Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: HZ.İSA’NIN GERÇEK İSMİ NEDİR?  (Okunma sayısı 31318 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 13, 2009, 06:59:46 ös
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Şimdi bu nereden çıktı diyeceksiniz. Yoksa böyle büyük bir dinin kurucusunun gerçek ismi de mi bilinmiyor? Bu konuya da bir bakalım. Hz. İsa’nın isminin nasıl konduğunu anlatan Luka ve Matta’ya bir göz atalım;

“30  Ama melek ona, “Korkma Meryem” dedi, “Sen Tanrı’nın lütfuna eriştin.

31 Bak, gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını İsa koyacaksın.

32 O büyük olacak, kendisine ‘Yüceler Yücesi’nin Oğlu’ denecek. Rab Tanrı O’na, atası Davut’un tahtını verecek.33 O da sonsuza dek Yakup’un soyu üzerinde egemenlik sürecek, egemenliğinin sonu gelmeyecektir.”

34 Meryem meleğe, “Bu nasıl olur? Ben erkeğe varmadım ki” dedi.

35 Melek ona şöyle yanıt verdi: “Kutsal Ruh senin üzerine gelecek, Yüceler Yücesi’nin gücü sana gölge salacak. Bunun için doğacak olana kutsal, Tanrı Oğlu denecek”.(Luka-1)

Burada melek, doğacak çocuğun isminin Tanrı Oğlu manasına gelecek bir isim olacağını bildiriyor. Daha sonra Luka çocuğun isminin Rab kurtarır manasına gelen İsa konduğunu ve ayrıca bu ismi meleğin verdiğini söylüyor. Anlamak zor.

 “21Sekizinci gün, çocuğu sünnet etme zamanı gelince, O’na İsa adı verildi. Bu, O’nun anne rahmine düşmesinden önce meleğin kendisine verdiği isim“.(Luka-2)

 

 Ayni konuya bir de Matta’da bakalım;

 

“20Ama böyle düşünmesi üzerine Rab’bin bir meleği rüyada ona görünerek şöyle dedi: “Davut oğlu Yusuf, Meryem’i kendine eş olarak almaktan korkma. Çünkü onun rahminde oluşan, Kutsal Ruh’tandır.

21 Meryem bir oğul doğuracak. Adını İsa koyacaksın. Çünkü halkını günahlarından O kurtaracak.”

22 Bütün bunlar, Rab’bin peygamber aracılığıyla bildirdiği şu söz yerine gelsin diye oldu:

23 “İşte, kız gebe kalıp bir oğul doğuracak; adını İmmanuel koyacaklar.” İmmanuel, Tanrı bizimle demektir

24 Yusuf uyanınca Rab’bin meleğinin buyruğuna uydu ve Meryem’i eş olarak yanına aldı.

25 Ama oğlunu doğuruncaya dek Yusuf ona dokunmadı. Doğan çocuğun adını İsa koydu”.(Matta-1)

 

