Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: MASONLUK TARİHİ’NDE ANLATILMAYANLAR - 15  (Okunma sayısı 6041 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 25, 2009, 06:56:09 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Spekülatif Masonluğun Kuruluşu


imdi burada anlatacaklarım, masonlara tipik bir “komplo teorisi” gibi gelebilir.

Sir Isaac Newton her zamanki gibi perde arkasında kalırken, ne olur ne olmaz diye Sir Christopher Wren de bir yana çekilmiş olarak, yeni örgütü kurmak üzere hazırlanmış olanlara üç loca kurduruldu. Bunlara sanki birer inşaatçı mason locası süsü verildi. Ancak hiçbirinin daha önce Londra’nın neresinde hangi inşaat işini yapmış ya da yapmakta olduğu belli değildir.

Buradaki önemli nokta şu: Bu üç locanın kuruluş amacı kendi başlarına geleneksel inşaatçılık işleri yürütmek değil, Londra Büyük Locası’nın kuruluşunu sağlamaktı.

Peki buna ne gerek vardı? Sadece St. Paul Locası yetmez miydi?

Yetmezdi… Sanki Londra’daki (daha doğrusu Londra ve bitişiği Westminster’deki) dört loca bir araya geliyor ve birliktelik içinde güçlü bir Masonluk örgütü oluşturuyorlar gibi gösterilmesi gerekiyordu.

Masonluk olmasına Masonluk ama öncesiyle hiç ilgisi olmaya bambaşka bir Masonluk.

1715-1716 yıllarında oluşturulan bu üç locanın üyeleri arasında, daha önce inşaatçılık mesleğini yürüten bir locada “kabul edilmiş mason” niteliğini bile almamış olanlar vardı. Bu kişiler, salt spekülatif çalışmalar yapmak üzere kurulmuş olan bu localara, inşaatçılık mesleğinde hiç görülmemiş, hiç uygulanmamış bir ritüelik tören ile alınmıştı. Birçoğu alelacele ikinci dereceye geçirilip, böylece inşaatçı locaların gelenekleri uyarınca “kalfa” niteliğini edinmişti ki, loca yönetiminde pay alabilsin hatta “üstat” olabilsinler.

İşte 1717 yılında St. Paul Locası ile birlikte bu üç salt spekülatif nitelikli loca bir araya getirilip yeni bir örgüt kuruldu. Buna Londra Büyük Locası adı verildi.

Masonluğun resmi tarihine baktığınızda bu dört locanın her birinin Londra’daki bir taverna ya da birahanenin adıyla anıldığını görürsünüz. Nitekim St. Paul Locası’nın da adı bu nedenle “Goose and Gridiron” olmuştu.

Buna göre; “operatiflikten spekülatifliğe geçiş” diye bir şey söz konusu değildi. Sonradan “Operatif Masonluk” denilecek olan geleneksel inşaatçı mesleği ve zanaatının örgütlenme tarzının yeni kurulan örgüt için bir kılıf olarak kullanılmasıydı söz konusu olan. Nitekim Çağdaş Masonluğun ritüellerinde Operatif Masonluğa ilişkin birtakım öğelerin simge olarak kullanılması da bundan kaynaklanmıştır.

Ancak bu kurulan yeni örgüt kısa bir süre sonra Operatif Masonluğun tümüne sahip çıkmaya da girişti. Bir diğer deyişle geleneksel inşaatçılık mesleği ve zanaatına el kondu. Bu mesleğin İngiltere’deki geçmişi de yeni kurumun tarihçesi sayıldı. Başlangıçta inşaatçılık mesleği ve zanaatının Avrupa’daki tarihçesi göz ardı edilmişti; sonradan o da ister istemez tarihçeye katıldı. (Bunun böyle olması istenmezdi; keşke geçmişte şu Operatif Masonluk Avrupa’da hiç olmasaydı da yenilenen Masonluğun İngiliz icadı olduğu açıkça ortaya konulabilseydi. Avrupa’daki tarihçenin nasıl göz ardı edilmesine çalışıldığını daha sonra bir başka başlık altında göz önüne sereceğim.)

Peki, bu işler böyle olmasaydı da bu kuruluş Royal Society üzerine oturtulabilseydi ortaya nasıl bir sonuç çıkardı?

