Değerli
@ANARCHOSA ,
Kıymetli yorumunuz için teşekkür ederim. Epey aydınlatıcı bilgiler paylaştınız. Elbette, masonlukta bireyin zorlamayla yahut manipüle edilerek zorla bir "şey" olmaya evrilmediği konusunda hem fikiriz. Nitekim kendini yontan adam motifi, söylemiş olduğunuz "
Ancak asla çekiç ve keski bir başkasının elinde değildir. ''Yontulmak'' istenen taşta yontucu da masonun kendisidir." ifadesini gayet net açıklıyor.
Masonlukta ahlak ve daha iyi insan olmak deyince, aklıma sevgili Murat Özgen AYFER'in yazmış olduğu "Adam Olmak" adlı kitap geliyor. Nitekim "adam/kamil insan" olabilmek, yüksek sabrı, merakı ve iyi ahlakı gerektiriyor. Elbette mesleğe gönül vermiş ve yeni başlamış bir çırağın, ustalarını taklit eden tekrarcı değil sevgiyle adımlarını örnek alabilen birisi olması gerekiyor.
Masonluğun bir ideoloji olmadığı ve üyelerine empozisyon uygulamadığı konusunda da hem fikiriz. Nitekim masonluk, bireylerini bir ideolojide buluşturmak isteseydi, hür bireylerden değil aksine fikirleri ve düşünceleri kalıplaşmaya müsait bireylerden seçerdi üyelerini.
Masonluğun iyi temelli bir insanı daha iyi yapmak, ahlaki erdem ve görgüyü üyelerine aktarmak, toplumda örnek bir birey olma vasfını geliştirmesini sağlamak, hepsinden öte bireyin hakikat arayışında ona, tıpkı onun gibi hakikati"ni" arayanlarla bir aile olabileceği birliği kurduğu aşikar. Peki burada zatınıza şu soruyu yöneltmek istiyorum.
Masonluğu, diğer ezoterik yapılardan ayrı kılan "şey" nedir? Bir birey, daha iyi insan olmak, erdemlerini arttırmak ve kendisini geliştirmek için illa ki mason olmasına gerek yoktur. Bireyler çok çeşitli kişisel gelişim aktiviteleri, STK'lar ve diğer sosyal sorumluluk aktiviteleriyle bu bilinci kazanıp daha da geliştirebilir. O halde masonluğun, bireyi daha iyi insan yapmaktan öte, diğer inisiye yapılardan farklı bir "şey" vermesi ve onlardan daha farklı bir yöntemi adaylarıyla paylaşması gerekir. Peki bu nedir? Bireyleri masonluğa bu kadar bağlı kılan, mesleğin kazandırdığı farklılık nedir?
Sevgili
@Adonai ,
Görüşlerinize katılmakla beraber, bir çırağın, ustalarını sevgiyle örnek alarak takip etmesi ve ustalık yolunda pişmesini destekliyorum. Keza ustanın görevi de bu değil midir? Taktir edersiniz ki bir ustayı usta yapan şey, kendisinden daha iyi (daha iyiden kastım kıyas değildir.) bir usta yetiştirmesidir. Elbette bu da, zorlama ve itaatle değil sevgi ve örnek olarak başarılabilir.
Sevgiler