İstanbul'a gelen yerli yabancı her turist, mutlaka en az iki gününü 'Tarihi Yarımada'yı gezmeye ayırmalı. Bu mesaiyi haklı kılacak o kadar çok şey vardır ki Tarihi Yarımadada... Binlerce yıllık tarihin çok net bir özeti gibidir bu bölge: Mısır'dan Roma'ya, Bizans'tan Osmanlı'ya kadar birçok uygarlığa şahitlik yapmış öğeleri bir arada görebilirsiniz.
Unutmayın; binlerce yıl hükümdarlara en yakın olmuş bu bölgeye adım atmanız, Ayasofya, Sultanahmet Camii, Yerebatan Sarnıcı, Arkeoloji Müzesi, Topkapı Sarayı, Süleymaniye Camii'nin yanı sıra, Haliç, Fener ve Balat gibi buram buram tarih kokan semtlerdeki asırlık kilise, cami ve ev gibi yapılara hiç olmadığınız kadar yaklaşmanız anlamına gelecektir.
Tarihi Yarımada, kuzeyden Haliç, güneyden Marmara Denizi, doğudan İstanbul Boğazı, batıdan ise Fatih'le çevrilidir. Bölgede, Eminönü, Sultanahmet, Beyazıt, Laleli, Aksaray, Süleymaniye, Fener, Balat ve Haliç gibi şehrin tarihi ve kültürel açıdan en önemli semt ve merkezleri yer alır.
Bölgede keşfedebileceğiniz ilk yer Eminönü Meydanı'dır. Yeni Camii, Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı gibi önemli eserleri bünyesinde barındıran meydan, son yıllarda çeşitli kültür ve sanat etkinliklerine de ev sahipliği yapmaktadır.
Aynı zamanda, Adalar, Kadıköy, Üsküdar ve Boğaz hattında yer alan semtlere giden vapurların iskeleleri ile turistik Boğaz gezisi yapan motorların da kalkış noktasıdır. Eminönü Meydanı, İstanbul'un birçok semtine sefer yapan otobüslerin ana terminalleri arasında da yer almaktadır.
Sultanahmet Meydanı
Gelelim Sultanahmet Meydanı'na... Burası Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetildiği bölge olması dolayısıyla özel bir öneme sahiptir. Bölge nüfusunu daha çok, yerli ve yabancı turistler oluşturur. Meydan ve meydanın dört bir yanında yer alan tarihi saray, müze, sarnıç, çeşme ve sütun gibi birçok eserler keşfetmeniz için hazırdır. Bu arada, meydanın güzelliğine güzellik katan fıskiyeli süs havuzunu da unutmamak lâzım.
Sultanahmet her gelir grubuna yönelik konaklama alternatifleri açısından da oldukça zengindir. Bölgede, beş yıldızlıdan tutun da pansiyonlara kadar çeşitli konaklama imkânları bulabilirsiniz.
Sultanahmet’te bölgeyi keşfe çıkanların dinlenip yemek yiyecekleri her keseye uygun kafe, restoran ve barlar mevcut. Bu mekanların bazıları otantik bir dekorasyon anlayışını benimseyerek geleneksel türk lezzetlerini sunarken, bazıları da misafirlerine dünya mutfağından seçilmiş lezzetleri servis eder. Mekânların çoğunda alkollü içecek bulabilirsiniz. Ayrıca, özellikle Sultanahmet-Beyazıt arasındaki bölgede yer alan kafe ve tarihi medreselerde, Türk kahvesi, geleneksel ince belli cam bardakta çay ve nargile içebilirsiniz.
Eğer ülkenize dönerken, sevdiklerinize İstanbul ve Türkiye'yi hatırlatacak hediyelik eşya satın almak istiyorsanız, kesinlikle doğru yerdesiniz. Bölgede kendi tarihi dokusuyla paralel olarak geleneksel eşyalar ve mücevher satan birçok mağaza yer alır.
