Sayın hayalet'in Masonluğa olumlu ya da olumsuz bakışının pek önemi yok. Önemli olan ne dediği...
Bu yazısında bir ara şöyle diyor:
Mason ilkeleri ve masonların düşünceleri okadar güzelki keşke insanlarımıza benimsete bilselerdi ama malasef bence bukonuda çok pasif kaldılar.
Batı ülkelerinin birçoğunda değil ama ülkemizde masonların halka Masonluğu tanıtabilme bakımından yetersiz kalmış oldukları doğrudur.
Bu konu bir delinin kuyuya taş atması gibi bir şeydir. Daha 19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde Masonluk için kötü tanıtımlar yapılmış. Hele 2. Abdülhamit döneminde, yabancı masonlara siyasal ve ekonomik nedenlerle ödün verilerek göz yumulurken, Türklerin Masonluğa girmemesi için binbir takla atılmış. Masonluk, olmadık sözlerle tanımlanmış, bunlar günümüzdeki sözlük ve ansiklopedilere bile girmiş. Bir de bunun üzerine Cumhuriyet Türkiyesi’ndeki antimasonik etkinlikleri ekleyin…
Ülkemizde Masonluk tam anlamıyla “Vurun kahpeye…” olayının mağdurlarından biri durumuna düşürülmüş.
Üstelik öyle sanıldığı gibi toplumda çok etkin, ünlü, sözü dinlenir kişilerin (yalancı siyasiler ve toprak ağaları gibi) mason olmayışı, bu bağlamda diğerlerinin Masonluk lehine belirgin bir gelişim sağlayamamalarıyla sonuçlanmış.
Örneğin masonlar kendilerini tanıtıcı bir üçüncü hamur renksiz kitap bastırabilmek için aralarında para toplarken; öte yanda kalın ve ciltli, birinci hamur kağıda basılmış, renkli resimlerle donatılmış bir antimasonik kitap, meydanlarda bedava dağıtılmış.
Buna karşın masonlar elbette Masonluğu gerektiğince ve yeterince tanıtamamış oluklarından ötürü kusurlu bulunabilir.
Bunun dışında, Sayın hayalet’in bu yazısında bence dehşet yanlışlar var.
Diyor ki:
Bence yurtdışındaki mason başları para imparatorluklarını kullanarak ülkemizi ellerinde tutuyorlar.
Bence ise böyle bir şey yok. Madem Sayın hayalet böyle bir söz söyleyebilecek bilgiye sahip, bunun kanıtlarını, belgelerini ortaya koymalı.
Aksi takdirde ben Sayın hayalet’in yaptığını belirteyim: Palavra sıkıyor.
Diyor ki:
Türk masonların hayallerindeki gerçekleştirmek istedikleri güzel şeyleri bu kuruluş vasıtasıyla gerçekleştirebileceklerine inanıyorlar ama dışardaki masonlar buna izin vermez.
Bunu da nereden çıkarıyor?... Türkiye’deki Masonluk kesinlikle ulusal ve bağımsızdır. Aksini söylemeye kalkışacak olan kimsenin alnını karışlarım. Halep oradaysa, arşın burada. Böyle bir iddia ileri süren kişi bunu kanıtlamalı.
Diyor ki:
Masonluk elit bir yapı üyeleride hatrı sayılır zenginler.
Masonluğun elit bir yapı olduğu kabullenilebilir ama üyelerinin hatırı sayılır zenginler olduğunu söyleyen kişi, bu hatırı sayılır zenginlerin adlarını vermeli. Kimmiş bakalım bu hatırı sayılı zengin masonlar?
Şayet bunların yanıtı verilmezse, ben burada Sayın hayalet’in sayın sıfatını kaldırıp onu yalancılıkla suçlayabilirim çünkü bir yalancı sayın sıfatını hak etmez.
Sonrasında bir gerekçe göstererek diyor ki:
…. Oyüzden mason topluluğu bence ülkeye bir faydası yoktur.
Evet, bu geçmişte de, özellikle 1950’li yıllarda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bile söylenmiş bir sözdür. Faydası olmadığı için kapatılsın denmiştir. Peki, zararı var mı? Eh, kendi çıkarları ya da hırsları nedeniyle kapatılmasını isteyenler, kendilerince zararlarını da sıralamışlardır; sayın hayalet’in yapmış olduğu gibi... (Hâlâ sayın… Bu saygınlığı korumak elindedir. Bekleriz)