Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Kültürümüz kimlere benziyor?Asyalımıyız?Ortadoğulumu?Avrupa veya Amerika?  (Okunma sayısı 11848 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 08, 2010, 02:13:24 ös
  • Ziyaretçi

  Nufusumuzun büyük bölümü Asyadan göç etmiş buraya geleli binlerce yıl olmuş.Bizler Anadoluda kalan kadim ırkları görmüşüz.Bizansların yıkılışını,Selçukluları,Romayı...

Avrupaya öğrenciler göndermişiz onlar ordaki yenilikleri bizlere taşımışlar Fransızlardan etkilenmişler bir zamanlar Fransız kültürü çok etkinmiş.

Tüketim kültürü sayesinde hepimiz Amerikalıyız üretilen elbiselerimiz benziyor,mobilyalarımız arabalarımız tüketim alışkanlıklarımız.

Ve bizler müslümanız o kültür bizleri içine almış Ortadoğuya yıllarca hükümranlık etmişiz.

Ruslarla savaşmışız kafkaslardan balkanlardan göç almışız acaba birazda Rus muyuz?Kafkaslı mıyız?Balkanlı mıyız müziklerimiz benzemiyor mu?

Biz kimiz asıl soru şu siz kimsiniz kendinizi nasıl hangi kültür kimliğine ait görüyorsunuz?Türk kültürü nedir?Nelerden oluşur.Milliyetçileri,ulusalcıları

dindarları,alt kimlik savunucularını bu tartışmaya bekliyorum...Belki günümüzde yaşanan bir çok siyasi tartışmanın nedeni burda yatmakta...

Saygılarımla...


Şubat 08, 2010, 02:37:20 ös
Yanıtla #1
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Amurdad'ın bu konubsunu aslında böyle birkaç tümce ile değil de çok daha ayrıntılı bir biçimde irdeleyerek ortaya koymasını dilerdim. Bu "Türk Kimliği" konusu aslında çok önemlidir. Yıllar önce Bozkurt Güvenç bu başlık altında bir kitap yayınlamıştı; piyasada hâlâ var mı, bilmiyorum. Varsa konuyla ilgilenenlere öneririm.

Sayın Amurdad'ın yazısındaki ilk tümceye takıldım. Bu bir tahmin mi yoksa bilimsel araştırmaya dayanan bir sonuç mu? Çünkü böyle şeyler çok söylenir. Kimileri kökeninin öz be öz Türk olduğunu söyler de, şeceresini biraz karıştırınca hiç de öyle olmadığı ortaya çıkar. Üstelik ben Orta Asya'nın da Türklük ile pek fazla bağdaştırmasını yapmakta zorlanırım. Oralara hiç gitmedim ama hepimiz o coğrafyanın ne denli geniş ve ne denli karmaşık olduğunu biliriz.

Öte yandan Gene D. Matlock'un Türkçeye de çevrilmiş olan bir kitabı var: "Ey Dünya İnsanları, Hepiniz Türksünüz."

Benim bir aile şecerem var. Soyumu sopumu belli bir tarihe kadar biliyorum. En eski tarih, adı bilenen en büyük atamın ölüm tarihi  Hicri 1100.  Ondan öncesi bilinmiyor çünkü oraya bir başka yerden gelmiş ve adı değişmiş. Önceki adı bilinmediği için de, şecerenin daha önceki tarihlere uzandırılması olanağı bulunamadı. Bu bile önemli bir bilgidir. Ne kadar insan biliyor bunca kuşak önceki büyük atasının adını ve soyunu.

Bering Boğazı açılmadan önce Orta Asya'da yaşayanlar Amerika kıtasına geçmiş. Özgün Amerikan halkı yani bizim Kızılderiliuler dediklerimiz aslında soyları bakımından Orta Asya'dan göçmeymiş. Madem Berin Boğgazı henüz açılmamış, bunun tersi de olamaz mı? Orta Asya Türklerin atalarının ataları yoksa aslında Amerikalı mıydı?

