Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Anti-Semitizm, Hümanizm ve Gerekli bir Öz-Eleştiri  (Okunma sayısı 16412 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 09, 2010, 04:45:11 ös
Yanıtla #20
  • Ziyaretçi

Yahu Sn. popperist :)
Benim şu siteden atılmak için yaptığım anti-semitist görüşüm ile İslam'ı karıştırmayın. İslam ırkçı değildir yalnızca kalbi mühürlü olanları eleştirir.
Benim şu site çerçevesi içindeki "kişisel tutumum" ile İslam'ı karşılaştırmanız vahim bir durum.

İslam'ı yalnızca akıl çerçevesi içerisinde ayıklamaya, elemeye kalksaydı veliler, peygamberler, önderler zaten bu din ayakta duramazdı.
Akılcı olan Yahudiliktir, ruhçu olan hristiyanlık ve tevhid olan, akıl ve ruhu dengeleyen İslam'dır. O yüzden aşırı akılcılıkla, sırf akılcılıkla İslam anlaşılamaz. İdrak edemeyip, kavrayamadığımız kısımları elersek dinde. Biz maaf olmuşuz o zaman.
Aşırı akılcılık kalpsiz olmaktır. Aşırı ruhçu olmak da akılsız, yobaz olmaktır. Din = Denge'dir.


Temmuz 11, 2010, 02:55:22 ös
Yanıtla #21

George Bush denen herifin

iyi, hoş ama genelde yazılarınızı önemseyenlerdendim, affedersiniz ama bir zamanlar ABD Başkanlığı yapmış biri için bu şekilde bir ifade kullanmanızı size pek yakışık aldıramadım. Doğrusunu söylemek gerekirse hala saygı gösterme zorunluluğunu hep başkaları için göstermek durumunda kaldığımız şartlanmışlığıyla yüz yüze geldiğimiz içindir ki, bunu bir türlü başaramamaktayız. Siz istediğinizde yapmakta özgürsünüz ama herkese açık bir alanda bu şekilde bir ifade kullanmak başkalarının düşüncelerine ( en azından bir George Bush hayranı olabilir düşüncesiyle riayet etmemiz gerekirse bu tip bir davranış ani bir gerilime de yol açabilir, düşüncesindeyim. ) düşüncelerimize bir bakıma baraj koyabilme yönümüzü de geliştirmemiz gereklidir-> kişisel görüş itibariyle.
« Son Düzenleme: Temmuz 11, 2010, 02:57:25 ös Gönderen: Isabella »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Temmuz 11, 2010, 04:47:38 ös
Yanıtla #22

Sevgili Isabella

George Bush'un yaptıklarını onaylamıyorum. Kendisine de saygı duymuyorum. Bunun Amerikan başkanlığıyla bir ilgisi yok. Neden Bill Clinton'a değil de, George Bush'a saygı duymadığımı düşünün lütfen.

Saygılar.
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Temmuz 11, 2010, 05:50:40 ös
Yanıtla #23

Sorun benim inanılmaz bir George Bush hayranı olmamam değil, ya da başkalarının, sizin ne düşündüğünüz de değil, ister olumlu ister olumsuz düşünürsünüz bu eminim ki Sayın George Bush' a hayran olan birtakım kitlelerin de umrunda olacağını düşünmüyorum, hiç sanmıyorum. Fakat burada birbirinden farklı görüşleri söz konusu olunan, aynı ortamın paylaşılması karşısında içimizdeki bazı insanlardan George Bush' a hayran ve yaptıklarının doğru olduğunu tasvipleyen insanların da bulunabileceğini hatırlatmak istedim sadece..

Görüşler paylaşılırken burada bir birey olarak diğer insanların da ne düşündüğü hesaba katılmalı, olabildiğince başkalarının hür iradelerine saygı göstermeli ve benim düşüncelerim diğerlerinin ne düşündüğünü önemsemiyor yaklaşımından şiddetle kaçınılmalı, elbette bunları salt bu ortamda değil, günlük yaşantımıza da uyarlayabilirsek, hala bu sürüp giden kaosun başlattığı toplumsal ve bireysel sancıların az da olsa, bir nebze de olsa hafiflemiş olabileceğini görürüz.

Düşüncem bu doğrultuda ama siz bunları başka türlü algılayıp da polemiği devam ettirmek isterseniz ben de bunu devam ettiremeceğimi söyler ve sizi de kendi düşüncelerinizle birlikte saygı duyma zorunluluğumu yerine getirmekten başka bana birşey kalmıyor.

