Sayin ruzber,
Egitimci degilim, teknik bir disiplinde insan yoneticiligi yaptim ancak bu sizin kullandiginiz anlamda egitim sayilmaz. O sebeple ancak kisisel, subjektif goruslerimi paylasabiliyorum.
Bugun 30 yasin altindaki kitlenin kendinden onceki nesillere gore ciddi farkliliklari var.
Beni en rahatsiz eden fark, simdiki genclerin herseyin aninda olmasi beklentileri.
ABD'de buna "instant gratification" diyorlar. Turkceye cevirmeye calisirsam, "aninda memnuniyet". Bu nesil, o kadar alismis ki buna.
Aradigi seyi internet'te aninda bulup okuyabilmenin, izleyebilmenin, aradigi kisiye istedigi anda eposta, aninda mesajlasma, sosyal aglar veya cep telefonuyla "birkac dakika icinde" ulasmanin caginda buyumus, baska zamanlari hic gormemis bir nesil bu.
Oysa, dunyada onemi olan hicbir is, "birkac dakika icinde" bitirilemez. Herseyin bir bedeli vardir, bedelini odemeden ona sahip olmak imkansizdir. Bunu denemek veya istemek ise, en hafif tabiriyle suursuzluk, aslindaysa hirsizliktir.
Yine ABD'lilerin dedigi gibi, "no pain, no gain". Aci yoksa kazanc da yoktur. Bir amaca ulasmak icin birkac dakika degil, birkac yil gecebilir ve yine de basarili olunmasinin garantisi yoktur.
Bunu bilmeyen kisi, hicbirseyin degerini de bilemez. Bunu bilmeyen nesil, dunyaya bir yuktur. Siz gibi biz de hergun bu yuku cekmeye devam ediyoruz. Olsun.
Pratik anlamda, sizin yerinizde, yani universite gencliginin belli bir alanda egitiminden sorumlu birisinin yerinde olsam, herhalde, olabildigine zor dersler verirdim. Kimseyi bedavadan gecirmezdim. Sadece hak edenlere gecis verirdim.
Bir de, ahlak egitimi vermeye de ozen gosterirdim. Bu herhalde sizin seviyenizde 20 yasina gelmis kisiler icin ancak is etigi seklinde yapilabilir. Bunun da bir fark yaratacagini umit ediyorum.
Iyi calismalar dilerim,
Eureka