Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Ateizm Nedir?  (Okunma sayısı 9277 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 29, 2007, 03:30:12 ös

 Ateizm Nedir?     
       
     
  Doğa üstü varlıkların ve dolayısıyla da tanrının  varlığını, mantık, akıl, ve bilim yoluyla değerlendiren/ neden sonuç ilişkisi içerisinde doğa üst güçlerin olamayacağını ispat eden görüş...  Ateizm, ruh, ölümden sonra yaşam vb. her türlü metafizik inançların akıl ve mantıkl yoluyla yadsınmasını kapsar. Ateizm, Tanrıyı ve tinsel (ruhsal) varlıkları kabul eden teizmin karşıtıdır.

Ayrıca ateizm, Tanrının var olup olmadığı sorusunu karşılıksız bırakan, bu sorunun yanıtsız  ya da yanıtlanamaz olduğunu savunan agnostizimden ayrılır. Ateistlere göre, tanrının var olmadığı kesin bir doğrudur. Ateizmin felsefesel temeli, özdekçiliktir.

Ateizm i inkarcılıkla birbirine karıştırmamak gerekir.  Ateizm tanrıyı inkar etmez; tanrının olmayacağına bilimsel yaklaşım sunarlar...

Ateizm, bazılarımızın sandığı gibi nefret ve kinden yani duygusallıktan doğan düşünce akımı değildir; mantıksal ve akılcı yaklaşımla tanrının varolup olamayacağını sorgulayan ve sonuca ulaşan düşüncedir.

Kara değik teorisini ortaya atan ünlü bilim adamı Stephen Hawking'ı ateist bilim adamlarına örnek olarak verebiliriz.


Mayıs 29, 2007, 03:45:53 ös
Yanıtla #1

Sayın McCann_illuminati, izninizle konuya iştirak etmek istedim;
Ateizm Tanrı'nın olmadığını iddia eden bir akımdır, onlara göre evren kendi kendine oluşmuş ve olaya bilimsel olarak yaklaşmışlardır,
Ancak bu konuda ne kadar çok çalışma yapıldıysa da yaptıkları bütün araştırmalar sonuçsuz kalmıştır,
buna bağlı olarak gerçi Darwin teorisininin çürütüldüğü uzun yıllar önce olmuşsa da İnsanın Maymundan türediği iddiasını ortaya atarak kafaları bir hayli karıştırmıştır, bakın evreni incelerken geniş bir bakış açısıyla irdelersek olaya yansız olarak yaklaşırsak sonuca rahatlıkla ulaşmamız mümkündür, art niyetle yaklaşılan bütün girişimler sonuçsuz kalmaya mahkumdur!
Bu açıdan gerek evren gerekse dünya ve insan üzerinde yapılacak araştırmaların hiçbir duygu taşımadan yapılması gerekmektedir.Olayı iki yanlı düşünürsek hiçbir sonuca varamadığımız gibi bulduğumuz herşeyin bilimsel yönünü düşünerek Tanrı'nın varolmadığı sonucuna da varmamız mümkün olunabilir_
Ama ben diyorum ki herşeyde Tanrı vardır....
SAYGILARIMLA
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Mayıs 29, 2007, 08:44:06 ös
Yanıtla #2

ateizm sizinde dedıgınız gıbı tanrının olmadıgını ıddıa eden bır akımdır ve bu akımada ınananlara ateıst denır ama sonucta buda bır ınanctır sıze katılıyorum herseyde tanrı vardır musluman ınsana gore farklı yahıdıye gore farklı hrıstıyana gore farklı olsada yanı tanrı aynı ama ınanıs sekıllerı farklı olsada aslında ortak yon herseyde tanrının olmasıdır.
saygılarımla!..


