Hayatımda olmasından en çok korktuğum şey.
İnandıklarım, değerlerim ne olursa olsun, yeri geldiğinde kaldırıp çöpe atabilmeliyim. Bu gün sahip olduğum bütün değerlerin gerekliyse tam tersini kabul etmeye hazır olmalıyım, diye düşünmüşümdür hep..
Hatta kabul ettiğim bu yeni değerleri de yine atmaya hazır olmalıyım. Yani bir düşünce, bir inanış veya başka bir tutum ne kadar hoşuma gitse de daha en başında bile bunu unutmamam gerekir.
Bağnazlıkla, muhafazakarlığı birbirinden ayıramıyorum. Hatta bunların sebebinin cehaletten kaynaklandığını düşünüyorum. Slokastik düşüncenin tanımında ve temelinde de cehalet görülür zaten.
Anlayışlı olmak, saygılı olmak ayrı bir şeydir, yanlışa gözünü kırpmadan yanlış demek ayrı bir şeydir. Hele konu bağnazlıksa, anlayışın faydalı olabileceğini kimse kolay kolay izah edemez bana. Bazılarının bu yaklaşımdan rahatsız olması o yüzden beni çok düşündürmüyor.
Masonluğun her kesiminin bu konuda anlaşması ise çok doğal, zaten başları hep bağnazlarla dertte değil mi? Geçenlerde bir arkadaşımızın ateist bir forumdan alınmış, masonlar.org'un da adı geçtiği bir yazı okumuştum. Ateistlerin bu yüzden bağnaz olduklarını pek sanmıyorum. Her ne kadar düşüncelerinde çok iddialı görünseler de farklı düşünceleri de incelerken katı bir mantık ararlar.
Bağnazlığın tutuculuktan, cehaletten kaynaklandığını ve düşünme yeteneğini dondurduğunu biliyoruz. Böyle biri nasıl değiştirilebilir?
Zeka geriliği olan insanlar iki kısma ayrılır; eğitilebilir ve öğretilebilir. Yani aynı bir hayvanı eğitirmişcesine zeka geriliği olan birisini eğitmeniz gerekir. Bu ona kıyaslama yeteneğini veremeyeceğiniz anlamına gelir, sadece bir doğru öğretirsiniz ve ona şartlandırırsınız. Tıpkı skolastik düşünce yapısına sahip bir insanın ilk aldığı eğitim gibi. Onu silip yerine daha doğru olanı koyarsınız. Bağnaz birisini ikna ettiğinizi düşünebilirsiniz, ama bu seferde yeni verilen bilgiye saplanıp kalacaktır. Ancak şu var, öylesi birini de sizin düşüncenizde görmek çoğu zaman can sıkar. Bilmeden, düşünmeden saplantı halinde sizin inandığınız şeyleri savunması da hiç hoşunuza gitmeyecektir. Deneyin görün

Peki masonlar madem bu kadar bağnazlığa karşı bir tutum içerisindeler, bağnazlıkla mücadelede anlayış, tolerans ve/veya bir başka erdemin işe yaradığını görmüşler mi acaba?
Pek sanmıyorum.
Çünkü bağnazlığın hafifi, koyusu olabileceğini düşünmüyorum. Bağnazlık, değiştirilebilecek olsa zaten bağnazlık olmazdı.
Benim burada da yaptığım bir şey var, bir ihtimal işe yarayabilir diye bunu çoğu kez deniyorum. Şoka giren birisini nasıl uyandırırsınız? Farzedin ki bu bağnaz kişide tıpkı şoka girmiş bir insan gibi çevresindeki hiç bir sesi duymuyor, hiçbir şeyi de göremiyor, içinde bulunduğu durumu değerlendiremiyor. Sanırım bu saydıklarım şok içindeki insanın tanımını aşmıyordur. İşte ben, bu bağnazlara şoka girmiş bir insanmış gibi tokat atmaya çalışıyorum. Anlayış ve saygı göstermeden, direk tokat gibi konuşuyorum. Dine inanıyorsam inanmıyormuş gibi davranıyorum, milliyeçiysem komünistmiş gibi, komünistsem değilmişim gibi davranıyor, bir sürü bilgiyi tokat atarmış gibi yüzlerine çarpıyorum. Bunun ne faydası olabilir diyebilirsiniz, inançlarını ispatlarsa ben karlı çıkarım, ispatlayamazsa o karlı çıkar ve yine ben haklı olmuş olurum

Gerçi inanın, bunda bile başarı %20 nin üzerine çıkmıyor:) Çünkü genelde kaçıp gidiyorlar.
Saygılarımla...