- "Osiris'in müritlerinden olan Hermes, ya da diğer adıyla İdris, günümüzden 16.000 yıl önce, beraberindeki bir güç ile Atlantis'ten Nil Deltasına çıktı.
Burada bir Atlantis kolonisi kurdu ve Osiris dinini Mısır'da yaymaya başladı. Sais'de bir tapınak inşa eden Hermes için, Mısır'da ünlü "Ölüler Kitabı"nda, "ilahi kelamın efendisi ve ilahi sırların sahibi" denilmektedir.
Kuzey Mısır, Hermes döneminden, Fravun Menes dönemine kadar (M.Ö.5000)Hermetik rahipler tarafından yönetildi.
Daha sonraları İdris Peygamber olarak tek Tanrılı dinlerin efsanelerine giren Hermes'e üç defa büyük anlamına gelen "trimejist" sıfatına layik gördüler.
Hermes ve onun devamı olan başrahiplerin yönetimindeki Mısır, ezoterik doktrinin barınağı ve okulu ola geldi. Yönetici fravunların aynı Atlantis'te olduğu gibi inisiye edildikleri (ezoterik bir mezhebe dahil oldukları) ve rahipler örgütünün sembolik lideri oldukları Mısır'da Ezoterik sırlar'da bu güçlü örgütlenme sayesinde rahatlıkla korunabildi. Tüm rahipler, bu sırların dışarıya çıkmaması ve öğretinin yozlaşmaması için ketumiyet yemini ederlerdi. Yemine titizlikle uyulmasını sağlamak için en küçük sırrı dahi ifşa edenlerin derhal öldürülmesi cezası konmuştu. Bu arada, ilk örgütlenmelerinin Atlantis kıtasında başladıkları sanılan çeşitli mesleki görüşler ve özellikle de inşaat loncaları, pramitlerin ve diğer mabetlerin yapımında aktif rol oynadılar. Mısır'daki bu loncaların devamı niteliğinde olan Yahudi loncalarının Süleyman Mabedi'nin inşasında oynadıkları rol yakından bilinmektedir.
1888 yılında Libya çöllerinde yapılan kazılarda bulunan papirus rulolarında M.Ö.200 yılında düzenlenen gizli bir lonca toplantısından bahsedilmektedir. Bu loncanın Süleyman Tapınağının yapımında rol aldığı anlaşılmıştır.
Masonluk bugün halen var olan gizli örgütlerin en eskilerinden biridir. Masonların efsaneleri kayıp kıta Atlantis ve hatta Mu kıtasına kadar uzanmaktadır.
Büyük felaketten sonra, Atlantis uygarlığını oluşturan Ruta ve Daitya adaları Okyanusun sularına gömülürken, geriye yanlız poseidon adası kalmıştı. Leadbeater'e göre, Mısır'ın görkemli üç büyük pramidi işte bu imparatorluğun egemenliği döneminde, Atlantis'li rahiplerin matematik ve astronomi bilgilerine dayanılarak yapılmıştı.
M.Ö. 75.025 yılındaki büyük felaket esnasında bütün Mısır sel suları altında kalmış, eski ihtişamlı günlerde geriye sadece üç büyük pramit kalmıştı. Sular çekildiken sonra, ülke yeniden Atlantis'lilerin tarafından kolonize edildi. Bu imparatorluk Mısır'ın Aryan'lar tarafından işgaline kadar (M.Ö.13.500) sürdü.
Yazara göre, Yunanlıların yarı-Tanrı diye nitelendirdiği ilahi krallar hanedanı Aryan'lardan çıkmıştı.
M.Ö. 40.000 yılında "Beyav Locan"nın gönderdiği " "Dünya Öğretmeni" Mısır'a geldi. Mısırlılar ona "Tehuti" veya " Thoth," Yunanlılar ona "Hermes" diyorlardı. O, Mısır tanrılar kült'ünü kurdu ve eski "Mısır Gizemleri'ni " yeniden yürürlüğe soktu.
C.W. Leadbeater' göre Mısır, Orta Asya'daki "Büyük Beyaz Kardeşliğin" dünyadaki yardımcı merkezlerinden biriydi. "