İd'inizi nasıl yendiniz , alçakgönüllü kabul etmek

[emreg]

Merhabalar ;
Benim İD'im çok yüksek açıkcası alçakgönüllü değilim . Açıkcası önceden cok çekigendim sonra okuya okuya çekingenliğim bitti fakat İD yükseldi . Alçakgönüllüğünü varmıydı yokmuydu onu bile bilmiyorum . Bu konuda çok müzdaribim , çoğu kişi değil herkes benim ukala olduğumu söylüyor . Bu yüzden bu kötü huyumu yenmek istiyorum .
Okuduğum kitapta , Çırak zamanınızda kişisel gelişimlerinize yoğunlaşıyormusunuz ?
Bu sorun varmıydı , varsa Nasıl yendiniz .Önereceğiniz kitaplar ve içselleştirme yolunuz neler ?

[ADAM]

Bu konunun acaba Forumun Masonluk ile ilgili Sorular ve Cevaplar bölümünde yer alması ne denli doğru?... Konu Masonluğa bağlansa da, Psikoloji bölümünde yer alsaydı daha uygun düşmez miydi? 

Önce "id" olarak adlandırılan, psikolojik yapılanma içindeki olguyu iyice bir tanımlamak gerek. Bildiğim kadarıyla (yanılabilirim) bu konu Freud'dan bu yana  süren bilimsel araştırmalar sonucunda birtakım değişikliklere de uğradı. Kuşkusuz burada önemli olan sözcüğün bilimsel tanımı değil de, bu konuyu gündeme getiren Sayın emreg'in bu sözcüğü kullanarak ne demek istediği... Bu bakımdan belki onun öznel tanımı (bilimsel tanıma uymasa da) konunun sonrasını irdeleyebilmek bakımından daha yararlı  olabilir. Çünkü o bir psikolojik sorun dile getiriyor ve bunun aşılmasının yöntemini soruyor.

Acaba Masonlukta kişilerin psikolojik sorunlarıyla (bilimsel inceleme ve bilgi edinme dışında dışında) özel olarak ilgilenilir mi? İlgilenilirse, bu Masonluğun hangi aşamasında ve nasıl yapılır? Dolayısıyla konu Masonluğa bağlanlınca, belki de bu sorunun orada yanıtı bile yok. Varsa, bunun hangi aşamada olduğu önemli.

Bir de şu alçak gönüllülük kavramı var, bu konuyu gündeme getiren Sayın emreg'in değindiği... Yine aynı durumla karşı karşıya geliriz. Çünkü çok kişi yaşamında bu kavramı yanlış tanımlıyor ve yanlış kullanıyor. Kim bilir belki Sayın emreg de o yanlış tanımlardan birini alıyor kendine. Bundan ötürlü onu kusurlayamayız. (Bir zamanlar bir Türk Dil Kurumu üyesi bana "Bir kavramı toplum nasıl benimserse onu aslında öyle olmasa da öyle olmamaktan kurtarmanın yolu yoktur" demişti.) Bu da önemsiz. Burada kavramı değil, Sayın emreg'in dediği durumu irdeleyeceksek, onun bu kavramı nasıl tanımladığını anlamalıyız.

Özetle; Sayın emreg bu konusunu biraz ayrıntılandırırsa, üzerinde düşünmek, değerlendirme yapmak ve paylaşımda bulunmak olanağı doğar.
     