Mayıs 30, 2007, 08:08:23 öö
Yanıtla #3

ÇOK DOĞRU_
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ağustos 13, 2007, 02:13:57 öö
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Ateizm en genel anlamıyla teizmin olumsuzlanmasıdır. Teizm tanrının varlığını kabul eden felsefi görüştür. Tanrı varlığa kısmen yada tamamen mücahale edebilen doğa üstü bir güç olarak tanımlanır. Değişik tanrı tasavvurları vardır. Bazı tanrılar varlığı yaratmamıştır, varlığın tümüne hakim de değildir. Yalnızca bazı önemli işleri yönlendirirler. Eski yunan mitolojsindeki tanrılar buna örnek gösterilebilir. Tek tanrılı dinlerin tanrısı varlığı hem yaratmıştır hem de varlığa tümüyle hakimdir. Teizm din ile özdeş tutulabilir. Çünkü bütün dinlerde tanrılar maddeye, topluma ve insana müdahale eder.
Ateizm, a-teizm olarak teist olmayan tüm fikirleri kapsar. Özel olarak 'ateizm' deizm, panteizm ve panendeizmden çeşitli yönleri ile ayrılır:

Deizm: Varlığın bir 'güç' tarafından var edildiğini ancak bu gücün her şeye müdahale etmediğini söyler. Dinsel dogmalara karşı çıkar. Deizme göre tanrı sadece ilk sebeptir.
Agnostisizm: Tanrının var olup olmadığının bilinemeyeceğini söyler. Bununla beraber tüm dinlerin tanrılarını reddeder.
Panteizm: Evrenden ayrı bir tanrının olmadığını söyler. Her şey tanrıdır, tanrı her şeydir.
Panenteizm: Her şeyin tanrısal özden geldiğini fakat sonsuz, evreni aşkın ve evrenin bilincinde bir tanrının olduğunu söyler.


Ağustos 13, 2007, 02:14:39 öö
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Bir tanrının olup olmamasından önce dinlerin mesajlarını incelemek gerekir. Tek tanrılı dinler insanın tanrı tarafından yaratıldığını, bu dünyaya sınav için gönderildiğini ve sonunda ödül veya ceza ile muhattap olacağını söyler. Buna göre insanların bazıları o kadar kötüdürler ki sonsuz cehennemde sonsuz acılar içinde kalmayı hakederler. Halbuki tek tanrılı bir dini benimsememek sonsuz cehennemi haketmeyi gerektirmez. İnsanların ezici çoğunluğu inandıkları dini toplumsal koşular altında, çevrelerinde ailelerinde görüklerinden dolayı seçerler. Bugün hristiyanlığın yaygın olmadığı bir ülkede, diyelim ki Çin'de doğmuş birinin hristiyanlığı seçmek gibi bir lüksü yoktur. Keza bu durum islam ve yahudilik için de geçerlidir. Kutsal kitaplarda sadece iman edin denmez, bir çok ibadet ve yasaklar listesi de insanlığa sunulmuştur. Fakat bunlar insanların büyük çoğunluğu için geçerli ve anlamlı değildir. Her şeyi mükemmel yaratan ve adaletli bir sınav yapan tanrının böyle çarpıklıklara izin vermemesi gerekirdi.

Tanrı'nın her şeyi bildiği söylenir. O halde yarattıklarının cehenneme gideceğini de bilmektedir. Bu durumda cehennem için bir çok insan yaratmış oluyor. Sonsuz hayata göre hiç sayılabilecek kadar kısa bir hayatın karşılığı sonsuz işkence olamaz.

Dinlerin yanlışlanması, beraberinde bir tanrının asla olamayacağı anlamına gelmez. Dinlerden bağımsız bir tanrının varlığı ayrı bir konudur. Bu durumda varsayılan bu deist tanrının olması gereken özelliklerine bakmalıyız.
Tanrı dünyayı ve insanı yaratmış olsun. Fakat insanlık savaşlarla, depremlerle çeşit çeşit acılarla uğraşıyor. Tanrı bilinçli bir tanrı ise ve buna müdahale etmiyorsa ya gücü yetmiyor demektir ki evrenin ilk sebebinin buna gücü yetmemesi saçmadır; ya da tanrı kötü niyetli, sadisttir. Böyle bir tanrı niye olsun ki?

