Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: ENVER PAŞA SAVAŞIRKEN ALFABE İCAD ETMİŞTİ- MURAT BARDAKÇI  (Okunma sayısı 8449 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 26, 2007, 04:44:52 ös
  • Ziyaretçi

Türkler tarafından yaklaşık bin sene boyunca kullanılan Arap harflerinin eğitimi zorlaştırıp zorlaştırmadığı konusunda Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında tartışmalar yaşanmış ve bazı aydınlar, Arap harflerinin yerine Latin alfabesinin kullanılmasını teklif etmişlerdi.

Tartışmaların devam ettiği Birinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde, Osmanlı İmparatorluğu'nun güçlü adamı Enver Paşa, askeriyenin resmi yazışmalarında ‘huruf-ı munfasıla' adı verilen yeni bir yazı sisteminin kullanılmasını emretti ama kısa bir süre sonra çıkan Birinci Dünya Savaşı, Paşa'nın alfabe hayallerinin önüne set çekti ve tekrar eski Osmanlı alfabesine dönüldü. Türkiye, yeni alfabesiyle artık 1928'de tanışacaktı.

TARİHİMİZİN yaklaşık bin senelik diliminde, Arap harflerini kullandık. Müslümanlığı kabul etmelerinden sonra Arap alfabesini de benimseyen Türk boyları, 20. asrın başlarına kadar bazı küçük farklılıklarla hep bu alfabeyi kullandılar.

1928'de yapılan ‘Harf İnkılábı' ile Latin harflerine geçen Türkiye, bu harfleri kabul edip etmeme konusunu daha önceleri de düşünmüş, hatta bazı denemeler bile yapmıştı.

Osmanlı'daki alfabe tartışmaları, resmi olarak 1862'de, zamanın İlim Cemiyeti'nin başkanı ve sonraların Eğitim Bakanı olan Münif Paşa'nın sesli harf bulunmayan ve bitişik yazılan Arap harflerinin eğitimi zorlaştırdığını söylemesiyle başladı. Paşa, ‘huruf-ı munfasıla' denilen, yani bitişik yazılan Osmanlı harflerini değil, ayrı yazılan Latin harflerini savunmakta ve yeni bir alfabenin okumayı kolaylaştıracağını iddia etmekteydi.

Tartışmaya, Tanzimat döneminin önemli aydınlarından olan gazeteci Şinasi, 1869'da Avrupa'dan dönüşünden hemen sonra katıldı. Şinasi'ye göre de Arap harflerini kullanmak, Latin alfabesine göre daha zordu ve Osmanlı yazısı kolay bir hale getirilmeliydi.

Şinasi'ye, Namık Kemal ve Ali Suavi gibi önemli aydınlardan destek geldi ama bu destek Arap alfabesinden vazgeçmek yerine bu harflerin ıslahının denenmesi şeklinde oldu. Namık Kemal'e göre, Latin harflerinin kabulü geçmiş eserler ile aramızdaki bağı koparacak, Arapça ve Kur'an öğrenimini zorlaştıracak, üstelik sağdan sola yazmaya alışık olan Osmanlılar'a ‘ayak üstü yazma' şansı vermeyecekti.

O dönemde, Osmanlı harflerinin ıslahı yerine Latin harflerinin kabulünü teklif edenler de vardı ve Azeri edebiyatçı Ahundzáde Mirza Fethali, bu kişilerden biriydi. Ahundzáde, 1863'te İstanbul'a gelerek zamanın sadrazamı Áli Paşa'ya Arap harflerinin ıslahı konusunda bir rapor sunmuş, teklifi ciddiye alınmayınca da Latin karakterlerine benzeyen yeni bir ‘Türk alfabesi' yaratmaya çalışmış fakat bir neticeye ulaşamamıştı.

İkinci Abdülhamid döneminde hızı kesilen alfabe tartışmaları, Meşrutiyet'in ilánı ile beraber tekrar arttı. Arnavutlar'ın Osmanlı alfabesini terkedip Latin harflerini kabulü ile ateşlenen tartışmalarda Celál Nuri ve Abdullah Cevdet beyler, açık açık ‘Latin harflerinin kabulünü' istediler.