Melek burada çocuğun adının İsa konmasını söylüyor. Ama bu kez de Tevrat’tan verilen referans cümleyle çelişiyor. Tevrat-Yeşaya (7:14)’te, çocuğun isminin ‘Tanrı bizimle’ anlamına gelen İMMANUEL olması gerektiğini yine Matta yazıyor. Çocuğa konan isim ise, ‘Rab kurtarır’ anlamında olan Yunanca ‘IESOUS’ ve bundan türetilmiş İngilizce kelime ise ‘JESUS’. Şimdi bu işin doğrusu nedir? Tanrı Oğlu mu, Tanrı bizimle mi, yoksa Rab kurtarır mı? Anlamak çok zor.Şimdi bir de Türkçe’ye İSA olarak çevrilen bu ismin, aslının ne olduğuna bakalım. Bu ismin aslının ne olduğunu bulmakta imkânsız gibi. Çünkü elimizde İncillerin aslı olan İbranice bir metin yok ki, İsa isminin Yahudiler arasında söylendiği gerçek şeklini bilelim. Tevrat’ta doğacak olan çocuğun isminin İmmanuel olacağı belirtilmişti. Bu Tevrat ayeti İncillerde, devamlı olarak Hz. İsa’nın geleceğinin Tevrat’taki delili olarak verilmektedir. Burada yine ‘Kitab-ı Mukaddes ve Kur’an-ı Kerim Hakkında 100 Soru’ kitabının 57. sayfasında, İncillerde1, Kur’an’da bildirilen ‘Ahmet İsimli peygamberi’ bulamayan Daniel Wickwire’e bu konuyu da hatırlatmadan geçemeyeceğiz. Tevrat’ta ki ‘İmmanuel’, nasıl oluyor da ‘İsa’ isimli, hem de Tanrı olan birine delil olarak verilebiliyor. İnciller Hz. İsa’dan bize kalan Allah’ın orijinal vahiylerini içeren metinler olmadığından, Kur’an’ın doğru olarak bildirdiği gerçekleri, bu kitaplarda aramak beyhude çaba.Yunanca Iesous ismine en yakın okunuşta Tevrat’ta bir sürü kelime vardır. Hosea, Hoshea, Jehoshuah, Jeshua, Jeshuah, Joshua, Osea ve Oshea adları altında geçmektedir.2 Pekâlâ bu sekiz ismin hangisi gerçek olandır. Ayrıca bütün bu isimler ‘Rab Kurtarır’ anlamındadır. Böylece Tanrının Oğlu olması gereken isim, mecburen ‘Rab Kurtarır’a dönüşmüştür. Bunun sonucunda da, İncillere göre Tanrı Oğlu olması gereken isim, ‘Rab kurtarır’ olmuştur. İncillerde Hz. İSA için hep Tanrının Oğlu vurgulaması yapılmaktadır. Ama bunu anlamlandıracak bir isim maalesef bulunamamıştır. Bunun da sebebi Yunanca yazılan İncillerde isminin aslı yerine Yunanca Baba Tanrı ZEUS’a yakın okunuşta IESOUS isiminin seçilmesidir. Aslında bu anlamda İncillerde bir isim vardır. Çarmıhta affedilip bağışlanan kişinin ismi olan ‘BARABBA’ (Luka İncili 23:18), konulması istenen isme en uygun isim değil midir? Sanki bu isimin altında da bir şeyler gizlenmekte gibi. Bu durumda ne yazık ki, milyarlarca inananı olan bir dinin kurucusunun gerçek isminin ne olduğunu bile tam olarak iddia etmek mümkün değil.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ağustos 15, 2009, 11:32:53 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

İsa Mesih ' in adı Yahşuah'tır ve ''O (YHVH) bizimle'' demektir.
İslam, Yahşuah'ın ismini değiştirmiştir, İsa arapçadır.
Ayrıca İncil'in ibranice aslı dediğiniz şey yoktur. Çünkü İncil ibranice değil Grekçe yazılmıştır.
Ve tarihsel olarak İncil'in değişmediği ispatlanmıştır.


Ağustos 16, 2009, 09:33:38 öö
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

İsa Mesih ' in adı Yahşuah'tır ve ''O (YHVH) bizimle'' demektir.
İslam, Yahşuah'ın ismini değiştirmiştir, İsa arapçadır.
Ayrıca İncil'in ibranice aslı dediğiniz şey yoktur. Çünkü İncil ibranice değil Grekçe yazılmıştır.
Ve tarihsel olarak İncil'in değişmediği ispatlanmıştır.

Sayın İNRİ;

Hırıstiyanlıkla ilgili olduğunuzu görüyorum.Hz.İsa'nın kardeşi Yakup hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Ağustos 16, 2009, 09:48:11 öö
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

 Kardeşleri bile O'na iman etmiyorlardı.

Yuhanna 7 ; 5

"Göklerdeki Babam'ın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim, kızkardeşim ve annem odur."

Matta 12 ; 50

Bunlar İsa'nın annesi Meryem öbür kadınlar ve İsa'nın kardeşleriyle tam bir birlik içinde sürekli dua ediyordu.

Elç.1: 14

 Kefas'a, sonra Onikiler'e göründü.

 Daha sonra da beş yüzden çok kardeşe aynı anda göründü. Bunların çoğu hâlâ yaşıyor, bazılarıysa öldüler.

 Bundan sonra Yakup'a, sonra bütün elçilere, son olarak zamansız doğmuş bir çocuğa benzeyen bana da göründü.

