Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Afrika Mitolojisi  (Okunma sayısı 9538 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 02, 2010, 02:11:13 ös
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 886
  • Cinsiyet: Bay

Afrikada geniş kapsamlı mit sistemini gelişmemiştir, çünkü Afrika bir dil veya bir geçmiş bir tip insana sahip değildir.
Afrikalı insanlar 2,000'den fazla farklı dile sahiptir.

Neredeyse o kadar da inanç, mitoloji ve gelenek mevcuttur. Yine de ortak temalar mevcuttur.  Dil bilimciler yerli Afrika dillerini dört ayrı dil ailesine böler: Afro-Asya, Nil-Sahra, Nijer-Kongo ve Khoisan.


Afro-Asya, (Kuzey Afrika, Doğu Afrika)
Bu dil ailesi ruhun ölümden sonra yolculuğu temasıyla kadim Mısır mitolojisinin etkisini yansıtır.
Bir başka tema dünyanın üç bölgeye bölünmesidir: geçmiş ruhların ikamet ettiği altdünya, yaşayanların orta dünyası ve ilahların evi olan üst dünya.


Nil-Sahra (Orta Afrika)
Bu dil ailesindeki baskın mitolojik tema, gerçekte birbirine yakın olan cennet ve dünyanda dönüp duran yaratım süreci ve insan ve tanrısal varlıkların bir bağlantı(zincir,ip,örümcek ağı) ile birbirlerine ulaşabilmesidir.
Sonra ayrılmaya sebep -çeşitli mitlerde bu itaatsizlik, şiddet veya uyumsuzluk- birşey oldu; cennet ve dünya arasındaki bağlantı koptu.Yüce varlık insandan çekildi ve ölüm meydana geldi.

Nijer-Kongo (Batı Afrika, Doğu Afrika, Güney Afrika)
Afrikada en çok konuşulan dildir. Bu dil ailesi ileride Bantu ve Bantu aksi mitolojilere ayrılabilir.
Bantu mitolojisi zengin bir destan koleksiyonuna, tarihi bir kahramanın veya önderin kahramanlıklarının  naklediğildiği efsanelere sahiptir.
Destansı kahraman geleneksel olarak şiddetli işkenceler, karşılaşılan canavarlar,  sihirli güçler ve kötü varlıklarla karşılaşılan yolculuklara girişir.
Kahramanın gezileri onu uzak adalara, gökyüzü dünyasına ve ölülerin dünyasına götürür.
Kahraman evine başarılı olarak döner ve başarıları için -bazen bir krallık- ödülünü alır.

Bantu aksi mitoloji evrenbilimin sofistike sistemlerini temsil eder.
Dogon mitolojisinde, örneğin, yaratım bir seri ilahi kelimenin kullanılmasıyla gerçekleştirilmiştir ve insan vücudu ilahi kahin olarak tasvir edilir.
Bambra mitolojisinde, evren Yo sesinin kökünden yaratılmıştır.
Ayrıca Bantu aksi mitolojiler, her birinin kendine özgü alem ve fonksiyonu olan, özenli tanrılar ve tanrıçalar panteonları ile karakterize edilmiştir.

Khosian (Güney Africa)
Khosian terimi Khoikhoi ve San insanlarının isimlerinin birleşmesiyle oluşmuştur.
San mitolojisi San baş hayvanı üzerine kurulmuştur; afrika geyiği, dua eden peygamber devesinin her ikisi de, kendisini bu yaratıklara çevirdiği inanılan San yüce varlığı ile tanımlanır.
Kaya resimlerinde ve oymalarında tavsiri yapılan San mitolojisi ve muhtemelen karşılık gelen mitler de 30.000 yıl eskiye kadar uzanır.


Ağustos 02, 2010, 02:34:54 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay

Dogon mitolojisinden bir örnek,

Dogon kabilesi

Afrika'nın Mali cumhuriyetinde yaşar. Kabilenin nüfusu 250.000 civarındadır. Dogonlar hakkında en fazla araştırma yapmış ve Dogon kültürünü Batı'ya tanıtmış etnolog Marcel Griaule'dür. Totemleri bulunan ve inisiyatik bir örgütlenmesi olan bu kabile, tradisyonlarını sözlü aktarım yoluyla sürdürmüştür. Tradisyonlarındaki astronomi bilgileri, özellikle Sirius sistemi hakkındaki bilgileri tüm astronomları şaşırtmıştır.

Nommo’nun Gemisi,

Mali Cumhuriyeti’nde yaşayan Dogon yerlilerinin mitolojisinde Sirius yıldız sisteminden Dünya gezegenine “gönderilenler”i ifade eden bir terimdir.
Nommo’nun gemisi terimi, Dogon inanışında, kimi zaman Sirius sisteminden Dünya’ya gelen maddi bir uzay gemisinden söz ediliyormuş gibi, kimi zaman da manevi anlamlar içeren bir sembol olarak kullanılmaktadır.

