Yaşadığı Ülke ve Topluma Karşı Masonun Yükümlülüğü

[mbulut]

Masonluğun vermiş olduğu yükümlülüklerden olan;’’Ülkenin anayasasına ve toplum töresine bağlı olmaktır’’

Öncelikle ülke anayasasına değinmek istiyorum.Gündemde ve forumumuzda da eksik olmayan keyfi yasalar,uygulamalar ve tutuklamaların birçoğu toplum tarafından tepkiyle karşılanmaktadır.Her ne kadar tepki olursa olsun,yasaya aykırı hareket edenler suçsuz,aykırı davranışta bulunmayanlar ise suçlu ilan edilmektedir.İsim belirtmeden, yolsuzluk skandalından dolayı cezalandırılmayan veya Ergenekon davası yüzünden suçsuz hapis yatan birinin mason olduğunu kabul edelim.Yolsuzluğa karışıp ceza almayan mason açısından sıkıntı yok.Peki diğer suçsuz yere terör örgütü kurma,adam öldürme vs. gibi bir suçlama ile hapise mahkum edilen bir mason olduğunu varsayalım.Bu mason sonuç olarak ülkenin anayasasına uygun davranmamış olup,masonluğun yükümlülüklerinden olan bu kurala aykırı davranmıştır.Bu durumda düzensiz mason olmuştur.(?)

Toplum töresi bakımından geçmişte Türk kültürüne uygun olmayan fakat ülkemizde uygulanan kan davası toplumun kabul ettiği törelerden bir tanesidir.Masonluğun uygun görmeyeceği fakat bir masonun yaşadığı toplumda töre halini almış kan davasını uygulaması mı  gerekir? Doğru veya yanlış olan  kan davası sonuç olarak toplumun geçmişte kabul ettiği törelerden bir tanesidir.

Ülkemizin dışında başka ülkelerde daha farklı yasalar ve töreler bulunmaktadır.
Toplumsal veya hukuksal bir bozukluğun ülkede masonların bu bozukluğa bağlı olması ne kadar doğru olur?Yoksa bir sınırlaması var mıdır ?

[davut]

Hukuk diye bir şey kalmadı

Yeni Türkiye de hukuk küçük sineklerin takıldığı , büyük sineklerin delip geçtiği örümcek ağı gibi malesef

[Kadim]

Hukuk ve Adalet değişkendir, bulunduğu kabın şeklini alır. Akışkandır elbet bir şekilde yolunu bulur.
Bu akışkan olan, bulunduğu kabın şeklini alan hukuk ve adalet kaynağı, uçsuz bucaksız denizlere akacaktır. Güneş ve Ay ile buluşacaktır.
Gerçekler bir şekilde illa ki ortaya çıkacaktır.

Benim bildiğim kadarıyla resmi bağlar kesilse de kardeşlik baki kalır.
Bir kardeşin, suçsuz olduğunu diğer kardeşleri elbet bilir ve onun için gereğini yapacaktır.

[Alşah]

          Sayın davut'un son benzetmesi doğrusu çok hoşuma gitti. Bence de aynen öyle!.   
          Saygılar-sevgiler.
   

[mbulut]

Sn.Kadim'in vermiş olduğu bilgiyi tam olarak anlayamadım. "Resmi bağlar kesilse de kardeşlik baki kalır " hangi resmi bağlar?

Hukuk kurallarının dışında toplumun gelenekleri açısından konuyu ele aldığımızda durum ne olacak.Toplum içerisinde kabul edilen birtakım töreler masonluğun ilke ve amaçlarına ters düşebilir.Mason olan kişi toplum tarafından dışlanmamak veya topluma ters düşmemek için geleneklere uymak zorunda mı? Uymadığı zaman toplum tarafından istenmeyen kişi olduğunda bu yükümlülüğü yerine getirememiş olur.

Mason olan olmayan her kişi toplumda geçerli olan kurallara,törelere uymak zorundadir fakat tamamina degil.Objektif olarak incelendiğinde topluma zarar vermeyen, insanlığa uygun düşmeyen veya çağ dışı olarak nitelenen bir geleneğe uyulması ve uygulayıcısı olunması doğru olmaz.Peki şimdi ne olacak ? Her ne olursa olsun mason olan kişi kurallara,geleneklere uyacak mı? Bu yükümlülüğün sınırlandırılması gerekmez mi ?

