Samiriler’in (Samaritanlar’ın) Tora’sı. Kutsal Kitap’ın İbranice yazılmış ilk beş kitabını içeren ve bu topluluğun tasnif ölçüsü dahilinde muhafaza edilmiş bir eserdir. Bu metin, ilk kez 17. Yüzyılda alimlerin dikkatini çekti. Bu eser, her ne kadar ideolojik eklemeler veya düzeltmeler olarak ilave edilebilmiş olan ikinci derecede birtakım nitelikler içermekte ise de; temel olarak bir tarikatın mahsulü olarak eddedilemez. Ölü Deniz Tomarları’nın arasında bu metnin prototiplerinin keşfedilmesiyle beraber; bu çalışmanın İkinci Tapınak dönemi zamanında Erets Yisrael’deki Yahudiler arasında geçerli olan birkaç metinden birisi olduğu açığa çıkmıştır. Daha sonraki gelişmeler, bu metnin Yahudi çevrelerinden kaybolmasına neden olmuştur. Bu metin, Masoretik metinden; aynı konunun değişik tasvirlerinin arasında mevcut bulunan tutarsızlıkların veya değişik görüş noktalarının bir uyuma kavuşturulması eğilimi ile ayrılır... bununla birlikte metnun değişkenlerinin birçoğu önem taşımıktadır.
Metinle ilgili diğer bir kanıt türü de, Kutsal Kitap’ın eski çevirileridir. Bunlar, genellikle tercümenin yapılmış olduğu özgün İbranice’nin Masoretik Metin’deki gibi olmadığını ortaya çıkarmaktadır. Bu kanıt, her zaman kati değidir. Çünkü özgün İbranice, ancak kuramsal olarak yeniden şekillendirilebilir. En eski ve dolayısıyla en önemli çeviri “Septuagint” olup, metnin eleştirisi için zengin ve çeşitli malzeme sağlamaktadır. Aramice’ye Targum “çevirileri” arasında edebi ve hatta Midraşik olmayanları dahi, bu bağlamda daha az önem taşımaktadırlar. Diğer eski çeviriler arasında Latince’ye çevrilmiş “Vulgate” ve Suriye menşeli “Peşitta” bulunur.
Tüm metinsel kanıtlar arasında en önemlileri, Yahudiye Çölü’ndeki Kumran’da 1940’larda ve 1950’lerde mağaralarda keşfedilen Kutsal Kitap tomarları parşömenleridir. Ölü Deniz Tomarları ile ilgili keşif, Kutsal kitap literütüren ilişkin mevcut el yazmaları konusuna ışık tutmuş olup, Ortaçağ’daki tasniflere bin yıllık fark attırmıştır. Ester Kitabı’nın haricinde tüm Kutsal Kitap bölümlerinin dizinini temsil eden binlerce parşömen bulunmuştur. Bazı eski tomarlar, paleo- İbrani yazı tarzında yazılmışlardır. Bu tomarlar; M.Ö. üçüncü yüzyılda Kumran’daki ilk yerleşimden, bu bölgenin 70 yılında Yeruşalayim’in Romalılar tarafından tahrip edilmesiyle beraber, terkedilmesine dek geçen birkaç yüzyıllık bir dönem dahilinde yazılmıştır.
Bu tomarlar, İkinci Tapınak dönemininin metinsel geçerliliği hakkında doğrudan ve yanılmaz kanıtlar sağlamaktadırlar. İlk zamanlara ait tomarlar, daha uzak yerleşim bölgelerinden toparlanmaya başlanınca: sadece Kumran’da bir ekaliyet halk kitlesinin değil, taşrada benzeri daha geniş bir Yahudi topluluğunun da yaşadığı ortaya çıktı. Bilim adamları tarafından bilinen tüm belli başlı metinsel gelenekler Kumran’da keşfedilmiştir: Masoretik Metin, Semiriler’in Torası ve Septuagint...
"Yahudilik Ansiklopedisi", Cilt I, II, III Yusuf Besalel