 

[emreg]

Sayın Adam ;Evet freud tezlerinden birisi . İD, süper ego , ego ... Masonlukta aydınlanma olgunluk kişisel gelişim çırak zamanlarında geliştirdiklerini yazılıyor kitapta . Ayrıca masonluğun kurallarında alçakgönüllü bencil olmayan ,id düşük kişi olmanız gerekli diyor .
Bende ,o çırak zamanlarında kişisel gelişimlerini geliştiriyorlar özgüven , sabırlı olmak , alçakgönüllü olmak vs vs vs bunlardan alçakgönüllü olmayı ve İdlerini nasıl yendiklerini . Sadece İd'te açlık savaşmak yok hırsta var . Sonuçta o hırslarını nasıl yendiklerini , özel bir çalışma yaptılar mı diye soruyorum .
Sonuçta ben mason olmak istiyorum ve hayli bir uzun süre boyunca kendimi bu konularda geliştirmek istiyorum .  Bu yüzden , bu konuda pürüzlerimi sona erdirip mesela kendimi kaf dağında görüp masonluğa başvuru yapsam alınmayacağımı bildiğim için bu konuda masonluğa geçiş dönemlerinde ne gibi (kişisel gelişim) olarak hazırlayıp içselleştiler  hangi yolları benimsediler hangi kitapları okudular. Neleri içselleştirdiler , mesela sabırlı olmayı kullanalım ? Bu sabırlı olmakla ilgili bişeyler okudular mı , öğrendikler var mı ?
Örnek vereyim , farkındalık artırmam için özel  çalışmalar vardır farkındalığı artırmak için bu farkındalığı artırırsan birazcık kendini bilmenin kapısını aralarsan .

[ADAM]

Bildiğim kadarıyla Masonlukta alçak gönüllü olunması önerilir ve öğütlenir ama bunun yolu ve yöntemi gösterilmez. Her mason bunu kendisi bulur ve uygular.

Masonlukta id düşük kişi olmanın gerekliliğine ilişkin bugüne dek hiçbir yerde hiçbir şey görmedim. Bu, nerede hangi kaynakta geçiyorsa, benim de ilgimi çeker doğrusu; öğrenirim.

Alçak gönüllülük kavramı da doğru bulunup anlaşılmalı. Bu, kendini küçük ve aşağı gibi görmek değil, öyle göstermek de değil, olduğu gibi görmek ve göstermektir. Gereksiz alçak gönüllülük gösterisi bir tür iki yüzlülüktür. Masonlukta bunun hiç onanmaması bir yana, böyle bir iş, o kişinin başkalarından önce kendisini kandırmaya kalkışmasıdır.

Masonlukta kişinin olumsuz hırs ve tutkularını yenmesinin önerilmesi ve öğütlenmesi de söz konusu ama önceki gibi bunun da yolunu ve yöntemini bulmak kişinin kendine kalmış bir olgu. Masonluğu birtakım başka örgüt ya da kurumlara, bireysel gelişim sağlama kurslarına, okullarına ya da tarikatlara benzetmeyelim, yanılırız. Orada hiç kimseye hiçbir şey öğretilmiyor. Bir bilgi ve erdem havuzu var; o havuzdan herkes kendi kaşığı ya da kepçesi ya da sepeti ya da eleğiyle alabildiğini almaya çalışıyor.

Masonluğun bu bağlamdaki en önemli özelliği ise orada kişinin bunları yaparken yalnız başına olmayıp, diğer masonlarla kardeşçe bir alış veriş, bir paylaşım, bir dayanışma içine girmesi... İşte bu öyle okumakla falan değil, yaşamakla oluyor (muş).
   
     

[emreg]

Tamam bende diyorum ki , öğrendikleri katlettikleri yolları söylebilirler mi o alçakgönüllükte sonuçta bir problemi 1 günde çözeceğime başka birisi aynı soruyu çözmüştür bana yardım eder bende erken çözerim .
Ben masonluğu kişisel gelişim demedim , çırakken kişisel gelişim üzerinde toplandıklarını söyledim .Öğrendikleri o kişisel gelişimler neler mesela .  Bunuda kaynağını çekip gösteriyorum


2. Örnek

[ADAM]

Bu kopyalar hayli eski tarihli bir kitaptan çekilmiş. Masonluğun ritüelik çalışmaları üzerine birtakım bireysel yorum ya da değerlendirmeler içerdiği anlaşılıyor. Kaynağın açıklanması durumunda biraz daha derin değerlendime yapılabilir.