[davut]

Hukuk kurallarına uymalıyız, diğer yazılı olmayan kurallara gelince bunları da akıl vicdan süzgecinden geçirmemiz gereklidir. Gelenek, töreler, dogmalar, insanların birbirlerine ters düşmelerine, aralarında doğan çelişkiler nedeniyle çatışmalarına, giderek birbirlerini düşman görüp birbirlerine saldırmalarına yol açarlar. Karşıt dogmaları benimseyen insanlar, birbirlerine kin duyarlar. Dogmalarını her şeyin üstünde tutar, bunları koruyabilmek ve bunların üstünlüğünü sağlayabilmek için savaşırlar. Savaşlarını, karşıt dogmaların söylemine değil, doğrudan uygun görmedikleri dogmaları benimseyen insanlara yönlendirirler ve onları ortadan kaldırmaya girişirler. “Dogmalar; kaba güç, hoşgörüsüzlük, dar görüş ve bilgisizliğin yansımasına, evrimsel doğrultuda gelişme sağlanması yerine gerilemeye yol açarlar. Barışa ve esenliğe de engel olurlar”. Bu sonuç Masonluğun amaçlarıyla taban tabana zıttır.

[ADAM]

Sayın davut'un dedikleri benim açımdan da doğru. Desteklemenin dışında bir diyeceğim yok.

Masonlura toplumdan ve hper birini yaşadığı ülkedern soyutlanmış, kendilerine özgü birtakım yasalara bağlı falan sanmayalım. Yanılırız.

Her mason, yurttaşı olduğu ülkedeki yurttaşlık yükümlülüklerini taşır ve onları herhangi bir diğer yurttaş gibi yerine getirir. Başka yurttaşların eksikleri gibi masonların da eksikleri olabilir ama diğer masonlar bu bağlamda eksikleri olanlara destek vermez; öyle bir yükümlülük ya da sorumlulukları yoktur. Hiçbir mason yasası ülke yasalarının üzerinde değildir.

Ülke yasalarının yetmediği durumda elbette töreler geçerlidir ama işte bu nomktaya gelindiğinde bir "Mason Töresi" vardır ki, masonlar önceliktye o töreye uyar.

Toplumlardaki birtakım töresizlikler ne yazık ki "töre" diye nitelenmektedir. Onlar, töre değil geri kalmışlığın, uygarlaşamamışlığın görenekleridir. Bu nedenle masonlar, diğer tüm uygar insanlar gibi birtakım insanca olmayan kurallara karşı çıkıyor diye, töreye aykırı olarak nitelenemez.   

 

[Kadim]

Kurallara göre hareket edilmeli lakin, kurallara göre hareket edipte bu insan kurallara göre hareket etmiyor bunu tutuklayalım, olmayan deliller yaratarak bunu suçlayalım mantığından bahsediyorum ben. "Hukuk ve Adalet değişkendir, bulunduğu kabın şeklini alır. Akışkandır elbet bir şekilde yolunu bulur" diyerek.

Resmi bağlantı kesilir kısmında da; bu kişi derneğe üyedir, dernekle olan bağı, kötü anlamda geri dönebilecek ihtimaline karşı bitirilebilir, demek istedim.
Bu kişinin bağı dernekle kesilse de bu kişinin mason olduğu gerçeği değiştirilemez.
Onun suçsuz veya suçlu olduğunu kardeşleri bilir, diğerleri ne derse desinler.

Resmi anlamda bağı suçluda suçsuz da olsa da mahkeme salonuna girdiği an kesilebilir.
Resmi bağı kesilse de; suçsuzsa o kişi, kardeşleri onun için illaki bir şey yapacaktır demek istiyorum.

[davut]

Sayın Kadim,

 "Hukuk ve Adalet değişkendir, bulunduğu kabın şeklini alır. Akışkandır elbet bir şekilde yolunu bulur" düşüncenize  saygı duyuyor fakat katılmadığımı ifade etmek istiyorum.

 Bu gün adalet ve hukuk terazisini kendine göre ayarlayanlar adil midir. tabi ki hayır..

Her hangi bir şekilde hukuksuzluğa karışıp, kendini aklayanlar , kendini adil görenler, yargılanamayanlar mutlaka tarihin sayfalarında yargılanır , nitekim hep böyle olmuştur.

[Kadim]

Bende size katılıyorum sayın davut, dediğiniz bütün konularda haklısınız.

Adil olmayanların, tarihin tozlu sayfalarında, elbet bir gün yargılandığı yazılacaktır.

Ama en başından beri alışıla gelen düzende, gücü elinde tutanlar her zaman kendi adalet sistemini uygulamış ve devleti kendi malı gibi görüp kullanmıştır. Kendi ekipleri ile o devleti yönetmiştir.

Adaletin ve Hukuğun akışkanlığı diye bahsettiğimde bu yöndedir.

Benim de istediğim;
Laik, Demokratik, Hukuk Sistemi ile, Adil ve Eşitlik ilkesi ile yönetilen bir Devlet sistemidir.