Tanrının varlığına gösterilen en büyük kanıt, evrenin kendi kendine var olamayacağıdır. Peki bu evren kendi kendine var olamıyor da mükemmel tanrı nasıl kendiliğinden var oluyor? İşte burada idealizm ve materyalizm sorunu devreye giriyor.

İdealistler kendiliğinden olarak ancak düşüncenin, idenin veya tanrının olabileceğine, maddenin ise mutlaka bir sebebe bağlı olarak veya ideanın bir görünümü olarak var olabileceğine inanırlar.
Materyalistler ise maddenin varlığını kendisine dayandırırlar. Düşüncenin form değiştirmiş ve belirli şekilde örgütlenmiş madde olduğunu söylerler.

Doğanın işleyişini açıklayan bilim bunu yalnızca materyalist biçimde yapar. Gece gündüz oluşumu, bir insanın hayata gözlerini açması, bırakılan bir cismin yere düşmesi... gibi bir çok konuda bilimin söyleyecekleri vardır. Bilim maddenin kendi işleyiş kurallarını ortaya koyar. Olayların sebebini maddi temelde açıklar.
Bilimin çağın egemen anlaşı durumuna gelmesi ancak pratikte gerçekliği görüldükten sonra mümkün olabilmiştir. Sanayi devrimi öncesi Avrupa'da kilise açıkça bilim karşıtıydı. Bilimsel yönteme ve bilimin bulgularına teist-idealizm yönünde saldırılarda bulunuyordu. Fakat bilim kendini pratikte fazlasıyla ispatlayınca idealizm şekil değiştirdi. Artık idealistler bilime açıkça karşı çıkamazlar. Fakat bilimi idealizm yönünde açıklamaya girişirler. Onlara göre maddenin belli işleyiş kuralları elbette vardır. Örneğin yere bırakılan bir cisim, kütle çekim kanunundan kaynaklanan yer çekimi etkisi ile yere düşecektir. Bunun bilimsel açıklaması budur. Ama idealistler bu kanunların bir tanrı tarafından konulduğunu savunurlar. Yani saf idealizm çömüştür. Yerine idealizm tabanlı düalizm gelmiştir.

Cansız doğanın açıklanışında idealistler, materyalizmi büyük ölçüde benimsemiştir. Fakat iş canlılığı açıklamaya geldiğinde idealizm yine bilimi reddeder. Bilimin bu konularda henüz tam bulgular bulamamış olması bunun en büyük etkenidir. Evrim teorisine karşı çıkışlar bunu gösterir. Yağmurun yağışını eskiden sadece ve sadece tanrının iradesine bağlayan idealistler artık bilimin bulduğu maddi sebepleri görmezden gelemezler. Ama canlıların oluşumunu incelemek üzere dünya tarihini dışarıdan izlediğimizi farz etsek idealistler canlıların; öncesindeki bir canlıdan evrimleşmeden, aniden, hiç yokken, tüm gelişmişlikleri ile ya gökten düştüklerini ya da yerden çıktıklarını göreceğimizi iddia edeceklerdir.



Ağustos 13, 2007, 02:15:17 öö
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Toplumun, tarihin işleyiş kurallarını açıklamaya geldiğinde doğayı ve hatta canlılığı materyalist biçimde açıklayanlar da idealizm tarafına saparlar. Halbuki cansız doğayı açıklarken bilime bahaneler bulmak kolaydır. Maddi sebebi bir tanrının yarattığına hükmedilebilir. Fakat toplumsal gelişmeleri, açıklarken bunu iddia etmek tam bir çelişkidir. Bilincin materyalist yöntemle açıklanmasının temelinde insanın da bir canlı olması, canlıların, cansız maddenin belirli bir form alması ile oluştuğu gerçeği yatar. Örneğin su olmadan canlılık olmaz, düşünce organı beyin olmadan düşünülemez.

