Sayın Skull,
Haftada bir din değiştiren , ikidebirde  intihar etmeye kalkışan , uzaylılarla konuştuğunu iddia eden , mesihe hamileyim gibisinden imalarda bulunan ,   fikirlerine  zıt  görüşte olan  bir hekimle , * sözcüğünü yanyana kullanma cürretini kendinde bulacak kadar edepsiz olan bir kadınla , yüzyıllardır insanoğlunun cevabını bulamadığı soruları tartışmamak gerekir diye düşünüyorum ... Çünkü bu gibilerin dünya görüşleri  , kapasiteleri , bilgileri ve yetenekleri  dardır ....
Homoseksüalite  genetik ,  hormonal  , psikolojik parametrelerin  de içinde  bulunduğu  , yetiştiriliş tarzının da etkisinin bulunduğu  bir hastalıktır ; ancak tedavisi yoktur :  Şimdi  bu insanları  sapkın  olarak  tasvir etmek  , çok büyük  zulumdür : Şimdi burada  heteroseksüeller  tatmin olsun diye  bu insanlar hiç aşk  yaşayamayacak mı ; hiç sevgilileri olamayacak mı ; sırf  kutsal kitaplarda  bu insanlar sapkın  ilan edilmiş diye  biz onların  yatak  odalarına mı karışacağız : birbirini arzulayan  iki insanın  sevişmesine  nasıl  engel  olacaksınız ?  Avret  yerlerine  dedektör mü  takacağız ?...Belki  de  herbirinin başına  birer  ahlak  polisi dikmekte  fayda  vardır  ha ?  Ne dersiniz ?
Bir çocuğun  cinsel  kimliği  otururken  bir değil  pekçok faktör  işin  içinde  olur , yukarıda  belirtmiş olduğum  gibi ...Bu faktörlerden biri de  daha anne karnındayken  maruz kaldığımız  hormonlardır...Eğer   sevgili annemizin  kan steroid  hormon  düzeyleri  normalden biraz fazla olursa , bebek  eğer  erkekse  , ileride  büyük ihtimal  homoseksüelliği  tercih  edecektir...Tüm gebelerin  , gebeliklerini   takip  edip ,  belirli aralıklarla  kan   alarak  hormon  seviyelerini takip  etmek  ve  normalleştirmeye çelışmak gibi bir  tedavi  şekli şimdilik  mevcut  değildir   o yüzden  de  bunu tercih  olarak  kabul  etmek  durumundayız...
Eşcinselliğin  tıptaki  ismi  seksüel  oryantasyon bozukluğudur  , ancak  bu bozukluk  için  şu anda  herhangi  bir tedavi  mevcut  değildir 
Eşcinsellerin  belli  bir kısmında  da  21 hidroksilaz    dediğimiz  ,  pekçok  steroid  yapıdaki  hormonun  sentezlenmesinde  görev  alan  enzimi kodlayan  genlerdeki  birtakım  değişiklikler  mevcuttur  ;  öyleyse  bu  gruptakilerin  eşcinselliği  genetik  olarak  sonraki  nesillere  iletmesi  mümkün  görünmektedir...