Bu sorunun yanıtı elbette ancak bir yorum olabilir:

Herhalde ritüellerin özü değişmezdi. Fakat inşaatçılık mesleği ve zanaatından alınan simgelerin yerine başka şeyler geçerdi. Örneğin Çağdaş Masonlukta taş, tuğla, çimento gibi simgeler vardır; öyle ya inşaatçılık mesleğinde bunlar kullanılarak bina yapılıyor; bunların yerini belki de deney tüpleri, ısıtıcılar, kazanlar gibi şeyler alırdı. Kurumun üyelerine de “mason” değil, belki “bilgin” ya da buna benzer başka bir şey denirdi.

Bu fantezileri bir yana bırakalım da ciddi bir şekilde sonra olanlara bakalım.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 25, 2009, 09:04:11 ös
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 886
  • Cinsiyet: Bay

Siz yazdıkça bende araştırma imkanı buluyorum.
Şuna ulaştım;
24 Haziran'da  büyük locanın kuruluş kararı verildi ancak York Masonları buna dahil olmadı. Bağımsız kaldılar ve 1725 yılında ayrı bir büyük loca kurdular ve 1790 a kadar devam ettiler.

Sayın ADAM,
Dört locanın kurduğu dünya büyük locasına katılmama sebepleri hakkında bilginiz var mı?
Sonuçta şu anda bile tartışılan 'ödev hazırlatmadan' çok daha ciddi suçlamalar yer alıyor.
Problemleri 'etik' miydi yoksa davet mi edilmemişlerdi?

Çağdaş Masonluğun ritüellerinde Operatif Masonluğa ilişkin birtakım öğelerin simge olarak kullanılması ifadesi, Hiram efsanesi ve Süleymanın tapınağı sembolizmini veya derecelendirmeyi de kapsar mı?

Alıntı
öyle ya inşaatçılık mesleğinde bunlar kullanılarak bina yapılıyor; bunların yerini belki de deney tüpleri, ısıtıcılar, kazanlar gibi şeyler alırdı.
Şu söyledikleriniz gerçekten çok ilginç Sayın ADAM..

Masonluk ve hermetik gelenek, masonluk ve kabbala ilişkisi büyük locanın kuruluşundan önceye mi sonraya mı denk gelir?

Aklıma birçok soru geliyor ama paylaşmak istediğiniz kadarını önce bir okumak isterim.

Saygılarımla


Eylül 26, 2009, 09:53:21 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

orta çağ ve yakın çağda masonik hareketler


Eylül 27, 2009, 09:03:51 öö
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Ozkann'ın iletisine yanıt:

Anlatımlarım bu aşamada henüz 1717 dolaylarında. York Locası olayını daha sonra göreceğiz. Ancak elbette York Locası'na "Gel bize katıl!" gibisinden bir davet söz konusu değil; olamaz da...   O York Locası, bu "Londra (Büyük) Locası. Bunlar apayrı kuruluşlar. Henüz bu yeni kuruluşun öyle çok geniş çaplı bir organizasyona dünüşme etkinliği yok. O daha sonra.... 

Ancak 1725-1790 arası öyle tek bir tümce ile geçiştiriliyorsa, tüm Masonluk Tarihi de tutsa tutsa toplam iki sayfa tutar.

Dört Locanın kurduğu bir dünya büyük locası falan değildir. O sadece Londra Büyük Locası'dır. O aşamada katılma diye bir konu yoktur. O da sonradan, 1720 yılından başlayarak gündeme gelecektir. Sırası gelince anlatacağım.


"Ödev hazırlatmadan çok daha ciddi suçlamalar" sözüyle ne demek istediğinizi anlayamadım; özür dilerim.

Bir sonraki tümcenizi de anlayamadım. York Locası ve diğer localardan mı söz ediyorsunuz? Eğer konu o ise, dediğim gibi davet diye bir şey söz konusu değildi ki... Bu yeni örgüt bir mason örgütü değildi. Bir mason örgütü süsü verilmiş bir organizasyondu. İsterseniz bunu şöyle bir benzetmeyle açıklayalım: İnşaatçılık çok revaçta bir meslek dalı ... Birçok inşaat şirketi var ve bunlar inşaat işleri yapıyor. O sıralarda birileri bir dernek kurmak istiyor, belli bir amaç doğrultusunda çalışmak üzere... Fakat politik rejim dernek kurmaya olanak tanımıyor. Bunlar da bir inşaat şirketini satın alıyor; onun yanı sıra güya inşaat şirketiymiş gibi üç şirket daha kuruyor. Sonra hepsini bir araya getirip bir inşaat holdingi oluşturuyor ama bu holdingin işi inşaatçılık değil dernekçilik.

