istematik bir analiz için bir-iki ön bilgi… zira konumuz bundan sonra gayet basitleşecektir:
büyük ortadoğu projesi nedir (bop)? = greater middle east
geçtiğimiz yıllarda dünyanın bütün büyükelçiliklerinde tartışmalara yol açmış amerika’nın 2004 deki nato güvenlik ve g8 toplantılarına gündem teşkil etmesi amacıyla dünya kamuoyuna sunduğu kuzey afrika’dan afganistan’a kadar olan bölgeyi ekonomik ve politik şekillendirmeyle bir “circle of virtue” haline getirme çabasıdır…
bu projenin sivil ve politik kanatları 8-9 haziran 2004 de georgia’nin sea island şehrinde yapılmış olan g8 zirvesinde washington tarafından ön plana çıkartılmış, güvenlik kanadıysa nato’nun istanbul’da 28-29 haziran 2004 tarihlerinde yapılmış toplantısında gündeme getirmiştir.
buna paralel olarak avrupa birliğinden bu konuda ortak pozisyon bildirimi beklenmiştir. bu konuda ab’nin halihazırda islemekte olan barcelona programı (1995 senesinde ab ülkeleri ve 12 güney ve doğu akdeniz ülkesiyle imzalanmış politik diyalog, ekonomik gelişme ve sivil toplum reformları paketi) en azından temel teşkil eder.
bu anlamda amerika’nın programı yeni pek bir öneri içermez.
hatta avrupalıların korkusu amerikan think tanklarıni temsil eden vektörleri kullanarak kendi fikirlerini nüfuz etmeye çalışmasıdır. bu bağlamda avrupalı dışişleri bakanları adına javier solana ab’nin kendi işbirliği enstrümanlarını koruması gerektiğine dikkat çekmiştir.
diğer yandan arap ülkeleri bu “hazır demokrasi paketi”ne şüpheyle bakmakta hatta kil olmaktadırlar… buna mukabelen filistin-israil sorununundun da bir tür kaçış olduğunu düşünmektedirler.
simdi:
yeni emperyalizm ve demokrasi üzerine...
öncellikle insan haklarının bati-merkezleri değer yargılarını temsil ettiği, hatta katolik dininden köken alıp değişik düşünce sistemlerinin süzgecinden geçersek bati toplumunu yansıttığı yadsınamaz bir gerçek... zaten bu özeleştiri insan hakleri kavraminin ilk ortaya çıkışında "görecelilik teorisi" olarak eleştirildi...
eh bu tamam da bir de olaya söyle bakalım:
liberallesme ve globalizmin justification (mesrulastirma) teorisi olan ve temelinde yatan,
free market (serbest piyasa) +economic modernization (ekonomik modernlesme, liberallesme)= democratisation (demokratiklesme)
denklemi nereye kadar isleyecektir? yani batili ülkeler (ki ben buna bir de kuzey&güney ayrımı eklemek isterim, zira doğu&bati karsılaştırması büyük güçlerin çöküşüyle artık yetmemektedir....) o görünmez el fikrinin ardına ne kadar saklanabileceklerdir?
demokrasinin olmadığı ülkelerde batili ülkeler her ne kadar ucuz el gücünü sömürüyorlarsa da gün gelecek bazı bedelleri ödemek zorunda kalacaklardır.... bati/ kuzey için kendi medeniyet kavramlarını kabul ettirebilmek bir sure sonra elzem olacaktır... sebebi medeniyete meydan okuyan yeni gelişmelerdir, bunlardan en önemlisi terördür...
amerika’nın bop de terör, göçmen sorunları, extremizm ve uluslararası suç organizasyonlarıyla cebelleşebilmek için 3 temel yon belirlemiştir:
1. demokrasinin özgür secimler yoluyla güçlendirilmesi,
2. bilgi toplumunu oluşturmak, öğretmen yetiştirilmesi ve bilgisayar ağı yoluyla,
3. ekonomik kalkınmaya özel sektör potansiyelini ortaya çıkararak kavuşma ve ebrd benzeri bir ortadoğu kalkınma bankası oluşturma fikri…
(bu projenin ekonomik ve politik kanatlarının ortaya çıkması al hayat isimli londra baskısı gazeteye sızmasıyla vuku bulmuştur)
yani kuzey/bati, bugüne dek fütursuzca savunduğu ve artık yaymak zahmetinden feragat ettiği insan hakları kavramının, medeniyetsizliğin doruk noktası teröre yenik düşmemesi uğruna bunu gerçekleştirmek durumundadır... dengeler yerini bulacaktır...
terör modernizmin uç noktasında olan bir şey olmaya başladığından (ki bunu görüyoruz, adamlar son teknolojileri kullanıp terörist oluyorlar...), devinim sebebi olacaktır (ne yazık ki!) ana sistem bir virüs olarak ürettiği insider'larina bir oto-tepki verecektir ve bu süreç başlamıştır... dünyada sulh ve kalkınma bati/kuzeye de rahat verecektir.. tabi ki bunun zaman ve mekan ölçeğinde materyalleşmesi zaman alacaktır... ama onlar için bunun bir zaruret gibidir...
artık emperyalizm başka vektörlerle yayılacaktır... buna karşılık tek cevap ya imperium kavramının değişime uğraması yada tepkisel olarak “res-publica” anlamında cumhuriyettir.
simdi dünyanın sonu, felaket senaryolarına gelmeden önce su içinde bulunduğumuz srecin önemine dikkat etmek gerekir... bu dönem bir çok doktrin tarafından kaos olarak nitelendirilmektedir... böyle bir boşluk yaşanmadı hiç... dengeler hiç bu kadar havada kalmadı... tekrar bir düzenin kurulması zaman alacaktır.. bekleyelim görelim...
faydali linkler için buyruuuuun:
• middle east partnership initiative (mepi)
http://mepi.state.gov/american governments help programme to the middle east
• "u.s. working paper for g-8 sherpas"
http://english.daralhayat.com/...ac897d678/story.htmlamerican work document disclosed by "al-hayat"
• "the greater middle east: treatment by shock"
http://english.daralhayat.com/...56c07172c/story.htmlarticle by mohamad kawwas published by "al-hayat"