1. Korintliler ; 5,6,7

İsa'nın üvey kardeşi Yakup ve diğer kardeşleri ilk başlarda ona iman etmemiştir. Gerçek ailesinin Tanrıyı ve O'nu kabul edenler olduğunu ayetlerde gözüktüğü üzere çarpıcı şekilde anlatmıştır. Daha sonradanda görmekteyiz ki,  İsa dirilişinden sonra Yakup'a da gözükmüştür. Yakup'un ve diğer kardeşlerinin iman etmesinin nedenide İsa'nın onlara gözükmesidir.  İnanmayan kardeşi Yakup'un dirilmiş halini görmesini sağlamış ve İsa Mesih'in Rab ve Kurtarıcı olduğuna kardeşlerini iman ettirmiştir. Yakup'un da bildiğimiz gibi mektupları İncil'de vardır ve Yakup, yıllar sonra Kudüs'teki inanlılar topluluğunun önderi konumuna gelmiştir.


Ağustos 16, 2009, 10:11:04 öö
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Kardeşleri bile O'na iman etmiyorlardı.

Yuhanna 7 ; 5

"Göklerdeki Babam'ın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim, kızkardeşim ve annem odur."

Matta 12 ; 50

Bunlar İsa'nın annesi Meryem öbür kadınlar ve İsa'nın kardeşleriyle tam bir birlik içinde sürekli dua ediyordu.

Elç.1: 14

 Kefas'a, sonra Onikiler'e göründü.

 Daha sonra da beş yüzden çok kardeşe aynı anda göründü. Bunların çoğu hâlâ yaşıyor, bazılarıysa öldüler.

 Bundan sonra Yakup'a, sonra bütün elçilere, son olarak zamansız doğmuş bir çocuğa benzeyen bana da göründü.

1. Korintliler ; 5,6,7

İsa'nın üvey kardeşi Yakup ve diğer kardeşleri ilk başlarda ona iman etmemiştir. Gerçek ailesinin Tanrıyı ve O'nu kabul edenler olduğunu ayetlerde gözüktüğü üzere çarpıcı şekilde anlatmıştır. Daha sonradanda görmekteyiz ki,  İsa dirilişinden sonra Yakup'a da gözükmüştür. Yakup'un ve diğer kardeşlerinin iman etmesinin nedenide İsa'nın onlara gözükmesidir.  İnanmayan kardeşi Yakup'un dirilmiş halini görmesini sağlamış ve İsa Mesih'in Rab ve Kurtarıcı olduğuna kardeşlerini iman ettirmiştir. Yakup'un da bildiğimiz gibi mektupları İncil'de vardır ve Yakup, yıllar sonra Kudüs'teki inanlılar topluluğunun önderi konumuna gelmiştir.


Sayın INRI;

benim merak ettiğim de yazınızın son bölümünde zikrettiğiniz kudüsteki faliyetleri,nasıralılar,essenililer üzerindeki etkileri ve Hırıstiyanlığa olan katkıları;bu konuları bilginiz dahilinde açabilirmisiniz?


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Ağustos 17, 2009, 11:07:28 öö
Yanıtla #5

Çünkü İncil ibranice değil Grekçe yazılmıştır.

Sayın I.N.R.I

Ben Arami dilinde diye biliyorum?
"Bu sır ancak bilinir söylenemez."


Ağustos 20, 2009, 09:00:02 öö
Yanıtla #6
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Kanonik İncillerin hepsi Grekçe yazılmıştır. Bugün İncil'in içerisinde pek çok bölüm bulunuyor, 4 kanonik İncil olan Matta, Markos, Lukas, Yuhanna ve sonra tebliğler, Yuhanna'nın Vahyi vs. gibi. Bu bölümlerin tamamının Grekçe nüshalarından daha eski bir nüshası bulunmamakta. Ancak Hz. İsa'nın dili Aramice'ydi. Kanonik İnciller dışında kalan Gnostik İncillerin ise başka dillerde yazıldığı doğrudur. Örneğin Kıptice yazılmış olan İnciller ya da sair Judeo-Hıristiyan yazmalar mevcuttur. Bizdeki İncil kelimesi de zaten Grekçe Evangelion'dan (Müjde) geliyor olsa gerek.

