Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Deizm(Tanrıcılık)  (Okunma sayısı 25647 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 13, 2007, 02:51:12 öö

Deizm (tanrıcılık), 17'inci ve 18'inci yüzyılda İngiltere, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde belirginleşmiş dini bir felsefedir.

Deistler genelde doğaüstü olayları (kehanet veyahutta mucizeler) ,yaradanın dinlerle olan bağını, kutsal metinleri ve ortaya çıkmış tüm dinleri reddederler. Bunun yerine; deistler doğru dini inanışların insan mantığında ve doğal Dünya'nın kanunlarında görmeyi tercih ederler. Bu doğrultuda da; varolan tek bir tanrının ya da üstün varlığı kabul ederler.


 Kelime manası  Deizm kelime anlamı olarak; "tanrı"'dan gelmiştir; Latince "deus" kelimesini kullanır; tam Türkçesi ile "Tanrıcılık"dır.

17'inci yüzyıl öncesinde; deizm yerine teizm kelimesi kullanılmıştır ve benzeri inanışlara sahiplerdir.

Deist kelimesinin ilk kez kullanımı Pierre Viret tarafından Instruction Chrestienne (1564) isimli yapıtında olmuştur. İngiltere'de de Robert Burton Melankolinin Anatomisi (1621) eserinde kullanmıştır.

TDK'nın tanımına göre "Tanrı'yı yalnızca ilk sebep olarak kabul eden, Tanrı için başka herhangi bir güç ve nitelik tanımayan, vahyi reddeden görüş, neden tanrıcılık." manasına gelir.


 Tarihi Deist düşünce; eski zamanlardan beri (örn. Heraklitos) vardır. Deizm kelimesi ise; 17'inci yüzyılda özellikle İngiltere'de kullanılmaya başlamıştır.

Doğa dinine inanış 17'inci yüzyılda Avrupa'da bir devrim olmuş; bir çok kültür bu akıma destek vermiştir.

Rönesans dönemindeki hümanist yaklaşım; Avrupa'nın klasik Roma ve Yunan dönemindeki düşünceleri çalışmaya itmiştir.

Bunun yanı sıra; eski dokümanların analiz edilmesi doğrultusunda ve bilimin de sunduğu olgularla tarihte ilk defa Hristiyan toplumlar tarafından İncil eleştirilmiştir. Yapılan araştırmalar doğrultusunda; Dünya tarihi'nin İncil'de anlatıldığından çok daha farklı olduğu ortaya çıkmıştır.

Mitoloji üzerine yapılan araştırmalarda da; bir çok dinin kendinden önceki dinlerden örnekler alarak hikayelerde karakterlerin isimlerini değiştirerek kullandığını ortaya çıkarmıştır.

16'ıncı ve 17'inci yüzyılda Avrupalıların Amerika, Asya ve Pasifik'i de keşfetmesinden sonra; aradaki farklılıklardan, dini Nuh'tan geliş teorisinin bozduğuna inanmışlardır.

Bu konuda Herbert; De Religione Laici (1645) de şu sözleri yazmıştır.

..bir çok inanış ya da din, açıkca, bir çok ülkede uzun süredir vardı, ve kesinlikle kanun koyucuların bahsetmediği bir tane bile yoktu, Wayfarer'ın Avrupa'da bir tane bulması gibi, başka biri Afrika'da, Asya'da ve bambaşka bir tanesi de Hindistan'da..

Bu doğrultuda; Hristiyanlığın bir çok din arasındaki dinlerden biri olduğunun farkına varılmış; ve hiç bir şeyin bir dinin diğerinden daha iyi ya da daha doğru olduğunu ispatlamayacağına inanmışlardı.


 Dinlerle anlaşmazlıklar  Avrupa Reformizm'in başladığından bu yana yaşadığı dini savaşlarla oldukça sorun yaşamıştı. 1642'de Herbert'in De Veritate yayımlanmış; 30 yıl savaşı Avrupa'da 25 yıl boyunca yaşama standartlarını oldukça zorlamıştı. O kadar büyük ve yokedici bir dini savaştı ki; Almanya'daki nüfusun %15 ila %20'si bu savaşlarda öldü. Daha da yakın olarak; İngiliz İç Savaşı'nda kral ve parlemento karşı karşıya gelmişti.