Saygılar,    
« Son Düzenleme: Temmuz 11, 2010, 05:59:12 ös Gönderen: Isabella »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Temmuz 12, 2010, 05:17:13 ös
Yanıtla #24

Sevgili Isabella,

Burada bir polemiğe girdiğimi düşünmüyorum. İnsanların olduğu her yerde kaçınılmaz olarak fikir ayrılığı, çatışma, çekişme de olur. Önemli olan bunu kurallarına göre yapmak.

George Bush'a "herif" deyip aşağılamam, tabii ki George Bush hayranlarının hoşuna gitmeyecek. Tıpkı benim hayranı olduğum şeylerin George Bush kitlesi tarafından küçük düşürülüp, yersiz iftiralarla karalanması beni üzdüğü gibi.

Sizi bu foruma girdiğim ilk aydan itibaren tanıyorum, azıcık tanıyabilmişsem, sanırım sürekli hoşgörü ve sevgi prensibi üzerine kurulu bir ahlak sisteminiz var. Hoşgörü ve sevgi, olumlu sıfatlardır. Fakat hoşgörü ve sevgi bizatihi kendisi için uygulanması gereken, sürekli, ne olursa olsun, kim olursa olsun hoşgörü ve sevgi göstermenin zorunlu olduğunu iddia eden kavramlar değillerdir. Örneğin yoldan geçen herhangi birine hoşgörü ve insani potansiyeli adına sevgi gösterilebilir. Fakat bir katil için aynı hoşgörü ve sevgi gösterilmez. Hoşgörü ve sevginin nesnesi, hoşgörülecek ve sevilecek türden eylemleri olan kişilerdir.

Şimdi George Bush'un şahin politikalarına bir bakalım. İşte polemik konusu olabilirse aramızda bu olur. Barışçıl uygulamalar ve iyi niyet yerine, sadece teröre odaklanarak Ortadoğu'ya düşmanlık göstermesi benim onu sevmememin bir nedenidir. O tüm bunlara sebep olmamış olabilir. Zaten bence de George Bush, şu son 8-9 yıldır Doğu'da olan biten projeleri tasarlayacak kadar aksiyon adamı değil. Belli ki bu bir devlet politikası. Ne olursa olsun, bunu somut olarak bir başkan temsil ediyor ve onaylıyorsa, George Bush antipatim de yerinde olur. Ve bu haliyle onu seven ve onaylayan "hayran" kitlesine de aynı sevgisizliği ve hoşgörüsüzlüğü çekinmeden gösteririm. İncinmişlerse, öncelikle neden benim onu onaylamadığımı düşünmeleri gerekir. Dediğim gibi neden Bill Clinton değil de onu sevmiyorum, neden incindiler, bunu düşünmeliler. Benim hatalı olduğumu düşünüyorlarsa, bir zahmet onun tüm olan bitenden sorumlu olmadığına dair düşüncelerini açıklamalıdırlar.

Saygılar.
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Temmuz 12, 2010, 07:30:24 ös
Yanıtla #25

Sevgili Popperist; :) benimle herhangi bir polemiğe girmediğiniz için sevindim.

İnsanların olduğu her yerde kaçınılmaz olarak fikir ayrılığı, çatışma, çekişme de olur. Önemli olan bunu kurallarına göre yapmak.

Mutlaka ama sırf kurallarına göre yapıyorum anlayışı, yapmış olduğunuz herhangi bir davranışı haklı çıkartmaz.

George Bush'a "herif" deyip aşağılamam, tabii ki George Bush hayranlarının hoşuna gitmeyecek. Tıpkı benim hayranı olduğum şeylerin George Bush kitlesi tarafından küçük düşürülüp, yersiz iftiralarla karalanması beni üzdüğü gibi.

Elbette sizin de benim gibi birtakım değerleriniz mevcuttur, olabilir ama sırf değer yargılarınız bahsettiğiniz kitle tarafından aşağılanıp bir hiçe sayılıyorsa bunun aynısının sizin tarafınızdan yapılması, bunu hazmedemeyip, size yöneltilen bu davranışın sizde yarattığı acı bir duyguyu nötralize edip, karşı tarafa yüklemekten başka birşey değildir.

Artı sizin George Bush'a "herif" deyip aşağılamanız sadece sizin mevcut değer potansiyelinizi ortaya çıkartmaktadır. Olaylara sessiz kalın diye bir yaklaşım da sergilemiyorum ancak kendimize olan özsaygımızı yeterince koruyarak düşmanımızı bile yeterince hoşgördüğümüz sürece meydana gelinen olayların aslına, kaynağına inilemediği sürece ne yazıkki o ayakkabı misali kendilerini yeterince küçültmüş, medenileşmemiş ve en önemlisi de insaniyetlik duygularına bile vakıf olamamış vahşi yaratıklardan öteye gidilemez.