Son soruya gelince... Öncelikle şunu söylemeliyim. Bu forumun kuralları kapsamında 17. madde ritüelik konular üzerinde görüşme ve tatışma yapılmasını kısıtlıyor. Bu nedenle ben ritüellerdeki simgeler bakımından bir söz ederken öylesine bir örnek alıverdim. Günümüzdeki mason localarında asıl olan bitenlerden bağımsız bir örnekti bu. Kuşkusuz gerek M.Ö. 10. yüzyıl ortalarında yapılmış olduğu varsayılan Süleyman Tapınağı gerekse bununla bağlantılı olarak adına "Hiram Efsanesi" de denilen bir alegorik öykü Masonlukta çok önemlidir. Bunu Masonluğa ilişkin azıcık bilgisi olan bile bilir. Üstelik bunlar hem masonların hem başkalarının kitap ve ansiklopedilerinde çok ayrıntılı olarak yazılmış durumdadır. Hele Türdkiye'deki antimasonik yazarlar bunu hem önyargılı hem bilgisizce rdillerine dolamıştır. Dahası mason localarında uygulanmakta olan ritüeller bile günümüzde artık masonlara özgü bir sır değildir. Fakat bu ayrıntıların bu forum alanında dile getirilmesi kısıtlanmıştır. Bu nedenle bu konuya pek fazla girmek istemem. Ancak şunu belirtmekte sanırım hiçbir sakınca yoktur: Gerek Süleyman Tapınağı gerekse onunla bağlantılı olmak üzere anlatılan Hiram Öyküsü, Çağdaş Masonluğa, Operatif Masonluk kanalından girmemiştir. Onun kökeni bambaşkadır. Bu köken çerçevesinde Elias Ashmole'ün bir kısmi etkisi söz konusu olabilir ama onun da belgesel bir kanıtı yoktur. Ancak o anlatımların Masonluğa nereden gelmiş olduğu da bellidir.   Şayet Süleyman Tapınağı ve Hiram Çağdaş Masonlukta birer simge olarak değerlendiriliyorlarsa, bunu doğrudan operatif masonluğa bağlamak, birtakım etkenleri göz ardı eden yanlış yönlendirmeli bir tutum olur.   

Masonluğun pek genel olarak hermetik gelenek ile bağlantıları elbette başından beri söz konusudur ama pek basit bir düzeyde. Bunun daha sıkı ve ayrıntılı bir biçimde Masonluktaki öğretinin içine girişi, sonraki aşamalarda, özellikle yüksek derecelerin ortaya çıkışı sırasındadır. Kabala ile bağlantılar ise daha da sonra, Masonlukta çeşitli ritlerin kurulduğu bir tarihsel aşamadadır. Bunun ise en erken 18. yüzyıl ortalarında olduğunu söyleyebiliriz ama asıl yoğunluk Avrupa'daki Aydınlanma hareketleri sırasında yani 18. yüzyılın ikinci yarısındadır.  Bunlar ise benim bu başlık altında anlatacaklarımın dışında kalır. Belki bir gün "Masonlukta Ritler" diye bir konuya girersek, orada değinilebilir.

Sevgiler,

Not: Sayın İ.Namık Küçükdemiral'ın sözünden ben bir şey anlayamadım.

 


       


 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 27, 2009, 11:03:57 öö
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Sayın ozkann;

sayın ADAM'ın anlatım sürecinde,eğer değinirse,Tapınakçıların "ilhak"ını beklememiz gerekecek herhalde...Ben,sorunuzun özünü kısmen kavradığımı düşünüyorum.Benim de aynı konu da merakla beklediğim hususlar var.


saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Eylül 27, 2009, 11:45:23 öö
Yanıtla #5
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 886
  • Cinsiyet: Bay

Sayın ADAM,

York masonları ile ilgili sorum "neden katılmadılar" idi. Sadece bu soruyu sormak için 1725-1790 arasını sayfalarca yazma gereği duymadım.  Duymalı mıydım acaba diye düşünüyorum herhalde şimdi sorsam yine yazmazdım.
Ancak neden katılmadılar sorusuna cevap aldığımı sanıyorum.

