Sn. Mystic,
hayat bir tekamülden ibarettir. tekamül , insanı Ahsen-i takvime ulaştıran bir süreci ifade eder.
tekamül ile tenasuh arasında ise farklılıklar vardır. tekamül etmek yeniden bedenlenme anlamına gelmemektedir. tenasuh ise ruh göçü veya ruhun beden değiştirmesi demektir. acaba siz, tekamul ile tenasuh arasında nasıl bir bağlantı kuruyorsunuz?
Yaşar Nuri Öztürk'ün Reenkarnasyon ile ilgili bir yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum.
"Reenkarnasyon meselesi
REENKARNASYON (yeni bir bedenle dünyaya tekrar gelme) konusunun gündeme geldiği her yerde şunun altını mutlaka çizmişizdir: Reenkarnasyon anlayışı, Kur'an'ın áhiret ve haşir inancını en küçük anlamda zedeleyecek bir şekle dönüştüğünde onu kaldırır atarız.
O halde, reenkarnasyonun Kur'an'ın verileri açısından kabul veya reddi, bu kavrama yüklenen anlama bağlı olacaktır.
Biz burada üç noktaya değineceğiz!
Birincisi şudur:
İslam din bilginleri, reenkarnasyon konusunda üçe ayrılmışlardır:
1. Kavramı tümden reddedenler,
2. Herkes için işleyen bir kural olarak benimseyenler,
3. Bazı insanlar için işleyen istisnaî bir reenkarnasyonu kabul edenler.
Tümden reddedenlerin şöyle bir gerekçeleri vardır: Böyle bir kabulün, Hint sistemlerindeki tenásüh anlayışına kapı aralayarak Kur'an'ın haşir inancını zedeleyeceği endişesi... Onlar, böyle bir endişenin varlığı yüzündendir ki Kur'an'ın reenkarnasyona işaret eden ayetlerini tevil ile şu hükümde birleşirler:
'Kur'an, reenkarnasyon düşüncesine kapalıdır.'
Onlar bazen şöyle de derler:
'Bu mesele setredilmiştir, açmayın!'
Kavramı kabul edip herkes için sürekli işlediğini söyleyenlere göre, tekrar bedenlenme süreklidir ve bunun, áhiret inancını zedeleyen bir yanı da yoktur. İslam düşüncesine damga vurmuş bulunan İhvanussafa ekolü, sûfî düşüncenin önemli bazı temsilcileri ve bazı gelenekçi müfessirler bu anlayışı paylaşmaktadır.
Müfessir Süleyman Ateş'le bizim de katıldığımız bir grup ise şu görüşün Kur'an'a uygunluğu kanısındadır:
Reenkarnasyon konusu Kur'an'ın 'müteşábih' (yorum açık) dediği alana giren konulardandır. Yani bu konuda kesin ve tartışmasız hüküm verilemez. Sadece ihtimaller sıralanır.
'Kesin doğruyu Allah bilir' diyerek ihtimalleri sıraladığımızda biz şu ihtimali öne çıkarıyoruz:
Reenkarnasyonun kabulü, eğer mahşer inancını başka gerekçelerle reddetmiyorsanız, áhiret inancıyla çelişmez. Áhiretteki dirilme (ba's), son hesap günü için bir dirilmedir.
Kur'an, mahşerle dünya arası bir devreden söz ediyor. Bu devre, berzahtır. (bk. Müminûn, 100)
Reenkarnasyon, şöyle veya böyle, berzah sürecinde söz konusu olur. Ruh, bir yerine birkaç kez bedenlenmekle berzahın dışına çıkmaz. Mahşer ve hesap, tüm ihtişamıyla bákidir. Ve herkes haşrolacaktır. Dünyaya ister bir kez gelin, ister beş kez, sonunda bedenlenip hesaba çekileceksiniz.
Beden birkaç kez değişebilir ama, ruh ve şuur birdir ve son hesap, ruhun mahşerdeki son bedenlenmesi üzerine ve o 'son bedenle' olacaktır.
İkinci nokta:
Kur'an'da reenkarnasyona işaret eden yirmiye yakın ayet vardır. Bu ayetlerin, geleneksel kabullere mahkûm olmadan değerlendirilmesiyle şu sonuçlara ulaşılabilmektedir:
Herkes tekrar tekrar bedenlenmez. Ruh, tekámülüne genellikle dünya ötesi álemlerde devam eder. Ancak bazı ruhlar, dünya boyutuna tekrar indirilir ve tekrar bedenlenirler. Bu bedenlenme, Allah'ın lanetini gerektiren büyük kötülüklere bulaşmış olanlar için domuz, maymun veya zalimlerin uşağı haline getirilme şeklinde olabilir.
Bu son şekle Kur'an ve hadis dilinde 'mesh' (noktalı Hı ile) yani hayvana çevirme denmektedir.
Meshin, insanı olduğu yerde ve anında hayvana çevirme şeklinde değerlendirilmesi müfessirlerin tevilidir. Kur'an böyle bir şey söylemiyor. Bu yolda ileri sürülen bazı rivayetler ise, Yahudi mitolojisi İsrailiyát'tan İslam'a sızmış söylentilerdir. Varlık kanunlarına da aykırıdır.
Hadisler, meshin kıyamate kadar süreceğini ve Muhammed ümmeti için de söz konusu olduğunu açıkça bildirmektedir. (Bu konuyla ilgili hadisler ve açıklamaları için bizim, Son Peygamber adlı kitabımıza bakılabilir.)
Üçüncü nokta:
Konunun dayandığı ayetlerin döküm ve açıklamasını 'Kur'an'daki İslam' adlı kitabımızda yapmış bulunuyoruz. Ayrıca bilgi edinmek isteyenlere rahatça başvurabilecekleri bir kaynak olarak Süleyman Ateş'in Kur'an Tefsiri'ni öneriyoruz.
Ateş, Kur'an'ın şu ayetlerinin reenkarnasyona işaret ettiğini, açık bir biçimde ifadeye koymuştur: Bakara, 28; Nisa, 56; Furkan, 13-14; Fátır, 16; Vákıa, 60-62; Mülk, 1-2; Nûh, 18; İnsan, 28; A'lá, 12-13; Abese, 21-22.
Ateş, Tefsiri'nin ilk baskısının 8. cilt 318. sayfasında, reenkarnasyona işaret eden ayetleri değerlendirdikten sonra, bunları açık anlamlarının dışına çekenlerin durumunu şöyle ifadeye koyuyor:
'Ayetlerin záhirinden de bu mána anlaşılmaktadır. Ancak insanlar, belli yönde şartlanmış olan kamunun tepkisinden çekindikleri için bazı ayetlerin açık anlamlarını tevil etme yolunu tutmuşlardır.'
Özetleyelim:
Kur'an'ın, Hint düşüncesi ve spiritüalist felsefede yer alan reenkarnasyonla eşitlenmeyecek, kendine özgü bir yeniden bedenlenme anlayışı vardır ve bunun, ondaki haşir inancını zedeleyen hiçbir yanı yoktur. Ancak şunu da unutmamak gerekir:
Kur'an'ın dediğini anlamak ehliyet ve emekle, kabul etmekse tabulardan kurtulmuş olmakla mümkündür.
Yaşar Nuri ÖZTÜRK
Star, 27.07.2003"