Böyle gidilince işin ciddiyetten uzaklaşıp demagojiye uzanması kaçınılmaz. İşin ciddi yönüne gelelim. Soru aynı soru. Bildiğimden cinliğimden değil, bilmediğimden soruyorum: Bugün Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan halkın soyu bakımından nerelerden gelmiş olduğuna ilişkin güvenilir bir bilimsel araştırma var mı?

     
 

 

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 08, 2010, 03:57:36 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

 Dünyada Mongoloid ve Negroid insanın ataları bilinmiyor,Asyalı,Afrikalı ve Kızılderili insanın atası bilinmiyor.Böyle bir bilgi kırıntısıyla başlamak isterim

aslında benim sormak istediğim bizler Türkiye'nin yurttaşları olarak kendimizi hangi kültür içinde buluyoruz.İlk yazdığım giriş sorumda olduğu gibi bir insanın

siyasi düşüncesini onun almış olduğu etkilendiği kültürle çok ilişkili.Bugün eksen kaymasından bahsediyoruz veya İslamcı ,Batıcı,Milliyetçi partilerden

bu partiler kimine göre düşman kimine göre siyasi hayatımızın vazgeçilmezi.Türk kültürü hem ortadoğulu hem batılı hem asyalı özümsenen bileşke bir

kültür.Bu bileşkeye bizler Anadolulu olmak diyoruz sanırım.Ama bazılarımızın ortadoğulu düşünceleri daha yoğun bazılarımızın batıcı fikirleri,dinlerin

reformun,rönesansın etkilemediği insan var mı? Buna Asya kültürümüzüde eklersek epeyce zengin oluyoruz.Artık batı eskisi gibi üretemiyor veya batının

her modeli bize uymuyor onların Ahlak anlayışı Aile ilişkileri Devlet anlayışı..Her ne kadar dünya insanı küreselleşmeyle beraber tek tip modele doğru gitsede

özünü korumak isteyenler var.Alt kültürlerde ülkemizde bir o kadar yoğun ve zaman zaman bunların çıkışlarını da duyuyoruz.İşte asıl sorum şu Türkiye nerde

durmalı?Türkiye kimlerden oluşuyor?Neden nufusunun büyük bölümü kendini dışlanmış hissediyor.Aleviler,kürtler,dindarlar bu alt grupların çatışmacı

olmasının nedeni ne?Ortak bir ulus bir Türkiye kültürü yaratamıyormuyuz? Peki yarattığımız kültürü batıya karşı egemenlere karşı nasıl korumalıyız.

Büyük doğu hindistan,çin,japonya Türki cumhuriyetler nerde bu kültür kimliklerinin modern dünyada modelleri nerede?İmrenilecek değerlerimiz şehir

hayatına neden uyum sağlamıyor?İstanbul neden bir büyük köy havasında değil.Büyük bir köy dayanışmanın komşuluk ilişkilerinin yüksek olması,

ticaretde sanatda etik değerlerin işliyor olması gerekmez mi?

Saygılarımla






Şubat 08, 2010, 04:47:14 ös
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Özür dilerim... Korkarım ben ortaya konulan konuya tam ve olması gerektiği gibi bakmadım; bakamadım.

Asal konu kültür olunca iş çok başka...

Kültürü her şeyden önce coğrafya oluşturur. Ancak aynı coğrafya içinde topoğrafya da  kültürü olağanüstü düzeyde etkiler. Eh basitinden dağlık bölge ile kıyı kültür bakımından farklılaşır.

Elbette bu çıplak kültür.... Bunun üzerine gelen etkiler var. Tarih, iç ve dış çatışmalar, göçler, istilalar (bu arada kütüphaneler çok önemli), iletişim, din.... Sosyologlar eminim ki daha birçoğunu sayar ve bunları bir etkileme önem sırasına göre de dizer.

