BÜYÜK YANGIN VE ABDÜLMECİD'İN JESTİ Bugün üzerinde plaka bulunan ev ile Liszt'in oturmuş olduğu ev aynı ev değil. Liszt'in İstanbul'u 1847'deki ziyaretinden iki yıl sonra çıkan yangın sonucu bu sokak tümüyle yanıyor ve arkasından yeniden imar ediliyor. Arsaları dar ve çok değerli olan evlerin sahipleri bir dilekçe ile yeni yapılacak evlerin birbirine bitişik duvarlarının ortak yapılmasını ve masrafların birlikte ödenmesini istiyorlar. Bu işlemin yürütülmesi için yazılan kâğıtlardan bu yangını saptamak mümkün. Bugün Masonlar Derneği'nin bulunduğu bina, 19. yüzyılda Kraliyet İtalyan Mektebi, daha sonra İtalyan Konsolosluğu oluyor. 1928 yılında masonlar tarafından satın alınan bina 1935 yılında mason faaliyetlerini Atatürk tarafından durdurulmasıyla halk evlerine tahsis ediliyor, 1948 yılında ise yeniden masonlara veriliyor.
Tekrar High School'a dönelim. Kırım Savaşı'ndan ötürü oluşan Osmanlı - İngiliz konsensüsü sonucu Sultan Abdülmecid bugün okulun bulunduğu binayı Lady Redeliffe'e hediye etme jestini gösteriyor. Böylece High School oluşmuş oluyor. Ayşegül Sarıca, Nazlı Eray, Günseli Koptagel, Esin Eden, Esin Atıl gibi ünlüleri de yetiştiren mektep, 1979'da devletleştiriliyor. 1980'de de Beyoğlu Anadolu Lisesi haline geliyor.
KOZMOPOLİT MAHALLE High School'un bir altında 19. yüzyılda Ragusa Kent Cumhuriyeti temsilcisine ait bir bina ve müştemilâtı varmış. Ragusa o dönemde Dalmaçya kıyılarında bir bağımsız cumhuriyet. 1918'de Avusturya'dan Yugoslavya'ya geçen bu kent Dubrovnik adını alıyor. Bu diplomatik büro kaldırılınca yerine Prof. Copello'nun dans okulu açılıyor. Copello'nun yerine daha sonra Mösyö Psalty, arkasından da cumhuriyet döneminin ünlü dans hocası Mösyö Panosyan geliyor. Panosyan döneminde tango, genç cumhuriyetin ulusal dansı oluyor. Bu bina bugün yıkılmış durumda.
Palais de France 1535'de yapılıp, 1838'de yeniden düzenleniyor. Çünkü 1831 yılında çıkan yangın sonucu burası tamamen yanıyor. Yeniden düzenlenmesi ise Büyükelçi Choiseul - Gouffier tarafından gerçekleştiriliyor. Sefir Maurice Bompard zamanında giriş kapısı Polonya Sokağı'na alınıyor. Günümüzde Taksim'deki Frnasız Başkonsolosluğu'na bağlı olan Palais de Frnace'ın bugün Jean Michel Casa isimli genç, kültürlü, sempatik bir baştemsilcisi var. Beyoğlu'nda yaşamaktan büyük haz duyan...
Elçiliğin bir altında bir dönemin ünlü Konstantinopoli Apartmanı var. Daha sonra ismi değiştirilerek Atlas Apartmanı olmuş. Bir ara Suzan Apartmanı adını da alan bu bina, bugün isimsiz. Sahibi Serdar Köse, apartmanın iki dairesini Emine Uşaklıgil - David Tongue çiftine, diğer iki dairesini de Hollanda'nın yakın zaman kadar başkonsolosluğunu yapan, sanat düşkünü, Beyoğlu muhitinin yakından tanıdığı zarif kişilikli Jan Jonker Roelants'a satmış.
