Enver Bey İttihat Terakki Cemiyeti'nin Manastır Şubesi'nin iki kurucusundan biridir (diğeri Kazım Karabekir). Meşrutiyet ilan edilmeden evvelki asıl görevi cemiyetin iki merkezi olan Manastır ve Selanik arasındaki muharebeyi sağlamaktı...
Sınıf ikincisi, atak, idealist bir kurmay subay olarak kısa sürede sivrildiği Cemiyette gözde oldu. Eniştesi Nazım Bey'in vurulmasını karara bağlayan toplantıda memleket için gözü kapalı rıza göstermesi O'na duyulan güveni artırdı.
Meşrutiyetin ilanı için dağa çıkan üçüncü subay O'dur. Manastır üyeleri Kolağası Resneli Niyazi ve Kurmay Binbaşı Ohrili Eyüp Sabri Bey'lerin çeteleriyle dağa çıkmaları ardından Selanik de Kurmay Binbaşı Enver Bey'i dağa çıkarmıştır. Enver Bey'e dağda refakat eden yarenlerden biri de Kolağası Mustafa Kemal Bey'dir.
Meşrutiyetin ilanının ardından Niyazi Bey'le beraber bir efsane olan Enver Bey'in yıldızı gittikçe artarken Kolağası Mustafa Kemal Bey'le arası açılmaya başlamış, açılan makaslar ikisini de farklı yerlere ve farklı kaderlere götürmüştür!..
Ama şimdilik ibre Enver Bey'den yanadır. Mustafa Kemal arka sıraya itilirken O da bunu kullanmaktan geri kalmamıştır. Cemiyet içinde fedai subaylardan oluşan eylem grubunun başı Enver Bey'dir. Etrafındakiler bir sözüyle onun uğrunda ölecek ve kelle alıp verecek türden insanlardır: Sapancalı Hakkı, Yenibahçeli Nail, Yakup Cemil, İzmitli Mümtaz, Hilmi Bey'ler vs.. gibi.. Hareket Ordusu'nun kurmay başkanlığını Berlin'den koşup Mustafa Kemal'in elinden alması ikisinin arasını iyice bozmuştur. Kaldı ki Mustafa Kemal Bey'in Cemiyet kongrelerindeki konuşmaları da arayı iyice gerer...
Yine de iki vatansever de İtalyanlara karşı vatan savunmasını büyük bir özveriyle Trablusgarp'ta yapmışlardır. Ardından Balkan Savaşları başlar. Cemiyet işleri sekteye uğrar...
Enver Bey Saray hanedanından nişanlısı Naciye Hanım'ın cemiyetten ayrılması isteğini
"Askerlik işi başka, Cemiyet işi başka!" sözleriyle geri çevirmiştir. Kararlıdır, siyasi kudreti bir gün eline alacaktır..
Babıali Baskını nihayet beklenen fırsatı verir O'na. İktidarı alan Cemiyeti arkasına alan Enver Bey Hurşit Paşa'yı taarruza zorlayarak Edirne'nin geri alınmasını sağlar. Bununla da kalmaz, Batı Trakya Türk Cumhuriyeti'ni kurdurur ve destekler.. Daha henüz Yarbaydır...
Kısa sürede önce Albay, sonra Paşa, sonra Harbiye Nazırı, sonra da Başkomutan Vekili olur! Bu yükseliş çok hızlı gerçekleşse de ilerici-devrimci-milliyetçi-Türkçü kadrolara ideallerini gerçek kılma fırsatı sağlar. Enver Paşa orduda alfabeyi dahi değiştirip Türkçeleştirecek değişikliklere gider. Bu sırada dünya savaşınınn sorumluluğu da O'nun genç omuzlarına yüklenmiştir. Ayrıca Cemiyet artık Partiye inkılap etmiştir...
Enver Paşa'nın İttihat Terakki Partisi içinde iki kişiyden uzak durduğu bilinir: Cemal Paşa ve Mustafa Kemal Paşa. Hatta harp arefesinde Mustafa Kemal Sofya Ataşeliğine atanarak siyasi meselelere karışması önlenmeye çalışılır.
Harp sırasında ise Parti toplantıları ve siyasi mevzularla ilgilenemez. Mütareke sonrasında ise Parti kendini lağvederek Teceddüd Fırkası adını alır (3 Kasım 1918). Enver Paşa buna rağmen yurt dışına çıkmadan evvel İttihatçıları örgütlemek ve milli mücadeleye zemin oluşturmak adına gayret sarfetmiş ve teşkilat kurdurmak için geride kalan Hüsamettin ve Kemal Bey'lere talimatlar vermiştir. Mustafa Kemal Bey'in Kurutuluş Savaşı'nda yararlandığı ve yanında bulduğu vatansever kadro büyük ölçüde işte bu kadrodur...
Enver Paşa Parti dağılmasına rağmen İttihatçı kimliğini hiç yitirmedi, arkadaşlarıyla hep irtibatta kaldı ve mücadelesini hiç bırakmadı. Kuşkusuz geri dönmeyi diliyordu. Ne var ki şartlar öyle gelişmedi. Artık ibre Mustafa Kemal Paşa'yı gösteriyordu...
Enver Paşa bir Türk ve bir İttihatçı gibi öldü, şehadet şerbetini sıcak yatağında para yastığında içmedi!..