İncil'i okuyanlar bilecektir ki içerisinde Hz. İsa'nın hayatı, yaptıkları, mucizeleri ve kendi sözleriyle öğretisi ve sonra şakirtlerinin tebliğleri anlatılır. Kuran ve Tevrat gibi bir şer'i hukuk meydana getirmeye yeterli değildir. Bu yüzden Hıristiyan düşüncesi Eski ve Yeni Ahit ayrımı yapar. Yani şeriat konusunda Tevrat'ı (Eski Ahit) kendisine bir temel olarak alır. Hz. İsa'nın Mesih olması hususunda da yine Tevrat'tan atıflar kullanılır. İncil'i tek başına değil, Tevrat'la birlikte incelemekte yarar görüyorum.

Kanonik İncillerin değiştirilmediği bir gerçek olabilir, bunun ispatını ben henüz okumamış olsam da. Ancak en büyük mesele zaten bu İncillerin kabul edilip edilmemesi noktasında çıkıyor. Daha geçenlerde Yahuda İskariyot'un Kıptice yazılmış İncil'i çıktı ortaya mesela. Geçen yüzyılların tahribatına rağmen hala bilinen İnciller ve çeşitli dini yazılar var. Bunların arasında Barnabas İncili denilen epey komik kaçabilir yalnız, çünkü yanılmıyorsam en eski nüshası 1400'lü yıllara falan ait olması lazım. Sonradan müslüman olmuş birisi tarafından yazılan bir propaganda İncil'idir. Ancak örneğin Tomas, Mecdelli Meryem, Philip İncillerinin geçmişleri eskidir. Ayrıca İznik Konsili'nde toplanan onca İncil'e ne oldu sorusu da kafaları karıştırabilir.
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Ağustos 21, 2009, 02:30:20 ös
Yanıtla #7

Bunların arasında Barnabas İncili denilen epey komik kaçabilir yalnız, çünkü yanılmıyorsam en eski nüshası 1400'lü yıllara falan ait olması lazım. Sonradan müslüman olmuş birisi tarafından yazılan bir propaganda İncil'idir.
Sayın Veritas bununla alakalı net bi yazı vramı elinizde yada net bir kanıt yoksa duyumdan ibaret mi? çünkü okuduklarıma göre arami dilinde yazılmış ve 4 nüshası var Barnabas İncilinin. ve M.S. 10 du sanırım yazım tarihi.
"Bu sır ancak bilinir söylenemez."


Ağustos 22, 2009, 11:09:32 öö
Yanıtla #8
  • Ziyaretçi

Bunların arasında Barnabas İncili denilen epey komik kaçabilir yalnız, çünkü yanılmıyorsam en eski nüshası 1400'lü yıllara falan ait olması lazım. Sonradan müslüman olmuş birisi tarafından yazılan bir propaganda İncil'idir.

Sayın Veritas bununla alakalı net bi yazı vramı elinizde yada net bir kanıt yoksa duyumdan ibaret mi? çünkü okuduklarıma göre arami dilinde yazılmış ve 4 nüshası var Barnabas İncilinin. ve M.S. 10 du sanırım yazım tarihi.


net bir yazı buyrun

http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=7173.0;msg=55387

orta çağda yazılmış, sonradan müslüman olmuş birisi tarafından yazılmıştır. Yazıda göreceksiniz, islamiyetlede çelişmektedir.