Cumhuriyetin ilánından önce, Osmanlı alfabe tarihindeki önemli bir reform teşebbüsü, dönemin kudretli Harbiye Nazırı Enver Paşa tarafından yapıldı. Milaslı Dr. İsmail Hakkı adında bir yayıncının, yayınladığı eserlerde birleşik değil, ayrı ve bütün sesli harflerden oluşan değişik bir alfabe kullanması Enver Paşa'ya ilham verdi ve Paşa, Balkan Harbi yıllarında ordu yazışmalarında bu yeni harflerin kullanılmasına çalıştı. Zamanın harekát subaylarından olan İsmet Bey, yani sonraların İsmet İnönü'sü, alfabede savaş zamanında yapılacak böylesine köklü bir reformun raporların gecikmesine yolaçacağını ve bunun da savaşın sonucunu olumsuz etkileyeceğini söyleyerek Paşa'yı ‘Eserinizi, zafer sonrasına erteleyiniz' sözleriyle vazgeçirdi.

Alfabe konusundaki kesin kararını Balkan Savaşı'ndan sonra veren Enver Paşa, Savaş Bakanlığı'nın resmi yazışmalarında Osmanlı yazısındaki bitişik sistemin tam tersi olan ve ayrık harflere dayanan yeni bir yazı usulünün kullanılması emrini verdi. Paşa'nın istediği yazıya ‘huruf-ı munfasıla' yahut ‘Enver Paşa yazısı' denir oldu ve bu yazıyla ordu için yeni alfabeler basıldı, hattá askeri harita, kanun, nizamnáme ve talimatnáme gibi askeri metinlerde de aynı yazının kullanılmasına başlandı.

Ancak, kısa bir süre sonra çıkan Birinci Dünya Savaşı, Enver Paşa'nın alfabe hayallerinin önüne set çekti, yeni harflere alışamayan subaylar yüzünden Paşa geri adım attı ve tekrar eski Osmanlı alfabesine dönüldü. Türkiye, yeni alfabesiyle artık 1928'de tanışacaktı.


Mayıs 26, 2007, 04:52:05 ös
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 788
  • Cinsiyet: Bay

paylaşımın için teşekkür ederim kardeşim.
saygılar.
Vostede é vostede. . Nunca perder o caducidade. .


Mayıs 26, 2007, 04:55:41 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi



Kasım 17, 2015, 07:52:49 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3250
  • Cinsiyet: Bay

Huruf-u Munfasıla






Huruf-e Munfasila.svg

Huruf-u Munfasıla (Aralıklı Harfler) ya da bilinen diğer isimleriyle hatt-ı cedid, Enverpaşa yazısı ya da ordu elifbası, Enver Paşa'nın Türkçe'nin yazımını kolaylaştırmak üzere Arap alfabesini gözden geçirerek elde ettiği yazı sistemidir. Sistem Savunma Bakanlığı'nın da katkısıyla uzun süre kullanımda kalmıştır. Bu sisteme göre harflerin son biçimleri birbirine bağlanmadan kullanılıyor ve sesli harfler de gösteriliyordu. Enver Paşa 1917 yılında bu sistemi öğretmeye yönelik Elifba adlı bir okuma kitabı hazırlamıştı. Yazının resmi olarak mı sona erdiği, yoksa kendiliğinden mi terk edildiği bilinmemektedir.

Ruşen Eşref bu sistemle ilgili Atatürk'ün 1918'deki görüşlerini şöyle aktarır:

“ "Bu iş, iyi niyetle yapılmış olmasına rağmen, yarım yamalak ve zamansız yapılmıştır... Savaş zamanı, harflerle uğraşılacak zaman mıdır? Ne için? Haberleşmeyi kolaylaştırmak için mi? Bu sistem haberleşmeyi eski sisteme göre daha yavaş ve daha güç kılmıştır. Hızın önem kazandığı bir zamanda, işleri yavaşlatan ve insanların kafasını karıştıran bu atılımın avantajı nedir? Fakat madem bir işe başladınız, bari bunu doğru dürüst yapacak cesareti gösteriniz."