Tarikatların uyguladığı yoğun şiddet; geniş anlamda duyguların reddedilmesine yol almıştı. Bu ayrıca; doğal dini doğrulara insanları yönetti. Evrensel olarak kabul edilebilecek doğrular, doğa'nın kanunu veyahutta insan mantığının içindeki kanunlara ilgi duyuldu.


 Bilimde ilerlemeler  17'inci yüzyıl bilimde oldukça fazla yeniliklerle karşılaştı. Kopernik, Kepler ve Galileo Dünya'nın kainatın merkezi olduğu düşüncesini yoketti ve kainatın gösterilmeye çalışıldığından oldukça büyük olduğunu ortaya sundu. Bu uyuşmazlıklar dini otoritelerce büyük tepki gördü; ve Galileo dince kabul edilmiş görüşlerin karşısında bir buluş sunduğu için yargılanması en belirgin örneklerindendir.

Bu doğrultuda din inanç ve mantık konusunda bir otorite olsa da; artık bilimsel konularda bir otorite değildi.

Isaac Newton'un evrensel yer çekimi; Dünya'da ve uzaydaki nesnelerin davranışını açıklamasıyla, doğal evren'in doğa kanunlarıyla yönetildiğini ortaya çıkardı. Bu teoloji de (Watchmaker anolojisi) Tanrı'nın kainatı yarattığı, doğa kanunlarına uygun bıraktığı ve sahneden çekildiğini önerdi.

Bu doğrultuda; dini mucizeler altında anlatılan doğa üstü olayların da doğa kanunlarına aykırı olması büyük fikir ayrılıklarına sebebiyet verdi.


 Deizmin özellikleri  Deizm konsepti; belli bir merkezi, temsilcisi, ya da belirgin kanunları olmadığı için bir çok değişik bakış açısına sahiptir. Ancak; Deizm'in merkezinde iki kural bulunmaktadır.

İlan edilmiş bir dinin reddi - (bu Deizm'in negatif - eleştirici bakış açısından yönüdür)
Mantığın bize dini doğruları öğretebileceği - (bu da Deizm'in pozitif - yapıcı bakış açısından yönüdür)
Eleştirici deizm öğeleri şunları içerir:

Tanrı tarafından ilan edilmiş veyahutta yazıldığı iddia edilen kitaplara sahip olan dinlerin reddi.
İncil'in Tanrı'nın sözü olduğunun reddi.
Mucizelerin ve kehanetlerin reddi.
Dini bilinmez öğelerin reddi.
İncil'deki yaratılış hikayesinin ve insanların doğuşta günahkar olduklarının reddi.
Hristiyanlığın reddi.
Yapıcı deizm öğeleri de şunları içerir:

Tanrı vardır ve kainatı yaratmıştır.
Tanrı insanların mantıksal davranmasını ister.
İnsanların ruhları ölümden sonra hala vardır, bu doğrultuda ölümden sonra yaşam da vardır.
Yaşam sonrasında, Tanrı iyi davranışlarımızı ödüllendirecek, kötü davranışlarımızı cezalandıracaktır.
Kişisel olarak deistlerin düşünceleri oldukça geniş ve değişiktir. Bazıları aralarında kendilerini asıl hristiyanlar olarak da ilan etmiş; İncil'den mucizeleri, kehanetleri ve bilinmezleri çıkartarak; İsa'nın insanlara iyilik öğretmek isteyen biri olduğunu sunmuşlardır. Örnek olarak Thomas Jefferson; bu öğeleri çıkartarak Jefferson İncili'ni yazmıştır.

Radikal olarak da; hristiyanlığı ve tüm dinleri tamamen reddeden ve mantık aramayan deistler de mevcuttur. Radikal deistler de dindar insanlar tarafından genelde ateist olarak görülmüştür.

Deizm dönemle Amerika'da da yayılmış; ancak daha sonra popülaritesini yitirmiştir.


 Günümüzde deizm  Bir çok hristiyan deist; Üniteryanizm inancına bağlanmıştır. Modern deistler klasik deizm inanşını, modern felsefe ile birleştirerek günümüz bilimiyle kullanmak istemişlerdir. Bu doğrultuda da bir çok yeni inanışın çıkmasına sebebiyet vermiştir.