Ağustos 23, 2009, 12:36:56 ös
Yanıtla #9

Sayın I.N.R.I
sizin bahsettiğiniz piyasada dolaşan uydurma Barnabastır. Verdiğiniz linkte bahsettiğiniz çelişkilerde o uydurma barnabastan alıntılanmıştır.
Aydoğan Vatandaş ın Apokrifal isimli kitabında sizin bahsettiğiniz den çok daha farklı şeyler bahsediliyor. Barnabas İncili ile alakalı ne zaman bir konu geçse sizin verdiğiniz linkin bir çok sayfada kopyala - yapıştır mantığıyla yayıldığını görüyorum. başaka herhangi bi fikir ve görüs yok.
profesör Hamza Hocagil in dediği piyasadaki uydurma barnabasla ve muadilleriyle apokrifalde sözü edilen ve prof. hamza hocagilin üzerinde çalıştığı barnabas incilinin alakası yoktur... hocanın deyimiyle bahsi geçen orjinal barnabas incilinde bırakınız Kuranla çelişen ifadeyi TEVHİD den başka birşey yoktur...ki biz müslümanlar biliriz ki peygamberlerin getirdikleri arasında AKİDEVİ açıdan fark yoktur. her peygamber başka bir din getirmemiştir. bunuda son peygamber Hz. Muhammed (SAV)'ın "ben dedem İbrahimin milletindenim" sözünden ve bu sözü destekleyen ayetten (bakara 130) çok iyi anlıyoruz... velhasıl kelam prof. hamza hocagil aracılığıyla inşallah açığa çıkmakta olan orjinal barnabas incili müslümanların ancak inancını kuvvetlendirir, basireti olanlarada ilham kaynağı olabilir... Allah'ın vahiyle gönderdiği kitaplar arasında çelişki aramak en basit ifadeyle cehalletten, bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır...   


Bahsi geçen Apokrifal kitabının Kitabın Vatan Gazetesi`nde yer alan tanıtım metni:

Barnabas İncili`nin büyük sırrı.
1981 yılında Şırnak`ın Uludere İlçesi`ndeki bir mağarada avdan dönen köylüler bir kitap buldu.
Kitabı alan Babat Aşireti Lideri Korucubaşı Hazım Babat`ın babası Ferhan
Babat kime götürse kitapta ne yazıldığını çözemedi.
Kitabın papirüse yazılı iki sayfası Aramice uzmanı Hamza Hocagil`e
götürüldü. Hocagil, kitabın Süryani alfabesiyle Aramice, yani Hz. İsa`nın
dilinde yazıldığını söyledi. Kitap`ın Barnabas İncili olduğunu anlayan Hocagil,
ilk cümleleri tercüme etti: `Ben Kıbrıslı Barnabius... Tespihe layık âlemlerin
Rabbi`nden bir bütün olarak, Ruhu`l Kudüs`le Meşaha`ya vahyolunanı tıpkı
İsa`dan duyduğum gibi, sadakatle, 48 gök yılları sonunda, dördüncü nüsha
olarak aynen yazıyorum. `
Ve asıl hikâye bundan sonra başladı...
Varlığı özellikle Hıristiyan ve Müslüman ilahiyatçıları arasında da tartışma
konusu olan `Barnabas İncili`nin ucu Ergenekon`a ve Genelkurmay
Başkanlığı Özel Harp Dairesi`ne kadar uzandı... Bu iddialar, çalışmalarını
ABD`de sürdüren araştırmacı-yazar Aydoğan Vatandaş`ın önümüzdeki
günlerde Timaş Yayınları`ndan piyasaya çıkacak olan `Apokrifal` (Halktan
gizlenen) adlı kitabında yer alıyor.

Yıl 1981... Yer Şırnak, Uludere...
Barnabas İncili`nin hikâyesi avdan dönen köylülerin Uludere yakınlarında bir
mağaraya girmeleriyle başlıyor. Köpekleri mağarada kaybolan köylüler,
köpeklerini aramaya başlıyor. Köpeğin sesi çok derinlerden geliyor;
mağaranın içindeki bir kuyudan. Bir urgan alıp, kuyunun içine giriyorlar.
Karşılaştıkları manzara ise tüyleri diken diken etmeye yetiyor. Köylüler,
taştan yontma bir oda içerisinde bir lahit ve bazı eşyalarla karşılaşıyorlar.
Önce Hz. İsa`ya ait bir madalyonu çıkarıyorlar. Lahitin kapağını açıyorlar; bir
ceset ve üzerinde bir kitap. Buldukları kitap Babat Aşireti Lideri Korucubaşı
Hazım Babat`ın babası Ferhan Babat`ın eline geçiyor. Ferhan Babat`ın
kitabın tarihi değerini anlaması uzun sürmüyor ancak kime götürdüyse
kitapta yazılanları çözemiyor. Papazlar dahil kimse kitabın hangi dilde yazıldığını anlamıyor.
Bu kez Babat, kitabı satmak için girişimlerde bulunuyor. Dönemin Malatya
Milletvekili İsmail Hakkı Şengüler`e bahsediyor kitaptan. Şengüler kitabı
inceliyor ve kitabın önemini anlamak için iki sayfasını filolog Hamza Hocagil`e götürüyor...

