Kaynak :
http://www.operaturkiye.com/wp1/?p=3341ilgili diğer linkler:
http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=r2&haberno=5250http://muziknadhspiel.blogcu.com/sihirli-fulut-mozart-in-essiz-eseri_7030101.html AYŞE ÖKTEM, ESER ANALİZLERİ / Mozart’ın Son Opera Şaheseri: Sihirli Flüt
Eserin Doğuşu
Emanuel Schikaneder’in (1751-1812) W.A.Mozart’a yeni bir türde bir opera yaratma fikrini ortaya atması 7 Mart 1791 tarihine dayanır. Aslında iki sanatçı birbirlerini uzun süredir tanımaktadırlar. Aktör, şarkıcı, rejisör, tiyatro kumpanyası sahibi gibi çok sayıda etiket taşıyan Schikaneder’in şehrin biraz dışındaki Theater auf der Wieden’in başına geçmesinden sonra, daha da yakınlaşmışlar; her ikisinin de mason olmaları bu yakınlığı daha da güçlendirmişti. Schikaneder’in teklifi, kötü bir kış geçiren Mozart için çok iyi bir zamana rastlar. Gönlünde uzun süredir bir Alman operası besteleme heyecanı vardır. Schikaneder’in çevresi şarkıcı ve oyuncular, bestecilerle doludur ve Wolfgang’ın onlarla dostane ilişkileri vardır. Nitekim 1790 yılında Schikaneder’in librettosunu, Henneberg, Schack ve Gerl’in de topluca partisyonunu yazdıkları “Kimya Taşı, ya da Sihirli Ada” (Der Stein der Weisen, oder die Zauberinsel) adlı eseri Mozart gözden geçirmiş, hatta birkaç mezür de kendisi eklemişti. Theater auf der Wieden‘de daha önce Christoph Martin Wieland’ın “Oberon” adlı, peri masalına dayanan şiirinin tiyatroya uyarlamasını sahneleyerek büyük başarı elde eden Schikaneder, bu kez librettosu için, yine Wieland’ın “Dschinnistan” adlı üç ciltlik eserinde yer alan “Sihirli Flüt” masalından yola çıkmış, Wieland’ın başka masallarından öğeleri de Sihirli Flüt’e dâhil etmiştir.
Schikaneder operanın müziğini Mozart’a teslim etmiş, kendi de librettoyu üstlenmişse de, eserin sahnelenmesi bir ekip işi olmuştur. Schikaneder Papageno, Schack ve Gerl Tamino ve Sarastro’yu seslendirecek, Henneberg ise Mozart’tan sonraki temsileri yönetecektir. Aslında bu tiyatro bir “aile işletmesi” gibi olduğundan, Schikaneder’in karısı koroda, kardeşi Urban Baş Rahip rolünde, iki çocukları hayvan rollerinde; Gerl’in eşi Papagena, Schack’ın karısı üçüncü Nedime, Mozart’ın baldızı Josepha Hofer Gece Kraliçesi, kocası da orkestrada kemancı olarak yer alacaklardır. Kenar mahallelerin birinde, vasat bir tiyatro dinleyicisi karşısına çıkan bu ekip ilk bakışta farklı izlenimler bırakabilir. Oysa bu tiyatroda sergilenen eserler Almanca olduğundan, toplumun çok çeşitli sınıflarından dinleyiciler, asilzadeler, aydınlar, hatta İmparator bile tiyatroya gelebilmekteydi, çünkü sahnesi çok büyük, sahne arkası mekanik sistemi çok gelişmişti ve görkemli sahnelemelere olanak tanıyordu. Orkestra üst düzey otuz beş müzisyenden oluşuyordu; şarkıcılar aynı zamanda çok iyi oyunculardı. Mozart, Temmuz ayında Sihirli Flüt’ü