Eski deizm inanışında; Tanrı ile kişisel bir diyalog veyahutta karşılaşma mümkün gösterilirken; günümüzde Tanrı'nın insanüstü olduğu ve Tanrı'yı anlamanın insan mantığı sınırları içinde olmadığına inanılmıştır.

Bunun yanı sıra; Agnostisizm, Evrenselcilik ve Panteizm de başta olmak üzere; bir çok felsefi akımın ortaya çıkmasıyla Deizm'e olan ilgiyi düşürmüştür. Deizm isminin yerini günümüzde bir çok deist tarafından Evrenselcilik (Universism) almıştır.


 Deizm ile ilgili eleştiriler  Deizm düşünce sisteminin dini konularda insan düşüncesini reddettiği, ve insan düşüncesinin tanrı kavramını algalıyacak yeterliliğe sahip olmadığı öngörülerek eleştirilir. Cennet ve cehennem kavramı kilise, sinagog, cami, tapınak ya da diğer mabetler tanrıyla kul arasındaki ibadete reheberlik edildiği önerilen papaz, imam, şaman, rahibe, rahip, kardinal, şeyh vb. dini görevliler ve peygamberleri reddederler. Evrim teorisini reddetmemesi, evrim teorisini reddedenler tarafından eleştirilmiştir.

                                                                                                                                                      http://tr.wikipedia.org/wiki/Deizm


Ocak 10, 2010, 08:52:02 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Newton'un deizme yakın olduğu sayın ADAM tarafından işaret edilince,tavsiyesi üzerine bukonu ile ilgili bir başlık açmayı planlamıştım;ancak daha önce sayın Fraternis tarafından açıldığını,verilen bilgilerin başlangıç için yeterli olduğunu görünce vazgeçtim ve bu başlık altında devam etmenin uygun olacağına karar verdim.

Deizm,mensuplarının kendilerine has kabullenmeleri olan ve bu doğrultuda kişiye özel özgün kuramların benimsendiği bir din olarak kabul edilebilir mi...

Neden edilmesin?Vahiy dinlerinden eksiği,peygamberlerinin ve kutsal kitaplarının olmayışı...Diğer dini kabullerden  farkı ise dini metinlerinin ve dayatılmış kurallarının ve ibadet şekillerinin olmayışı...

Bu durum da;bir deist,"Ben ilişki tesis edebildiğimi öngördüğüm Tanrı ile direkt irtibat kurabiliyorum,bir aracıya,peygambere veya kutsal metinlere ihtiyacım yok,ibadetimi ve dualarımı da kendime has geliştirdiğim yöntemlerle yapıyorum,karşılığını da alıyorum"derse ve bukonuda ikna olmuşsa,deizm,o nun dini olmuyor mu?

Onun kabul ettiği dini,başkaları inkar edebilir mi?...

Hatta budurumdaki bir inanan,mevcut dinleri ve onun mesajlarını,sınırlardan azade olduğu için daha iyi yorumlayamaz mı?...Neticede,o nu kafirlikle suçlayacak,uydurma günahlar yükleyecek otoriteleri benimsemiyor olduğu için,yapacağı tefekkür daha özgür ve sınırsız olmaz mı?

Bence,bukonu üzerinde konuşmak,tartışmak,düşünmek ufkumuzu genişletecektir.Hazır,Newton gibi bir nebi-derya nın da bukonuya kafa yorduğunu öğrenmişken,ilahi bir fırsat gibi değerlendirilmelidir,diye düşünüyorum.



Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Ocak 10, 2010, 10:59:44 ös
Yanıtla #2

Tabi ki kimse kimsenin inancına bir şey diyemez Sayın Ceycet. "Kabul edilebilir mi?" diye sorarken bunu kabul edip etmeyecek bir üst merci yok ki insanlar arasında. Siz kendinizden sorumlusunuz.

Ateistlerin inancına bir şey deniyor mu ki, Deistlerin inancına bir şey söylensin?

İslamda "salt deizm" sanırım "tevhid" kavramıyla tanımlanmıştır. Bu konuya çok büyük önem verilir. Yani adeta "yaratılan hiçbir şeye benzemeyen tek bir tanrı" olduğunu söyelen İhlas suresi, Kuran'ın üçte biri değerinde görülmüştür.

