Bu başlık altında ortaya «Masonluk Nedir?» diye bir soru atmıştım ve Sayın SkullG birtakım açıklamalar getirdi. Onlara daha sonra dönmeliyiz. Bu arada Sayın Karahan Masonluğun bir din olduğunu söyledi. Onun üzerinde tartışılırken, konu olması gereken ya da benim beklediğim kapsamın dışına çıktı.
Şimdi ben kendi bildiklerimi, düşüncelerimi aktarayım.
Bir zamanlar el altında bulundurulan sözlük ve ansiklopedilere bakılacak olursa, Masonluk, pek yetersiz hatta yanlış biçimlerde tanımlanmakta olabiliyor. Günümüzde internet, bu sözlük ve ansiklopedileri âdeta ıskartaya çıkarmış durumda ama bizim konumuz bakımından pek bir değişiklik yok.
Biraz nostaljik bir tutumla evde boydan boya bir raf doldurmayı sürdüren Meydan Larousse ansiklopedisine baktım. Şöyle bir tanım vermiş: “Birtakım kardeşlik ilkelerini benimseyen ve loca denilen bölümlere ayrılan kimselerden kurulu kısmen gizli bir dernek”
Şimdi ne demek “birtakım kardeşlik ilkeleri”?... Böyle bir terimin kullanılması akıl karıştırmaktan başka bir şey değil.
Ardından “loca denilen bölümler”… Bir başka anlaşılmazlık örneği.
Hele “kısmen gizli bir dernek”… Böyle şey olur mu? Bir dernek ya gizlidir ya değildir. Belki “ezoterik” demek istiyor ama demiyor çünkü dese okuyanlar bu terimi anlamayacak.
Aslında o ansiklopediyi yazanları da diğerlerini de hemen kusurlu görmek de doğru sayılmaz. Çünkü Masonluğun bütünlenmiş bir tanımını yapmak öyle herkesin kolayca becerebileceği bir iş değil; o kişi bir araştırmacı olsa da… Bu tanımın içine çok şeyin birden girmesi gerek: Masonluğun kuruluş şekli, amaçları, ilkeleri, dünya görüşü ya da felsefesi, hem çalışma sistemi hem de “mason” olarak anılan kişilerin topluluğu… Hepsini birden tanımın içine katmak gerekiyor.
Örneğin şöyle kısa tanımlar yapalım:
Masonluk, kendine özgü bir kuruluşu ve örgütlenme şekli olan sosyal içerikli bir dernektir.
+
Masonluk, “mason” sıfatını taşıyan kişilerin topluluğudur.
+
Masonluk, olgunlaşmak ve yetkinleşme yolunda ilerlemek isteyenler için düşünsel ve töresel, insancı nitelikli bir kurumdur.
+
Masonluk, tüm insanların ve tüm toplumların barış ve mutluluğunu amaç edinmiş, bu doğrultuda benimsemiş ilkeleri olan, evrensel bir dünya görüşü oluşturup bireylerin bu yolda yürümelerini sağlamaya çalışan bir sistemdir.
+
Masonluk, yani toplum ve insanlık için en iyiyi, en doğruyu ve en güzeli oluşturmaya çalışan bireyin kişiliğidir.
Her birinin arasına (+) koydum çünkü hepsini birbirine eklemek gerekiyor. Masonluk, bunların hepsi; hatta bu kadar da değil, çok daha fazlası. Daha ayrıntılı anlatımları gerektiriyor.
Bir de öte yandaki kısa ya da eş anlamda tutulan sözcükler var:
Masonluk = kötülük, şeytanlık
Masonluk = bezirgânlık, düzenbazlık
Masonluk = çıkarcılık, köşe dönücülük
Masonluk = dinsizlik, tanrıtanımazlık
Masonluk = Yahudi uşaklığı, Siyonizm
Masonluk = Komünistlik
Masonluk = Emperyalizm, dünyayı yöneten güç
Böyle tanım ya da nitelemelerin kaynaklarını biliyorsunuz; daha sayın sayabildiğiniz kadar.
Bu noktaya geldiğimizde sözcüğün iki ayrı nitelik taşıdığını da fark ediyoruz. Bu niteliklerden biri örgüt ya da daha doğrusu kurum. Bunu büyük harfle yazmak gerekiyor “Masonluk” diye çünkü bu bir cins isim değil özel isim.
Diğeri ise mason olan bir kişinin niteliği ya da yaptığı iş. Bunu küçük harfle yazmak gerek “masonluk” diye. Ancak birçok yerde buna dikkat edilmediğini görebiliriz. Nedeni de o birçok yerde “mason” sözcüğünün sanki bir özel isimmiş gibi büyük harfle yazılmakta oluşu.