eser kataloguna kaydeder; provalar da başlamıştır. Hâlbuki partisyon açısından insan sesleri ve bas partileri hazırdır; orkestra partisini her zamanki gibi, çok sonra sonuçlandıracaktır. Bu arada, Requiem ve La Clemenza di Tito operasının siparişi geldiğinden, Eylül ayına kadar Sihirli Flüt’ü eline alamaz. Muhteşem orkestra partisinin tamamı Eylül ayının ilk iki haftası içinde; O Isıs korosu, Papageno’nun aryaları, ikinci finale, hepsi 12 Eylül’den sonra tamamlanır. Genel prova 29 Eylül’de, ilk gösteri ise ertesi gün gerçekleşir. Salon doludur ama dinleyicilerin birçoğu ne dinlemeye geldiklerini bilmemektedir. Mozart klavsenin başında, operasını yönetirken, Süssmayr nota sayfalarını çevirmektedir. Birinci perdenin sonunda eser karşısında biraz şaşıran halk fazla tezahürat yapmaz, alkışlar zayıf olur. Ama ikinci perdede dinleyiciler yavaş yavaş canlanırlar, sonunda müthiş bir alkış salonu inletir: Viyana Sihirli Flüt’ü kabul etmiştir. Eser Ekim ayında, her seferinde dolu salonda, 24 kez temsil edilir. Mozart gücünün yettiği son ana kadar temsillerde bulunur. Hastalık onu yatağına bağladığında ise, zihninden, dakika dakika operayı izler. “Şimdi ilk perde” ya da, “Şimdi senin sıran: haydi büyük Gece Kraliçesi!” diyerekten (Allgemeine Musikalische Zeitung). 5 Aralık 1791 gecesi artık Mozart yoktur.
Sihirli Flüt bir peri masalıdır ve insanın çocuk ruhuna hitap etmektedir. Ancak, Mozart’ın bu son şaheserinin “mason” içeriği de müzikologlar arasında tartışma konusu olmuş bir konudur. Mozart, baron von Gebler’in Thamos, Mısır Kralı adlı, masonluğu öven piyesinden esinlenerek 1773 ve 1780 yıllarında aynı ad altında, iki versiyon halinde, bir kahramanlık dramı (K.345/336a) bestelemiş, kendisi masonluğa kabul edildikten sonra da(1784) Thamos’un konusunun uzun süredir mason geleneği tarafından işlenmiş bir efsane olduğunun farkına varmıştı. Thamos ile Sihirli Flüt arasındaki konu benzerliği ayrıca dikkat çeker.
Mozart eser kataloguna Sihirli Flüt’ü “büyük opera” olarak kaydetmişse de, eser, müzikle sözlü diyalogların iç içe girdiği bir “Singspiel”dir. Theater an der Wieden’in oyuncu ve şarkıcılardan oluştuğunu düşünürsek, bu da doğal görünmektedir.
Eserin AkışıSihirli Flüt’ün “mason” içeriği her ne kadar tartışma konusu olmuşsa da, mason sembolleriyle işlendiği açıkça görülmektedir. Fransız müzik bilimcisi Jacques Chailley kitabında operayı tamamıyla bu bakış açısından ele almıştır. Aynı şekilde, önemli bir Mozart biyografisi yazarları olan Jean ve Brigitte Massin de masonluk öğesine fazlasıyla ağırlık vermişlerdir. “Mozart-Bir Yaşam Öyküsü” adlı kitabında Aydın Büke “bu iddiaların gerçeklik payı olmakla birlikte, operayı bir mason propagandası şeklinde algılamak son derece yanlıştır” demektedir. Eserin mason felsefesinin unsurlarından çokça yararlandığı da bir gerçektir.
