Sn. Isis,
Masonların ne yapıp ettikleri, nasıl davrandıkları, neler okudukları, boş zamanlarını nasıl değerlendirdikleri gibi konulara, tek bir bireye bakarak cevap vermek mümkün değildir siz de takdir edersiniz ki. Ben cevap yazana kadar Sn. Adam çok güzel bir açıklama yollamış. Bu sebeple yazacaklarımı biraz daha kısaltma imkanına kavuştum ben de.
Masonik sır dediğiniz şeyler, ritüellerde yer alan konularsa, artık bunları internette bulmak çok kolay. Masonlukta sır olup olmaması konusunda ben biraz farklı düşünüyorum. Masonluktaki sır, herkesin heryerde bulabileceği sembolleri, kelimeleri, ritüelleri yorumlayabilme farkıdır. Büyük Üstat Remzi Sanver'in sözleriyle, Masonluğun sırrı kendisidir.
Örnek mi istiyorsunuz. "Bir Tapınak Yapılıyor" başlıklı seriyi okuyun lütfen. Bakalım bir harici ne anlayacak, ben ne anlayacağım, kimler bana "bekle sen daha bunu anlayamazsın" diyecek.
Okuma illaki kitaptan olmaz. Aslında şahsi görüşüm "maalesef" kelimesini içeriyor. Ben hala bilgisayardan okumaktan keyif alamayan birisiyim. Kişisel tercihtir.
Barlara gitme konusunu ben şahsen çok sevdim. Sanırım tanışıyor olsak Sn. Isis beni şiddetle kınayacaktı, çünkü ben de akşamları dostlarımla, kardeşlerimle dışarı çıkıp, içki içip sohbet etmeyi, eğlenmeyi çok severim. Bu ne işime engel olur, ne okumama, ne de yazmama.
Son olarak kendimi tanıtma konusuna gelince. Nerdeyse her ceketimin yakasında rozet bulunur. Kol düğmelerim de buna dahildir. Hele evime giren birisinin "acaba" diye düşünmesi mümkün değil (burada tabi ki evime girebilecek kadar yakın gördüğüm kişilerden bahsettiğim açıktır umarım), her taraf semboller, kitaplar doludur. Hatta çok sevdiğim için de çerçevelenmiş diplomalarım duvarda asılıdır. Mason musun diye soran hiçkimseye "hayır değilim" demedim bu güne kadar. Ama bu da tercih meselesidir. Amerika'da olduğu kadar rahat olunmadığı doğrudur. Devletle iş yapan birisinin Mason olduğunu gizlemesi ise gayet doğaldır (hele günümüzde).
Yıllar önce Glasgow'da (İskoçya) bir yürüyüşe tanık olmuştum. En önde sancak, arkasında bir bando, arkasında regalyeleri içerisinde Loca görevliler, onların arkasında diğer Masonlar, eşleri, çocukları bir kortej. Bu silsile her loca için tekrarlanıyordu, ve onlarca loca vardı. Çok uzun bir yürüyüş kolu, ve çevredeki insanlar bazen hayretle, bazen ilgiyle izlediler yol boyunca bu insanları. Ben de kameraya almıştım
Henüz harici olduğum için yanımda duran bir zata "bunlar Mason mu" diye sordum. Cevap şu oldu: "işçi olduklarını sanmıyorum, hepsi iyi giyimli insanlar". Adamcağız ya beni cevap vermeye değer bulmadı, ya da Mason kelimesinden tek anladığı "duvar ustası".
Burda fertlerin kendilerini tek tek açıklamasında sakınca var mı derken, İskokya'da bütün bir Büyük Loca sokaklarda yürüyüş yapmakta sakınca görmüyor. Toplumdan topluma fark elbette olacak.
Saygılarımla.