Çok zaman ve çok yerde olduğu gibi, burada da “Masonluk” kavramıyla masonlar birbirine karıştırılıyor.
Masonluk bir ülküdür, bir düşünüdür, bir dünya görüşüdür. Soyuttur. (Mücerret)
Masonlar ise Masonluğun bir bölümünün uygulamaya konduğu bir örgütün üyeleridir. Somutturlar. (Müşahhas)
Masonluk bir çözüm getirmekte olabilir. Masonlar bunun içinde etkin görev ya da rol alabilir. Ancak bu, mason olmayanların da buna katılamayacağı anlamına gelmez. Masonların bir tutumu zaten mason olmayanların da Masonluğun ülküsünün gerçekleştirilmesine katılması, katkıda bulunmasıdır. Bu işler sadece masonların istemesi, benimsemesi ve ilgili doğrultuda çaba göstermesiyle bitmez.
Burada masonların işlevi, Burada masonların işlevi, hem etkileyici hem tetikleyici olmaktır.
Hangi masonlar "biz herkesi aramıza almayız, maddi durumunuzun çok iyi olması ve iyi bir statünüzün olması gerekir" demiş? Bunu iddia eden, bu iddiasına ilişkin bir masonun sözünü, buna ilişkin b.ir belge göstersin. Bu gibi sözler mason olamayacak nitelikli ve ötesi masonları kıskananlarca söylenegelmiştir. Aslı astarı yoktur.
Kimlerin mason olabileceği bellidir. Bunları kim bilir kaç kez kaç başlık altında yineledik. Okumayan, öğrenmek istemeyen, kendi kafalarının dikine gitmeyi alışkanlık edinmiş olanlar için, yine anlatırız.
Bu böyle olmadığı ve Masonluk ile masonlar aynı şey olmadığı içindir ki ortaya konulan çözüm önerisinin doğruluk ya da geçerlilik açısından görüşülebilirliği, irdelenebilirliği, tartışılabilirliği, geliştirilebilirliği vardır.
Fakat bu iş Masonluğa karşı olumsuz ön yargı besleyenlerle olmaz.
Öneri getiriliyor: “…. bütün insanların statüsüne ve gelirine bakmadan dahil olabileceği sistemler… ” Kabul! Masonlukta farklı bir dm yok. Ötesi, mason olmaları bakımından da bu bağlamda bir sıkıntı yok. Fakat tek sözcükler “aşağılık” olarak nitelenebilecek kötü insanlar da mı dahil edilsin bu işin içine… Benciller, kendini beğenmişler, çıkarcılar, vatan hainleri, hırsızlar, dolandırıcılar, katiller, kadın dövenler, keyifleri (!) için başka canlıları öldürenler, özetle kötüler de mi gelsin?... Henüz kendisini geçindirebilecek düzeyde bir mesleği ya da işi olmayan, kendi bireysel sorunlarını çözümleyememiş, kafasını o sorunlardan arındıramayan, iyi ve sağlıklı düşünemeyenler de mi gelsin?
Bakınız: bir kişi Türkiye’de 15 bin mason olduğunu belirtirken bu rakamın doğru olup olmadığını bilmeli. Bu rakam yanlış ama aslında gerçekten de 15 bin mason, 15 bin MASON, 15 bin gerçek “mason” varsa, bu iş çözümlenmiş, bitmiş demektir. Ne yazık ki o mason olarak anılan kişiler sadece bir mason kuruluşunun üyeleri…
Aynı noktaya döndük: Masonlar başka, Masonluk başka…
Umut yitirmeye ve başkalarını umutsuzluğa yönlendirmeye gerek yok… Mason olmak isteyen bir kişi, gerçekten istiyorsa, nitelikleri de elveriyorsa, diğer masonların yanına eklenebilir, hiç kuşkusu olmasın. Ancak gerçekten de mason olabilir mi? Berikilerden yani mason sıfatını taşıyanlardan birçoğunun olamadığı görülüyor. Fakat bu durum onun şansını denemesine engel değil.
Adamlar Mevlâna gibi "Ne olursan ol, gel" demiyor; doğru. Fakat "Paran varsa gel, doktorsan gel, iş adamıysan gel" de demiyor. “Masonluğun amaçları uğruna çalışmaya gönüllü, özgür düşünceli, dogmalardan ve bağnazlıktan kesinlikle arınmaya istekli, bilimselliğe güvenen, aklını kullanan, insanca erdemlere değer ve önem veren, onurlu, dürüst ve kendini geliştirerek topluma yararlı olmak dileğindeysen gel” diyor.
Fakat Masonluğa girmek, mason olmakla da çözüm getirilemiyor. Çünkü masonlar ile Masonluk aynı şey değil.