(Masonluğa) Kabul merasimi daha uvertürle, mi bemol majör, yükselen bir dizi akorla başlar (bunların aslında Masonluğun simgesi olan üç akorla başladığı da iddia edilmişse de, Chailley kitabında uzun-kısa-uzun olmak üzere beş akor olduğunu anlatır.) Perde açıldığında, ormanda kaybolan Prens Tamino’nun büyük bir yılandan kaçtığını görürüz; yardım ister, sonra da korkudan bayılır.(”Zu hilfe, zu Hilfe!”) Gerek yılan (karanlık güçlerin, karanlık amaçlı içgüdünün), gerek Tamino’nun bayılması (Masonlukta benliğin ölmesi) simgeseldir. Gece Kraliçesinin nedimeleri olduğu anlaşılan yüzleri örtülü üç kadın belirir; yılanı üç parçaya bölerler; genç adamı hayranlıkla seyredip çekilirler. Konuşmalı ilk sahne gelir; uyanan Tamino yılanı görür. Yükselen beş nota eşliğinde bedeni kuş tüyleriyle kaplı, garip bir genç belirir, Pan flütü çalmaktadır; çok ünlenen bir arya ile kendini tanıtır, adı Papageno’dur; işi de kuş avlamaktır. (”Der Vogelfänger bin ich ja”). Hemen yılanı öldürdüğünü söyler fakat bu yalanı nedimelerce ağzına bir kilit takılmasına sebep olacaktır. Tamino’ya ise Kraliçe’nin kızı Pamina’nın Sarastro adlı bir şeytan tarafından kaçırıldığını söyleyerek, güzel kızın portresini gösteririler. Tamino duygusal bir arya ile aşkını ifade eder. (”Dies Bildnis ist bezaubernd schön”). Bu sırada büyük bir gök gürültüsüyle Gece Kraliçesi belirir. Kısa bir konuşma bölümünden ve orkestra eşlikli resitatifinden sonra Kraliçe’nin ünlü aryası gelir. (”O zittre nicht” – “Zum Leiden” ). Kraliçenin resitatifi ve aryası, kızı Pamina’nın kaçırılışı ve Tamino’dan onu kurtarması için ona tevdi ettiği misyonun bir anlatımıdır. Arya iki bölümden oluşur: yardım istediği, yakındığı( sol minör) larghetto bölüm ve kendisini toparladığı si bemol majör, Du, Du, Du (sen) kelimesi üzerine dayalı, emir havasında, hızlı Allegro moderato bölümü. Kızını kurtardığı takdirde, ona verebileceğini söylerken, kişiliği ortaya çıkar; duygusal annenin yerini Kraliçe’nin ihtişamı almıştır; tehlikeli vokalizler üst perdelere doğru çıkarlar, üst fa da sona erer. Tamino hemen harekete geçmeye karar verir, Sarastro’nun şatosuna gidip Pamina’yı kurtaracaktır. Nedimeler Tamino’ya , “insanların tutkularını değiştirebilen, hüzünlüyü neşeli, kadın düşmanını âşık haline dönüştürebilen” sihirli bir flüt verirler. Bu bölüm, enstrümanı Prens’e veren birinci Nedimenin solosu; flütün özelliklerini anlatan bir trio, iki genç adamın nedimelere katılarak flütü övdükleri bir beşliden oluşur. Nedimeler Prens ile Papageno arasında bir paralellik kurmak için de, Papageno’ya kariyonlar verirler.
(”Silberglöckhen, Zauberflöten”) Bundan sonra, Üç Nedimenin yerini Üç Çocuk alacaktır, Sarastro’nun sarayına kadar onlar eşlik edeceklerdir. (Çocuklar kabul aşamasının seviyesini temsil etmektedirler.) Kabul hazırlıkları sona ermiştir.
Gece Kraliçesi’nin Tamino’ya anlattığı hikâye, onun kendi yorumudur. Aslında Sarastro’nun kızını kaçırmasının tek amacı vardır: Tanrılar Tamino’yu Pamina’ya lâyık görmüşlerdir, Pamina Tamino’yla birleşecektir. Bunun ön koşulu da, kusursuz, örnek bir çifti oluşturabilmeleri için, her iki gencin de sınavlardan başarılı olarak çıkmalarıdır.