Türkiye'yi bugünkü TC sınırlarını biraz da daha geniş tutarak fakat Anadrolu'yu merkez alarak bir coğrafyayı düşünelim... Bu coğrafya üzerinde diğer etkenlerin hiçbiri olmasa bile tek bir kültür düşünülemez. Dolayısıyla ülkemizde bugün birbirinden farklı kültürlerin yer alışın tek bir Türk ulusal kültürünün değil, bir çoklu ve zengin kültünün bulunuşunu hieç de yadırgamamalıyız.

Bu durum sadece yurdumuza özgü değildir. Benzerleri başka ülkelerde de vardır.  Ben uzun süre kalmış olduğum için bildiğim bir ülkeden söz edeyim: Britanya... Kimileri orada, coğrafya bakımından da ötesi yüzölçümü öyle pek de büyük olmayan bir ada oluşundan ötürü özdeş bir kültürün bulunduğunu düşünebilir. Hayır. Güney ve Orta İngiltere, Galler (Batı Britanya), Kuzey İngiltere (Yorkshire) ve İskoçya kültürlüri birbirinden farklıdır. Bundan ötürü o tek bir ülkede birbirinden farklı yaşam tarzları söz konusudur.

Dolayısıyla Türkiye'ye ne Avrupalı, ne Orta Doğulu, ne Asyalı, ne Akdenizli ne Karadenizli ne de Kafkaslı demek olanağı vardır. Hepsidir.

Sevgiler.         



   
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 08, 2010, 06:13:54 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

 Sn.Adam şu varki kültürü oluşturan bir öğe de sanırım din bu bakımdan yurtdışınada çıkmış biri olarak insanlar Türkleri nasıl tanımlıyor,aklımdaki bu

soruyu size sorayım o zaman?

Ben Tanrıya inanmasada ahiret gününe inanan ve gerçekten bu inancını taşıyan,ölümden sonra hayatın varlığını hisseden ölümden sonra adalete inanan

biriyle veya bir toplumla çok çabuk ilişki kuralacağı kanısındayım bu inancını hayata uygulayan bir yaşam anlayışı her şeyden önce prensipli olur çünkü

birde sevgiyi eklersek bu gönüle bu tarz insandan kolay kolay zarar gelmez.

İnsan öldüremez böyle bir kültür,çalamaz,hak yiyemez o zaman bir başka sorumda şu neden sekülerleşmiş veya laik olan toplumlarla ilişkimiz kuvvetli oluyorda

inanç taşıyan toplumlarla ilişkilermiz daha kuvvetli olmuyor,yani önemli bir yere gelirsem bugün batının elinde olan erdem veya erdeme benzeyen özellikler

daha fazlası doğu toplumlarında olması gerekmezmiydi?

Bugün dünya faydası için ilişki kurduklarımızdan ziyade ölümsüz yaşamı savunanlarla ilişki kurmamız da mantıklı olmaz mı?Doğunun ilkeleri daha büyük

olmalıydı batının değil.Burdaki açmazı nasıl yorumlarsınız?

Saygılarımla...


Şubat 08, 2010, 06:19:26 ös
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi

 Şuda varki Sn.ADAM şu tespitinize katılmıyorum,Asyadan gelenler Türktür neden derseniz her ne kadar Fenotip özellikleri benzemesede veya genotip dil ve lehçeleri bakımından ortak bir dil anlayışımız var..

Türkler türkçe konuşan herkezi tarih boyunca türk saymışlardır,diye duymuştum bir profesörden yazılı bir kaynaktan alıntılamıştı Tarihin Arka Odası progra-

mında...

Saygılarımla...


Şubat 08, 2010, 06:25:08 ös
Yanıtla #6
  • Skoç Riti Masonu
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 102
  • Cinsiyet: Bay

Ben Turkiye'yi hep bir Amerika olarak gordum bu baglamda... Hatta Amerika'ya kiyasla daha da karisik bulmusumdur, cunki sonucta cok eski tarihleri konusmuyoruz goc sozkonusu oldug zaman Amarika icin.

Ama Anadolu'nun tarihi bambaska... Bin yil ve hatta daha oncesine dayaniyor farkli kavimlerin gocleri.