Masonlar, çırakken kişisel gelişim üzerinde herhangi bir çalışma yapmaz. Öyle bir şey yok. Ritüellerdeki öneri ve öğütlemeler, hep aynı kapsamda tekrarlanan şeylerdir. Bir masonun, bunlarınüzerine kişisel gelişimi yolunda yapacakları, -şayet yaparsa- kendi bileceği bir iştir.

[emreg]

Kaynak bu ; Dünya ve Türkiye'de Masonluk ve Masonlar - İlhami Soysal 

[ADAM]

Sayın emreg'in adını verdiği kaynak, en ünlü Türkçe antimasonik yayınlardan biridir. Gerçi diğer benzer yayınlarla karşılaştırıldığında onlardan belirgin bir üstünlüğü vardır ve 1970'li yıllarda birkaç kez üst üste yayınlanırken her keresinde bazı düzeltmeler yapılmıştır. Bu kitap demek ki piyasada hâlâ bulunabiliyor. O zaman şu üç noktaya dikkat etmek gerek:

1- Yeniden basılmış olsa da eskimiştir; Gerek dünyadaki gerek Türkiye'deki Masonluğun bundan çok yıllar öncesinden söz etmektedir.

2- İlhami Soysal, değerli bir gazeteci-yazar olduğu için kitabın ilk basımından sonra kendisine birçok şey gösterilmiş, doğru bilgi ve belgeler verilmiş olmasına karşın, bunlardan sadece kendi işine gelenleri kullanmış, Masonluğu kendi bildiği yanlış  yönden ele alarak aktarmakta diretmiştir.

3- Bu kitap okunurken, İlhami Soysal'ın kimliği yani bireysel dünya ve politik rejim görüşü de göz önüne alınmalıdır. Nitekim bu olgu daha sonra yayınladığı "Niçin Masonluk Değil?" adlı kitapta açıkça ortaya konmuştur.

Bütün bunlar böyle olunca, bir de özellikle masonların kaleme almış olduğu daha yeni ve kapsamlı kitaplar varken, onları göz ardı ederek bunu kaynak almış olan Sayın emreg'in, Masonlukta çırakların yaptığı çalaşmalara ilişkin yorum ya da değerlendirmesi nasıl doğrulanabilir ki?

Sayın emreg, önceki bir yazısında Masonluğa girmek istediğini de belirtmişti... Acaba Masonluğa niçin girmek istiyor? Bu anlatılanları orada bulacağını umut ettiği için mi? Öyleyse, bu tasarımından şimdiden vaz geçmesinde yarar olabilir. Çünkü aradıkları orada yok. (Zaten böyle bir niyet eyleme yönelecek olursa, ilgilenecek masonlar da kendisine söyler.)   
   

[ABCDEF]

Alçak gönüllü olmak, insanlarla doğal bir biçimde insani ilişkiler içinde olmak, sahip olduğu mevki ya da elinde bulundurduğu olanaklar çerçevesinde kendini diğer insanlardan üstün görmemek demektir. Alçak gönüllü olmaya tevazu; alçak gönüllü insanlara mütevazı denir.
Bir insan çok üstün yeteneklere sahip olabilir; görünüşü çok güzel ya da yakışıklı olabilir, bilgili ve farkındalık duygusu içerisinde olabilir.  Hiçbir ayrıcalık, insana kibirlenme hakkını vermez. Çünkü kibir, insana yakışmaz. Unutulmamalıdır ki kibir insanı başladığı yere geri gönderir. İnsanı tanrıdan uzaklaştıran en büyük duygu kibirdir. Bir nasıl insan nasıl ki bir anda belki dünyaya bile sahip olabilirse, ne kadar çok fazla şeye sahipse onu kaybetme riski o kadar da fazladır. İşte kaybetme unsurunu kibir oluşturur.

Saygılar.