Pamina’nın da benzer güçlükte sınavlardan geçmesi gerekmektedir. Sahne değiştiğinde Sarastro’nun sarayından Pamina’nın kaçmaya çalıştığını, Monostatos’a yakalanınca bayıldığını görürüz. Bu noktada Pamina’nın da sınav süreci başlamış olmaktadır; Tamino gibi, o da bayılmıştır; diğer bir ifadeyle yeniden doğmak için kendi benliğini öldürmüştür. Pamina için karanlık güç bir yılan değil, Sarastro’nun kendisine Pamina’yı gözetme görevini verdiği ve bu misyonunu kötüye kullanmış olan Monostatos’tur. (Mağribi olarak da geçen Monostatos, karanlıklarla eşleştirildiğinden siyahîdir). Zenci olan Monostatos Pamina’ya sahip olmak istemektedir. Bu arada saraya gelen Papageno, Monostatos ile karşılaşır: her ikisi de birbirlerinden korkarlar. Monostatos kaçar. Bu komik manzara müziğe de yansımıştır. Papageno durumdan istifade ederek, ayılan Pamina’ya annesinin görevlendirdiği bir Prens’in kendisini kurtaracağını söyler. Bu farklı iki karakter arasında çok yalın, aynı zamanda son derece yumuşak, tatlı bir melodide bir düet başlar. (”Bei Männern,welche Liebe fühlen”) Dekor değiştiğinde üç kapılı bir tapınağın önünde Tamino görünür. Hiyerarşik bir sırada oldukları anlaşılan kapıların üstünde “Akıl Tapınağı”, ” Bilgelik Tapınağı” ve “Doğa Tapınağı” yazmaktadır. Ortadaki “Bilgelik Tapınağı”dır; çünkü önemli olan bilgeliğe, doğanın gizemlerinin bilincine vararak, akıl yoluyla, ulaşmaktır. Burada beliren yaşlı Rahip ile Tamino arasında, eşlikli bir resitatif şeklinde uzun bir diyalog geçer; bu konuşmadan Tamino, kızın hayatta olduğunu anlar ve flütünü çalmaya koyulur. (”Wie stark ist nicht dein Zauberton”) Flütün sihirli sesiyle hayvanlar dans etmeğe başlarlar. Bunu gören Tamino flütün çağrısına Pamina’nın da cevap vereceği ümidine kapılır. Ne yazık ki sadece Papageno’nun Pan flütünün yükselen beş notadaki yanıtı duyulur. Bu sırada Monostatos’tan kaçan Papageno ile Pamina yakalanırlar. Bunun üzerine Papageno kariyonları çalar; kötü adam ve muhafızları dans etmeğe başlarlar. Trompetler ve koro Sarastro’nun gelişini anons eder. Pamina ondan af diler; kaçmak istemiştir, suçludur ama, aslında Monostatos’tan kaçmaktadır. Derken Monostatos Tamino’yu getirir. İki genç birbirlerine sarılırlar, Sarastro Pamina’yı affeder, Monostatos’u ise cezalandırır. Sarastro, iki gencin tapınağa girmeden sınavlardan geçerek arınmaları gerektiğini söyler; trompet, timpani ve trombonların eşliğindeki koronun Sarastro’yu övmesiyle perde sona erer.(”Wenn Tugend un Gerechtigkeit”)
İkinci perde açıldığında Sarastro, rahiplere Gece Kraliçesinin gücünün kırılması için Pamina ile Tamino’nun birleşmeleri, bunun için de sınavdan geçmeleri gerektiğini anlatmaktadır. Rahipler onaylar.(”O Isis und Osiris”)* Pamina da karanlık güçlerle savaşmak zorundadır. Bu arada Monostatos hâlâ etrafında dönmekte, onu öpmeye çalışmaktadır. Esasen olayın önemi yoktur ama Mozart’a Monostatos için şaşırtıcı cerbezelikte, hızlı, sempre pianissimo, akılda kalıcı bir aryayı besteleme fırsatı vermiştir.(”Alles fühlt der Lieben freunden”) Monostatos’tan Pamina’yı annesi kurtarır. Kraliçe’nin aryası tüm operanın en önemli aryasıdır demek yanlış olmaz. Bu aryadan önce, anne-kız arasındaki konuşmadan, Kraliçe’nin eşinin, Isis’i kabul edenler lehine yedi haleli güneş çemberinden oluşan güç kaynağından feragat ettiğini öğreniriz. Bu güçlü amblemi taşıyan da şimdi Sarastro’dur. Pamina Sarastro’yu savunur, çılgına dönen Kraliçe, kızının eline bir bıçak verir ve onu öldürmesini emreder. (”Der Hölle Rache”). Opera repertuarının en ünlü soprano aryalarından biri olan bu bravur aryasında Kraliçe, ilk mezürlerlerden itibaren, peslerden tizlere, geniş bir aralıkta, akrobatik vokalizler, tremololar ve arpejlerle üst fa’ya kadar çıkar; aryanın ikinci kısmında yine tehlikeli triyolelerden sonra, intikam talebiyle, arya kesin bir tonda, aniden biter, Kraliçe gider. Konuşulanları duyup, yalnız kalan Pamina’ya şantaj yapmaya gelen Monostatos’u Sarastro kovar; çok sıcak, güzel bir arya ile hoş görüsünü ifade eder.(”In diesen heil’gen Hallen”)
