Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Işık hızı aşıldı!  (Okunma sayısı 7133 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 21, 2008, 12:02:53 öö
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 784
  • Cinsiyet: Bay

Eski bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Işık hızı aşıldı
 20. yüzyılın fizik yasalarını alt üst edecek bir deney gerçekleşti. Işık hızının bilinenden 300 kat hızlı seyahat edebildiği kanıtlandı.
Şimdi Einstein'ın "İzafiyet Teorisi"nin çökmesi gündemde...

      Amerikalı bilimadamları, fizik kurallarını altüst eden bir deney gerçekleştirerek ışık hızının aşıldığını kanıtladı.

Laboratuvar koşullarında ışık hızının, bilinen sınırı olan saniyede 300 bin kilometreyi 300 kat aştığını açıklandı. Bu deneyin sonucunun doğrulanması halinde, "Kuantum Fiziği'nin" temel taşlarını atan fizik dahisi Albert Einstein'ın ünlü "İzafiyet Teorisi"nin çökeceği öne sürüldü. Princeton Üniversitesi'nde yapılan deneylerde "ışığın gideceği yere daha seyahatine başlamadan önce vardığı" saptandı. Başka değişle ışığın zamanda ileri doğru atladığı tespit edildi.

SEZYUM GAZI TESTİ
Princeton NEC Enstitüsü'nün uzmanlarından Dr. Lijun Wang, açıklamasında, laboratuvar deneyinin, bir ışık demetinin, içinde özel olarak hazırlanmış sezyum gazı bulunan test ortamına gönderilmesiyle yapıldığını söyledi.


Wang'ın verdiği bilgiye göre, aşırı hassas zaman ölçme cihazlarının kullanıldığı deneyde, ışık demeti, daha sezyum gazlı test ortamına girmeden ortamdan çıktı. Işık demetinin test ortamından çıkıp yoluna 20 metre devam ettikten sonra, ortama daha o anda girdiği belirlendi.

Wang, bir başka deyişle, ışık demetinin, iki yerde aynı anda bulunduğunu söyledi. Yani ışık daha test ortamına girmeden dışarıya çıktı.

Test sonuçlarını inceleyen Berkeley Üniversitesi fizik profesörü Raymond Chiao, deney verilerinin "inanılmaz bir duruma işaret ettiğini" söyledi. Bilinen fizik kurallarına göre her türlü veri, en fazla, saniyede 300 bin kilometre olarak kabul edilen ışık hızıyla iletilebildiği gibi, zaman da, bu ışık hızıyla göreceli olarak hesaplanıyor.

ETKİ-TEPKİ YASASI
Wang'ın deneyinin geçerli kabul edilmesi halinde, fiziğin temel kanunlarından olan ve "neden sonuçtan önce gelir veya bir olgunun sonu başından sonra gelir" şeklinde özetlenebilecek "etki-tepki" yasasının da geçersiz kalacağına dikkat çekiliyor. Bu durumda, bir olgunun sonucu, onu yaratan nedenden önce geliyor.


Ve başlamadan bitmesi mümkün olabililiyor. Deney sonuçları bilinen zaman kavramının "çökeceğine" işaret ediyor.

Köln Üniversitesi Dr. Guenter Nimtz de, konuyla ilgili yaptığı açıklamada böylece "bilgi"nin ışıktan daha hızlı bir şekilde ulaştırılabileceğinin kanıtlandığını söyledi. Lijun Wang ve ekibinin araştırmasının tüm ayrıntıları, ünlü bilim dergisi Nature tarafından satın alındı. Derginin son sayısında araştırmanın detayları yayınlanacak.

Einstein'ın izafiyet Teorisi nedir?
Evrende hiçbir şeyin kesin ve mutlak olmadığı, zamana ve mekana göre değiştiği temeline dayanır. Örnek olarak, bir gök cisminin dolanım süresi, dünyadaki bir gözlemciye göre hesaplanmıştır. Aynı gökcisminin dolanım süresi, başka bir gezegendeki gözlemci için daha uzun ya da daha kısa olabilir. Einstein'ın vardığı sonuca göre, ışık hızı ile seyahat edilirse uzunlukların kısalması, zamanın yavaşlaması, kütlenin değişip bir enerji demeti (ışık) haline dönüşmesi mümkündür. Işık hızından daha hızlı hareket etmek mümkün değildir. Işık hızıyla seyahat eden bir kişi (uzay mekiğinin içindeki bir astronot) için zaman yavaş geçer. Dışarıdaki insan içinse zaman normal akar. Bu da zamanda yolculuğu gündeme getirmiştir.
 