Deizm, bu anlamda bir seviyedir. Ancak tabii ki "deist" olmak ile "teist" olmak, yani İbrahimi dinlerden birine inanmak farklı şeylerdir.

Her müslüman aynı zamanda deisttir, fakat her deist müslüman olmak zorunda değildir.

Bir de şu var; Deizm deyip bir tanrı tanımını siz kafanızdan kurguluyorsunuz. Bu tanrı, teistik dinlerin tanrısına benzeyebilir. Ama benzemeyebilir de! Yani şeytani bir tanrı kurgulayıp deizm diye onu tanrı kabul edebilmeniz mümkün. Aynı şekilde "doğa"yı bir tanrı kabul etmeniz mümkün. Enerjiyi bir tanrı kabul etmeniz mümkün. (Enerji ile tanrı tanımları örtüşüyor; ezeli ve ebedi. Yok edilemez, yoktan var edilemez.) Bunlar teistik dinlerin tanrısıyla aynı şey olmadığı, sadece isim benzerliği olduğu için teizmle bağdaşan bir deizm olamaz diye düşünüyorum. Onun teizm ile barışık bir deizm olabilmesi için, "tek" olması, "yaratılanlara benzememesi, onlarla mukayese edilememesi" "tüm yaratılanların ona bağlı olması" gibi kapsayıcı ve aşkın tanımları olması gerekir.

İlginçtir, Hristiyanlık deizmi ile, İslamın deizmi farklıdır. Çünkü İslam, Allah'ı "birlik" "benzemezlik" "mukayese edilmezlik" "aşkınlık" gibi özelliklerle tanımlar. Halbuki Hristiyanlık teslisle "birlik" konusunu müphem bırakır, Baba ve oğul sıfatlarıyla yaratılan ve yaratan benzerliği, mukayesesi yapar. Ve kapsayıcı değildir; çünkü kötülük hristiyanlıkta tanrı takdiri değil; şeytan işidir. İslam, o denli tek tanrıcıdır ki, kötülük dahi tanrı onayıyla vuku bulan bir şeydir. (Bu nedenle kötülük argümanı İslam'a karşı sökmez)

Saygılar.

(Edit: Bu arada sorgulanması gereken bir şey daha var; Masonlar büyük dinlerin tanrılarına inananlardan üye alıyorlar. Görüldüğü gibi burada İslam ile Hristiyanlık arasında bir farklılık var. Bundan daha önce, "evrenin ulu mimarı" ile tanımlanan tanrının, nasıl bir tanrı olduğu açıklanmıyor hiç. Bu tanrı tek midir? Kapsayıcı mıdır? Aşkın mıdır? Mimar ile mukayese edilen şey nedir? Evrenin mimarıdır da, ahiretin mimarı değil midir? Bunlar bilinmelidir. Yoksa benim inandığım tanrı inancına tamamen karşıt bir tanrı da olabilir bu. En azından mümkündür.)
« Son Düzenleme: Ocak 10, 2010, 11:03:21 ös Gönderen: popperist »
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Ocak 11, 2010, 09:19:47 öö
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bu kavram, gerek Sayın Ceycet'in yeniden gündeme getirmesiyle gerekse Sayın Popperist'in katkılarıyla çok güzel bir şekilde işlenmiş. Bana katacak pek bir şey kalmıyor gibi ama şu terimin Türkçesine bir itirazım var.

Dilimizde Deizm'in karşılığı "Nedentanrıcılık" olarak veriliyor. "Tanrıcılık ise Teizm'in karşılığı.

Hazor buna değinmişken izninizlme birazcıkt ukalâlık da edeyim.

Deizm, Tanrı’yı yalnızca bir “ilk neden” olarak benimseyip, onun başka nitelik ve güçleri üzerinde varsayımlarda bulunmayan, temel özelliği “dogma” olan inançları yadsıyan dinsel benimseyişlerin genel adıdır.
Latincedeki “Deus” (Tanrı) sözcüğünden türetilmiştir. Gerçi önceleri “Tanrıtanımazlık” ile eş anlamlı tutulan Ateizm’e karşıt olarak “Tanrıcılık” anlamına gelmek üzere de kullanılmıştır ama sonraları Katolik Kilisesi, Yunanca’da “Tanrı” demek olan “Theos” sözcüğünden “Teizm” kavramını türetmiş, bunu bir de  “Tanrıcılık” kavramıyla özdeşleştirmiştir. Bunun üzerine, Katolik Kilisesi’nin dogmatik inanç ilkeleriyle bağdaşamayan Deizm, “doğal din” anlamında kullanılır olmuştur.