Orta Asya 5-6 yil bulundum. Kazakistan, Ozbekistan vs. Dilimizde bazi ortak noktalar var, bu baglamda bir ortkalik oldugu kesin.

Ama fiziksel ozelliklerimiz, yani goz, yuz hatlari, dis yapisi vs cok farkli...

Ben, Orta Asya'dan buraya gelindigini, ama yuzyillar boyu sure gelen capraz eslesme sebebi ile hibrit bir toplulugun olustugunu dusunuyorum.

Bu bakimdan da Turkiye'deki milliyetciligin bu pencereden bakilip ciddi bir ronesans yasamasi gerektigine inaniyorum...

Aslinda anayasa bildigim kadari ile cok guzel acikliyor, ama anlamak isteyen yok... "Turkiye Cumhuriyeti devletine vatandaslik bagi ile bagli olan herkes Turktur". Ne irk, ne din, ne baska birsey...

Turkiye'de barisa ulasmanin yolu bence insanlarin sadece irklarindan dolayi degil ama ozellikle vatandasi olduklari ulke ile gurur duyabilmelerini saglamakta yatiyor...

Yanlis mi dusunuyorum bilmiyorum, fikirlerinizi okumak isterim...
Masonry is not a secret society, it is a society with secrets...


Şubat 08, 2010, 06:35:57 ös
Yanıtla #7
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Soru kişiye yöneltilince yanıtlanması zorunlu oluyor.

Eğer sosyoloji benim kültürün oluşumuna ilişkin öncelik sıralamamı aşağı yukarı doğruluyorsa, o zaman dinler de dinden bağımsız inançlar da bu bağlamda çok sonraki bir aşama ve değerde kalıyor. Bir toplum kendi coğrafyasında din ve inançları daha düşük bir önemde fakat kültürü oluşturan öteki öğeleri daha önemli tutuyorsa, toplumlar arasında işte bu farklar ister istemez oluşuyor.

Ben de kendi yeğlememi söyleyeyim: Dindar ve inançlı ama bilgisiz ve erdemsiz bir kimse ile bir arada olmaktansa, bilgili ve erdemli ama inançsız bir kimse ile bir arada olmayı yeğlerim. Bu bir tercihtir; başkası benim eğilimime uymayabilir; onu toleranszlar karşılarım. O da beni toleransla karşılıyor mu?

İnanç, ne yazık ki insanı erdemli kılmak için yeterli değil. Hatta nice erdemsizlikler sergiliyor inançlı olduklarını ileri sürenler. Dolayısıyla inanç ile erdemi ayrı kefelere koyalım.

Ölümden sonraki adaleti bir yana bırakalım da şu dünyadaki adalete bakalım önce. Ölümden sonra ne olacağı belli değil. "Çok seneler geçti, dönen yok esferinden."

Buna karşı çıkanlar da olur elbette. Ben bilimden yanayım; metafizik düşünceye de saygı gösteririm. Ancak metafizik düşyünenlerin de bana saygı göstermesini beklerim. Haksız mıyım bu bekleyişimde?

İnaçlıların yaygı olduğu toplumlarda elbette insan ilişkileri öyle pek beğenilesi olmuyor. Çünkü dünyevi yaşam ile dinsel yaşamı birbirinden ayırmak gerek. Herkesin dini ve inancı kendine. Faat toplum içinde yaşamak söz konusu olunca, bu dinden de inançtan da bağımsız bir olgu.  

Bu bağlamda Doğu blir zamanlar Batı'dan çok daha güçlüydü. Çünkü Batı dogmaelara ve bağnazlığın karanlığına gömülmüştü. Sonra...

Sonrası EX ORIENTE LUX.

Batı, Doğu'nun ışığıyla aydınlandı.

Daha sonra...

Daha sonrası LEX OCCIDENTE EST.

Yasa Batı'da kuruldu. Doğu bundan payını alamadı. Almadı. İstemedi. Aydınlığını yitirip karanlığa gömüldü.

