Kuran ' da adı geçen ''Ad kavmi'',''Hud suresi'' batık kıta Atlantis 'de yaşamış insanları işaret eder.Hermes,günümüzdeki dinlerin daha hiç biri yokken,ggünümüzden 15-20000 yıl önce hangi dine,hangi kutsal kitaba,hangi peygambere uymuştu,hangi disiplini uygulamıştı,daha Kabe bile yokken hangi kıbleye dönüp hangi namazı kılmıştı da ''yüce bir yere yükseltilmişti?''Bu gerçeğe verilecek tek yanıt vardır o da;''VİCDAN''Bu sebeple o yüceltilerek,yarı-tanrı makamına oturtulmuştur.Bu yüzden güncel dinlerin kutsal metinleri 'arınmamış ve taşlaşmış kalp' üzerinde çok durmaktadır.Arınmamış kalpleri,yani içlerindeki tanrısıyla,özleriyle irtibat kurmamış,sadece hayvansal tutkularının sözünü dinleyen insanların kalplerini de 'katı,taşlaşmış'olarak anar.Şu halde tüm bu gerçeklerin ışığında din denilen kavram,kalbin içindeki özün sesini dinleyerek ona yönelmek,onun dediklerini yapmaktan ibarettir.Kuran bu gerçeğe şöyle işaret eder:'' O halde yüzünü dine bir hanif olarak çevir;O Allah fıtratına ki insanları onun üzerine yaratmıştır!O Allah yaratışına bedel bulunmaz,doğru sabit din odur ve lakin insanların çoğu onu bilmezler!''(Rum 30)Burada dikkat edilecek olursa çok önemli bir vurgu vardır o da,''insanları'' der!Yani ırk,millet,dil,renk,cinsiyet ve inanç bakımından hiç bir ayırım yapmadan tüm insanlara hitap edilmektedir.
İnsanın ibadeti sadece''oruç,namaz,hac ve zekat''tan ibaret değildir.İbadet denilen olgu tüm zamanlarda;''Vicdan ve akıl sahibi olmak;çağdaş,evrensel ve pozitif düşünmek;insanları hakikate uyandırıp aydınlatmak;insanlığa hizmet etmek,hizmetten hiçbir çıkar sağlamamak,hayvansal tutkulara egemen olmak,vicdani ahlakla arınarak kendisini kurtardıktan sonra başkalarını kurtarmak,okumak,bilim öğrenmek ve insanlık için faydalı şeyleri de üretmeyi'' de kapsamaktadır.Bu değer ve eylemlerle beslenmiş ibadet Tanrı katında geçerlidir,bu değerlerin dışında yapılanlar kendisini sanal bir ruhsallıkla kandırmadan ibaret,şekilcilikle özdeş olarak hiç bir şey ifade etmezler.
Günümüzde maddeye hapsedilerek putlaştırılan inançların,şekilcilikle farkında olunmadan obje tapımına dönüştürüldüğü gibi...İnsanlar hakikati nasıl bilecek ve mantıken nasıl sorgulayacaklar?Tanrı,her konuda sorgulama yapılmasını istemeseydi insana evrensel boyutta akıl ve düşünme melekesini vermezdi!Teologların bunları çağdaş ve evrensel felsefeyle her boyutta derinlemesine düşünerek irdeleyip,iç yüz anlamlarını çözerek insanlara aydınlanmaları için sunacakları yerde,hurafe tezgahında zırva dokumakla meşgul olmaları ne kadar doğrudur?Onlar Arapça bilirler,onunla okur ve yazarlar,ama Kuran ' ın iç yüzü ve onun evrensel çağdaş ruhundan,iç boyutta nasıl bir hakikate açıldığını evrensel gerçeklerin ışığında görmezden gelmeleri üzücüdür.Onların bir kısmı sevgiden,hoşgörüden,humanizmden yoksundur ve Araplaşmayı,Arap milliyetçiliğini,emperyalist Emevi geleneklerini dini uygulama,evrensel İslam sanırlar!
Şimdi tek din var,o da siyaset;tek tanrı var o da para...
Saygılarımla...