ALINTI 
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Kasım 18, 2015, 09:40:57 ös
Yanıtla #4
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 640
  • Cinsiyet: Bayan

Şu yazıdakileri söyleyen için de şu yazıyı paylaşan için de söyleyebileceğim tek şey : ZAVALLILAR, CAHİLLER.

Acınacak haldesiniz, komik duruma düşüyorsunuz. Tarihimizi okumak isteyen, Murat Bardakçı gibi şerefsiz soysuzlara kaldıysa vay o kişinin haline. Tarih okumak isteyen Sinan Meydan okusun, ondan sonra gelsin burada ahkam kessin. Yeni Türk alfabesinin kabulü, sen ve senin gibi yobazların beğenmediği, çamur attığı Mustafa Kemal Atatürk sayesinde oldu. Enver de kim oluyor, ha güleyim bari, onunla ilgili tarihi gerçekleri biliyorum ben de işte senin gibi cahillere anlatmak çok zor oluyor.

Kur'anın dilinin Arapça olmasının sebebi, Kur'anın, Arap toplumuna indirilmiş olmasındandır. Arapça kutsal bir dil falan değildir. Ayrıca Kur'an'da, kutsal kitabın dilinin şu veya bu olması hakkında da bir şey yazmamaktadır. Sürekli Arapçanın kutsallığından bahsetmeyin, böyle bir saçmalık yok ama cahile laf anlatılmıyor tabii. Mustafa Kemal Atatürk dinsiz değildi. O beğenmediğiniz deha, halkı dinini çok daha iyi öğrenebilsin diye Kur'anın meal ve tefsirini yaptırdı, ezanı Türkçeleştirdi. Ancak senin gibi yobazların, gerçeklere karşı alerjisi var biliyorum.

Murat Bardakçı gibi aşağılık karakterlerin, Atatürk düşmanı olanların yazılarını böyle bir Forumda görmek istemiyorum. Madem İttihatçısın, o zaman sen de gidip yakında Işid'e katılırsın zaten. Buralara gelip de ortalığı karıştırma çünkü Atatürk'e istediğiniz kadar çamur atsanız da GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ.

Gidip adam gibi oku, araştır, oradan buradan, camiilerdeki şehlerinden, hocalarından duyduklarınla gelme buraya CAHİL !
« Son Düzenleme: Kasım 18, 2015, 10:12:07 ös Gönderen: Fay Frin »
Sonsuz ışığa kavuşabilmek için...


Kasım 19, 2015, 10:46:36 ös
Yanıtla #5
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 426
  • Cinsiyet: Bay

İttihat ve Terakki üyeleri Aydın İnsanlardı,ülküleri Türk yoldaşlığıydı.Tarih onları tam yansıtamamış olabilir.
Her önüne gelen atıp tutuyor.ışıdla ne alakası var.

« Son Düzenleme: Kasım 19, 2015, 11:12:03 ös Gönderen: GOASISG »
ܚܠܐ -ܕܡܐ- -ܩܪܒܐ


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
ENVER PAŞA

Başlatan Ittihatci « 1 2 3 » Tarihteki Onemli Kisiler

22 Yanıt
33483 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 27, 2007, 06:39:16 ös
Gönderen: Ittihatci
Sinema ve Enver Paşa

Başlatan Ittihatci Tarih

0 Yanıt
3394 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 25, 2007, 02:23:37 öö
Gönderen: Ittihatci
2 Yanıt
6340 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 26, 2007, 04:52:23 ös
Gönderen: Ittihatci
0 Yanıt
3585 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 20, 2008, 11:51:03 ös
Gönderen: Supeluta
1 Yanıt
4938 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 22, 2008, 04:11:28 öö
Gönderen: Fraternis
0 Yanıt
5312 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 19, 2011, 10:12:11 ös
Gönderen: sundance
0 Yanıt
2831 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 08, 2012, 03:16:19 ös
Gönderen: Tij
18 Yanıt
8643 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 19, 2015, 10:22:02 ös
Gönderen: Samuray
0 Yanıt
2793 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 21, 2015, 06:03:58 öö
Gönderen: Risus
0 Yanıt
2309 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 26, 2015, 09:52:49 ös
Gönderen: Risus