Pamina ve Tamino için sınavlar sürmektedir. Pamina’nın sorularını yanıtlamaması gereken Tamino suskunluğuyla genç kızın ümitsizliğe kapılmasına neden olur. Mozart’ın umutsuzluğu, hüznü ifade etme tonalitesi olan sol minör tonunda, operanın en güzel aryalarından biri gelir.(” Ach, ich fühl’s”). Güneşin doğuşunu, zaferini öven rahiplerin muhteşem korosu (”O Isis und Osiris, welche Wonne”) işitilir. Parlak re majör tonalite Tamino’nun artık sınavlarında başarılı olduğunu anlatır; ama Papageno’ya kapılar kapanmaktadır; aslında onun derdi başkadır; bir bardak şarap ve zevkine uygun bir eş onun için yeterlidir.(”Ein Mädchen oder Weibchen wünscht Papgeno sich!”) Papageno’nun aryası ve ona eşlik eden kariyonların sesi hemen herkesin hafızasındadır. (Aslında bu arya popüler bir halk şarkısı olup, farklı eserlerde, çeşitlemeleri bulunmaktadır. Mozart çok tatlı bir şekilde kullanmıştır aryayı.) Daha önce de Papageno’nun karşısına çıkan yaşlı kadın birden genç, güzel bir genç kız olarak belirir: Papagena’dır bu. Ama birbirlerinden aniden ayırırlar onları. Ümitsiz Pamina elindeki bıçakla kendini öldürmek isterken, Üç Çocuk engel olur.
Artık ikinci perdenin büyük finaline yaklaşmaktayız. Tamino’nun iki büyük engeli, ateş püskürten bir dağ ile, çağlayanların bulunduğu bir dağı aşması gerekmektedir. Trombonların akorlarlarıyla başlayan kısa bir prelüd, bize bu aşamadaki ağır, baskıcı, biraz da dinsel atmosferi yansıtır. Pamina’yı yanına isteyen Tamino bu engelleri de, sihirli flütünün eşliğinde aşar. Buradaki muhteşem düet (” Tamino mein!” “Pamina mein!” “O welch ein Glück!”) olayların akışında bir değişimi de yansıtır; Pamina duruma hâkimdir; “sana ben rehberlik edeceğim; aşkım beni yönlendirecek” derken flütün sembolik değerini de açıklar: babası flütü fırtınalı bir günde asırlık bir çınardan yapmıştır; flüt, insan nefesiyle canlanan Doğanın sesidir, aynı zamanda da müziğin ruhudur. Sahnenin bitimi, partisyonun en güzel sayfalarındandır. Flüt sayesinde çift engelleri aşar. Papageno’ya gelince: yarı komik, yarı acıklı bir halde, intiharın eşiğine gelmişken Üç Çocuk yardımına koşar: neden kariyonları çalmamaktadır? Kariyonların duyulduğu anda Papagena ortaya çıkar ve Mozart’ın hecelerle oynadığı, eğlenceli, etkileyici, ünlü düet gelir. (”Pa-pa-pa…”)
Sona ulaşılmaktadır. Masalın içindeki “kötüler”, gece Kraliçesi, 3 Nedime ve Monostatos finale doğru bir girişimde daha bulunurlar, Sarastro’yu ve Tapınağı yok etmek isterler, fakat orkestranın canlandırdığı büyük “gürültü” içinde yer yarılır ve onları içine çeker. Sahneyi kaplayan, güneş parlaklığındaki bir ışık altında, Sarastro, Güneşin zaferini, bilgeliğin büyüklüğü ve güzelliğini ilân ederken, muhteşem bir koro ile opera sona erer.(”Die Strahlen der Sonen” ” Es siegte die Stärke”)
Eserin yapısı ve Sesler (karakterler)Görüldüğü gibi, Sihirli Flüt bir peri masalıdır, ama sembollerin yüklü olduğu bir peri masalı. Aslında eserde her şey semboldür; sayılar, renkler, davranışlar, cisimler, her şey. Fakat bu, Sihirli Flüt’ün, özellikli bir seyirciye hitap ettiği anlamına gelmemektedir. Sihirli Flüt’ün asırlar süren başarısı, evrensel bir boyut kazanmış olması da bunu gösterir, evrensel olmuş bir eserde masonluk felsefesinin olduğu görüşü, yorumlardan sadece biridir.
