlar Yahudiler.) Ruhu gökyüzüne, cennete yükselmiştir.
İncillerde aşağı yukarı böyle yazar da o “ruhun gökyüzüne, cennete yükselmesi” sözünün aslında ne anlama geldiği, Arimatealı Yusuf’un çarmıhtan İsa’nın cesedini mi yoksa bedenini mi indirmiş olduğu üzerinde durulmaz.İbranice ve Grekçe anlatımlar arasında gidilip gelinir ve sonunda ne o zaman ne de şimdi hemen hiç kimsenin anlamadığı bir Latince metin üzerinde uyuşulup, sözcüklerin anlamı kesinliğe bağlanır.
Dolayısıyla insanlara bu işin doğrusu değil, olması gerekeni ya da isteneni kabul ettirilir.
Peki Masonlukta ruhun ölümsüzlüğünden söz edilirken denilmek istenen ne? Şu Hıristiyan inancı mı yoksa kuantum fiziğinin de pek yadsımaya yanaşmadığı ama henüz kendisini parapsikoloji alanından sıyıramamış olduğu, üstelik taürih bakımından İsa’dan çok çok eskilere uzanan dehşetli bir bilimsel/inançsal kökeni bulunan bir değerlendirme mi?
Eski çağların şu olgusunu unutmayalım: Halk bilimsel nitelikli bilgiyi anlayamaz. Ona deterministik nedenleri ve bağlantıyı oluşturan yasaları anlatmaya çalışmanın yararı yoktur; sadece deterministik sonucu benimseyip, ona inanmasını sağlarsınız. Bunun sonucu batıldır ama olsun. Amaç yerine gelir.
Ancak işte böyle olunca, ruh kavramı da bir başka anlam çerçevesinde yorumlanır, bambaşka bir kavram olmaya dönüşür.
Bu konu üzerine söylenebilecek o kadar çok şey var ki… Düşünün ki şu kadar çalaklavye yazdım da yazdım ama henüz Sayın Peacewings’in yazısının ilk paragrafından sonraya geçemedim. Kim bilir, belki de geçmemek daha iyi çünkü ne de olsa muntazam masonların sitesindeyiz; onların bize bağışladığı hürriyeti aşırıya kaçırıp, özgürlüğe dönüştürmeye kalkışmamalıyız.