Bundan sonra bilincin toplumsal gelişimi ve toplumun maddi temelde açıklanması gelir ki burada tutarsız materyalistleri görürüz. Toplumsal hareketin salt insanın zihninde oluşturduğu fantezilerle gelişmediği, toplumun işleyişinin temelinde toplumun üretimi ve yeniden üretiminin olduğu tutarsız materyalistlerce kavranamaz. Tarihi gerçeklik insanların aniden kafalarında beliren yanlış veya doğru düşüncelerin ortaya konması değildir. Burada bilincin maddeyi yaratmadığı, aksine maddenin, maddi geçekliğin bilinci oluşturduğu söylenebilir.
Dünyaya dinsel görüşlerle bakanlar doğanın bilimsel açıklamasını kabul ederlerken hala bir tanrı fikrini kabul edebilirler. Fakat toplumun, ve toplumun içindeki bir bireyin düşüncelerinin ve inançlarının aslında toplumsal olarak oluştuğunu  böylece bir insanın tabi olduğu dini sadece onun hangi toplumun ve hangi toplumsal koşulların içinde yaşadığını göstermesi, tanrının sınav yaptığı düşüncesini ortadan kaldırmaya yeter. Doğanın, tümüyle maddi kurallarla işlediği yani bu kuralların bilinmez bir tanrı tarafından konmadığı tüm kesinliği ile ortaya konamayabilir. Ancak böyle bir tanrı açıklamasının gereksizliğinden bahsedilebilir. Fakat toplumun ve bilincin materyalist kavranması insanın bizzat kendisinin bilinci ile pratik olarak ortaya çıkar. Her insan kendisinin bundan bin yıl önce yaşadığını veya başka bir toplumda dünyaya geldiğini varsaysa, işte ne kadar farklı düşünceler ve inançlar içinde olduğunu görebilir.

Burada tutarsız materyalist/ateistlerin din hakkındaki çarpık düşüncelerine değinmek de gerekir. Dinin toplumsal kökenlerinin olduğu gözardı edilerek dine karşı yanlış bir tutum takınılır. Nasıl oluyor da insanların büyük kısmı bir dine inanıyor sorusuna verilecek en absürd cevaplar verilir: cahil oldukları için, ahlaksız oldukları için... Dinin insanlar üzerindeki egemenliğinden bahsedilir. Halbuki materyalist bakış açısı dinin egemenliği yerine maddi ilişkilerin yarattığı egemenliği; yani köleler üzerindeki efendiler, serfler üzerindeki derebeyler, ve işçiler üzerindeki burjuvaların egemenliğini ortaya koyar. Dinin buradaki rolü 'ağrı kesicilik'tir. Dünyayı değiştiremeyen ve acı çeken insanın tesellicisidir. Dinin ortadan kalkabilmesi için onu yaratan koşulların ortadan kalkması gerekir.



 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Ateizm-Deizm

Başlatan alpacino « 1 2 3 » Diger Inanclar

21 Yanıt
15463 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 23, 2011, 09:35:27 ös
Gönderen: Prenses Isabella
16 Yanıt
13812 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 13, 2011, 07:00:03 ös
Gönderen: Burhan
2 Yanıt
16995 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 01, 2016, 06:04:32 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak
5 Yanıt
18640 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 26, 2014, 09:16:38 ös
Gönderen: ABCDEF
14 Yanıt
12320 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 11, 2011, 10:36:52 öö
Gönderen: TUTMOS
2 Yanıt
6453 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 11, 2011, 10:38:13 öö
Gönderen: TUTMOS
1 Yanıt
4661 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 11, 2011, 10:35:30 öö
Gönderen: TUTMOS
7 Yanıt
7239 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 23, 2014, 09:22:04 ös
Gönderen: ruzber
3 Yanıt
10853 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 21, 2016, 09:24:06 öö
Gönderen: Birisi
8 Yanıt
5821 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 24, 2014, 12:31:21 ös
Gönderen: Dor