Vahşi yaratıklar derken burada belirli bir gruba atfen ağır bir suçlama yaptığımın farkındayım. Fakat görünen köye klavuzluk istenmediği düşünülürse yapmış olduğum bu hitabın yerinde olduğu herkesçe bilinir, diye düşünüyorum. Peki benim de böyle düşündüğümü farzsayarsanız Sayın Popperist; iki taraf açısından şuanda bir dengeye oturduğumuzu, bunun yanısıra sizin bu şekilde düşünmenize karşılık benim de tam tersi bir görüşe sahip olmam, ayrıca etki- tepki yasası gereği uç noktalarda bulunmamızı gerektiren bir çemberin içersinde bulunduğumuza göre o zaman benim düşüncem bana göre doğru ve haklı kılabilecek birçok sebepler yaratırken, sizin de sizi haklı kılacak birçok sebeplerin bulunması ve öne sürülmesi bence hiç de zor değildir.

Tabiki, yaptığınızı hatta bu davranışınızı tasvip etmiyorum ama düşüncelerinizi belirtirken karşınızdakini hedef alacak söz ve davranışlarda bulunmadığınız için, biraz olsun yapılan karşılıklı diyalogun seviyesini hem yükseltiyor hem de daha esnek bir yapıda görüşlerimizi rahatlıkla sergileyebilmemize yol açıyor. Bunun için teşekkür ederim. Ama sizin ya da benim ne düşündüğüm, yapılan her olumsuz hareketin, gerek doğaya gerekse insanlara karşı ( canlı - cansız farketmez ) herhangi bir sorumluluğu olmayan ve bunun bilincinde olamayanlar tarafından yapılan rahat hareketlerin yanlış sonuçlarının görüldüğü değişik toplumlarda yaşanan ve devam eden bazı mantık dışı uygulamaların ağır faturasını yine sen ve ben göreceğiz:)

 
Sizi bu foruma girdiğim ilk aydan itibaren tanıyorum, azıcık tanıyabilmişsem, sanırım sürekli hoşgörü ve sevgi prensibi üzerine kurulu bir ahlak sisteminiz var.

Bu nazik düşünceleriniz nedeniyle ılımlı bir yaklaşım sergilemeniz her ne kadar farklı ve karşıt düşüncelerde bulunmamıza rağmen size olan saygımı eksiltmemeye yol açıyor, bilmem farkında mısınız?

Ancak size şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, kendi yaşantım başta olmak üzere karşılaştığım olaylara vermiş olduğum tepkilerin derecesini şuanda her ne kadar hoşgörü ve sevgi kuramı üzerinde birçok yazıları olunan ve sanki bu hasletlere sahip bir kişiymiş gibi kendimi göstererek herhangi bir aldanışa meydan vermek istemiyorum. En önemlisi de farklı davranıp, kendimi yeterince herşeye karşı hazırlıklı olarak yetiştirmek istesem de size şunu söylemem gerekirse sanırım pek de başarılı olamadığımı itiraf etmeliyim.

Tabi siz doğal olarak hal böyleyken neden bu tip bir düşünce tarzınız var derseniz, galiba bunu açıklayabilirim. İçsel dünyamda önceleri tam bir karmaşık ruh halini yaşardım ama giderek bir düğüm misali çözümlemeye başladım ve tıpkı bir merdiven misali alt basamaklardan üst basamaklara doğru yol aldığımı farkettim. Çok garip belki de gülebilirsiniz. Bunu neden açıklama gereksinimi duydum çünkü herkesin farklı basamaklarda bulunması nedeniyle ( tabi burda evrim ve tekamül sürecinden bahsediyorum ) genelde aynı basamak üzerinde yeralanların hep aynı yönde düşündüğü, aynı görüş doğrultusunda bulunmaları sebebiyle de genelde bir kitle, bir grup biçiminde örgütlendikleri bunun içindir ki, kendilerince yapılan herşeyin doğru ve mantıklı sanıldığı bir dünyada yaşadığımız için, size gelen tepkileri eğer kaynağına inerek ve daha üst basamaklarda yeralıyorsanız, daha yüksek bir tekamül seviyesine sahip olduysanız bütün bunları işte o zaman herşeyi olduğu gibi kabullenme olgunluğuna erişebilirsiniz. Yani bundan kastim şudur ki, hoşgörü ve sevgi olayı şuanda insanlar arasında çok az kesim tarafından başarılı bir şekilde hayata geçirilebilinmektedir. Kendi adıma söylim, ben bunların arasında olamayacak derecede en alt sıralarda yeraldığımı, herhangi bir bilgiçlik taslamadığımı tamamiyle düşündüklerimin bu yönde olması sebebiyle sizinle paylaşma gereksinimini duyduğum ama bütün bunları yaparken de sizi kendi hür iradenizle baş başa bırakıp düşüncelerinizle beni hiçbirbiçimde rahatsız  etmediğinizi önemle belirtmekten kaçınmıyorum.

