Sayın Caliper bu başlıkta bizlere, Masonik Sır terimi üzerine düşünmeyi işaret etti.
Özellikle de karışan şeyler neler olabilir bunların ipuçlarını verdi.
Sır, Giz, Gizem, Ketum, Ketumiyet, Saklı olan, paylaşılmayan... Bunların çoğu benzer olsa da aynı değil.
Kendi bakış açımla şunları ekleyebilirim.
Masonluk bir elek sistemidir. 3 derece olarak kurgulanmış, gelişimi ile çok dereceli ritlere dönüşmüşse de aslen Masonluğun 3'ten sonraki dereceleri 3.1,3.2,3.3 gibi düşünülebilir. Yani Ustalıktan hayatını usta olarak da sürdürebilir, ustabaşı da olabilir, mimar olmaya da çalışabilir gibi.
Neden elek sistemidir. Çünkü günümüzdeki uygulama Masonluğun her ülkede o ülkelerin yasalarına uygun birer dernek olarak kurulması şeklinde organize olmasıdır. Eğer öyle ise, derneklerin bazı kuralları var. Mesela şu an dernek merkezi ile şubelerinin ayrı olması bile bekleniyor. O yüzden ayrı adreslerde ya da aynı adresin farklı bina numaraları olarak görünüyor. Muhasebecisi, güvenlikçisi, temizlik görevlisi, garsonu, iktisadi işletmesi vs. var. Bunlar Mason değil. Masonlar çalışmalarından nafaka alırlar ama bu simgeseldir, maddi değildir. Ancak bu görevli çalışanlara simgesel bir şeyler veremezsiniz, maaş beklerler. Para gerekir. Dernek masraflı bir uğraştır. O yüzden de bu masrafların kardeşçe bölüşülmesi gerekir! Aslında derneğe üye yapılan çoğu kimse bu masrafa ortak yapılan bir zincir halkasıdır. Üstat dahi olsa aldığı bilgi genel geçer heryerde bulunabilecek şeyler olabilir. Meslekten alınacak bilgi, erdem, görgü vb. kişinin kendi uğraşı ile elek sisteminden dökülenlerden değil, eleklerden geçe geçe iç çembere doğru ilerleyenlerden olması ile elde edilebilir. Masonlar daha anlatılan antik hikayelerden beri bu sistemi kurgulamışlardır.
Zaten bu başlıkta da geçen pek çok olay bunun üzerinedir.
Öncelikle Süleyman Mabedi'ni kim yapmıştır? Davud'a kadar köle, göçebe, sonra savaşçı çobanlar olarak tarif edilenler bu eseri ortaya çıkarabilir miydi? Aslında geldikleri bölgede var olan Diyonisos işçilerinin sistemini ve onların ustalarından birini kullandılar.
Neydi sistem, kalabalıkları gruplara ayırmak. En kalabalık olan amele ya da çırak sınıfına ekmek, yağ, şarap nafaka olarak belirlenmişti diyelim. Sonra kalfalar, sonra ustalar. Bitmedi, sistemin daha devamı vardı... Ama burası yeri değil. Herkes nafakasını alabilmek için derecesinin kelimesini söylüyordu. Hepsi bu. Şimdi bu kelime kutsal mıdır? Bu kelime sır mıdır?
Bir gün 3-5 kötü niyetlisi daha fazla nafaka için veya başka yerde haketmediği sıfatla iş bulabilmek için kelimeyi öğrensem ya uyanıklığına saptığında ne olur? HİÇ.
Kelimeleri belirleme yetkisinde olan bir anda kelimeleri değiştirmiş olur, onlarda açığa çıkar...
Bu hikaye ve yöntem hâla geçerli. Her sene değişen yıllık sözcükler sadece kulaktan kulağa söylenir. Tüm ritüelleri okudum, her 'Sırrı' biliyorum diyen buyursun gelsin toplantılara...
Diyelim geldi ne görecek? Okuduğu Fransız ya da İngiliz Ritüelindeki bir şeylerin burada farklı uygulandığını bilmediğinden kapıdan bile giremeden ifşa olur.
Diyelim ki bir kardeş, derneğe üye. Ama üstat ritüelini buldu okudu, merakla girmek istedi toplantıya. Buyursun gelsin. Okumuş olduğu bir kaç sözcük. Peki hepsi bu mu?
EMİN OLABİLİRSİNİZ, Masonluk bunlardan fazlasıdır.
Evet şimdi ne duyduk, bazı uygulamalar var, bunlar kelime filan da içeriyor.
Masonluğun işaretleri, geçiş sözcükleri, kutsal (dini anlamda değil, geleneksel deyiş) sözcükleri vardır, senelik sözcükleri vardır. Bitti mi? Hayır.
Ancak sıkı durun...
Bunlar Masonik Sır değil ki?
Şimdi siz evinizde bir kasa içinde 1 milyon Dolar saklıyorsunuz diyelim. Önce evinizin yerini herkese söylemezsiniz. Masonlar adreslerini bile söylemez, ne der, kardeşlerce bilinen geometrik nokta.
İkincisi evinizin bir anahtarı olur.
Üçünsüsü kasanızı sakladığınız yer olur.
Dördüncüsü kasanın bir şifresi olur.
Siz bunların hepsini biliyorsunuz. Peki Sır kasanın şifresi midir? Yoksa 1 milyon dolar mı?
Hele bir de kasa matruşka bebekler gibi iç içe geçen 30 boy kasanın içindeyse!
Şimdi Sır bunlar değil. Var mı, yok mu?
Var diyen var, demek biliyor...