Alıntı
Ancak 1725-1790 arası öyle tek bir tümce ile geçiştiriliyorsa, tüm Masonluk Tarihi de tutsa tutsa toplam iki sayfa tutar.
Eğer konu o ise, dediğim gibi davet diye bir şey söz konusu değildi ki... Bu yeni örgüt bir mason örgütü değildi

Bu adlandırmayı da Charles H. Vail 32' - Ancient Mysteries and Modern Masonry 1909 kitabından aldım. Kitaba göre 24 haziranda  kurulan premier Grand lodge of World ve York masonlarının kurduğu da Grand Lodge of all England olarak adlandırılıyor.
Sizin "geniş çaplı bir organizasyona düşünme etkinliği yok. O daha sonra....  " dediğiniz zamanlara ait bir amaçla/planla yazar geçmiş yıllarda kurulmuş olan organizasyona dünya locası adlandırmasını yapmış olabilir.

Alıntı
Dört Locanın kurduğu bir dünya büyük locası falan değildir. O sadece Londra Büyük Locası'dır.

Cevaplarınız için teşekkür ederim.

Diğer sorular için ise;

Ben kenarından dolaşmaya çalışırken Sayın Ceycet direk sormuş.
Anlatacaklarınızı birkaç  kez okuyacağıma daha şimdiden eminim.

Saygılar,


Eylül 27, 2009, 12:22:45 ös
Yanıtla #6
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Gerek Sayın Ozkann gerekse Sayın ceycet'in deyişleri üzerine diyeceklerimi şöyle toparlamaya çalışayım:

Önce Sayın Ceycet:

Ben bu yazı dizisine (terim yerindeyse) girişirken, kimilerinin burada anlatacaklarımdan hoşlanmayabileceğini belirtmiş ve isterlerse beni durduramalarını söylemiştim. Durdurmadılar; devam ettim. Ancak durdurulmamış olmam, hiç tepki görmediğim anlamında alınmamalı; aksine tepki görüyorum. Bir aşamada "Fazlaya kaçtın! Yeter artık! Bütün sütunları yıkıyorsun. Olmaz!" denilebilir. O zaman saygı ilkesini korur ve dururum. Ancak o aşamaya kadar da sütunları yıkmaya devam edeceğim. Çünkü «İşte Masonluğun tarihi budur.» diye bir İngiliz yutturmacası neredeyse üç yüz yıl ortaya konmuş ve hangi kanatta olurlarsa olsunlar masonlar da buna inanmış.      Şimdi burada ADAM diye yetkisiz, unvansız, sıradan biri çıkıyor ve tüm bu anlatılanların yanlış olduğunu ileri sürerek kendine özgü bir tarzda anlatımlara girişiyor. Üstüne üstlük olmayacak yorumlar getiriyor ve masonların dogmalarını berhava ediyor; geçmiş ile bağlantılı inançlarına dehşetli bir saldırıda bulunuyor. Ben olsam buna dayanamaz, vaveylayı koparırdım. Şimdi siz konunun içine Tapınakçıların ne zaman gireceğini beklediğinizi söylüyorsunuz; bakalım o aşamaya kadar dayanabilecek miyiz?

Sayın Ozkann'a yanıt da işte bu nedenle ikici sıraya kaldı.

