İnsanlığın tarihsel geçmişi ve günümüzdeki görünümü, Masonluğun evrensel amacının yani tüm insanların barış ve mutluluk içinde bir arada olmalarının gerçekleşebilmesi bakımından umut kırıcıdır. Bu âdeta “olanaksız” gibi görünmektedir. Fakat insanlığın tarihsel geçmişi, insanın evrim yeteneğinin belirgin bir sınırı olmadığını da göstermektedir.
Bundan iki bin yıl öncesinin insanı ve toplumu ile bin yıl öncesinin insanı ve toplumu aynı olmadığı gibi, bugün iki yüz yıl öncesinin insanı ve toplumu ile günümüzün insanı ve toplumu arasında büyük fark vardır. Böyle bir evrensel amacın gerçekleşme süresini, bizim ya da bizden hemen sonraki kuşakların yaşam süresi içinde düşünecek olursak yanılırız. Böyle bir ülkünün, ancak gelecekteki bir zaman diliminde gerçekleşeceği umudu beslenebilir.
Elbette sorulacak olan şu: «Masonlar bu amaçlara ulaşılabileceğine inanıyorlar mı?»
Kimisi inanır, kimisi inanmaz. Bir şey değişmez. Zaten bugün için belirtilen amaca ulaşmak söz konusu değildir. Masonlar, kendi yaşam süreleri içinde bu amaçların gerçekleştiğini göremeyeceklerini bilmeli, boş hayallere kapılmamalıdırlar. Fakat bu, amaçları doğrultusunda çalışmalarını sürdürmelerini de engellememelidir. Eğer gelecekte bu amaçlara ulaşılabileceği umudunu yitirirlerse, Masonluğun bir kurum olarak varlığını sürdürmesinin pek bir anlamı kalmaz.
Şu halde şunu soralım: «Masonluğun daha gerçekçi, daha güncel amaçları yok mu?»
Masonluğun amaçları aşamalı olarak belirlenmiştir. Evrensel boyutta barış, mutluluk ve esenliğin sağlanması, aşamaların sonuncusudur. Bundan önce ise, insanları ve toplumları birbirlerinden uzaklaştırıp birbirleriyle çatışmalarına neden olan ayrılıkların giderilmesi amaç edinilmiş, bunun için hedefler saptanmıştır. Bu hedefler insanlığın güncel sorunlarıyla bağdaşır. İşte Masonluğun güncel uygulamadaki bu hedefleri pratik ya da gerçekçi amaçlar olarak nitelendirilebilir.
Şimdi elbette «Bu ayrılıklar nelerdir?» diye sorulacak.
Çağımızın görünümü ve koşulları altında, söz konusu ayrılıkların en önemlileri olarak şunlar gösterilebilir: Din, mezhep, ulus, ırk, soy, dil, cinsiyet, politik görüş, sosyal sınıf, ekonomik düzey, aile, gelenek, görenek ve töre farklılıkları nedeniyle oluşturulan ayrılıklar. Dikkat: Burada söz konusu edilen farklar değildir; ayrılıklardır.
Ayrılıkların giderilmesi, yalnızca “insanların ve toplumların çeşitli farklılıklarına karşın, aralarındaki karşıtlıkların ve çatışmaların giderilmesi” anlamına gelir. Bunun sonucu, bireylerin, aralarındaki farkları bilerek, fakat “insanlık” adına bunları önemsemeyerek, her zaman ve her yerde birbirlerini sevgiyle kucaklamalarıdır.
Böyle bir amaç bağnaz insanlarca benimsenemez; hatta anlaşılamaz. Çünkü onlara göre, birbirlerinden farklı insanlar hiçbir zaman bir araya gelemez ve kucaklaşamazlar.
Dolayısıyla, ayrılıkların giderilmesi için yapılan bir çalışma “bağnazlıkla savaşmak” olarak da nitelenebilir. Bunun için, önce insanların yeterince olgunlaşması gerekir. Nitekim Masonluğun uygulamadaki amaçlarının ilk aşaması bireysel niteliklerin geliştirilmesi olarak belirlenmiştir.