Peki  bu  enzimlerde  genetik değişiklik  oldu  yahud  annemizin hormonları fazla  geldi  de  ne oldu ? Doğacak  erkek  çocuklarda  dış  görünüş  olarak  tamamen  erkek  olabilmekte  ancak  kendisine  partner  olarak  seçeceği  insanlar çekim aldığı  hemcinslerinden olacaktır ki  işte  biz de  buna  tercih  diyoruz...Toplum  baskısı  ve  zorlamalar  , korkular  dolayısıyla  bu   insanlar  evlenip  çocuk  sahibi  olabilmekteler  ancak  belli  bir  yaştan  sonra  kendi  biyolojisinin  isteğine  boyun  eyerek  mutlaka  bir  hemcinsiyle  ilişki  kurmaktadır  ki  biz  bunları biseksüel  olarak  adlandırmaktayız ...Bu  kişilerdeki  birinci cinsel  kimlik  , ailesinin  ve toplumun kendisine dayattığı erkek kimlik  , diğeri  ise  kendi  biyolojisinde  olan  ve tercih olarak  nitelendirdiğimiz  ve  aslında  kendini  bulduğu  kimlik...Bunların  bir kısmında  erkek bedenine sahip  olmakla  ilgili  bir problemi  olmayıp   bir hemcinsinin bedenine istek  duymaktdır...Diğer  bir  kısmı  ise  erkek  bedenine sahip  olmaktan hoşnutsuzluk  vardır  ki  bunlar  kadın  bedenine  sahip  olmak  ister , kadın  kıyafetleri  giymekten  ve makyaj  yapmaktan  büyük  keyif alırlar  ve  cinsiyet  değiştirme  ameliyatı  için  kliniğe  başvuranlar  bu  kısımda  yer  almaktadırlar...
Gelelim  işin nörolojik  boyutuna :  Eşcinsel  erkeklerin azımsanmayacak  bir  kısmında  ise  beraberinde  şizofreni  yahut  epilepsi  hastalığı  bulunmaktadır  ki  ; bu  işi  daha  da  dallanıp  budaklandırmaktadır  çünkü  şizofreninin  ortaya  çıkabilmesi  için  genetik  miras  yeterli  değildir  : prototip  olarak  despot  ,  dayakçı ,  dengesiz  bir  baba  ile  çok şefkatli   annesi  olan  bir  çocuğun  yetiştiği  aile  ortamını  da  çevresel  etkenlere  örnek  verebiliriz...
Çocuğun  seksüel  gelişimindeki  ve ilerki  tercihlerini  etkileyen en mühim  bir  faktör de  istismara  uğrayıp  uğramamasıdır...İlk  cinsel  deneyimlerini , çocuk  veya  adölesan  çağda  kendinden  yaşça  çok  büyük  bir  hemcinsiyle  yaşayanlar  ilerde  kesinlikle  homoseksüel  olacaktır  diye  bir  kural  elbetteki  yoktur ;  ancak  bunun  etkisi  yabana  atılamayacak  kadar  da  yüksektir .Bu istismarın  uzun  süre  devam  etmesi ,  çocuğun  kendisini  kullanan  kişiye  karşı  sempati  duyması  veya  sevmesi  gibi  faktörler  de  ilerki  yaşlardaki  cinsel  tercihini  şekillendirmekte  yardımcı  olacaktır.(sosyalizasyon)
Bir erkeğin eşcinsel olması  onun  başarılı  bir  müzisyen , başarılı  bir devlet adamı  başarılı bir akademisyen  olmasına  kesinlikle  engel  değildir...Bir erkeğin biseksüel  olması  onun iyi bir baba  olmayacağı anlamına kesinlikle  gelmez , bir  eşcinsel  de  aşık olabilir , aşkıyla  birlikte yaşamayı  tercih edebilir   ;  bizler  toplum bireyleri  olarak  bunu  saygıyla  karşılamak  mecburiyetindeyiz ; insanların özel  yaşantılarını  konuşmak  ,irdelemek  ,  yatakta  ne yaptıkları  merak  edip  , dillendirmek  onların  özel  yaşantılarına tecavüz  etmektir ...Eşcinsellerin  işyerinde  uğradıkları  tacizler , sokakta  uğradıkları  sözel  veya  fiili  saldırılar  toplumumuza  ait  olan  hastalıklardır.
Şimdi  bu yazıdan  anlaşılan , bu duruma  insanları  özendirdiğimiz  olmamalıdır. Baskı , taassup  ve  önyargılarımızı  aşamadığımız  müddetçe  insanca  yaşamak  mümkün  olamaz...Biraz  hoşgürü ve saygıyla  herşeyin  üstesinden  gelinebilir  diye  düşünmekteyim...
Saygılarımla