Charles H. Vail adlı, anladığım kadarıyla Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti'nin 32. derecesinde bir masonun 1909 yılında yazdığı bir kitaptan söz ediyor. Ben o kitabı bilmiyorum ama bilmemin gereği olduğunu da sanmıyorum. Ondan çok daha ünlü masonların yazmış olduğu çok daha büyük kitaplar var. O kişinin kitabında anlatılanların da diğerlerinde anlatılanlardan farkylı olduğıunu sanmam. Orada sözü edilen "Premier Grand Lodge" terimi başka literatürde de geçer. Burada bir yanılgıla düşmeyelim. Hani ben Londra Büyük Locası teriminin aslında yanlış olduğunu, dilimizde bunu başlangıçta Büyük Londra Locası olarak almak gerektiğini söylemiştim ya. İşte bu da onun gibi bir şey.    Oradaki  "Premier Grand Lodge of the World" terimi eğer "İlk Dünya Büyük Locası" anlamına çekilirse büyük bir yanlışlık yapılmış olur. "Dünya Büyük Locası" diye bir terimi Masonluğun tarihinde kullanan hiç olmamıştır. Hiç kimse kendi örgütünü böylesine büyük çaplı olarak nitelendirmemiştir. Onun Türkçesi "Dünyadaki ilk büyük loca"dır.  Dıoğrudur. Dünyadaki ilk büyük loca, Londra Büyük Locası olarak anılan masonik örgüttür. Ancak o örgütün de bir "Dünya Büyük Locası" olmak gibi bir emeli yoktur. Sonradan ortaya dünyadaki "ana büyük loca" diye bir kavram ortaya çıkmıştır ama ona bile Dünya Büyük Locası denmemiş olduğunu bilelim. 

Bunun arkasından gelen "Grand Lodge of All England" (Bütün İngiltere Büyük Locası) ise tarihsel bakımdan az sonraki  bir aşamadır. Önce Londra Büyük Locası 1725 yılında adını değiştirip İngiltere Büyük Locası olacak, buna karşılık York masonları da Bütün İngiltere Büyük Locası'nı kuracaktır.

Ancak Sayın Ozkann; lütfen biraz sabırlı olun. Ben daha tarihsel anlatımın o aşamasına gelemedim. Daha o kadar çok şey var ki anlatacak.

Buna karşılık, eğer incelemiş olduğunuz kitaplarda benim so ana kadar 15 bölüm halinde anlatmış olduklarıma bir katkınız, farklı bir bilginiz, hatta yorumunuz varsa, onları ilgili bölümlerin başlığı altında tartışalım. Eğer siz de uygun görürseniz  sonrasını sonraya bırakalım; ne dersiniz?

Sevgiler.
 

 



   
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 27, 2009, 01:00:58 ös
Yanıtla #7
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Keyfle izleyip,sabırla bekleyeceğiz;sayın ADAM....


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Eylül 27, 2009, 02:49:27 ös
Yanıtla #8
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 886
  • Cinsiyet: Bay

Sayın ADAM,

Evet kesinlikle anladım. Ben çeviri hatası yapıyorum.
Doğrusunu öğrendiğim için şu an daha iyi hissediyorum.

Alıntı
Onun Türkçesi "Dünyadaki ilk büyük loca"dır.

Daha bilgi aktaracak seviyeye geldiğimi sanmıyorum, bırakın yorumu..
Daha çok siz yazdıkça 'karıştırma' seviyesinde hissediyorum kendimi :)

Uğraşsamda, birçok kaynaktan resmi olmayan tarihe dair bütünlük arzedecek şekilde çıkarım yapacak kadar yetkin değilim.
O yüzden anlattıklarınız heyecanlandırıyor, mazur görün lütfen.Sabırlı olacağım.

Belki en son; durdurulmazsanız, yazılmayan, söylenmeyenlere dair bir soru kalırsa
o zaman bilginize danışırım.

Saygılarımla,

Alıntı
Buna karşılık, eğer incelemiş olduğunuz kitaplarda benim so ana kadar 15 bölüm halinde anlatmış olduklarıma bir katkınız, farklı bir bilginiz, hatta yorumunuz varsa, onları ilgili bölümlerin başlığı altında tartışalım. Eğer siz de uygun görürseniz  sonrasını sonraya bırakalım; ne dersiniz?


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
5377 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 05, 2010, 05:19:04 ös
Gönderen: Asi
0 Yanıt
3385 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 25, 2009, 04:12:50 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
4473 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 27, 2009, 07:18:53 ös
Gönderen: Prenses Isabella
0 Yanıt
3524 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 27, 2009, 03:57:52 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3251 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 28, 2009, 08:06:50 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3401 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 28, 2009, 06:57:41 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3205 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 29, 2009, 07:54:49 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3389 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 01, 2009, 08:32:56 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3496 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 01, 2009, 02:01:58 ös
Gönderen: ADAM
13 Yanıt
10713 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 09, 2019, 08:24:49 öö
Gönderen: ADAM