Devam...
“Bağnazlık” nedir?
Bir inancı, bir ülküyü, bir geleneği, bir göreneği, bir töreyi, bir ilkeyi, bir bilgiyi, bir düşünüyü, bir yorumu ya da bunlardan birkaçını, körü körüne ve aşırı ölçüde inatla savunarak, gerektiğinde ondan başkasını ya da bir başka türlüsünü de benimseyebilme eğilimini kesinlikle gösterememek bağnazlıktır.
Bağnazlık (taassup) kendini özellikle dinsel inançlar alanında gösterir ama salt din ile sınırlı değildir. Toplumsal yaşamın birçok alanında, örneğin politikada, ekonomide, iş yaşamında, sosyal ilişkilerde, bilimde ve sanatta hatta aile düzeninde bile bağnazca tutum ve davranışlarla karşılaşılabilir.
“Bağnazlık” ile “Tutuculuk” aynı şey midir?
Bağnazlık ile tutuculuk (muhafazakârlık) birbirine karıştırılmamalı, eş anlamlı da tutulmamalıdır.
Tutuculuk, olanı olduğu gibi koruma ve sürdürme eğilimi olarak tanımlanabilir. Geçmişin bilgi birikimi ve deneyimi üzerine kuruludur. Geçmişte uygulanmış hatta belki doğruluğu kanıtlanmış olanın bugün için de hiçbir değişiklik gerekmeksizin geçerli olduğunu düşünmek, böylece değişimin gereklerine kapalı olmak tutuculuktur.
Tutucu bir insan, değişimden ve yeniliklerden pek hoşlanmaz ama eleştiriye dayanıklıdır. Karşısındakini dinler ama değişmez. Bağnaz bir insan ise eleştiriye hiç dayanamaz; eleştirildiğinde ya da yanılgısı gösterildiğinde savunmasını saldırıya geçerek yapar.
Tutucu insan kendisininkine karşıt görüşlere sahip olanları hatalı bulur ama işte o kadar… Bağnaz olan ise düşman kesilir