İşte işin özeti bu.

Sevgiler.



 













 







  
      
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 08, 2010, 07:02:02 ös
Yanıtla #8
  • Ziyaretçi

 Sn.Adam işte bende tam bu noktadayım, yani sizin demenizle erdem ve inanç farklı şeyler oysa inanç erdemden çıkmalı.Bir tümden gelim.

İnancı sağlam olan sevginin en büyüğünü,toleransın en büyüğünü taşımalı bu dünyanın geçici olduğunu bilmeli.O yüzden ben hala inançtan yanayım,

Batının kurduğu yasamın saplantıları olmadığını iddia edemezsiniz sanırım iki dünya savaşı gördük onlar yüzünden,çok bireyciler sonra metanın arkasındalar

Marx'ın dediğimi doğru yoksa ekonomimi kültürü ,dini etkiliyor,yoksa Weber mi haklı Ahlak mı ticareti etkiliyor.Batının son zamanlar sömürcü yanıda unut-

mamak gerekir.Yani batı ahlakının en önde olması gereken Amerika bugun vuruyorda vuruyor Afganistanda sivilleri topluca yok ediyor terörist vuruyorum

derken ama kimseden ses çıkmıyor.Batını ışığı bireyi bulabilir yani fabrikada çalışmak için,tüketmek için,ticaret yapmak için ama sonsuza giden insanı yakala-

yamıyor derim.Yoksa boşanma oranları,cinayetler bu kadar yüksek olmazdı toplumlarında.Doğunun eksiği kültüründeki yozluklardan sıyrılıp gelemiyor bence.

Sn.Aashooter sizinle Türkiyedeki milliyetçilik anlayışının revizyon geçirmesi konusunda kesinlikle aynı fikirdeyim.Milliyetçilikle insanımız daha çok kucaklan-

malı bölünmemeli ve üretken olmalı.Elimde olsa bütün milliyetçi partileride kapatırdım...

Saygılarımla...


Şubat 08, 2010, 08:13:50 ös
Yanıtla #9
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Ne doğulu ne de batılıyız, ne sabit bir dinimiz ne de sabit bir toprağımız var.

Güneş'i kutsal bilmişiz, bayrak olarak tasvir etmişiz. Gök'ü kutsal bilmişiz, Tanrı olarak tasvirlendirmişiz.

Güneş'i kutsal bayrak olarak bilince, yayıldıkça yayılmışız.

Gök'ü Tanrı bilince kendimizi görmüşüz, ozlaşmayı yani özümüze dönüp Gök Tanrı ile birleşmeyi sembolleştirip, Svastika olarak bilinen Oz damgamızı motifleştirmişiz.

Atatürk'ün de açık açık belirttiği gibi Türk, İslamiyeti kabul ettikten sonra(zorla, katliamlarla) öz benliğini kaybetmiştir. Bunu İslamiyet mi yapmıştır, kesinlikle hayır. Bunu, İslamiyet diye Arap kültürünü benimseyenler, benimsemek zorun kalanlar yapmıştır.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
15381 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 25, 2006, 09:34:10 öö
Gönderen: MASON
3 Yanıt
16944 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 04, 2012, 02:05:15 öö
Gönderen: gnothi
19 Yanıt
13642 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 01, 2011, 11:36:44 ös
Gönderen: Masor1976
1 Yanıt
3863 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 25, 2013, 07:48:32 ös
Gönderen: Melina
4 Yanıt
6757 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 10, 2009, 07:19:55 öö
Gönderen: de_hund
1 Yanıt
5374 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 13, 2010, 02:01:20 ös
Gönderen: Mozart
11 Yanıt
12361 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 18, 2010, 03:27:28 öö
Gönderen: Potentate
14 Yanıt
13014 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2012, 03:54:39 ös
Gönderen: akcanmd
20 Yanıt
11573 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 22, 2011, 08:50:30 ös
Gönderen: 418
0 Yanıt
2273 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 08, 2012, 03:29:11 ös
Gönderen: Tij