Kaynak
http://arsiv.sabah.com.tr/2000/06/05/d06.html


Ağustos 21, 2008, 12:51:29 öö
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 269
  • Cinsiyet: Bay

Işık hızı aşıldı,
Etrafa neşe saçıldı...

Halen fanatik ve yanlı bir gazetede bu tip bir haber görmek ve duymak güzel..
Bilgili bir aptal, bilgisiz bir aptaldan daha aptaldır.
  Moliere


Ocak 23, 2009, 04:14:07 ös
Yanıtla #2
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

iyide ısık hızı bilinenden hızlı olunca izafiyet neden cokuyor onu anlamadım ben


Şubat 15, 2009, 12:07:47 ös
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

isigin bilinenden hizli olmasi demek gunesin dunyaya daha uzak oldugu demekmi yani bu gune kadar gunes isiginin 7 dakikada dunyaya ulastigini soyleyen fizikciler simdi gunes isiginin dunyaya 300 kat daha az zamanda geldigini soylemek zorundalar gunes sisteminin km haritasi degisiyor oylemi?


Şubat 28, 2009, 05:34:22 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Einstein'in "Izafiyet Teorisi"nin cokebilecegi haberine, yine Einstein'in kendi sozuyle katkida bulunmak istiyorum ;
"Gerçeklikle karşılaştırıldığında, bilimde vardığımız düzey ilkeldir, çocuk oyuncağıdır. Ama sahip olduğumuz en değerli şey odur."

Nasil ki atom alti fizigi, klasik Newton fiziginin bazi en temel prensiplerini alasagi ettiyse, birgun Einstein'in teorisinin de gelistirilmesi veya degistirilmesi olasidir diye dusunuyorum. Ama yine de sozkonusu deneyi gerceklestiren Wang ve ekibi kendi deneylerine dayanan ozgun teorilerini yayimlayincaya kadar, elimizdeki en degerli bilgi Izafiyet Teorisi.

Bu arada atom alti parcaciklarinin bir varolup, bir kaybolduklarini biliyoruz. Yillardir fizikcilerin birbirlerine en cok sorduklari soru : "Iyi de, bu parcaciklar burada olmadiklari zaman nerede oluyorlar?"

Belki baska bir boyutta, baska birileri de ayni soruyu soruyor ve atom alti parcaciklar burada yok olduklarinda, orada gorunuyorlar. Orada yokken de, buradalar. Ya da zamanda sicrama yasiyorlar. Her iki ihtimalde de, evrenin bizim algilayabildigimizdan cok daha karmasik oldugu, farkli boyutlar arasinda gecis olabilecegi  ve zamanda seyahat demiyelim de, sicramalar yapmanin mumkun olabilecegi sonucunu cikarabiliriz.


Mart 01, 2009, 02:22:09 öö
Yanıtla #5
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 784
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Quantum,

Atom altı parçalar değil,  onu gözlemleyenin kendisi  belirsiz olabilir! Dünyayı evrenin merkezi olarak gören insanoğlu, yanıldığını uzun zaman (zaman ne ise! )  sonra anlayabildi. Deneylerde, doğası gereği gözlemci kendini merkeze koyarsa, aldığı referans noktaları kadar yanılmış olur, ki en önemli referans noktası gözlemcinin kendisidir. Gözlemler de kullanılan araç gereçlerdeki ölçü birimleride kendi kabullerimizden başka bir şey değildir. Bildiğimiz, bilimsel açıdan doğru olabilir ama yanılmalarında ana sebebide olabilir. Bu yanılgı bizi aynı kısırdöngülere mahkum bırakabilir(Kafes). Kilit nokta zaman prangasıdır.

Belkide evrenin kendisi, başka bir boyutun küçük bir atomundan (veya benzeri) başka bir şey değildir. O halde mekan denen şeyde bir enerjidir, madde ve oluşturduğu canlı kümelerde atom altı diğer parçalardır. İnsanda vardır (doğum), yoktur(ölüm) aslında kaybolan bir şey yoktur.

Saygılarımla,


Mart 01, 2009, 03:01:54 öö
Yanıtla #6
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 784
  • Cinsiyet: Bay

Algıladığımız zaman büküldüğü için ışık daha ortama girmeden 20metre uzağa düşüyor. Gelecek, o  andan önce beliriyor. Bu nedenledirki  sonuç nedenden önce beliriyor. Şu açıdan da bakabiliriz, eylem kararı alınan bir şeyin geleceği var olmuştur. Algıladığımız zamanı bükebilecek bir ekipmana sahip olsaydık geleceği de gözlemleyebilirdik. Azınlık Raporu (Minority Report)  isimli filmde de benzerlik taşıyan bir konu işleniyordu.