Kuşaktan kuşağa aktarılagelmiş Dogon tradisyonuna göre, bu gemi, insan soyunun birer imalat olan atalarını içermektedir. Fakat atalar gemiye insan formunda değil tohum halinde koyulmuşlardır; geminin Dünya’ya iniş yolculuğu boyunca, embriyonun, insan cenininin ana rahminde geçirdiği oluşum evrelerini andıran çeşitli dönüşüm evreleri geçirirler ve gemi yeryüzüne konduğunda gemiden insan biçimine gelmiş olarak çıkarlar. Altmış bölmeli bu gemi yalnızca ataları değil, yirmiiki kategoride sınıflanan “yaratılış unsurları”nı ve “kelâm”ı da içerir. Gemideki bölmelerde tüm varlık türleri ve “oluş usulleri” vardır; fakat bunların yalnızca bir kısmı yeryüzüne indirilmiştir, dolayısıyla insanlar yalnızca bir kısmını bilmektedir. 

Dogon İnanışları

Dogon tradisyonunda Nommo’nun gemisiyle ilgili olarak belirtilen inanışlar şöyle özetlenebilir:

Tanrı Amma dört erkek insanı dört unsurdan oluşturdu.

Amma bu dört erkek insanın dişi ikizlerini de yaptı. En yüksek gök katında imal edilen, yeryüzüne nakledilecek olan atalar dört çift idi. Bu dört çift insanlığın “Oğullar” denilen sekiz atası oldular. Onlar O-nommo’nun oğulları olarak kabul edilirler. O-nommo’nun plasentasının temsilcisi Sirius-A yıldızıdır.

Bu “Oğullar” gemiye tohum halinde koyuldular.

İniş hareketine geçmeden önce gemiye Sirius-B yıldızından po tohumu yüklendi. Amma’nın po’ya yerleştirdiği ve po’nun gemiye boşalttığı yaratılış unsurlarının oluşturduğu bütün 22 kategoriden oluşur.

Amma, zamanı geldiğinde, tüm yaratmış olduklarıyla dolu gemiyi rahminden çıkarttı ve yeryüzüne indirtti.

Gemi yeryüzüne sekiz dönemde (aşamada) indi.
İniş hareketi sırasında “parlayan Sirius-A yol gösterdi”. Yıldızların ilki, başlangıcı, en yüksek ‘Gök katı’nın merkezini kaplayan, “yıldızların direği” olan Sirius-B yıldızıdır; Amma’nın rahminden çıkan yıldızların sonuncusu ise, “alemin göbeği” ve “O-nommo’nun göbek kordonunu temsil eden” Sirius-A yıldızıdır.

Geminin iniş yolculuğu sırasında insanlar Sirius-A’nın parladığına tanık oldular.
Gemi, inişi sırasında bir ufuktan ötekine kadar tüm göğü kaplayan bir yay oluşturmuştu.

Gemi yere konduğunda ise insanlar ilk kez Güneş’in doğuşuna tanık oldular.
“Güneş doğduktan sonra Sirius yol gösterdi.” Güneş sistemimiz Sirius sistemi ile evlendi.

Oğullar en yüksek gök katından O-nommo ile çıktılar, iniş yolculuğunda anagonno-bile oldular, yeryüzüne konarken anagonno-sala oldular, yürümek için gemiden ayrıldıklarında ise “kişiler” haline geldiler. Gemi yere konduğunda dünyasal kirli toprak ile Nommo’nun saf toprağı karşılaşmış bulunuyordu.
Geminin asılı olduğu zincirin ucu Amma’nın elinde bulunuyordu. Bu zincir, Amma’nın “Oğullar” ve soylarından gelenler arasına yerleştirdiği çözülmez bir bağdır.   

O-nommo aldığı kelâmı bağırarak bildirmesinden sonra, kelâmı insanlara aktarmakla da görevliydi.

Geminin 60 bölmeli içeriğinden şimdiye dek insanlara ancak 22 kategorisi açıklanmış, verilmiştir. Kelâmın insanlığa gelecekte aktarılacak kısmı Dünya’yı değişikliğe uğratacaktır. Nommo “kelâm” günü yine ortaya çıkacaktır. Bir zaman gelecek, Sirius-B yıldızı vaktiyle po tohumunun parıldamış olduğu gibi parıldayacak ve belirli bir dönem boyunca görünür olacaktır.......

Işık ve Sevgi İle Kalın.......

Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
14817 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 25, 2006, 10:33:50 öö
Gönderen: MASON
1 Yanıt
5174 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 23, 2007, 10:36:19 ös
Gönderen: shemuel
1 Yanıt
5199 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 26, 2007, 11:35:56 öö
Gönderen: zarathustra
0 Yanıt
3152 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 26, 2007, 01:12:17 ös
Gönderen: zarathustra
5 Yanıt
7868 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 18, 2013, 01:56:13 öö
Gönderen: Alşah
0 Yanıt
5292 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 01, 2010, 04:55:33 ös
Gönderen: ozkann
0 Yanıt
2914 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 03, 2010, 06:29:05 ös
Gönderen: ozkann
0 Yanıt
3727 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 15, 2010, 04:09:50 ös
Gönderen: ozkann
1 Yanıt
3517 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 25, 2013, 02:30:55 ös
Gönderen: BULGARIA
0 Yanıt
2584 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 13, 2012, 12:37:15 ös
Gönderen: peacewings