Operanın librettosu zayıftır. Buna karşılık birçok müzik tarzının bir araya geldiği partisyon, Papageno’nun neşeli küçük şarkılarıyla, Gece Kraliçesi’nin parlak, büyük aryalarıyla, popüler melodilerle, muhteşem korolu ilahileriyle en ustaca yazılmış müzik sayfalarını bir araya getirmektedir. Bununla beraber, Schikaneder-Mozart işbirliğinde, eseri her iki tarafın da biraz kendi tarafına çektiği yanlar vardır. Başarısız bir denemeden sonra, eserdeki yön değişikliğinde, besteci Mozart kadar, Mason Mozart’ın etkisi hissedilir. Schikaneder de mason olduğundan, besteciyi izlemiştir. Fakat başlangıçta düşündüğü şey, komikliklerle dolu, büyük bir temsildi. Süslü bölümlerin, “hayvanların” ve bunun gibi masalsı unsurların varlığı bundan kaynaklanmaktadır. Papageno’ya gelince, Schikaneder’in kendi için yarattığı bu karakteri Mozart çok güzel kullanmıştır.
Başlıca karakterlere bakacak olursak;Bilgelik Tapınağının hâkimi Sarastro Kraliçe’nin karşıtıdır; gündüzü temsil eder. Sarastro aynı zamanda “Güneş”tir. Kraliçe ise “Ay”dır. Bu karşıtlık, iki uçta olmaları itibariyle, müziksel olarak da mevcuttur. Genelde, pes sesler kötülere mal edilir; oysa burada Sarastro, bir “bas profond” dur (derin bas) fakat çok da koyu olmaması gerekir, sesinin sıcaklığı dinginliğiyle, fikrinin derinliğiyle özdeşleşecektir. Volümlü ve zengin bir ses tonunun olması beklenir. Gece Kraliçesi adını kendini adadığı karanlık güçlerden almaktadır; karanlıkların temsilcisidir. Yaralı anne rolü, kısa sürede, intikam ve öldürme hırsıyla kaybolur. Sesi parlak ve çarpıcıdır. Tizlerdeki vokalizleri, karanlıktaki yıldızlar gibi, yanar, söner. Yorumcusunun bu nedenle sadece tiz perdelerde söyleme kolaylığına değil, sesinin aynı zamanda üst perdelere yakın, müziksel açıdan güçlü olması gerekir. Tamino misyonuna sadık, uslu Prens rolündedir. Tenor sesinin alıştığımız Mozart tenor sesinden az daha koyu, yumuşak, renkli, genç olması beklenir. Pamina’nın ses çizgisi süslemelerden uzak, yalın, berrak, bununla beraber, acısını ve ümitsizliğini de yansıtacak koyuluklara da sahip olması gerekmektedir. Sesin tınısı, kişiliğini yansıtacaktır. Tamino-Pamina rollerinin icrası, ajiliteye yer verilmemiş olmasına karşın, son derece güçtür. Papageno adını Almancada papağandan, papagei, almaktadır. Konuşkan, saf, neşeli, umursamaz, eğlenceli, komiktir. Schikaneder’in şarkıcı-oyuncu kimliğine göre yaratılmıştır (Wieland’ın masalında yoktur). Esnek bir bariton, aynı zamanda iyi bir oyuncu olmak gerekir. Papagena , Papageno’nun yansıması, ikizi gibidir. Dolayısıyla aynı ölçüde eğlenceli ve çekici, parlak, ama hiçbir şekilde keskin hatlı olmaması lâzımdır. Monostatos Sarastro’nun aydınlık dünyasının karanlık cephesini temsil eder; kötü adamdır. Mozart onun için biraz öfkeli bir adam rolü için müzik bestelemiştir. Üç Nedime, Üç Çocuk ve Rahip diğer önemli, her biri özel karaktere sahip, ağırlıkları olan rollerdir.