Her şeyi ışığın yansımaları olarak kabul edersek evrene yayılan düne ait ışığı (geçmişi) izlemekte mümkün olabilir. Bildiğiniz üzere bir çok yıldızınn şu anda gördüğümüz ışığı, aslında o yıldızın geçmişinden gelen  görüntüsüdür.  Örneğin şu an 2009 yılındayız, bizden 86 ışıkyılı uzakta bulunan bir yıldız olsa ve ordan dünyayı gözlemliyor olsaydık cumhuriyetin ilanına tanık olurduk. :)

Benzer bir konu yine bir filme konu olmuştur Deja Vu.
« Son Düzenleme: Mart 01, 2009, 03:11:14 öö Gönderen: dogudan »


Temmuz 07, 2013, 11:22:40 öö
Yanıtla #7
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 405
  • Cinsiyet: Bay

Bu deneyin sonuçları kanıtlanamadı sonunda bilimde devrim olmadı....
Ama o zamanlar bu olay bayağı bir heyecan yaratmıştı.


Temmuz 07, 2013, 03:03:31 ös
Yanıtla #8
  • Ziyaretçi

Deney sonuçları bilinen zaman kavramının "çökeceğine" işaret ediyor.

Yazının içinde yer alan (yukarıda kopyalayıp, yapıştırmış olduğum) tanımlama yanlıştır.
Zaman kavramının "çökmesi" asla söz konusu değildir. Kavramın içerdiği (şimdiye kadar bilnenen, bilim dünyasınca kabul görmüş olan) tanımlamanın değişmesi ve dolayısyla "ZAMAN kavramının yeniden tanımlanışı" şeklinde ifade edebiliriz. "DEĞİŞMEYEN TEK "şey" VARSA , O DA DEĞİŞİMDİR".
Kaldı ki, zaman yolculuğu çok uzun zamandır zaten yapılmaktadır (bilinmekte ve uygulanmaktadır).
Keşfetmek, Bilmek, Bulmak : Unutulmuş olanı HATIRLAMAKTIR.
"Olmuş Olan, Olmakta Olan ve Olacak Olan AYNI ZAMAN İÇİNDEDİR. Geçmiş, şimdi ve gelecek şeklinde ifade edilen, tanımlanagelen 3 zaman dilimi gerçekte (aslında) BİR (tek) zamandan oluşmaktadır.
"Kuantum evrende olasılıklar sonsuzdur ve bu olasılıkların hepsinin birden aynı anda ("şimdi", "şu an".. dediğimiz zaman dilimi içinde) olasılıkların hepsininin birden ) gerçekleştiği, var olduğu AYNI (içinde yer aldığımız) zaman dilimidir " şeklinde de ifade edebiliriz.

Werner Heisenberg Belirsizlik İlkesi de zaten bu durumu anlatır.
1927 yılında Werner Heisenberg tarafından öne sürüldü. Kuantum fiziğinde Heisenberg'in Belirsizlik İlkesine göre, bir parçacığın momentumu ve konumu aynı anda tam doğrulukla ölçülemez (momentum değişimi = kütle değişimi x hız değişimi). Belirsizlik ilkesini daha da genellenmiş olarak anlatmak istersek şunları söyleyebiliriz. Kökleşik (klasik, deterministik) fizikten ayrı olarak Kuantum fiziğinde her fiziksel niceliğe denk gelen bir reel sayı değil, bir işlemci vardır. Bu işlemciler, kökleşik mekanikten ayrı olarak sayısal değerler ile değil matrisler ile temsil edilir. Dolayısıyla, kuantum mekaniğinde ölçülen fiziksel niceliğin ölçüm sırası önemlidir. Herhangi iki fiziksel niceliği (örneğin: konum ve momentum) ele alalım. Eğer bu fiziksel niceliklere denk gelen iki işlemci yer değiştiremiyorsa bu iki niceliğin (örneğin: momentum ve konum) aynı anda ölçülmesi olanaksızdır. Bu durumda kesin sonuçlardan değil, bir ortalama değer yakınlarında dalgalanan değerlerden söz edebiliriz. Belirsizlik ilkesi determinizmin "her şeyi kesin olarak belirleyebilme" önermesini tamamıyla yıkmıştır, ancak determinizmin temel aldığı nedensellik ilkesinin geri kalanı ayakta kalabilmiştir.

Özet Sonuç olarak: Zaman kavramı , "AN"ı gözleyene bağlı olarak sonsuz olasılıklar içeren ve hepsinin aynı anda geçerli gerçeklikler olduğu YORUMLAR bütünüdür , dolayısıyla gözlem yapan gözlemi yapılandan ayrı ve bağımsız DEĞİLDİR,, iç içe çok boyutlu bileşik bütündür (GÖRECELİDİR).
Evren, BÜTÜNSEL ZİHİNDİR;  zihin evrendir.