Sayın Ceycet bunun bir din sayılması gerektiği görüşünde ama ben biraz kuşkuluyum.

Deizm, inançta bilimsel ve akılcı yolu önerir. Belirtilmiş olduğu üzere; üstün sayılan bir din adamının, Tanrı ile insan arasında gereksizliğini savunur. Nitelikleri her ne olursa olsun, bir “din adamları topluluğu”nun “tanrısal bilgi” konusundaki otoritesini yadsır. Bu yüzden, Teizmi benimseyenlerin sert saldırılarına uğramış, hatta Ateizm ile bir tutulmuştur.

Din, inançların bir toplulukça benimsenmesi ve ortak kurallara bağlanması suretiyle oluşur. Deizm'de ise sadece bir genel benimseyiş (inanış) olup, ortak kurallar bulunmadığına gğöre acaba "doal din" bile dense "din" kavramının tanımına sığar mı?

Deizmin geçmişteki ve çağımızdaki niteliği aynı değildir. Kökeni aslında çok eski tarihlere uzanmakla birlikte, çağdaş Deizm yine belirtilmiş olduğu üzere 18. yüzyıl başlarının bir ürünü sayılır. Çağımızdaki en önemli özelliği, Teizmin temeli olan “vahiy”i kabul etmeyerek bunun karşısına “akıl” ile çıkmasıdır.

Deizme göre; Tanrı’nın varlığı, nitelikleri ve dilekleri “vahiy” yolu ile öğrenilemez, açıklanamaz ve kanıtlanamaz. Tanrı’nın, iyi ya da kötü, herhangi bir töresel karakteri belirlenemez, tanımlanamaz. Salt insan düşüncesinden doğan ve insanın yaşam deneyimleriyle oluşturup tasarladığı birtakım nitelikler Tanrı’ya yakıştırılamaz. Tanrı hiçbir varlığa benzetilemez. Hiçbir varlık Tanrı’nın benzeri olamaz.

Düşünüyorum da, acaba ben de Deist mi sayılırım. Çünkü bu forum alanında bu bağlamda tanımlamalar yapanlara hep karşı çıkıyorum.
 
Deizm ilkelerine uygun bir inançta Tanrı’nın varlığını yadsınmaz ama onun bir “ilk neden” olmanın ötesinde, evreni, dünyayı, insanı ve diğer varlıkları sürekli olarak yönetim ve denetim altında tuttuğu, geleceklerini istediğince düzenleyip gene istediğince değiştirdiği kabul edilmez. Tanrı, canlı ya da cansız, tüm varlıkların evrende geçirmiş ve geçirmekte oldukları oluşumları etkilemez. Dolayısıyla insanın düşünü ve eylemlerine de karışmaz.

Oysa teist dinler bunların tam karşıtını ileri sürüyor. Öyle diyenlere de ben hep «Nereden biliyorsunuz? Siz bunları biliyorsanız sözünü ettiğiniz varlık Tanrı değildir.» diye karşı çıkıyorum.

Deizm, insanın bireysel buyrultusuna önem verir. Bireyin, düşünü ve davranışlarından dolayı yalnızca kendi vicdanına karşı sorumlu olduğunu savunur. Bu nedenle, Tanrı’nın, insanların ölümlerinden sonra, onlara yaşamları sırasındaki yapıp etmelerinin hesabını soracağını, öteki dünyada insanları bunlara göre ödüllendireceği ya da cezalandıracağına ilişkin yargıları “kanıtlanamaz bir imge” olarak niteler.

Deizm’e göre; “ölüm’den sonraki yaşam”, “yeniden doğuş” ve “ruhun ölümsüzlüğü” insanların oluşturduğu varsayımlardır. Bunların ortaya çıkarılışının nedeni de, tümüyle insanın yaşamı çok sevmesi, sonsuzca yaşamak isteyişi, ölüm olgusunun gerçekliğini bir türlü kabul edemeyişi ya da içine sindiremeyişidir. Bunlarla birlikte Deizm, “ruh”un varlığını da yadsımaz. İnsanı, biri maddi, diğeri manevi olmak üzere ikili bir oluşumun ürünü, yani “beden” ile “ruh”un bir sentezi olarak benimser. Fakat bu iki temel öğenin birlikte doğup birlikte öldüklerini savunur. Bu açıdan bakıldığında Panteizm ile çelişir.