İlk seslendirilişinden bir yıl sonra yüz temsile ulaşan Sihirli Flüt, Theater aus den Wieden’in 1801 yılında kapanışına kadar 223 kez sahnelenmiş; daha sonra da Viyana’da Theater an der Wien’de sahnelenmeye başlanmıştır. Dünyanın birçok ünlü opera sahnesinde sergilenen eserin en ünlü yapımlarından biri de, ünlü İsveçli yapımcı Ingmar Bergman’ın sinemaya uyarladığı (1974) başyapıttır.
KayıtlarEserin çok sayıda kaydı mevcuttur. Aşağıdaki liste tercihimizi yansıtmamaktadır; sadece çeşitli kaynakların önerdiği seçkin kayıtlar arasından seçilmiştir.
CD Kayıtları•Sir Neville Marriner (1989) Academy of St.Martin-in-the-Fields ; Te Kanawa, Studer, Araiza, Ramey, Bär, Lind (Philips)
•K.Böhm (1964) Berliner Philh.;Lear, Peters, Wunderlich, Crass, Fischer-Dieskau, Otto (DG)
•Karajan (1979) Berliner Philh.; Mathis, Ott, Araiza, van Dam, Hornik, Perry (DG)
J.E.Gardiner (1996) English Baroque Soloists; Oelze, Sieden, Schade, Peeters, Finley, Backes (Archiv)
G.Solti (1969) Wiener Philh.; Lorengar, Deutekom, Burrows, Talvela, Prey, Holm (Decca)
DVD Kayıtları•Salzburg (1982) J.Levine, J.P.Ponnelle ; Talvela, Schreier,Gruberova, Cotrubas, Boesch (TDK)
•Münich Operası (1983) W.Sawalich, A.Everding ; Moll,Araiza,
Gruberova, Popp, Brendel (DGG)
• Zürich Operası (2000) Welser-Möst, J.Miller; Salminen, Beczala,
Mosuc, Hartelius, Scharinger (TDK)
[1] J.B.Henneberg (1768- ) besteci; B.Schack (1758-1826),Tamino’nun yaratıcısı, flüt sanatçısı, besteci, tenor; F.X.Gerl(1764-1827) besteci, bas, Sarastro’nun yaratıcısı
[2] Christoph Martin Wieland (1733-1813) şair ve yazar
[3] “Sihirli Flüt, Mason Operası”, R.Laffont (1968), (Ed. D’Aujourd’hui–1975 yeniden basım)
[4] “W.A.Mozart”, Club français du livre 1959(yeniden basım Fayard 1970)
[5] Dünya Kitapları–2006
[6] Tremolo : İtalyancada titremekten, sesin kesintili ya da kesintisiz, sürekli tekrarı (Bk. Ansiklopedik Müzik Sözlüğü, İ.Aktüze, Pan Y., 2003)
[7] Triyole: herhangi bir değerdeki notanın 3 eşit parçaya) bölünmesi (a.g.e.)
* Bilindiği gibi, Isis ve Osiris Mısır Tanrılarıdırlar. Sihirli Flüt’te Mısır etkisi özellikle ikinci perdede kendini hissettirir. Bunda o dönemde etkin bir kişilik olan Ignaz von Born’un modern masonluk ile antik Mısır ayinleri arasında ilişki kurmasının etkisi büyük olmuştur. Birçok eleştirmen, Born’un Sarastro karakterine örnek olduğunu dahi söylemiştir.
Andante Dergisinin 34ncü sayısında yayınlanmıştır