Saygı ve Sevgilerimle.
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Temmuz 13, 2010, 12:49:19 ös
Yanıtla #26

Sayın Isabella;

Alıntı
Vahşi yaratıklar derken burada belirli bir gruba atfen ağır bir suçlama yaptığımın farkındayım. Fakat görünen köye klavuzluk istenmediği düşünülürse yapmış olduğum bu hitabın yerinde olduğu herkesçe bilinir, diye düşünüyorum. Peki benim de böyle düşündüğümü farzsayarsanız Sayın Popperist; iki taraf açısından şuanda bir dengeye oturduğumuzu, bunun yanısıra sizin bu şekilde düşünmenize karşılık benim de tam tersi bir görüşe sahip olmam, ayrıca etki- tepki yasası gereği uç noktalarda bulunmamızı gerektiren bir çemberin içersinde bulunduğumuza göre o zaman benim düşüncem bana göre doğru ve haklı kılabilecek birçok sebepler yaratırken, sizin de sizi haklı kılacak birçok sebeplerin bulunması ve öne sürülmesi bence hiç de zor değildir.

Benim kendime göre doğru, sizin kendinize göre doğru sebeplerimiz olamaz. Ben yukarıda, sadece kendim için değil, ortaya bir neden koyarak (Bush'un savaş politikası) objektif bir neden ileri sürdüm. Ben "herkesin kendine göre doğruları vardır" temelli subjektif bir yaklaşımla birilerine sevgisizlik veya nefret göstermem. Böyle bir şeye de temelden karşıyım. Objektif nedenlerim varsa, birini eleştirmem yerinde olur. Yeterince objektif bir nedenim varsa, birine hakaret de edebilirim. O benim saygıma kalmış bir şey. Saygı duymadığım kişinin mutlaka bir yanlışı vardır, ve o kişi bu yanlışta bile bile diretiyorsa, o kişi neden olduğu sonuçlarla kıyaslanmayacak derecede küçük bir hakareti hak eder.

Irak halkı, batılılar gibi çağdaş yaşamın olanaklarından yararlanamazlar. Fakirdirler. Fakat bir gazetecinin, Bush'a ayakkabı fırlatması, onların "yaratık" olmasına sebep değildir.

Siz benim akrabalarımı öldürün, sevgilimi, annemi babamı öldürün, kız kardeşime tecavüz edin, halkımı aç bırakın. Ben bir Iraklı olsaydım, ve imkanım olsaydı, Bush'a ayakkabıyla değil, mermi ile karşılardım. O toprakların kendileri için güvenli olmayacağını ve bu topraklarda kalmak istiyorlarsa, böyle tepkilerin de kendilerini beklediği mesajını, başkanlarını öldürerek de verirdim. Haksız mıyım? Öldürmek haksızlıksa, benim akrabalarımı öldüren adamlara karşı nasıl davranmalıyız? Tekamül dediğiniz şeye ulaşmak için, katillere hoşgörü mü göstermemiz gerekir? Kusura bakmayın ama bence böylelikle negatif bir tekamüle, yani aşağı inmeye doğru gidersiniz. Sürekli hoşgörü ve iyimserlik prensiBi en başta adalet mekanizmasının içini oyar.

Ayrıca nasıl bir sevgi prensibiniz var ki, George Bush ile Irak halkını karşılaştırıp, birine "herif" denmesine güceniyor ve hoşgörüyü öğütlüyor, diğerine ise tüm hoşgörü ve sevgi prensibinizi rafa kaldırarak ayakkabı fırlattığı için "yeterince küçültmüş, medenileşmemiş ve en önemlisi de insaniyetlik duygularına bile vakıf olamamış vahşi yaratıklar" olarak niteleyebiliyorsunuz? Nerede kaldı evrensel sevgi ve hoşgörünüz? Sizin de tepki vermeniz gereken durumlar olabiliyormuş değil mi? Aynı şekilde ben de tepki verilmesi gereken birilerinin olduğunu düşünüyorum. Sizin Irak halkı için sevgi ve hoşgörüyü askıya aldığınız noktada, ben de George Bush için aynını düşünüyorum. Verdiğiniz örnek ancak beni doğruluyor, ve evrensel sevgi, hoşgörünün olanaksızlığını ispatlıyor.

