Önceki bölümde değinmiş olduğumuz “ülkü kardeşliği” konusu geliyormuş meğer.
Yazar şöyle bir açıklama yapmış:
«Ülkü kardeşliği terimi, kardeşlik olgusunun bireyin buyrultusu dışında bir etkenle ya da doğal olarak kendiliğinden oluşmadığını, özgür istem ve buyrultu gücüyle, bir ülkünün paylaşımından kaynaklandığını vurgulayan bir kavramdır.»
Bunun ardından ben bu ülkü kardeşliğinin “din kardeşliği”ne benzeyip benzemediğini düşünürdüm. Yazar bana sorma fırsatı bırakmadan onu da yanıtlamış:
«Masonluktaki “kardeşlik” ilkesini bir dinsel temel üzerine oturtmak eğiliminde olan mason örgütleri de vardır. Diğerleriyse bu tür bir yaklaşıma karşı çıkar, Masonlukta benimsenen ülkü kardeşliğinin herhangi bir dinsel inanç birlikteliği yoluyla sağlanamayacağını ve benzeştirilemeyeceğini savunurlar.
Din kardeşliğinde “inanç birliği” vardır. Belli bir inanç, hep birlikte, olduğu gibi kabul edilmiş ve özümsenmiştir. İlkeleri ve yöntemi bellidir.
Ülkü kardeşliğinde ise, sadece amaç belirlenmiştir. Bu, gerçekleşmesi çok sayıda kuşağın yaşamına bağlı, uzun bir süre içinde, evrimle gerçekleşecektir. Burada kardeşliği oluşturan ortak öğe ülküsel nitelikli bir amaçtır. Buna yönelik ilke ve yöntemler, günün koşullarına göre ve ülkü kardeşliği çerçevesinde yapılacak çalışmalarla değişebilir.»
Ardından gelen bir soru daha var: Niçin “dost” ya da “arkadaş” değil de “kardeş” denir?
Bunun açıklaması ilginç:
«Aynı anadan doğma ya da aynı babadan olma birçok kardeş arasında uyum ve sevgi olmadığı, kardeşliğin pek basit bir soy ortaklığından ileri gidemediği sık sık görülür. Çünkü asıl “kardeşlik duygusu” ana ve babanın aynı oluşuyla sağlanamaz. Bunu sağlayan başka öğeler, başka değerler vardır. Bunların arasında aile içinde birliktelik önemli bir etkendir. Nitekim bir aile benzeri birliktelik ortamında belirli bir amaç ve ülkü için güç ve yeteneklerini birleştiren insanlar, aralarında “gerçek kardeşliği” çok daha kolaylıkla oluşturabilir. Masonların kardeşliği işte böyledir.
“Dost” ya da “arkadaş” kavramları da çok önemlidir hatta toplumda bu kavramlar kimi zaman olağan kardeşliğin üzerine çıkar ama bunlarda “kardeş” sözcüğünün sıcaklık ve yakınlığını bulmak zordur.»
Bu kez bu açıklamalar üzerine pek bir yorum yapamadım doğrusu. Belki diğer katmcılarımızın bir diyeceği olur.
Sayın enelsırın aktarımında bundan sonra şöyle bir soru geliyor:
Kardeşlik ilkesi masonların tüm ilişkilerinde geçerli midir?
Tamam, bunu da irdeleyelim ama ben derim ki önce şu üzerinde durmuş olduklarımızı bir sindirelim. Bunların üzerinde bir görüşme yapacaksak yapalım. Kardeşlik ilkesinin geçerlilik alanına bir sonraki bölümde gelelim. Hepsini bir arada incelersek, konu dağılıyor, katkıda bulunacak olanların her biri başka bir yöne çekiyor. Şimdi hiç olmazsa ülkü kardeşliği kavramının açıklanışı ve “Niçin kardeşlik terimi?” sorusuna değindik. Sonrası sonra olsun.