İşte benim bu konuda diyeceklerim bu kadar.

Sevgiler.



 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ocak 11, 2010, 04:19:35 ös
Yanıtla #4
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay


Sayın ADAM,

bu başlık altında tartışılmasının uygun olmadığının farkında olduğum,ama anlatımlarınızın zihnimde yaptığı çağrışımın bir ürünü olan bir hususu söylemeden geçemeyeceğim.

Ben zaman,zaman kendime sorarım:

Acaba,"Deizm"de,mensuplarının kendilerine has kuramları benimsediği,bireysel yaklaşımları olan bir din olarak kabul edilemez mi?...

Ben ce edilebilir...Edilmelidir de!...

Ozaman,o gözle bakabilen bir inanan,kendisine dayatılan,ama kabullenmekte zorlandığı birçok hurafeye kendine has yanıtlar üretebileceği gibi,mevcut dinleri anlamakta ve yorumlamakta da birokadar daha mesafe kat edecektir,diye düşünüyorum.


Saygılar

Sn.Ceycet

Tezinize bende ufakta olsa bir cevap vermek isterim.Deizm herhangi bir manada din olmasının imkanı yoktur.Din denen olgunun oluşum mantığına aykırıdır.Eğer herhangi bir şeyi inanç haline getirip inanan sayısınıda artırıp adına din demeye çalışırsak sanırım bı olacak şey değil.Ben genel anlamda gündelik muhabbet ortamı yada muhabbetlerde kullanılan dinler sözcüğünün kullanım amacının dahi yanlış olduğunu düşünen biriyim.

O ifade ile sanki ortalıkta bir sürü din varmış gibi bir anlam çıkıyor.İnanç anlamından baktığımızda bence sakıncalı siz başka bir anlatımlamı ifade ettiniz bilemiyorum.Deizm ateizmden farklı mantığı ile sanki din olabilecekmiş bakış açısı sunması bence olası değil.Sadece ateizmden biraz farklı o kadar.

Kaldıki deizmdeki kuramlar nerde ise materyalizm ile birebir örtüşen ifadelerdir.

Sevgiyle kalın.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ocak 11, 2010, 06:12:49 ös
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Bu başlık altında deizmin din olarak kabul edilebilirliğini savunurken,"Din"in dahabir evrensel bakış açısıyla yorumlanmasının ortaya çıkarabileceği bilinçli  kabullenmelerden bahsetmek istemiştim;yoksa kasdım,deizmin teist dinlerle kıyaslanması veya aynı kategoride sınıflandırılması değildi.

Sanırım bir yanlış anlaşılmayla karşılaştım;olabilir,zaten böyle hashas bir konuya dokunurken buna hazırlıklı olmak gerekir.

Deistler,varolan,yaratıcı ve tek olan bir Tanrı'yı kabul ediyor ve inanıyorlar.Ruhban sınıfını,peygamberleri,dolayısıyla Tanrı ile aralarına girecek 3.şahısları reddediyorlar.Hal böyle iken,odak noktası Tanrı olan felsefi bir yorum,birileri tarafından derlenir,toplanır,teist dinlerin aksine kuralsız olduğu açıklanırsa ne olur?...Veya bu anlayış nasıl sınıflandırılır?

Tanrı'yı kabul eden bir kimseyi,Tanrı reddeder mi?

Tanrıya inanmak,kabul görmüş bir dini benimsemeden olmaz mı?

Agnostiklerin şifası deizm olamaz mı?

Teist dinleri benimsemiş inananların içinde,kendilerini deizme yaklaştıran şüpheler yok mudur?

Teist dinlerin içinde yeşeren kimi akımlar,deizme yakın olarak kabul edilebilir mi?

Deizm,din olarak kabul görse,dünya tarihinin ilk dini olma vasfına erişebilir mi?

Kadim dinler,deizm mantığıyla daha kolay açıklanabilir mi?

Tevhid dinlerin ve bu dinlerin peygamberlerinin atası Hz.İbrahim,bir deist olarak kabul edilebilir mi?



