13 Ekim Cuma
Fransa Kralı 4. Philippe, ön hazırlıkları tamamlayıp papanın sözünü alınca, ülkesinin her bir yanına kapalı ve mühürlenmiş zarflar içinde buyruklar dağıttırdı. Bu krallık buyrukları, dağıtımın yapıldığı tarihten tam bir ay sonra, 13 Ekim 1307 Cuma günü sabahı açılıp okunarak gereği yapılacaktı.
Hıristiyanlığın yaygın olduğu çevrelerde bir ayın 13’üncü günü Cumaya denk düşünce; o gün mutlaka birtakım aksiliklerin baş göstereceği, uğursuzlukların doğacağı korkusu yaşanır. Bu bir batıl inançtır ama böyledir işte!... Üstelik Hıristiyan olmayanları bile etkilemiştir. Bu bakımdan, «Acaba Fransa kralı da bu günü bu düşünceyle özel olarak mı seçmişti?» diye düşünenler çıkmıştır.
Fransa kralının buyruğu belirtilen gün ve saatte açıldığında, şöyle bir talimat verildiği görüldü:
«Tapınak Şövalyelerinin tümü hemen tutuklanacaktır. Karargâhlarına, her türlü mal ve belgelerine kral adına el konulacaktır.»
Buyruk yerine getirildi. Tapınak Şövalyelerinin Fransa’nın her yanında birden aynı anda tutuklanmasına başlandı. Karargâhları kontrol altına alındı.
Hemen yakalanamamış olan şövalyelerden kimileri de sonradan ele geçirildi. Ancak saklanmayı ya da Fransa dışına kaçmayı başaranlar da oldu.
Buyruk, kapalı bir zarf içinde mühürlü olarak verilmiş olduğuna göre; böyle bir operasyonun, başlanmadan önce hiç kimse tarafından bilinmemesi gerekirdi. Buna karşın, günler önce Tapınakçılara bilgi sızdırılmış olduğunu gösteren önemli sayılabilecek bazı ip uçları vardır. Örneğin, tarikatın son büyük üstadı Jacques de Molay, tutuklanmadan önce tüm örgütüne bir genelge göndermiş, örgütün önemli ve gizli bilgilerini kapsayan tüm belgelerin yakılarak yok edilmesini sağlamıştı.
Önceki Champagne kontunun vasalı Jean de Jonville’in, (Dikkat: Yine Champagne kontunun vasalı) Tapınakçıların Payen kasabasındaki karargâhının üstadı André de Jonville’e bu bağlamda bir uyarı iletmiş olduğu söylenir. Bunun doğru olup olmadığı kesin değildir. Doğruysa, Jean de Jonville’in bu bilgiyi nasıl elde etmiş olduğu da bir başka bilinmezdir.
4. Philippe, kral olmadan önce Champagne kontunun kızı Jean de Navarre ile evlenmişti. Bu bilgiyi kraliçenin sızdırmış olabileceği de akla gelmektedir.
Böyle bir şey olmasa bile, Tapınakçıların öteden beri Fransa kralının yakınında casuslarının bulunduğundan kuşku yok gibidir. Demek ki Jacques de Molay’ın neler olup biteceğini mutlaka öğrenmiş olması gerekir.
Önceki gün yani ayın 12’sinde Paris’te Fransa Kralı 4. Philippe’in en küçük oğlunun vaftiz töreni vardı. Gece, büyük bir şenlik düzenlenmişti. Kral, Tapınak Şövalyelerinin büyük üstadından oğlunun vaftiz babası olmasını rica etmişti. Bunu kabul eden Jacques de Molay, birçok şövalyesiyle birlikte Paris’e gelerek vaftiz törenine ve ardından verilen davete katılmıştı.
Şövalyeler, sabah kalktıklarında kralın askerlerinin kendilerini beklediğini gördü. Dolayısıyla, en çok sayıda tutuklama Paris’te gerçekleşti.
Tapınak Şövalyeleri, ne Paris’te ne de başka yerde de tutuklanmaya karşı koydu. Hiçbir direniş göstermediler. Sanki ne olacağını önceden biliyorlardı. Sanki nasıl davranmaları gerektiği konusunda tembihlenmiş gibiydiler. Düşmanla çatışmaya giriştiklerinde ölünceye kadar savaşmakla yükümlü olan bu şövalyelerin hepsinin birden aynı biçimde davranmış olmalarının başka bir açıklaması yoktur.
Buna karşın Tapınak Şövalyelerinin tutuklanmaya karşı direniş göstermeyişlerinin gerekçesi, bir başka yorumla şöyle açıklanır:
“Asıl önemli olan şövalyelerin kendileri değildi. Fransa kralının eline geçmemesi gereken çok daha önemli şeyler vardı. Öncelikli olan bunların kurtarılmasıydı. Şövalyeler nasıl olsa başlarının çaresine bakardı. Bu arada kralın askerlerini oyalayıp şaşırtmalı, zaman kazanmalıydılar.”
Jacques de Molay, mutlaka başlarına gelecek olandan haberdardı. Belki sadece bu işin ne zaman yapılacağını bilmiyordu. Paris’e davet edildiğinde, o günün yakınlaştığını sezmiş olmalıydı.
Bu konudaki bir diğer yorumda şöyle denir:
“Jacques de Molay, her şeyi önceden bildiği halde yapılabilecek bir şey olmadığı için kendisiyle birlikte şövalyelerden bir bölümünü feda etti. Papaya güveniyordu. Daha sonra nasıl olsa kurtulacakları umuduyla şövalyelerin yakalanmasına göz yumdu. Buna karşın, bir önlem olmak üzere Fransa kralının eline geçmemesini istediği şeylerin de önceden ortadan kaldırılmasını sağladı.”
Fransa’da Tapınakçıların tutuklanmasına başlandığı sırada Papa 5. Clementhus “Pastoralis Praeeminantiae” (Rahiplerin Öncelikli Gereksinmesi) başlığı altında bir bildirge yayımladı. Yakında başlatılacak soruşturmanın sağlıklı yürümesi için, tüm kralların kendi ülkelerindeki Tapınak Şövalyelerini göz altına aldırmasını istedi.
Avrupa’daki krallar buna pek aldırış etmedi. Papa bu gibi işlere karışmazdı. Bu işin altından bir bit yeniği çıkabilirdi. Çoğu, Fransa’da olup bitenleri uzaktan izleyerek beklemeyi yeğledi.
İşte… Tapınak Şövalyeleri böylece tutuklandı. Elbette öncelikle Fransa’da… Bundan sonra olanları ise bir sonraki yazıya bırakıyorum. Bu arada her zaman olduğu gibi ayrıntıları bilenler eksikleri tamamlayabilir, yanlışlar varsa düzeltebilir.