Kayıp kitapla ilk temas
Hamza Hocagil, Aramice uzmanıydı. Aramice, Hz. İsa`nın ilk öğütlerini verdiği
dildi. Hamza Hocagil, Türkiye`de bu dile vakıf birkaç kişiden biriydi. Hâlbuki
Hıristiyan aleminin kabul ettiği dört İncil`den hiçbirinin Aramice orijinali
yoktu. Tümü Grekçe`den yapılan tercümelerden oluşuyordu. En eskisi de dördüncü yüzyıla aitti.
Hocagil, papirüs üzerine yazılan sayfaları inceledikten sonra, yazının Arami
dilinde ve Süryani alfabesiyle kaleme alındığını tespit ediyor. Ve kitabın ilk
sayfasını tercüme ediyor: `Ben Kıbrıslı Barnabius... Tespihe layık âlemlerin
Rabbinden bir bütün olarak, Ruhu`l Kudüs`le Meşaha`ya vahyolunanı tıpkı
İsa`dan duyduğum gibi, sadakatle, 48 gök yılları sonunda, dördüncü nüsha
olarak aynen yazıyorum.`
Hocagil, Malatya Milletvekili Şengüler`e heyecan içinde `Bu kitap Barnabas
İncili` diyor. Ve Şengüler, Barnabas İncili`ni satın almak için Ferhan Babat`a
280 bin doları ödemeyi kabul ediyor. Hocagil`e göre bu eser, iki bin yıllık
kayıp otantik İncil`di. İncil, Hz. İsa`nın vahiy kâtibi Aziz Barnabas tarafından yazılmıştı!
İncil, Özel Harp Dairesi`nin kasasında
Peki bundan sonra ne oluyor? İşte Hollywood filmlerine taş çıkartacak hikâye
asıl buradan sonra başlıyor. Kitabın yazarı Aydoğan Vatandaş, Hamza
Hocagil`le görüşüyor ve sır perdesini aralıyor. Hamza Hocagil yaşananları
şöyle anlatıyor: `Ferhan Babat`la anlaşmaya varılmıştı. Diyarbakır
Milletvekili İhsan Arslan`ın babası Mehmet Ali Arslan ile birlikte İncil`i teslim
almaya gittik. Ancak o sırada beklenmedik bir şey oldu. İncil bize teslim
edilemeden jandarmanın eline geçti. İki yıl boyunca jandarma karargâhında
saklı tutuldu. Daha sonra Kemal Başer Paşa`dan alınarak Genelkurmay Özel
Harp Dairesi`nin eline geçti.`
Hamza Hocagil, her şeye rağmen Barnabas İncili`nin peşini bırakmamıştı.
Hocagil, dönemin başbakanı ve hemşehrisi Turgut Özal`a
konuyu açtığını söylüyor: `Konuyu kendisine anlattıktan sonra beni Özel
Harpçi Orgeneral Sami Karamısır Paşa`ya gönderdi. Önce beni epey
sorguladılar, amacımın ne olduğunu anlamak istiyorlardı. Ben kitabın sadece
tercüme boyutuyla ilgilendiğimi söyledim. Ardından İstanbul Balmumcu`da
bulunan Özel Harp Karargâhı`nda Sami Karamısır Paşa ve MİT Müsteşarlığı
da yapmış olan ve hâlen hayatta olan Hayri Ündül Paşa`nın
görevlendirmesiyle tercüme çalışmasına başladım.`
Bu görevlendirmenin ardından Hamza Hocagil Ankara`da bulunan, o zamanki
adıyla Özel Harp Dairesi Başkanlığı`na gidiyor: `Kitabı ilk orada gördüm.
Birkaç demir kapıyı aştıktan sonra ulaşılan bir yerdeydi. Kitap, 1987 yılında
Sami Karamısır Paşa ve Hayri Ündül Paşa`nın bilgisi dahilinde İstanbul
Balmumcu`da bulunan Özel Harp Karargâhı`nda tercüme etmem için bana
verildi. Ben burada her gün tercüme çalışmalarını yapıyordum. Tercüme
parası da bana Harp Akademileri Komutanı Nahit Şenoğul Paşa tarafından
veriliyordu. Nahit Paşa daha sonra bana Harp Akademileri`nde Koruyucu
Envanter dersleri de verdirtti. Bu süre içerisinde İncil`in 19 sayfasını Özel
Harp Dairesi`ne bağlı subayların kontrolünde inceledim`
On Emir`in yerini bildiriyor
Hocagil, Barnabas İncili`nde nelerin yazdığıyla ilgili de şunları söylüyor:
`Tevhitten başka bir şey yoktu. Zikrullah vardı. İbadet etmenin önemi,
Allah`a eş koşmama, bu arada komşulara yardımcı olma, Lut Kavmi ile ilgili
bazı uyarıcı bilgiler ile ilgili ibret alınmasını öğütleyen bir kıssa vardı.
Dikkatimi çeken bir şey daha vardı. Ayette, `Bir peygamber gelecek,
ona tabi olanlar, dolgun başaklar gibi olacak(!)` diyordu.`

