Yazık size, indoctrination (doktrinleştirme, beyin yıkamak türkçede hangisiyse) hepinizin büyük tabloyu görme yetisini törpüleyip yok etmiş.
Bu topraklarda ölen insanlar savaşa giderken akıllarında tek birşey vardı o da gelecek nesillere bu topraklarda özgür ve bağımsız bi hayat sağlayabilmekti. Kendi kendine yetebilen, başkasının otoritesine boyun eğip muhtaç olmayan, mutluluğunu özgürlüğünü satmayan insanlar doğurabilmek.
Eminim dış veya iç hükumetlere boyun eğmek (o sırada iç => Osmanlı işte), dinleri ayırmak veya milliyetleri ayırmak AKILLARINDAN GEÇMİYORDU bile kimsenin. Geçtiyse bile en önemli olan tek bişey var o da masumiyet. Savaşarak yanlış yaptık demiyorum, ama elimizde olan daha iyi bi seçeneği değerlendiremedik. Aşağıda bahsediyorum bundan.
Bu özgürlüğü elde edebilmenin tek yolu insanları biraraya getirmek için milliyetçilik ayrımcılık gerekmiş olabilir, ama günümüzde avustralyaya ve yeni zelandaya bile gitseniz, buranın yerlisinin de ayyaşı ve cahili olduğunu ve orduya para kazanmak için gönüllü gittiğini, kraliçeye her fırsatta laf sokan ve otoriteleri anlayamayan insanlarla dolu olduğunu bilirsiniz. Onlar da bizim gibi kanlı canlı ve sıfır fikirle yaratılmış insanlar, sadece aileleri ve hükumetleri tarafından farklı şeylere inandırılıyorlar - tıpkı sizin gibi.
Onlar AYNI insanlar ve onları bizden ayıran hiç bişey yok. Onlar sadece 1. Dünya savaşında emperyalizm tarafından oraya buraya gönderilen emir kulları. Siz onlarda kendinizi göremiyorsanız, onlar sizde kendilerini göremiyorlarsa herkes kendini diğer insanlardan ayıracaksa niye herkes birbirini bugün öldürüp bütün derdi bitirmiyo ? Çünkü özünüzde masum olması gereken, ama kirletilerek doğan insanlarsınız. Çünkü size öğretilen bu nefret, ilerde bi gün silah sanayii tarafından kriz zamanlarında askeri-endüstriyel kompleks sistemini beslemek için silah üretildiğinde, o silahları birilerine doğrultacak insanlar olduğundan emin olmak için kullanılacak bi duygudur (size öğretilen o nefret). En azından silahların satılması için ortada bir neden olmasını sağlayan kişisiniz siz, orduya katılarak bunu mümkün kılıyorsunuz ve sistemi besliyorsunuz. Geriye kalan tek şey size yeni bi düşman yaratmak. O da örneğin günümüzde kürt, suriye veya herhangi başka milliyetler aracılığıyla sağlanabilir. Yeter ki hayal gücünüz düşmanlık beslemenize müsade etsin. Gerisi kolay.
Bizi birlikte yükselticek ortak bi değerin varlığını göremiyorsunuz. Hepimiz aynı yerden gelip aynı yere gidiyoruz diyebilseydik yunuslarla yüzen evrenin en mutlu hobbitleri olarak anılırdık. Hayal edemediğimiz bişey, gün geldiğinde hükumeti olmayan topraklarda bambaşka biyere yolculuğa gittiğimizde kim olursak olalım o yerde sıcacık gülen yüzlerle bizi evine davet eden ve hiçbirşeyi esirgemeyen en eski dostu gibi davranan insanların bize olan davranışları ve gelecek nesillere negatif değil pozitif düşüncelerle sıfır doktrinleştirmeyle, kelimelerin değil FİKİRLERİN ön planda olduğu ideal bir ortamda yaşayabilmek. Hayal edemediğimiz tek şey bugün Türkiyenin ve Kürdistanın ortaya çıkabilme ihtimalini doğuran şey. Bu ihtimalleri doğuran şeyler. Neden bahsettiğimi umarım anlar geliştiririz. 1 kere okuyup, anlıyo rolüne yatmayalım. Tekrar okuyalım. Hak verip empati yapalım. Yapmazsak da rezil hayatımıza devam edelim, sağlık olsun.
Tartıştığınız şeyler çok saçma, ayrımcılığa doğuştan başlıyosunuz. Bana hayalperest idealist etiketi yapıştırmanız bile an meselesi. Ama yalnız olmadığımı biliyorum yoksa uğraşmazdım. Gün gelicek...