Benim bu konuda söyleyeceklerim bu kadar. Konu ile bir ilgisi de olmadığı için, daha fazla yazmayacağım.

Saygılar.
« Son Düzenleme: Temmuz 13, 2010, 12:57:15 ös Gönderen: popperist »
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Temmuz 13, 2010, 01:01:39 ös
Yanıtla #27

Benimle direkt diyaloga geçmek zorunda değilsiniz, ister bu tartışmayı devam ettirirsiniz, ister ettirmezseniz o sizin bilebileceğiniz birşey ve ne yazdıklarınızla ne de sizin kişisel düşüncelerinizle herhangi bir ilgim yok. İstediğinizde düşünmek ve özgürce hareket etme serbestsiyetliğine sahip olduğunuz için söz konusu olan Sayın Bush' u öldürerek de herhangi bir sonuca ulaşamayacağınızı bildiğim için en azından kendi düşüncelerim bu yönde olduğundan beni en asgari düzeyde bile olsa ilgilendirmemektedir.

Fakat ' karma ' olayına ilişkin önemli derecede inandığım bazı bilgiler mevcut olduğu için tabi burada bundan ayrıntıya girmicem, yalnızca olay bu yöne ilişkilendirildiğini kendi gözlemlerimle, küçük bir detayı burada sunmak istedim.

Kişiler ve toplumlar yeryüzünde başlı başına bir sınav geçirmişlerdir. Katliam olayı da bunun perde arkasıdır. Toplumlar da bireyler gibi tıpkı yaşayan bir organizma misali doğar, büyür ve ölürler. Şuna inanıyorum ki, bu sadece sizin tasvir ettiğiniz ırkın başında değildir. Böyle bir olayı yüzyıllar öncesinden yaşamış, geçirmiş ve şuanki seviye itibariyle ön sıralarda yeralabilmeyi başarmış dünyanın ileri gelen toplumları da söz konusudur. Demek istediğim şudur ki, şuanda bir tür savaş veriliyorsa bu yalnızca sizin bahsettiğiniz bölgede gerçekleşmiyor, hala hala dünyanın başka yerlerinde kendi ırkını, namusunu, şerefini korumak adına savaşan binlerce insan mevcuttur. Gözünüzü sadece oraya dikmişsiniz ve olayın aslını bilmediğiniz için de olayın tek sorumlusu ya bahsettiğiniz Sayın Bush' tur ya da Israildir. Her neyse ben de bu tür bir diyalogu devam ettirmekten pek hoşnut değilim.

Söylediğim gibi ne düşünüyorsanız o sadece sizin kendi alanınız içersinde yeralacaktır. Beni ya da size karşı düşünenleri en ufak da olsa hiç de ilgilendirmeyecektir.

    
« Son Düzenleme: Temmuz 13, 2010, 01:03:44 ös Gönderen: Isabella »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Temmuz 13, 2010, 01:29:47 ös
Yanıtla #28

Sayın Isabella,

İnanın dünyanın büyük çoğunluğu George Bush'un yaptıklarını sizden daha iyi değerlendiriyor ve inanın bu sadece kendi alanım içinde kalan bir şey değil. Toplumlar değil, birey olarak insanlar doğar, yaşar ve ölürler. Ben topluma inanmam, bireye inanırım.

Diyaloğa girmemek gibi bir sorunum yok. Sadece başlıktaki konudan uzaklaşıyoruz. Kuralları çiğniyoruz.

Saygılar.
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
7 Yanıt
7949 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 13, 2007, 03:52:13 öö
Gönderen: nietzsche
75 Yanıt
38499 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2008, 06:09:01 ös
Gönderen: Nueva
5 Yanıt
5883 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 15, 2012, 02:50:15 ös
Gönderen: ADAM
Eleştiri

Başlatan kudüs prensi Gece Cenapları

4 Yanıt
4233 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 10, 2013, 09:25:03 ös
Gönderen: Melina
44 Yanıt
32223 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 30, 2011, 07:20:43 ös
Gönderen: Masor1976
26 Yanıt
15735 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 17, 2012, 06:29:00 ös
Gönderen: asimov
13 Yanıt
7507 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 17, 2015, 03:15:36 ös
Gönderen: ragnarr
13 Yanıt
9075 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 11, 2013, 03:31:55 ös
Gönderen: ADAM
28 Yanıt
13341 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 08, 2013, 08:02:37 öö
Gönderen: ADAM
9 Yanıt
5448 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 24, 2017, 07:35:13 öö
Gönderen: Farmakoloji