Hocagil, Barnabas İncili`nin son sayfasında, Aziz Barnabas`ın bu incili dört
nüsha olarak yazdığını ve diğer üç nüshanın da yerlerini belirttiğini söylüyor:
`İnciller`in biri İsrail`de, diğeri Arabistan Yarımadası`nda diğeri ise Kuzey
Irak`ta Süleymaniye Zaho taraflarındaydı. Orgeneral Nahit Şenoğul Paşa`nın
verdiği Barnabas İncili`nin son sayfalarında Hz. Davut`un kendi eliyle
yazdığı Aramca Zebur ve Hz. Harun`un bakır levhalara yazdığı On Emir`in
nerede olduğuna ilişkin bilgiler de vardı.`
Veli Küçük adı burada da karşımıza çıktı
Hocagil, Hz. Davut`un Sarayı`nda bulunan İncili de tercüme ettiğini
söylüyor: `Bu tercümeyi Almanca ve İngilizce olarak Yunanistan`daki
Markos Yayıncılık için yaptım. Genelkurmay`daki İncil`le İsrail`de
bulduğumuzun tek farkı tefsirli oluşuydu. Barnabas, Uludere`de bulunan
İncil`e bazı şerhler düşmüştü. Tercüme parası olarak 15 bin dolara
anlaşmıştım.`
Hocagil, Markos Yayıncılık`la aracı olanın ise ismini söylüyor. Bu isim, son
günlerde adını sıkça duyduğumuz Ergenekon Soruşturması`nın bir numaralı
sanıklarından: `Aracı, Adem Taşdemir`di. Taşdemir, Ergenekon`un kilit ismi
Tuncay Güney`le birlikte `cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak`
iddiasıyla gözaltına alınmış, daha sonra serbest bırakılmıştı. Taşdemir`in bir
özelliği de Emekli Tuğgeneral Veli Küçük`ün yaveri olmasıydı!` Hamza
Hocagil`in bir başka iddiası ise Barnabas İncili`nin hâlâ Genelkurmay Özel
Harp Dairesi`nde olduğu yönünde...
"Bu sır ancak bilinir söylenemez."


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
4 Yanıt
16009 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 26, 2012, 03:58:28 ös
Gönderen: hypatia
0 Yanıt
12051 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 04, 2007, 11:17:23 ös
Gönderen: shemuel
9 Yanıt
13439 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2012, 11:04:32 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
3303 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 08, 2007, 03:32:47 öö
Gönderen: Supeluta
2 Yanıt
7106 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 16, 2007, 08:55:00 ös
Gönderen: shemuel
45 Yanıt
26015 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 18, 2013, 11:16:30 öö
Gönderen: serdar-turk
0 Yanıt
5146 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 13, 2008, 05:52:48 ös
Gönderen: Genius Loci
3 Yanıt
5961 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 15, 2014, 08:27:19 ös
Gönderen: evvah
12 Yanıt
9327 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 27, 2012, 07:45:56 ös
Gönderen: hypatia
4 Yanıt
4527 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 18, 2015, 12:38:45 öö
Gönderen: MEDUSA