Kimse yanlış anlamasın lütfen...Kimsenin inancına bir diyeceğim yoktur.Amacım sadece sorgulamak...Bu başlık altında mevcut sotu işaretlerine daha düzinelercesi eklenebilir.

Bakalım bu arayış bizi nerelere kadar sürükler.


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Ocak 12, 2010, 08:32:35 öö
Yanıtla #6
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Ceycet bu konuyu benim bir başka başlık altındaki sunumda kendisinin de benimsediği üzere yanlışlıkla açmış, sonra buraya taşımıştı.

O başlık altında Sayın Karahan'ın da bir yazdığı var. Sayın Ceycet de ona o yazdığını buraya taşımasını önermişti.

Sayın Karahan Sayın Ceycet'in önerisine uymuş olsaydı, Sayın Ceycet ona yanıt verecek, sonra benim de bu konu üzerine bir diyeceğim olacaktı. Büyük olasılıkla bu tartışmaya Sayın Popperist de katılır.

Ben şimdilik bekliyor, Sayın Karahan'ın görüşlerini buraya aktarmasını rica ediyorum. Çünkü bana göre belirgin bir kavram uyuşmazlığı var ve bunu Sayın Karahan'ın yazısından sonra çözümlemeye çalışabiliriz.

Sevgiler.

 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ocak 12, 2010, 09:34:32 öö
Yanıtla #7
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Sn. karahan'ın NEWTON'UN ANLATILMAYAN KİMLİĞİ (EKEİR-20) başlığında DEİZM ile ilgili göndermiş olduğu mesaj, burada tartışılmakta olan konuyla alakalı olduğundan ve üyeler tarafından bu başlık altında cevap verilmek istendiğinin belirtilmesinden dolayı tarafımca bu konu başlığına aktarılmıştır.


Ocak 12, 2010, 12:18:58 ös
Yanıtla #8
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Teşekkür ederim sayın SkullG.Şimdi oldu...
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Ocak 12, 2010, 07:06:30 ös
Yanıtla #9
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Karahan anlatımında Sayın Ceycet’i hedef alıyor ama her ikisinin izniyle ben de araya bir parçacık gireyim.

Sayın Karahan’ın dediği doğru: Deizm bir din olamaz. Değildir zaten. Sadece bir inanç tarzıdır. Teizm de, Panteizm de başka inanç tarzlarıdır.

Ancak bir din yapısı bakımından teist olabilir, deist olabilir, panteist olabilir.

Din teizme özgü değildir. Onunla sınırlı kalamaz. Örneğin Hıristiyanlık kapsamında hem teist hem deist mezhepler vardır. Buna sadece Katolik Kilisesi karşı çıkarak Hıristiyanlığın tek olduğunu savunur. Öte yanda, özellikle Doğu’da teizme kesinlikle karşı çıkarak hatta umursamayarak tam anlamıyla deist bir nitelik taşıyan dinler vardır. Dolayısıyla Deizm’in Ateizm’den biraz farklı olduğunu söylemek, ancak kesin teist bir bakış açısıyla olanaklıdır.

Deizm, Materyalizm ile bire bir falan örtüşmez. Bunlar apayrı doktrinlerdir. Bir materyalist, ille de Ateist değildir; Deist de olabilir hatta Teist bile olabilir. Materyalizm inançtan arınmış bir kavramdır; onun alanı başkadır. Deizm’in Materyalizm ile bağdaştığını ancak her ikisine de ön yargı ile karşı olanlar ileri sürebilir. Madem masonların sitesindeyiz; o zaman kimi antimasonların masonlar için söyledikleri bir sözü belirteyim: “Masonlar hem emperyalisttir, hem komünisttir, hem siyonisttir.”

Oldu mu?... Elbette. Bu kavramların ne anlama gelmediğini bilmeyenler una kolayca inanabilir.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Ateizm-Deizm

Başlatan alpacino « 1 2 3 » Diger Inanclar

21 Yanıt
14298 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 23, 2011, 09:35:27 ös
Gönderen: Prenses Isabella
11 Yanıt
13550 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 02, 2012, 06:48:18 ös
Gönderen: inisiye
8 Yanıt
6038 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 06, 2020, 01:51:40 ös
Gönderen: Özgürefe