Yukarıda listelemiş olduğum saçmalıklar ve bunun üzerine oluşmuş mecazî anlamlar elbette kişiyle özgü olanlar. Yurdumuzda halk arasında yaygınca benimsenmiş.
Bir örnek vereyim.
Olur a; yolda, otobüste, trende, sinemada, barda, lokantada, maçta, daha ne bileyim kamuya açık herhangi bir yerde tanımadığınız biriyle bir nedenle ağız dalaşına girdiniz. Kendinizi haklı görüyorsunuz onu haksız. Size göre zaten o adam adamlıktan nasibini alamamış. Onu yüzüne karşı aşağılamak istiyorsunuz ama küfür etmek size yakışmaz. “Hayvan!” derseniz, (bu hayvanı özelleştirebilirsiniz) aldırış bile etmeyebilir. Bunun yerine «Mason!» deyin; bakın başınıza neler geliyor. İşin sonucu karakolda bitebilir. Nitekim Mesut Yılmaz, kendisine böyle denildiği için açtığı bir manevî tazminat davasını kazanmıştı.
Masonluğu işte böyle bir ortamda, böyle bir yanlış kültür çerçevesinde tanımlamaya çalışıyoruz. Ancak doğru dürüst bir tanım yapacaksak, bu ortamı, bu yanlış kültürü göz ardı edip, kendini en azından belli bir düzeyde doğru dürüst yetiştirmiş, eğitimli, kafaları çalışan, aklını kullanmayı beceren kişilere seslenmek durumundayız. Ne yazık ki ötekilerin anlaması olanaksız çünkü kafaları tıpkı bir örümceğin ağına yakalanan böceği mumyalaması gibi sarılıp sarmalanmış bir kere. Beyinleri ağzı sıkıca tapalanmış bir şişeye benziyor; içine bir şey koyamadığınız gibi, içinden bir şey çıkarabilmeniz de olanaklı değil.
Bu şimdi bir tür ayırımcılık mı oldu?
Hayır, sadece gerçeğin açıkça ortaya konması. Ben onlardan yanayım aslında. Keşke öyle olmasalar diyorum. Keşke kendilerini kurtarabilseler o tutsaklık bağlarından diyorum. Keşke zihinlerine egemen olabilse ve başkalarının etkisi altında kalmadan özgür düşüncelerini üretebilseler; ön yargılardan sıyrılarak kendi irdelemeleriyle öz yargılarına kavuşabilseler.
Zaten sanırım bireyler söz konusu olduğunda Masonlukta yapılmak istenen şeylerden biri de bu. Nitekim Masonluğun amaç ilke ve yöntemlerine şöyle kuşbakışı bir göz atınca, genelde böyle bir ereğin öncelik taşıdığını görüyoruz.
Ben pes ediyorum. Masonluğun öyle tek değil, birkaç tümceyle bile doğru dürüst tanımlanamayacağını ileri sürüyorum.
Ancak ortaya bir soru attık ve bunun yanıtını da arıyoruz.
Pardon!... Bu işi yapan benim. Sizin de bu işte payınız olduğu gibi bir izlenim yaratmak haksızlık olabilir.
O zaman şöyle yapmalı: Masonluğun tanımı amaç ve ilkelerinden de söz etmeyi gerektirir ama onları şimdilik bir yana bırakalım. Şu bence bireye özgü nitelik anlamında olduğu için küçük harfle yazılması gereken masonluk konusundan söz etmeyi de erteleyelim. Kurumsal anlamda olduğu için büyük harfle başlayarak yazılması gereken Masonluğu özetle üç ayrı başlık altında inceleyelim. a) Kuruluşu bakımından, b) Çalışma şekli bakımından, c) Tarihi bakımından.
Hoppala!... Tarih de nereden çıktı?
İşin ilginç yanlarından biri de bu zaten. Kuruluşu ve çalışma şekli, Masonluğu tanımlamaya yetmiyor. Tarihçesini de belirtmek gerekiyor bu geniş tanımın kapsamında.
Bunun için geçen sefer yaptığım gibi sizden bir şey istemeyeceğim. Önce ben bildiklerimi ve görüşlerimi yazacağım; sonra siz katkıda bulunur benim eksiklerimi giderir yanlışlarımı düzeltirsiniz. Bu işi yapmayı ise eizleyecek bölüme bırakıyorum. Ancak elbette ondan önce isterseniz, bu bölümde yazdıklarımı didikleyin.