Sultanahmet'i ziyaret etmek isteyenlere “Sultanahmet'i hakkıyla gezmek için iki gün yetmez bile!” demek zorundayız... Eminönü'nden 'modern' tramvayla gelin Sultanahmet'e erkenden... İçinde öldüresiye yarışlar yapılan, gladyatörlerin etrafında döndükleri anıtların etrafında dolaşın, inceleyin... Saray kalıntılarının olduğu tarafa da uğrayın... Dönün yüzünüzü Ayasofya'ya. Acıkmışsınızdır; 'tarihi' Sultanahmet Köftecisi'nde köfte ve piyaz yemeden Sultanahmet'ten ayrılınır mı ki zaten? Yemekten sonra parkta oturun, dinlenin... O ünlü Sultanahmet Camii'ni gezin. Sonra aşağıya doğru salının, Yerebatan Sarnıcı'nı gezin... Açık havada göremediğiniz tarih mirası içinse Arkeoloji Müzesi'ni ziyaret edin... Sonra, Bizans'tan Osmanlı'ya bir yolculuk için Topkapı Sarayı da sizi bekler unutmayın...
Her dem hareketli!
Sultanahmet Meydanı'nı karşınıza aldığınızda doğu yönüne doğru yürüyüş mesafesi uzaklığında bulunan Beyazıt ise daha çok görkemli mimarisi ve kapısı ile dikkat çeken İstanbul Üniversitesi ile tanınır. Tıpkı Sultanahmet Meydanı gibi, arnavut kaldırımlarından oluşan bu büyük meydan, en çok güvercinleri ile dikkat çeker. Etraftaki kafelerden birine oturup dört bir yanı tarihi binalar ve eserlerle çevrili bu meydanının keyfini çıkartabilir veya yine meydandaki satıcılardan bir avuç yem alıp, kuşlara atabilirsiniz. Aynı zamanda ziyarete açılan Beyazıt Kulesi'ne çıkarak da Beyazıt ve çevresini yükseklerden izlemenin keyfini sürebilirsiniz.
Meydanda ayrıca, el yazması da dahil, piyasada kolay kolay bulunamayan kitapların yer aldığı sahaflar da vardır. Sahafların dizi dizi sıralandığı avlunun sonunda ise, ana girişi Eminönü Meydanı'nda bulunan Kapalıçarşı'ya açılan kapılardan biri ile karşılaşırsınız.
Yine Tarihi Yarımada’da ye alan en önemli bölgelerden biri de Süleymaniye'dir. İstanbul Üniversitesi'nin merkez binasının arkasında kalan semt, adını Süleymaniye Camii ve Külliyesi'nden alır. Osmanlı İmparatorluğu'nu 1495 - 1556 yılları arasında yöneterek imparatorluğa “Yükselme Dönemi”ni yaşatan ve dünya tarihine yön vermiş en önemli liderlerden biri olarak kabul edilen Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmış bu eserleri, tarihi yarımadada mutlaka görmeniz gerekir. Semt, dokusu itibarıyla da size, tarihin sayfaları arasında geziniyormuşsunuz hissi verecektir.
Eyüp, Fener ve Balat
Çok mu yoruldunuz? O zaman oturun bir kahveye, ince belli bardakta çayınızı yudumlayın, bir yandan da nargilenizi fokurdatın. İyice dinlenin. Birazdan Haliç'e doğru uzanacaksınız çünkü… Son dönemlerde birbiri ardına açılan restoran, müze ve kafelerle hızlı gelişen Haliç bölgesi, Eyüp, Fener ve Balat gibi semtleri ile de İstanbul gezginlerinin ana durakları arasında yer alır. Asırlık yapıların yer aldığı bölgede hâlâ orijinalliğini korumuş mahalle ve sokaklar, eski Türk evleri de eminiz çok ilginizi çekecek. Dilerseniz, biraz tepeye doğru çıkıp Piyerloti'den tüm Tarihi Yarımadayı kuş bakışı seyretmenin de tadını çıkarabilirsiniz.