Işık hızının aşılmış olması Albert Einstein'in E=M.C2  ifadesini (formülasyonunu) ortadan kaldırmaz ve çelişki YOKTUR.
Einstein'ın ifade etmeye çalıştığı şudur: BİYOLOJİK , MADDESEL BEDENLİ "İNSAN" V.B. MADDİ YAPI DEĞİŞMEDEN IŞIK HIZINI AŞMAK ; daha farklı bir anlatımla ; NESNELERİN (ÇÖZÜNÜP TEKRAR BAĞLANMASI, BİRLEŞMESİ PROSESİ) ENERJİYE DÖNÜŞÜM OLMAKSIZIN IŞIK HIZINI AŞABİLMESİ İMKANSIZDIR şeklinde de ifade edebiliriz.

Konunun önemi ve derinliği sebebiyle yorum yazımın uzunluğunun hoş görü çerçevesinde anlayışla kabulünü önemle rica ederim.
Sevgi ve saygılarımla***
« Son Düzenleme: Temmuz 07, 2013, 03:37:39 ös Gönderen: john »


Temmuz 01, 2014, 12:02:42 öö
Yanıtla #9
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 402
  • Cinsiyet: Bay

Işık hızının aşılması başlığı esas itibarı ile vurucu ilgi çekici bir başlık. Fakat bu konuda bir kaç noktanın altını çizmem gerekir.

- İlk olarak böyle bir deneyde kullanılacak aletlerin tasarımı mevcut bilgi (ışık hızının aşılamaması prensibi) ile  yapıldığından bu tarz bir bir ölçüm nasıl yapılabilir. Yapılamaz.

- İzafiyet teorisinin (bu arada tarihte bu gün 1905 yılında Einstein izafiyet teorisini formulize ettiği "Hareket eden cisimlerin elektrodinamiği üzerine" isimli makalesini Fizik Yıllıklları dergisinin yayın kuruluna göndermesinin yıl dönümü) postulalarından biri derki ulaşılabiliecek maksimum hızın değeri ışığın boşluktaki hızı c= 300bin km/s (bu değer yaklaşık bir değer olup Michelson ve Morley tarafından 1890'lı yıllarda ölçüldü ve kendilerine 1907 yılında Nobel fizik ödülü kazandırdı) olup bu değere ulaşmak imkansızdır. Aşılması durumunda ise kütle enerjiye dönüşecektir (E=mc^2).

- ilk iki maddeden hareket ile nasıl ölçüm yapılabilir.

-  Işık her ortamda "maksimum bilgi taşıma hızı" ile (ışık hızı olan c ile ) gitmez daha yavaş da gidebilir (örneğin su içinde daha yavaş gider). işığın yavaş gittiği durumlarda bazı parçacıklar ışığı geçebilir. Örneğin bazı süpernovalardan yayılan nötrinolar (kütlesi 0 a yakın ışık hızının %99.99 u ile giden parçacıklar) süpernovanın ışığından daha önce dünyaya varabilir. Çünkü süpernovadan çıkan ışıklar yıldız bulutsularının içerisinde yavaşlar fakat madde ile etkişleşmeyen nötrinolar yavaşlamaz. Kimi gazete duyduğumuz ışık hızı geçildi tarzı haberlerin temel esprisi de budur (zaten yavaşlamış olan ışığın hızı geçilmiştir.).

- Bir önceki açıklama ile bağlantılı olarak fizikte faz ve grup hızları vardır. Faz hızı fiziksel bir bilgi taşımaz. Grup hızı ise bilgi taşır. Bazı hesaplarda faz hızı c'den büyük çıkabilir. ama grup hızı asla çıkamaz.

Saygılarımla

Nosce te Ipsum


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
29 Yanıt
14825 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 11, 2017, 10:02:35 öö
Gönderen: Gezdirici
3 Yanıt
5559 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 24, 2018, 03:23:03 ös
Gönderen: Zennn
Ot Hızı

Başlatan akasya Siirler ve Sairler

0 Yanıt
2288 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 17, 2008, 01:01:51 ös
Gönderen: akasya
4 Yanıt
9845 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 28, 2010, 12:28:36 ös
Gönderen: Prometheus
0 Yanıt
4193 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 03, 2011, 04:55:47 ös
Gönderen: shaGrot
0 Yanıt
4608 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 12, 2011, 07:59:00 ös
Gönderen: Waldow
0 Yanıt
3037 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 21, 2013, 07:58:13 ös
Gönderen: karahan
1 Yanıt
2758 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 16, 2014, 07:01:20 ös
Gönderen: Kadim
5 Yanıt
6076 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 12, 2015, 12:27:10 ös
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
16854 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 22, 2015, 03:17:57 öö
Gönderen: Risus