Ben neyin sır olduğunu değil neyin sır olmadığını anlamaya çalışırdım.
Mesela sayın Caliper'in de belirttiği gibi Ritüel bir sır değil ki? Tüzük, çalışma yöntemi vb. her şey dernekler masasına verilir. Size verilmiyor oluşu sizin bu derneğe üye olmayışınızdan, yani sizinle ilgili bir konu değil. Bana da Covid19 tedavi protokolü verilmiyor. Çünkü hekim değilim. Bu şimdi Sır mı?
Bitmedi, kimin mason kimin değil oluşu da sır değil. Sadece söylememek doğru bir davranıştır, çünkü bizim değil, kişinin bilgileridir. KVKK diye bir şeyle bizlerinde kişisel bilgileri koruma altında değil mi zaten?
Yine o gün mabette yapılan çalışma, içerik, kimlerin toplantıya katıldığı, görevlilerin kimler olduğu vs. Bunlar o loca üyelerini ilgilendiren konular değil mi? İlgilisi dışındaki kişilere neden verilsin? Eşim asla sormaz ama ben eşime bile söylemem beyaz toplantılarda kardeşlerle tanışmış, kimi zaman birbirimize gidip geliyor ailece görüşüyor olsak bile bugün X kardeşi gördüm veya Y kardeş şu göreve seçildi... Bu onun bilmesi gereken bir bilgi değil çünkü...
Demek ki bunlar sır değil, sadece bizim muhattabı olduğumuz konu ya da bilgiler olmadığından bu konuyu bize açmak gereksiz...
Masonlar 'Yalnızca masonların bilmesi gereken bilgileri, mason olmayanlara' neden anlatsınlar? Bu aramızdaki sır olduğundan değil, gerekmediğinden paylaşılmaz.
Aynı bakışla, siz üniversite 1 öğrencisisiniz, son sınıfta da ileri düzey dersler var, buna girmeli misiniz? Girseniz bir şey anlar mısınız? Önce aradaki zaman, bilgi, birikim ile o derse hazır halde gitmek gerekmez mi?
Bu sınıf farkını masonluk kimi uygulamalarla çerçeveye almış. Ancak bu uygulamalar, o meşhur işaretler, kelimeler, sözcükler, duruşlar filan da sır değil.
Gizem'e gelelim. Masonluk üzerine oturduğu bin yılların mirasında, Eleusis, Osiris, Diyonisos vb. pek çok mister ya da gizemin toplumları ve toplulukları etkilediği bir mirasa sahiptir. Ancak bugün geldiğimiz yerde mistik, okült, gizemli, misterli konular uygulamalar yoktur, sadece bunlar içerisinden çıkarılacak dersler varsa, bir anlatı, alegori olarak bunları alır. Aktarır. Hepsi bu. Yani Masonlukta gizem bekleyen bulamaz, sonra Aleister Crowley gibi bu bana yetmedi , daha ötesini kendim uydurayım haline girer...
Ketum sır değildir, Ketumiyet'de sır değildir. Kaldı ki bugün Ketum Üstat ismi kullanılmıyor da olabilir. Ketum ağzı sıkı demektir. Ketumiyet, Ağzı sıkılık. Her yerde her sözü etmeyen, herkese gerekli gereksiz her şeyi anlatmayan diyebiliriz.
Peki ama bu derece neden 4. derece?
O halde şunu düşünebilir miyiz? Zaten simgesel derecelerde bir sır, saklanması gereken bir durum yoktur. Ben bu görüşe yakınım.
Ama Ketum üstada sır verilir anlamına da gelmez bu. Belki bu tartma, ölçme, uygunluk değerlendirmesi burada başlıyor, anlamına gelebilir. Sır dediğiniz de Masonlukta hiçbir şeyin olmadığı gibi dökülüp saçılan, yaz yavrum denilen bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bazen her şey gözünüzün önündedir, onu görmeye ancak uygun yetkinlikte iseniz başlarsınız. Belki de size evrenin sırrı, geçmiş mirasın anahtarı ya da her ne ise sadece BİR HARF olarak verilir olamaz mı?
Netice Masonluğun geldiği yeri artık operatif dönemle kıyasalamamalı bana göre. Spekülatif Masonluk aslında bir başka şeyi inşa etmenizi bekler sizden (bizden). O yüzden de bir yer, bir obje, bir durum anlatan sırların olmasını beklememeli.
Ritüelin, kelimenin, işaretin filan Masonik Sır olduğunu düşünmemeli.
Masonluğun Sırrı kendi özündedir. Öze ulaşmadan, en azından daha sezgi ile ne olabileceğine yaklaşmadan erken hükümler vermemeli.
Sır demişken, Ketum üstat seviyesine bile gelirsek bakalım sır tutabilecek düzeyde mi diye gözlemlenir demiştik.
Ama daha şimdiden ordan burdan duyduğunu ortaya döküp saçan kişiler bu sınavın neresindedir? 4 olmak için önce 1 olmak gerekmez mi?
Şu başlıkta yazılanlara bir bakın, bu anlatıların çoğu kimi üyelerin hatalarıyla buralara dökülmüş zamanında, şimdi ise zaten forumda var diye yeniden ve rahatça kullanılıyor.
Mason olmuş, hatta derece geçmiş kişiler bile daha akasyayı, hiramı, 15 kalfayı duymamalı iken, burada maaşallah herkes her bilgiyi döküp saçmış. Tüm üyeler biliyor her şeyi, bir ben hariç... Ben de sizin gibi her şeyi bilebilirim umarım bir gün.
Sevgiler