İSMAİL BEY'İN AKŞAM SEFALARI Güzel Sanatlar Akademisi'nde resim hocalığı yapan İsmail Hakkı Bey, yemeğini Degüstasyon veya Hristaki'de yermiş. Burada Rum ve İtalyan müziği yapan sanatçıları program bittikten sonra her gece Nuruziya Sokağı'nda, elçilik karşısındaki evine götürürmüş. Bu müzisyenler müziklerini İsmail Hakkı Bey'in yatak odasında yaparak kendisini uyuturlarmış. İsmail Hakkı Hoca'nın oturduğu apartmanın bir üstünde de futbolcu Feridun - Haldun Bukeger kardeşler otururlarmış o yıllarda. Elçiliğin bir üstündeki apartmanda da Yunanistan'da bir dönem çok ünlenmiş bir şarkıcı otururmuş. Maruşka isimli bu şarkıcı buraya bir Musevi gence aşık olup yerleşmiş. Park Oteli'nin piyanisti ve Ses Tiyatrosu'nun orkestra şefi İtalyan kökenli Mösyö Maggi de Nuruziya'nın eski krallarından. Mösyö Maggi 40'lı, 50'li yılların yerli caz şarkıcılarının repertuarını yapar, notalarını yazarmış. Nuruziya Sokağı geçmişine sahip bir başka ünlü de yazar Refik Erduran. Erduranlar burada ailenin adını taşıyan apartmanlarını 1960'larda satmış.
HIGH SCHOOL'UN KIZLARI, MULATIER'İN PASTALARI Elçiliğin karşısında 43 numaralı 19. yüzyıldan kalma apartmanda Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi üyesi, Osmanlı sarayının ve padişah II. Mahmut'un doktoru J.M. MacCarhty otururmuş. Kendisine yaptığı hizmetlerden dolayı padişahtan onur nişanı almış.
Dr. MacCarthy meslekdaşı olan saray doktoru Konstantin Karateodori ile birlikte "Sultan II. Mahmut'un Hastalığı ve Ölümünün Gerçek Hikâyesi" adlı bir kitap yazıp Abdülhamit'e ithaf etmişler. Aynı apartmanda 40'lı yıllarda Türkiye'nin ilk matbaacılarından Osvaldo Maina oturuyormuş. Tünel'de dükkanları varmış. Bu bina bugün Filistinli doktor Mahmud Jarrar ve eşi güzellik uzmanı Gülçin Hanım'a ait.
Nuruziya Sokağı'nın üst tarafında İstiklal Caddesi'nin kesiştiği yerde (bugün Ziraat Bankası var) Dekorasyon isimli bir mağaza varmış. Hani 50'li yıllarda High School'lu kızların bir kısmının aşık olduğu yakışıklı mimarları çalıştıran mağaza. O günleri Mösyö Scognamillo'dan dinleyelim: "Bu mağazada antika eşya vardı. Fakat bir kısmı gerçek antika idi. Diğerleri sonradan yaşlatılan, eskitilen şeylerdi. Antika eşya uzmanı bir Prof. Farina vardı. Uzun saçları, uzun sakalları ve başında beresi ile önceki yüzyıla özgü bir İtalyan sanatçısı tipindeydi. O zamanlar ben de möble mağazası Psalty'de çalışıyordum. Prof. Farina sık sık gelip eşyaların nasıl eskitildiğini, bunun için nasıl bir yöntem kullanıldığını açıklardı. Ziraat Bankası'nın bir altında, Nuruziya Sokağı'nda Palamari Matbaası vardı. Tanınmış bir maatbaaydı ve sinema biletleri basıyordu. Bir de sinema programları. 30'lu, 40'lı yıllarda 1-2, bazen de 3-4 sayfalık sinema programları alınırdı, sinemaya girmeden önce." Bu binalar Koç Holding tarafından satın alındı ve yıkıldı. High School'a gelince, "Kızları çok güzel olurdu, onlara bakardık," diyor Scognamillo.
Bu Dekorasyon mağazasının yerinde daha önce Odessa'dan göç etmiş bir Fransız Mösyö Mulatier, çikolatalı pastaları Lebon ve Tokatlıyan'ınkinden daha çok sevilen bir pastane işletirmiş. Mulatier'nin pasta spesiyaliteleri en çok da Fehim Paşa'nın hoşuna gidermiş.