eğer özgürlükler açısından soruyu yanıtlamak gerekirse, Hayır etmemeli...
başörtüsünün dindenki yeri, gereklilik olup olmadığı gibi bir tartışma bir tarafa olmak üzere -ve elbetteki bu husustaki görüşümde bir kenara bırarak-, yalnızca özgürlük açısından olaya bakıyorum. bazıları tanrının başlarını örtmelerini emrettiğine inanıyor (efendim bunların babas-anası öyle söylemiş ondaninanıyor diyebilirsiniz veya baskıyla örtünmüşler de diyebilirsiniz) ve bunu bir zaruret olarak görüyor. o zaman serbest kalsın.
iyi ama bu serbesti nereye kadar? en başta özgürlüğün kötüye kullanılmasının yasak olduğunu kabul etmemiz gereklidir ama özgürlüğün kötüye kullanıldığını yada kullanılmadığını nasıl belirleyeceğiz? somuta bakacağız. başörtüsü takmak, başka bir özgürlüğün kullanılmasını engeller mi? mesela anfide ders dinleyen başörtülü diğer ders dinleyenlerin dersi dinlemesinde bir olumsuzluk getirir mi?
başörtüsünü siyasal bir sembol olarak kullananların varlığı başörtüsünü yasaklamayı gerektiri mi ya da böylesi bir şey yasak için bir neden olabilir mi? hayır. kaldı ki siyasal bir simge olarak örtünen olsa bile bu sefer de siyasal ifade özgürlüğü onun bu eylemini koruma altında tutmalıdır. kamu düzeni gibi muğlak ifadelerle özgürlüklerin sınırlanamyacağını belirteyim. kamu güvenliğini başörtüsü tehdit eder mi?
kamusal alan açısından sorun nedir? öncelikli olarak kamusal alan nedir? kamusal alan devletin olmadığı alandır. ülkemizde bu tabire de tam tersi bir ifadeyle kullanılıyor. devlet alanında türbanın olmasının özügrlükler rejimi açısından sakıncası nedir? hizmet alanın başını açması gerekli midir? tersi olsa o durumda hastaneye gelen bir hastanında başını açması gerekirdi. o halde üniversite (evrenkent) öğrencisi niçin hizmet alan sıfatıyla başını açmak zorunda olsun?
yükseköğretim ile ortaöğretimdeki öğrenci aynı öğrenci değildir. bunun da ayırdına varmalıyız. devlet kendi çalışanı için -belki- başörtme yasağı getirebilir. ama hizmet alana da bu yasağı genişletmesi düşünülemez (her ne kadar İHAM ve TAYM bu görüşün tersine kararlar vermiş olsalar dahi... bu mahkeme kararlarının eleştirisi için mustafa erdoğan'ın makalelerine bakılabilir.)
en son değinme gereksinimi duyduğum husus... yasağın cezbediciliği meselesidir. 80lerde ve 90ların ilk yarısında kürtçe şarkı söylemek ve kürtçe albüm yapmak yasaktı ama bu kasetler yapılıyordu ve el altından satılıyordu. 90ların kinci yarısında serbest bırakıldı ve yasak olduğu döneme göre satışlar düştü.
üniversite açısından; evet başörtüsü yasağı kalkmalıdır. çünkü üniversite, farklı görüşlerin barışçıl olmak kaydıyla kendilerini ifade edebildikleri bir mekandır... bu mekan her dine, görüşe açık olmalıdır. farklılıklar bir arada yaşayabilir, bu sorun çıkarmaz aksine çeşitlilik demokrasinin özümsenmesine de katkı sağlar. tersi bir durum daha çok radikalleşmeye ve kamplaşmaya sebebiyet verir ve demokrasiyle değil ancak oligarşiye destek olur
saygılarımla...