Birçok başlık altında hep aynı şeyi yineleyip duruyoruz.
Bu başlık 2009 yılından kalma.
Forum üyelerinden kimileri, Sayın katılımcılar Masonluğa girebilmek için bir yüce yaradana inanmanın zorunluluğu üzerinde durdukça, ben de bu bağlamda bunun sadece Masonluğun bir kanadı için geçerli olduğunu, evrensel düzeyde tüm Masonluk için geçerli sayılamayacağını yinelemeyi sürdüreceğim.
Bunun bir de gerekçesi var:
Masonluğun evrensel amacı tüm insanlar ve tüm toplumlar için ayırımsız olarak "ülkü mabedi" ya da "insanlık mabedi" olarak nitelenen bireysel ve toplumsay barış ve mutluluğun gerçekleştirilmesinin sağlanmasıdır.
Buna itirazı olan var mı?
Burada kullanılmakta olan "mabet" sözcüğü bir simgedir. Bunun herhangi bir din ya da dinsel inançla bağlantısı yoktur. Yoksa Masonluk bir tür msyonerlik kurumuna dönüşür.
Buna itirazı olan var mı?
Amaçlarının gerçekleştirilebilmesi bakımından Masonluğun benimsemiş olduğu ilkeler özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve toleranstır.
Buna itirazı olan var mı?
Tüm bu amaç ve ilkelerde ulu yaradan (kimine göre Tanrı) diye bir kavrama gereksinme yoktur. Çünkü bu amaçların hiçbiri ilâhî değil, hepsi dünyevîdir.
Bu nedenle, belirtilen türde bir inancı olmayanların mason olmasına engel de yoktur. İnançtan önce gerekenler dogmadan ve boş inançlardan sıyrılarak, onur sahibi ve erdeml, insanı ve insanlığı seven (hümanist) bir kişi olmaktır.
Buna itiraz edenler olabilir elbette. Ancak o itiraz edenler sarece kendi benimdedikleri türde bir masonluk tanımı yapıyor, evrensel değil.
Kaldı ki bir mason Masonluğa girerken inançlının da ötesinde dindar bir kişi bile olabilir. Buna hiç kimse karşı çıkmaz. İnancın Masonlukta zorunlu olmadığını ileri sürenler de karşı çıkmaz çünkü Masonluk insanlara inançsızlığı aşılamaya çalışan bir kurum değildir. Din ve inaünç diretmesi insanlar arasında sadece ayırımcılık ve giderek çatışma yaratır. Bu da Maesonluğun temel ilkeleriyle çelişir.
Ancak bir mason Masonluğa girerken inançlı olmasına karşın sonradan inancırnnı yitirebilir. Hiç kimse onu kapının dışına koyamaz. Bu bağlamda hiç kimsenin, hiçbir organın, hiçbir kurumun yetkisi yoktur. Aksi takdirde Masonlukta vicdan özgürlüğü yok demektir ki bu da Masonluğu Masonluk yani yapıcılık olmaktan çıkarıp kırıcılığa, yıkıcılığa dönüştürür.
Kimi masonlar, kendi üyesi oldukları kuruluşun eğilimi uyarınca bu dediklerime karşı çıkabilir. Ancak bu dediklerime karşı çıkmayacak mason kuruluşları da vardır. Yiğitler yoğurdu birbirlerinden farklı biçimde yer.