Sayin Amurdad,
Oncelikle saygi duydugunuz icin tesekkur ederim, duygularimiz karsilikli.
Laiklik ve Ataturkculuk konularinda kati demeyelim de oldukca hassasim diyelim. Hassaslik bazen katidan da katidir... Niye hassasim, onu da soyleyeyim; Kubilay'in basini kesecek kadar insaliktan nasibini almamis, bu eylemi yaparken de temeli Yuce dinimize baglayan gericilerin karsisinda dimdik durabilmek icin. Allahin verdigi cani alacak yine Allah'tir, O'nun yolundan gittigini iddia eden gerici beyinsizlerin degil...
Beyefendi, lutfen bu konu basligi altinda yazdiklarimi tekrar okuyunuz: Ben B. Arinc'i dedesinden dolayi elestirmiyorum, dedesinin yolundan giden ve bunu Allah adina yaptigini iddia ettigi icin elestiriyorum.
B. Arinc gibiler elbette siyaset yapsin, konussun. Konussun ki bu Yuce Millet neyin dogru neyin yanlis oldugunu anlasin ve bir cok mecrada tartissin, bu forumda bizim tartistigimiz gibi. AKP'den onceki beyanlarina baktiniz mi hic; seriat isteyen, AB'ye kesinlikle karsi olan, laikligin yikilmasini isteyen bu ve yanindaki donekler degil miydi? Ben mi yanlis hatirliyorum yoksa? Simdi demokrasi ve AB asigi kesildiler, ne buyuk istikrar, ne buyuk istibdat degil mi?
Kubilay olayindan, ya da daha dogru tabirle Cumhuriyet Rejiminin, 1925 tarihli Seyh Sait ayaklanmasindan sonraki ikinci onemli IRTICA olayindan sonra Mustafa Kemal Pasa, 28 Aralık 1930’da orduya gonderdigi bassagligi mektubunda soyle diyordu:
"Murtecilerin (gericilerin) gosterdigi vahset karsisinda Menemen’deki ahaliden bazilarinin alkislarla tasvipkar bulunmalari butun cumhuriyetci ve vatanperverler için utanilacak bir hadisedir."
Ben bu yuzyilda tekrar utanmak istemiyorum.
Umarim anlatabilmisimdir.
Not: Ben bu konuda kimseye kitap tavsiye etmedim. Yazarin ruh hastasi, komunist ya da dinsiz olmasi beni ilgilendirmez. Beni ilgilendiren, katledilen Kubilay'in basini kesen zihniyetin halen ortalikta olusudur...
Saygilarla,